06/05/2025 Salı Köşe yazarı O.Ü
Asıl yaratıcı, mûcid, Allahü teâlâdır
Sual: Kendilerini bilgin, fen adamı diye tanıtan bazı kimseler, yaratıcıyı inkâr etmektedirler. Gerçekten bütün fen bilginleri Allahı inkâr mı etmişlerdir?
Cevap: Meşhur Amerikalı fen adamı Edison'un mesai
arkadaşı olan Martin André Rosonoff, şu hatırasını anlatmaktadır:
“Bir gün laboratuvara girince,
Edison'u kendinden geçmiş, çok dalgın bir hâlde, hiç kımıldamadan elinde
tuttuğu bir kaba baktığını gördüm. Yüzünde büyük bir hayret, hürmet, takdir ve
tazim ifadesi vardı. Yanına yaklaşıncıya kadar, geldiğimin bile farkına
varmadı. Sonra beni yanında görünce, elindeki kabı bana gösterdi. Kap, cıva ile
doluydu. Bana;
-Şuna bak! Bu ne muazzam bir
eserdir! Sen cıvanın hârikulâde bir şey olduğuna inanır mısın? dedi. Ben;
-Cıva, hakikaten hayrete değer
bir maddedir diye cevap verdim. Edison konuşurken sesi titriyordu. Bana;
-Ben cıvaya bakınca bunu
yaratanın büyüklüğüne hayran oluyorum. Buna ne türlü hassalar vermiş? Bunları
düşündükçe, aklım başımdan gidiyor diye mırıldandı. Sonra tekrar bana döndü;
-Dünyadaki bütün insanlar bana
hayrandır. Benim yaptığım birçok keşifleri, birçok yeni buluşları birer harika,
birer başarı zannediyorlar! Beni, insanüstü bir varlık gibi görmek
istiyorlar. Hâlbuki, ne büyük hata! Ben, beş para bile etmeyen bir insanım.
Benim keşiflerim esasen dünyada bulunan, fakat o zamana kadar insanların
göremedikleri büyük harikaların ufacık bir kısmını meydana çıkarmaktan
ibarettir. 'Bunu ben yaptım!' diyen bir insan, en büyük yalancı, en büyük
budaladır. İnsan, elinden hiçbir şey gelmeyen aciz bir mahluktur. İnsan, ancak
bir parça konuşabilen, biraz düşünebilen bir mahluktur. İyi düşünse, kibre,
gurura kapılmaz, aksine, ne kadar boş olduğunun farkına varır. İşte ben de,
bunları düşündükçe, ne kadar kudretsiz, ne kadar aciz, ne kadar zayıf bir
mahluk olduğumu anlıyorum. Ben mûcidim ha! Asıl mûcid, asıl dâhî, asıl yaratıcı
işte odur, Allah'tır! dedi.”
Görülüyor ki, fen adamları Allahü
teâlânın varlığına inanmakta ve iki elle onun dinine sarılmaktadır.
Sual: Ahıretteki gün ve yıllar
da, dünyada kullanılan gün ve yıllar gibi midir?
Cevap: Din kitaplarında; “Ahıretin
bir günü, bu dünyanın bin senesi kadardır. Ahıretin yılları, ona göre hesap olunur”
denmektedir.