07/08/2024 Çarşamba Köşe yazarı A.U
Hocasına itiraz edince…
Evliyanın büyüklerinden Behâeddîn-i Buhârî hazretleri,
birkaç talebesiyle bir eve yemeğe gitmişlerdi. Sofra kuruldu. Büyük veli ve
talebeleri sofraya oturdular.
 
Ancak biri oturmadı.
 
Mübarek zat;
 
“Sen niçin sofraya gelmiyorsun?” diye
sordu ona.
 
O talebe dedi ki:
 
“Bugün oruca niyet ettim.”
 
“Farz orucu mu?”
 
“Hayır, nafile.”
 
“Öyleyse bozabilirsin evladım!.. Haydi gel, bizden
ayrılma.”
 
Ancak o talebenin gelmeye niyeti yoktu her nedense.
 
Mübarek, bir daha;
 
“Haydi gel” buyurdu.
 
O yine gitmedi.
 
Açıkça inat ve itiraz ediyordu hocasına.
 
O vakit büyük veli,
 
diğerlerine dönüp;
 
“Bunu terk edin. Bu, Allah’tan uzaktır” buyurdu.
 
Eyvah!.. Bir Allah dostunu incitmişti.
 
Hem de hocasını.
 
O talebenin bu itirazı,
 
felaketine sebep oldu.
 
Nitekim sonraları tamamen bıraktı ibadeti.
 
Kalmadı namaz niyaz.
 
● ● ●
 
Bu büyük veliye, bazı gençler; “Zikir ne demektir
efendim?” diye sual ettiler merakla.
 
Büyük zat;
 
“Zikir, İslamiyete tam
uymaktır. Yani İslamiyete tam uyan bir kimsenin her hareketi, ‘zikir’dir. Eğer
böyle değilse, eline tesbih alıp, binlerce ‘Allah Allah Allah’ dese dahi o,
zikretmiş sayılmaz” buyurdu.