09/09/2025 Salı Köşe yazarı A.U
İlim öğrenmek aşkıyla yanıyordu...
Evliyânın büyüklerinden Muhammed Bâkî Billâh hazretleri,
1563 senesinde Kabil şehrinde doğdu. 1603'te Delhi’de vefât etti.
Gençliğinde “ilim öğrenmek”
aşkıyla yanıyor, kendini bu yolda yetiştirecek bir zâtı arıyordu.
Ama ne aramak...
Yaşlı annesi de bu hâline
üzülüyor, gece yarılarında sahrâlara çıkıp, duâ ediyordu oğlu için.
Bir gece yine çıktı.
“Yâ Rabbî! Ya oğlumu murâdına
kavuştur, ya da benim canımı al ki, artık tahammülüm kalmadı” diye yalvardı.
İşte o gece bir rüyâ gördü oğlu.
Muhammed İmkenegî hazretlerini
görmüştü.
Bu zât kendisine “Ey
oğlum! Sen beni arıyorsun, ben senin yolunu bekliyorum” buyurdu.
Uyanınca sevince garkoldu.
Ve o gün Buhâra'ya vardı.
Sevinçle huzûruna girdi...
Birlikte bir
odaya çekildiler.
Baş başa sohbet ettiler.
Üç gün içinde, onu en yüksek
mertebeye çıkardı ve “İşiniz tamam oldu, şimdi Hindistan'a avdet
edin. Öyle görüyorum ki, Hindistan'da çok büyük bir evliyâ sizi bekliyor.
Sizden feyiz alarak zamânın kutbu olacak ve cümle âlem, onun
irşâdıyla nurlanacak” buyurdu.
Muhammed Bâkî hazretleri, bu emri
aldı, Serhend'e vardı.
Ve İmâm-ı
Rabbânî hazretlerini yetiştirdi ki, bu dünyâ, “böyle yüksek bir velî”
görmemişti.