11/10/2025 Cumartesi Köşe yazarı A.U
Anne duasıyla şifaya kavuştu...
Hadîs âlimlerinin en büyüğü olan İmâm-ı Buhârî hazretleri,
1400 senesinde Buhârâ’nın Cağanyân nâhiyesinde vefât etti.
Henüz küçükken babası vefât etmişti...
Tahsîlini, annesi aldı üzerine. Çocukken gözlerine bir
hastalık gelmiş ve bir müddet sonra görmez olmuştu iki gözü de.
Kadıncağız gece gündüz duâ ediyor, şifâ vermesi için
Allahü teâlâya yalvarıyordu. İbrâhim aleyhisselâmı gördü gece rüyâsında.
Ve duâ istedi ondan.
İbrâhim aleyhisselâm;
“Ey hâtun! Üzülme. Hak teâlâ oğlunun gözlerini
açacak” buyurdu.
Uyanıp, oğlunun yanına koştu.
İki gözünün de açılmış olduğunu gördü ve şükretti
Rabbine.
On beş yaşına gelmemişti ki, yetmiş bin hadîs
ezberledi. Hem râvîleriyle birlikte.
On altı yaşında iken bütün hadîs kitaplarını
ezberlemişti. Kırk yaşına kadar bin hadîs âlimiyle görüşüp konuştu.
Böylece hadîs ilminde “İmâm” ünvânına kavuştu ki, bu,
“üç yüz bin”den fazla hadîs-i şerîf ezberlemiş olduğunu gösteriyordu.
“Sahîh-i Buhârî” kitâbını on altı
senede yazdı. Her bir hadîs-i şerîfi yazmadan önce gusül abdesti alır,
Beytullah'ta iki rekât namaz kılıp istihâre yapar; sahîh olduğuna tam kanaat
ederse, ancak o zaman “Besmele” okuyarak yazardı o hadîsi kitâbına...