12/05/2025 Pazartesi Köşe yazarı V.T
“Allah'ı sevmenin alâmeti, ona itaati sevmektir...”
İlim tahsil etmek, sırf Allahü teâlâya itaati ve âdabı
öğrenmek içindir.
Ahmed bin Ebi’l-Havârî hazretleri
evliyânın büyüklerindendir. Şam’da doğmuş, orada yaşamıştır. Zühd ve takvâ ehli
bir zât idi. Ebû Süleymân Dârânî’nin talebesi olup, Süfyân bin Uyeyne, Mervan
bin Muâviye, Fizârî ve Sa’îd bin Yezîd’in sohbetlerinde bulunmuş ve her
birinden ilim ve edeb öğrenmiştir. 230 (m. 844) senesinde vefât etti.
Şöyle anlatılır:
Ahmed bin Ebi’l-Havârî, hocası
Ebû Süleymân Dârânî’ye hiçbir zaman muhalefet etmeyeceğine söz vermişti. Bir
gün Ebû Süleymân meclisinde ders anlatırken, Ahmed bin Ebi’l-Havârî içeri
girerek “Fırın iyice ısındı ne pişirmemizi istersiniz?” dedi. Ebû Süleymân
cevap vermedi. Ahmed bin Ebi’l-Havârî hocasının duymadığını zannederek üç defa
aynı soruyu sordu. Buna üzülen Ebû Süleymân, “Git içine gir ve otur” dedi. Böyle
söyledikten bir müddet sonra Ebû Süleymân söylediği sözü hatırlayınca Ahmed bin
Ebi’l-Havârî’yi sordu. Aradılar, bulamayınca Ebû Süleymân, “Onun, bana
söylediğim sözden çıkmayacağına dâir sözü vardır. Gidin fırına bakın” dedi.
Oraya baktıklarında Ahmed bin Ebi’l-Havârî’nin o sıcak fırında oturduğunu
gördüler.
Ahmed bin Ebi’l-Havârî buyurdu
ki:
“Allahü teâlâyı sevmenin alâmeti,
O’na itaati sevmektir.”
“İlim tahsil etmek, sırf Allahü
teâlâya itaati ve âdabı öğrenmek içindir.”
“Dünyâyı tanıyan ondan soğur,
âhıreti tanıyan ona ısınır. Hak teâlâyı tanıyan. O’nun rızâsını tercih eder.”
“Çok günah ve dünyâ sevgisiyle
hastalanan kalblerinizi, dünyâdan soğuyarak ve günahlarını terk ederek tedâvi
ediniz.”
“Sünnet-i seniyyeye uymadan amel
edenin ameli bâtıl olur.”
“Dünyâya sevgi ve arzuyla bakanın
kalbinden Allahü teâlâ zühd ve yakîn nûrunu söküp atar.”
“Ağlamanın en güzeli ve iyisi,
İslama uygun olmayan amellerle geçirilen ömür için kulun ağlamasıdır.”
“Hak teâlâ bir insanı, gaflet
içinde bulunmak ve taş kalbli olmaktan daha beter bir şeyle imtihan
etmemiştir.”
“Kalbinde bir katılaşma
gördüğünde, sâlihlerle sohbet et, onlarla beraber bulun, yemeği azalt, nefsinin
isteklerini yapma ve onu sıkıntılara alıştır.”
“Akıllı olan, Allahü teâlâyı daha
çok tanır. Daha çok tanıyan hedefine daha çabuk ulaşır.”
“Ümid, korkanların azığıdır.”
“Allahü teâlâdan korkanların
gıdası, Allahü teâlâdan ümidini kesmemektir.”
“Ağzıma lüzumsuz
bir lokma koyduğum zaman, oradan lüzumsuz bir söz çıkar.”