16/11/2025 Pazar Köşe yazarı V.T
Rüşd ve hidâyet, onun vasıtasıyla gelmektedir
Feyizler, kıyâmete kadar, Abdülkâdir-i Geylânî
hazretleri vâsıtasıyla gelecektir.
Kâk Ahmed Efendi Kadirî şeyhlerindendir. Berzenciye
Seyyidlerinden olup Kuzey Irak’ta Süleymaniye’de doğdu ve orada yaşadı. 1315
(m. 1897)’de memleketinde vefat etti. “Rağbetü't-Talibin Fi Fazileti'l-İlmi
Ve'l-Ülemai'l-Âmilîn” isimli eseride şöyle buyuruyor:
İnsanı Allahü teâlâya kavuşturan yollar ikidir: Birincisi
(Nübüvvet yolu) ikincisi, (Vilâyet yolu)dur. Kutublar, evtâd, büdelâ ve nücebâ
ve bütün evliyâ hep bu yoldan kavuşmuşlardır. Bu yol, (Sülûk) yoludur.
Evliyânın cezbeleri de, bu yolun cezbeleridir. Bu yoldan kavuşanlar,
birbirlerine vâsıta ve perde olurlar. Bu yoldan vâsıl olanların önderi ve en
üstünleri ve ötekilere vâsıta olanı, hazret-i Alî Mürtezâ “kerremallahü teâlâ
vecheh-ül-kerîm”dir. Bu yolda gelen feyizlerin kaynağı odur. Resûlullah Efendimizden
“sallallahü aleyhi ve sellem” gelen feyizler, marifetler hep onun vâsıtası ile
gelir.
Fâtımat-üz-Zehrâ ve hazret-i Hasen ve hazret-i Hüseyn
“radıyallahü teâlâ anhüm”, bu makâmda, hazret-i Alî ile ortaktırlar. Hazret-i
Alî, dünyâya gelmeden önce de, bu makâmda idi. Vefât etdikten sonra da, bu
yolda her velîye gelen feyizler, hidâyetler, yine onun vâsıtası ile
gelmektedir. Çünkü kendisi, bu yolun en yüksek noktasında bulunuyor. Bu makâmın
sâhibi O’dur. Hazret-i Alî “radıyallahü teâlâ anh” vefât edince, ondan yayılan
feyizler, hazret-i Hasen ve sonra hazret-i Hüseyn vâsıtası ile geldi. Dahâ
sonra Oniki İmâmdan, sağ olanları da vâsıta oldular. Bunlardan sonra gelen
evliyâya feyizler, bu Oniki İmâm vâsıtası ile geldi. Kutublara, nücebâya da,
hep bunlardan geldi. Abdülkâdir-i Geylânî “kuddise sirruh”, velî oluncaya kadar
hep böyle idi. Sonra, bu da bu vazîfeye kavuştu. Ondan sonraki kutublara ve
nücebâya ve bütün evliyâya Oniki İmâmdan “kaddesallahü teâlâ esrârehümül’azîz”
gelen feyizler, bunun vâsıtası ile geldi. Başka hiçbir velî bu makâma
kavuşamadı. Bunun içindir ki, (Önceki velîlerin güneşleri battı. Bizim
güneşimiz ufuk üzerinde sonsuz kalacaktır) buyurmuştur.
Hidâyet, irşâd feyzinin akmasını güneş ışıklarının yayılmasına benzetmiştir. Feyzin kesilmesine, güneşin batması demiştir. Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerine Oniki İmâmın vazîfeleri verilmiştir. Rüşd ve hidâyete vâsıta olmuştur. Kıyâmete kadar, her velîye feyizler onun vâsıtası ile gelecektir.