23/12/2025 Salı Köşe yazarı V.T
Maksadı ahiret olan perişan olmaz!..
Bir kimsenin maksadı dünyâ ve dünyalık olursa,
Allahü teâlâ onun iki yakasını bir araya getirmez!
Kaygusuz İbrâhim Efendi Osmanlıların son zamanlarında yetişen
evliyâdandır. Bolu’da doğdu. Kâdiriyye yolunun büyüklerinden Mustafa Efendi
isminde bir zâtın talebesi olan Ömer el-Vasfî ile tanıştı. Daha sonra Mustafa
Efendi’nin huzûruna gidip sohbetlerinde bulundu. Kemâle gelerek o zâttan
hilâfet aldı. İstanbul’a gelerek talebe yetiştirdi. 1289 (m. 1872) senesinde
İstanbul’da vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:
“Zorlaştırmayınız”: İnsanı, insana muhtaç hâle sokmayınız: Bir
kimseyi, ihtiyâçları halk tarafından karşılanır duruma getirmeyiniz. Çünkü
ihtiyâçları karşılayan kimseler de, muhtaç kimseler gibi muhtaçtırlar. Bu
sebeple belli bir şeyin kendilerine âit olması için, birbirleri ile çekişir
duruma gelirler. Böylece sâhib olmak istediğiniz ve bunun için uğraştığınız
şeyleri elde etmekte güçlük çekersiniz, demektir.
“Sevdiriniz (diğer bir rivâyetle Müjdeleyiniz)” ibâresi de bu
söylediklerimizi kuvvetlendirir. Çünkü sükûn, itminan ve tatmin manâsınadır.
Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde meâlen, (Bunlar, Allahın zikri ile kalbleri
huzûra kavuşarak îmân edenlerdir...) buyurdu. (Ra’d-28)
Mümin, umduğunu elde etmek için devamlı ızdırab ve sıkıntı
içindedir. Allahü teâlâya döndürülüp, ızdırabı, zarurî ve ihtiyâri olarak
sükûna kavuşuncaya kadar, umduğuna kavuşmak için ızdırap çeker. Umduğunu arzu
etme hâli devam eder.
“Nefret ettirmeyiniz” buyurulması da böyledir. Onları, Allahü
teâlâdan başka şeylere ve başkalarına yönelterek dağınık hâle sokmayınız.
Dağınıklığın sonunda yolları ayrılır, meslekleri değişir. Gayelerine kavuşmak
için, takip ettikleri yollar onları parçalar.
Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem ) buyurdu ki:
“Bir kimsenin maksadı dünyâ ve dünyalık olursa, Allahü teâlâ onun iki yakasını
bir araya getirmez. Maksadı ahıret olan kimseyi ise, Allahü teâlâ perişan
etmez, ona huzûr verir.” Maksadı dünyâ olanın hâli böyledir. Maksadı ahıret
olanın hâli de budur. Buna göre düşününüz. Hazreti Âişe (radıyallahü anha)
“Resûlullah her nezaman iki iş arasında muhayyer bırakılsa, en kolayını tercih
ederdi” diye rivâyet ettiği hadîs-i şerîfin izahı budur. Bu hadîs-i şerîf
“Resûlullah dâima Allah için olanı tercih ederdi” demektir. Çünkü o, Allahü
teâlânın muradı olan şeyi tercih etmek, kolaylığı tercih etmektir. Çünkü Allahü
teâlânın irâde ettiği ve istediği şey kolaylıktır.