24/06/2025 Salı Köşe yazarı A.U
"Ben âlim olmak istiyorum anne”
Edremit'in hâkim bir tepesinde medfun bulunan Şipşip Dede,
henüz on yaşlarında bir çocuk iken, câmiye gitti bir gün.
Câmi bahçesinde oturmuş sohbet eden yaşlı Müslümanları
gördü orada. Bu nûr yüzlü insanlar, ilim öğrenmenin fazîletinden
bahsediyorlardı. Merak edip kulak kabarttı.
O sözleri hoşuna gitti.
Hele bir cümlesi kalbine işledi âdeta.
O cümleyi tekrar etti kendi kendine;
“Kıyâmette, âlimlerin mürekkebi, şehitlerin kanıyla
tartılacak ve mürekkep ağır gelecektir.”
O, bunu duydu.
Çok duygulandı!
Ve koştu annesine.
Nefes nefeseydi...
“Anneciğim! Ne olur izin ver.”
Annesi şaşırdı!
“Hayırdır oğlum, ne izni?”
“Gidip ilim tahsil edeceğim anne, ben âlim olmak
istiyorum.”
Kadıncağız sevindi...
Muhabbetle sarılıp;
“Aferin oğlum, çok iyi edersin” dedi
ona.
Bu cevâba çok sevindi.
“Sahi mi anneciğim. İzin veriyor musun?”
“Tabii yavrum, sen yeter ki, ilim öğren, duâlarım
seninle” dedi.
O gün vedâlaştı.
Ve çıktı evinden.
Kalbi, ilim öğrenme aşkıyla yanıp
tutuşuyordu. Zamânın en meşhur âlimlerinden ders aldı. Ve “büyük bir âlim”
olarak döndü memleketine.