24/07/2024 Çarşamba Köşe yazarı A.U
“Biz seni denedik!.."
Mısır’da yetişen evliyâdan Zünnûn-i Mısrî hazretleri
zamânında bir kimse vardı ki, bunun işi, her yeri gezip tanışmaktı insanlarla.
Zünnûn-i Mısrî ismini duydu bir gün.
 
İnsanlar, o zât için;
 
“Bu büyük zât, Mısır’da yaşayan ve İsm-i âzamı bilen
bir evliyâdır” dediler kendisine.
 
Mısır’a gidip buldu evini.
 
Huzûruna girdi ve;
 
“Bana İsm-i âzamı öğretir misiniz” diye ricâ etti.
 
Hazret-i Zünnûn, ona bir paket verip “Şu
emâneti, filân zâta götürürsen öğretirim” buyurdu.
 
Adam, “peki” dedi.
 
Ve aldı o paketi.
 
Ama merak etmişti.
 
İçinde ne vardı acabâ?
 
Gittikçe fazlalaştı merakı.
 
Sonra dayanamayıp açtı.
 
Açar açmaz bir “fare” fırlayıp kaçtı içinden...
 
Oradan geri dönüp söyledi bu olanı.
 
Hazret-i Zünnûn;
 
“Biz seni denedik. Ve anladık ki, sana bir fare bile
emânet edilmez. Bir fareye ihânet eden kimseye, İsm-i âzam duâsı emânet edilir
mi” buyurdu.
 
● ● ●
 
Bu zâta bir delikanlı gelip;
 
“Efendim Cehennemden kurtulmam için bana neleri
tavsiye edersiniz?” diye sordu.
 
Büyük velî;
 
“Îmânını, Ehl-i sünnete
göre düzelt ve İslâmiyete sarıl. Zîra îmânı, Ehl-i sünnet üzere olup, İslâma
uyan bir mümin, âhirette hiç Cehenneme girmeyecek” buyurdu.