26/12/2025 Cuma Köşe yazarı V.T
Gençlik, delilikten bir şubedir!..
Saadet sahibi kimse, başkasına nasîhatte
bulunan kimsedir.
Seyyid Ömer bin Ali hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1002
(m. 1593) senesinde Yemen’de Zafâr denilen yerde doğdu. Ukayl bin İmrân’ın
derslerine devam etti. Ondan çok istifâde etti. Sonra Hindistan’a gitti. Orada
Seyyid Ebû Bekr bin Hüseyn ile görüştü. Onun yanında bir müddet kalan Seyyid
Ömer, ondan da hırka giydi. 1063 (m. 1653) senesinde Hindistan’ın Beycâfûr
beldesinde vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:
Hazreti Ali (radıyallahü anh) bir hutbesinde şöyle buyurdu:
“Dünyâ, sırtını döndü. Ayrılığı bildirdi. Âhırete yöneldi. Dikkat ediniz!
Cenneti isteyenler, Cehennemden kaçanlar kadar uyuyan görmedim. Dikkat ediniz.
Sizin hakkınızda en korktuğum şey; hevânıza (nefsin arzu ve isteklerine) uymak
ve uzun emeldir.”
Abdullah İbni Mes’ûd (radıyallahü anh) buyurdu ki: “Sözlerin en
doğrusu; Allahü teâlânın kitabı Kur’ân-ı kerîm, yapışılacak şeylerin en iyisi;
takvâ, sünnetlerin en üstünü; Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem)
sünnet-i seniyyesi, işlerin en hayırlısı; orta olanları, en kötüsü; sonra
ortaya çıkarılan bid’atlerdir. (Dinde olmayıp da sonradan ibâdet olarak ortaya
çıkarılan şeylerdir). Az fakat kâfi olan, çok fakat, Allahü teâlâyı ve âhıreti
unutturan şeylerden daha hayırlıdır. En iyi zenginlik, rûh zenginliğidir. Kalbe
atılan şeylerin en hayırlısı, yakindir, içki, günahların anasıdır. Gençlik,
delilikten bir şubedir. Yalancı dil, çok hatâlara ve yanlışlıklara sebep olur.
Müminin sövmesi fısktır. Başkasını affeden kimse de affedilir, iyiler arasında
yazılır. Saadet sahibi kimse, başkasına nasîhatte bulunan kimsedir. İşler,
verdikleri neticelere göre kıymet kazanır, işin özü ve hülâsası, neticesidir.
En şerefli ölüm, şehidliktir. Belâ ve musibetin ne olduğunu, kimden geldiğini
bilen kimse, sabreder. Bunu bilmeyen ise iyi görmez.”
Ömer bin Abdülazîz hazretleri, bir hutbesinde buyurdu ki: “Ey
insanlar! Sizler öleceksiniz. Sonra diriltileceksiniz. Sonra yaptıklarınızdan
hesaba çekileceksiniz. Ey insanlar! Kime bir dağın başında veya dibinde bir
rızık takdîr edilmişse, mutlaka o rızık ona gelir, öyleyse, iyiyi isteyiniz.”
Hasen-i Basrî hazretleri buyurdu ki: “Fakih, dünyâdan
uzaklaşmış, âhıreti isteyen, dîninde basiret sahibi, Rabbine ibâdete devam eden
kimsedir.”
Ali bin Ebû Tâlib (radıyallahü anh) buyurdu ki: “İyilik ile, hür
kimse köle yapılır.”
“Kibirle beraber övgü yoktur.” (Kibirli olan kimseyi, kimse
övmez. Ona sâdece alaylı ve hakaret gözü ile bakılır.)