Gözle işitilmez

Modern hoca denilen biri, (Müzik ruhun gıdasıdır ve insanı Allah'a yaklaştırır. Bu bakımdan müzik dinlemeyi ihmal etmemeli, özellikle tasavvuf müziği dinlemek farzdır. Ben müzik dinleyince çok huzur buluyorum) diyor. Müziğin her çeşidi haram değil midir?

CEVAP
Elbette müziğin her çeşidinin haram olduğunda icma hâsıl olmuştur. Yani hiçbir İslam âlimi müziğe helâl dememiştir. Aşağıdaki linkte yeterli bilgi vardır:
Musikinin dindeki yeri

Çok kimsenin bilmediği bir husus vardır. Her uzvun görevi ayrıdır. Mesela, görmek gözle olur, işitmek kulakla, sevmek de kalble olur. Bunun tersi olmaz. Yani kulakla görüyorum, gözle işitiyorum, böbrekle seviyorum demek yanlıştır. Haram olan müzik, nefsimize hoş gelir. Ruha zehir etkisi yaptığı yukarıdaki linkte yazılıdır. Müzikten alınan zevk, Rahmânî değil, nefsânî ve şeytânîdir. Bu durum bilinmediği için (Müzik beni Allah'a yaklaştırıyor) diyorlar. Haramlar, nefse hoş ve tatlı gelir. Fâsık bir kimse, hanımından daha çirkin olan yabancı bir kadının açılmış bacağına bakmaktan zevk alır. O çirkin kadını öpmesi, kendi güzel karısını öpmekten daha tatlı gelir. Bu da nefsin haramlardan zevk aldığının açık delilidir. Haram olan müzik dinlenince, kâfir nefsimiz zevkten dört köşe olur. Zavallı cahil de, ruhun zevk aldığını zanneder. Hâlbuki salih kimsenin ruhu, bundan çok sıkılır. Müzikten hoşlanan kimsenin nefsinin çok azgın olduğu anlaşılır.

Konuyla ilgili olarak (Kalbimize gelen düşüncelerin, melekten mi, yoksa şeytandan mı olduğu, nasıl anlaşılır?) diye soruluyor. Muhammed Hadimi hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, herkesin kalbine bir melek vazifelendirmiştir. İnsanın kalbine bu melekten gelen iyi düşüncelere ilham; şeytandan gelen kötü düşüncelere vesvese; nefsten gelen kötü düşüncelere ise nefsin hevası denir. Kalbe gelen düşüncenin kimden geldiğini anlamak için, İslamiyet’e uygun olup olmadığına bakılır. Kalbe gelen düşünce, nefse acı gelirse, hayır olduğu; tatlı gelir, hemen yapmak isterse, şer olduğu anlaşılır. (Berîka)

Onun için dinimizin emir ve yasaklarını bilmek lazımdır. Şeytandan gelen vesvese, melekten gelen ilham zannedilebilir. Böylece harama helâl deme tehlikesi olur.

Musikinin dindeki yeri 1

Simanın caiz olduğu ve caiz olmadığı yerler vardır. Bazıları, kitaplardaki sima kelimesini çalgı olarak tercüme ettikleri için mubah çalgılar da var zannedilmektedir. Aşağıdaki yazıların tamamı İslam âlimlerinin...

Devamını Okuyun...

Musikinin dindeki yeri 2

Hayır, hiçbir İslam âlimi çalgıya, müziğe mubah dememiştir. Hepsi de haram demiştir. Bazı mütercimler, sima veya sema kelimesini müzik anlamı vererek tercüme ettiklerinden dolayı bu büyük hataya sebep olmuşlardır...

Devamını Okuyun...

İbadete müzik karıştırmak

Büyük İslam âlimi Seyyid Abdullah-i Dehlevî hazretleri buyuruyor ki: Sima ancak, Allahü teâlâya müteveccih olanlara caizdir. Aletsiz, çalgısız olan sese sima [teganni] denir. Yalnız çalgı ile veya çalgı ile birlikte olan insan...

Devamını Okuyun...

Sosyolojik açıdan mûsikî

Şeyhülislam Mustafa Sabri efendinin bu konudaki bir yazısının özeti şöyledir: Mûsikî, mâlâyâni kabilinden bir meşguliyet şeklinde tezahür eden bir atalet [tembellik]tir. Bundan alınan lezzet ise geçici bir hevesten...

Devamını Okuyun...

Gözle işitilmez

Elbette müziğin her çeşidinin haram olduğunda icma hâsıl olmuştur. Yani hiçbir İslam âlimi müziğe helâl dememiştir. Aşağıdaki linkte yeterli bilgi vardır. Çok kimsenin bilmediği bir husus vardır. Her uzvun görevi ayrıdır. Mesela...

Devamını Okuyun...

İftira üstüne iftira

(Çalgılı davetlere giderlerdi. Çünkü çalgının caiz olduğunu biliyorlardı.) sözü tamamen yalan olduğu gibi, (O kitabı okuyanlar fitne çıkarıyor) sözü de yalandır. Böyle şeyler söylemekle, bütün kitaplara da, İbni Âbidin hazretlerine...

Devamını Okuyun...