Organ bağışı ve nakli

Organ bağışı ve nakli

Sual: İnsanların organlarını, kanını satmak veya kullanmak haramdır. Üstelik, (Haramda şifa yoktur) hadisiyle haramla tedavi de caiz olmadığına göre, organ nakli nasıl caiz olur? Bir de, Müslüman birinin organı kâfire takılsa ahirette, o organ nasıl cevap verecektir?
CEVAP
İnsan organları mülk olmadığı için, satılamaz, bağışlanamaz; fakat zaruret halinde kullanılması için izin verilir. İzin verilince, organı paralı veya parasız almak ve zaruret halinde kullanmak caiz olur.

Müslüman uzman doktor, bir hasta için, (Organ naklinden başka çare yok) derse, ölü veya diriden organ nakli caiz olur. Din ayrılığı gözetilmez. (El-Hedyül-İslami)

Cahil biri, (Organ nakli haramdır. Yaşayan kimse ameliyat edilince de eziyet görmüş olur. Eziyet ise haramdır. Şu hâlde ameliyat haramdır. Peygamber, “Ölünün kemiğini kırmak, onu diri iken kırmak gibidir” buyurduğu için ölünün karnını kesmek, dirinin karnını kesmek gibi haramdır. Ameliyat edilene ve organı alınan ölüye böyle eziyet edilince de, “Müslümana eziyet eden, bana eziyet etmiş olur. Bana eziyet eden de Allaha eza etmiş olur” hadisine göre, Allah’a eziyet edilmiş olur) diyor. Halbuki dinimiz, (Bir organı kurtarmak, hayatı kurtarmak gibi zaruridir) buyurur.

Zaruret olunca birçok yasaklar mubah olur. Ölünün de, dirinin de, bir yerini kesmek haramdır, ona eziyettir, fakat zaruret olunca, bu haramlık kalkar, çünkü dinimizde, (Zaruretler, yasak olan şeyleri mubah kılar) kuralı vardır. (Mecelle)

İnsanın parçalarını, mesela saçını, böbreğini, sütünü zaruretsiz kullanmak haramdır, fakat zaruret olunca, bu parçaları kullanmak, yani organ nakli caiz olur. (İ. Ahlakı)

Çocuğun yaşayacağı ümit edildiği zaman, çocuğu annesinin karnından çıkarmak için, ölmüş olan annesinin karnını yarıp ameliyatla almak caizdir. İmam-ı a’zam hazretleri, ölmüş bir kadının karnının yarılıp çocuğun çıkarılmasını emretmiş, kurtarılan çocuk uzun yıllar yaşamıştır. (Eşbah s.123[Ölüye eziyet olur diye, annenin karnı yarılmaktan vazgeçilmemiştir. Cahiller, imam-ı azam hazretlerine, ölüye eziyet etti diye ateş püskürse de, o anne, yavrum kurtuldu diye ne kadar çok sevinmiştir.]

İmam-ı a’zam hazretlerinin bu uygulaması, ameliyat ederek hastanın veya ölünün bir yerini kesmenin, yani ölünün karnının yarılıp böbrek veya başka organın alınmasının, yani organ naklinin caiz olduğunu göstermektedir.

Ölünün bir organını kesmek de ona eziyettir. Ancak kesilen organ, bir Müslümana verilecekse, ölü bundan dolayı zevk alır. Bir kimse, birine iyilik etmek için çok yorulsa, yorulmasından şikâyet etmez, aksine, (Hizmet ettim, iyilik ettim) diye zevk alır. Parasını kaybeden kimse, üzülür, fakat parasını isteyerek bir muhtaca veren ise buna sevinir. İşte bunlar gibi, kurbanlık koyun da, bir Müslümana faydam oldu diye sevinir. O acı, ona zevk verir. Hâlbuki hayvana da eziyet etmek haramdır. Hem de, insana eziyet etmekten daha büyük günahtır. Demek ki, dinimize uygun hareket edilince, eziyet edilmiş olmaz, aksine faydalı iş yapılmış olur.

(Müslüman birinin organı kâfire takılsa, ahirette o organ nasıl cevap verecektir? Müslümanın organı Cehennemde nasıl yanar?)deniyor. Hâşâ, Allahü teala âciz değildir.

Her insan, aynı boy ve şekilde; fakat başka zerrelerden yapılmış bir bedenle mezardan kalkacaktır. Şimdiki beden, çürüyüp toprak olacaktır. (Kimya-i Saadet)

Cevap verecek olan, çürümüş organ değil, başka organdır. Nakledilen organ bile olsa, (Ben Müslümandayken şu iyilikleri yapıyordum, kâfire takılınca, şu kötülükleri işledim) diyemez mi? Allahü teâlânın hesap görmesinde hiç âcizlik, yanlışlık olur mu? Organların konuşacakları Kur’an-ı kerimde bildirilmektedir. (Nur 24, Yasin 65)

Bir insan yanmakla yok olmaz. Sadece aletleri elinden alınmış olur. Ahirette ona verilen yeni aletlerle, Müminse Cennete, kâfirse Cehenneme gider.

Ruh, kendisine verilen vücut sayesinde, ya nimete kavuşur veya azaba mâruz kalır. Ruhun mahiyetini bilmeyen veya Allahü teâlânın kudretinden şüphe eden kimse, insanın yanınca yok olduğunu, kabir suali ve kabir azabının olmadığını zanneder. Hâlbuki hadis-i şerifte, (Kabir azabı haktır) buyuruldu. (Buhari)

Zaruret olunca haram bir şey ilaç olarak kullanılıyor ve şifa hâsıl olabiliyor. Zaruret olunca haram mubah hale geliyor. Mubahtan şifa hâsıl oluyor. Haram olarak değil, mubah hale geldiği için şifa hâsıl oluyor. Haram olan şarap sirke haline dönüşünce kullanılması mubah olur. Böbreği olmayana, birinin böbreği takılınca, şifa hâsıl oluyor, böbrek çalışıyor. Bu iş mubah olmasaydı, (Haramda şifa yoktur) hadis-i şerifi, hâşâ yanlış olurdu. Bu işte şifa görüldüğüne göre, haram mubah hale gelmiş oluyor. Bu inceliği anlamayan kimseler, haramda şifa olmaz diyerek organ veya kan nakline haram demek cahilliğinde bulunuyorlar. İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
Nihaye, Haniyye ve Tehzib kitaplarında, (Müslüman, uzman doktor, şifa vereceğini ve başka ilacı olmadığını söyleyince, hastanın idrar, kan içmesi, leş yemesi caiz olur. Şarap da böyledir denildi. Ölümden kurtulmak maksadıyla olunca, sözbirliğiyle helal olur)yazılıdır. Feth-ul-kadir kitabında, (Müslüman, uzman doktor, kadın sütünün muhakkak iyi geleceğini ve başka ilacı olmadığını söylerse, hastanın, kadın sütü içmesi ve satın alması caiz olur) yazılıdır. (Redd-ül-muhtar c.5 s. 249, c.4 s.215)

Açıkça görülüyor ki, içilmesi haram olan kadın sütünün, kanın veya idrarın hastaya iyi geleceği biliniyorsa, içilmesi mubah oluyor ve mubah olduğu için de, (Haramda şifa yoktur) hadis-i şerifinin kapsamına girmiyor. Kan içmek veya kan alıp vermek haram olduğu halde, bu şartlarla mubah oluyor. Organ nakli de bunun gibi caiz oluyor.

Böbrek nakli
Sual: 
(Böbrek nakli yapılınca, böbreği alınanın vasıfları böbrek nakledilene geçer, mesela böbrek sahibi cimriyse o kişi cimri olur, dinsizse dinsiz olur) deniyor. Böyle bir şey var mı?
CEVAP
Bu kesinlikle doğru değildir. İnsan, ruh demektir. İşiten ve tasarruf sahibi olan, ruhtur. Çalışmakla beden yorulsa da, ruh yorulmaz. Ruhta azalma çoğalma olmaz. Mesela, kolu kesilenin ruhundan kesilme olmaz. Başkasının yüreğiyle yaşayan kimsenin ruhunda değişiklik olmadığı için, ahlaksız kimsenin yüreğinin, bu adama hiç tesiri olmaz. Kalble yürek aynı şey değildir. Yürek denilen et parçası, hayvanda da bulunur. İnsana mahsus olan kalbe, gönül denir. Gönül görünmez; fakat tesirleriyle anlaşılır. Kalb, elektrik cereyanı, yürek de ampul gibidir. Ampuldeki elektriği, ampul ışık verdiği zaman anlıyoruz. Elektrik gibi, kalb de madde değildir, bir yer kaplamaz. Yürekte eserleri görüldüğü için, kalbin yeri yürektir denir. Yürek değiştirmek, sanki ampul değiştirmeye benzer. Ampulün değişmesiyle şehir cereyanında azalıp çoğalma olmadığı gibi, yüreğin değişmesiyle, kalb kuvvetinin tesiri değişmez. Yeni takılan yürek, daha iyi çalışır. Mesela kırılmış veya 40 vatlık bir ampulü çıkarıp yerine 100 vatlık bir ampul takılırsa verdiği ışık çoğalır; fakat şehir cereyanında bir değişiklik olmaz. Yanmakta olan bir ampul sökülünce, yani cereyanla olan irtibatı kesilince, cereyanın bir miktarı kesilmiş olmaz. Başka bir ampul takılırsa onun da ışık saçmasına sebep olur. İyi kimsenin yüreği, fâsık veya kâfire takılınca, o kimsenin kalbi yine hep günah işlemek ister, kötü düşünür. Tersine, fâsığın yüreği iyi kimseye takılırsa, o kimsenin kalbi yine günah işlemek istemez, hep iyi düşünür. Yüreğin manevi bir fonksiyonu yoktur. Öldükten sonra çürüyüp gider. Yansa da fark etmez; çünkü insan ruh demektir. Beden değişir, ruh değişmez.

İnsan, ruhu sayesinde yaşar. Aklı, düşüncesi, ruhu sayesinde vardır. Vücudun organları, marangozun aletleri gibidir. İnsan ölünce, aletleri çalışmadığından, ruh bu aletlerle iş yapamaz; fakat ruh ölü olmadığı için insanları tanır. Hatta ölmüş evliyanın ruhları insanlara yardım eder. Bu yardımı, bedenindeki aletlerle değildir. Allahü teâlâ ruhlara, aletsiz de iş yapma özelliğini vermiştir. Vefat eden Hızır aleyhisselamın ruhu çok kimseye çeşitli yardımlar yapmaktadır.

Bir mümine, bir kâfirin bütün organları takılsa, o insanın aklında, düşüncesinde değişiklik olmaz. Marangozun eski aletleri yerine, yeni aletleri gelmiş demektir. Alet değişmekle, marangozdaki bilgi, kabiliyet değişmez. Kesmeyen bir testere yerine, iyi kesen bir testere gelirse, daha kolay iş yapar. Görmeyen gözün yerine sağlam göz takılırsa görür. Kanı, kalbi, beyni de değişse, yine düşünceye tesir etmez. Sağlam organ takılmışsa, daha kolay iş görür. İş gördüren ruhtur. Bir insan ölmekle veya yanmakla ruh yok olmaz. Sadece aletleri [bedeni] elinden alınmış olur. Ahirette ona yeni aletler yani yeni bir beden yaratılır.

Zaruret varsa
Sual:
 Zaruret olunca, böbrek nakli caiz mi?
CEVAP
Evet. Ayrıca ameliyatlar başarılı olduğu için caizdir.

Yürek nakli
Sual:
 Şarkıcı bir kadın, bütün organlarını bağışlıyor; fakat yüreğini bağışlamıyor. Gerekçe olarak da, (Allah, bütün organları senin emrine verdim, istediğin gibi kullan, ancak yürek bana ait dediği için yüreğimi bağışlamıyorum) dedi. Böyle bir şey var mı?
CEVAP
Halk arasındaki bu sözün aslı yoktur. Organ nakli açısından yürek ile böbreğin farkı yoktur. Bütün organlarımız, Allahü teâlânın bir emanetidir. Hiçbirini günah işlemekte kullanmamalıdır! Günahta kullanmak emanete hıyanet olur.

Organ nakli yaparken
Sual:
 İnternette okudum. Ölmüş sanılan birinin böbreğini alıp başka birine takmışlar. Öldü sanılan kimsenin, daha sonra nefes aldığı görülmüş. Bundan dolayı, (Ölüden organ nakli yapmak caiz değil)diyorlar. Bu husus, geçerli bir sebep midir?
CEVAP
Hayır, geçerli değildir. Böyle yanlışlıklar her yerde, her zaman olabilir. Doktor ameliyat yaparken, ameliyat bıçağını veya makası içeride unutabilir. Böyle bir hata oldu diye, (Ameliyat olmak caiz olmaz) denir mi hiç?

Kimi de, ameliyat masasında ölür. (Ameliyatta ölen olur) diye ameliyat olmaya günah denir mi? Yanlışlıkla hastaya fazla narkoz verilirse hasta ölür. (Narkozla hasta öldü) diye narkoz vermek suç olur mu? Şoförün biri, trafik kazasında, beş on kişinin ölümüne sebep olabilir. (Trafik kazasında insanlar ölüyor) diye, şoförlük yapmak günah olmaz. Çürük dişi çekerken, yanlışlıkla sağlam diş çekilebilir. Böyle her konuda yanlışlıklar olabilir. Yanlışlık nerede oluyorsa, onu önlemek gerekir. Yoksa ameliyatın veya organ naklinin dine aykırı olduğunu söylemek çok yanlış olur.

Organ bağışlamak
Sual:
 Dinimize göre, ölen birinin organlarının, başka birine nakli için, yakınlarının izin vermesi gerekiyor mu? İnsan sağlığında, (Ben ölünce organlarımı bağışladım) diyebilir mi?
CEVAP
Dinimizde, insanın hiçbir organı mal değildir. Alınıp satılmaz, bağışlanmaz. Ne kendisinin, ne de yakınlarının satmaya, bağışlamaya yetkisi yoktur. Bir kişi ölünce, doktor lüzum görürse, ölüden hastaya nakil yapılabilir; dinen, kimseden izin almak gerekmez.

Kanuni bir mecburiyet varsa, hayattayken, (Ben ölünce organlarımın alınıp ihtiyacı olan bir hastaya verilmesine izin veriyorum) diye bir kâğıt yazıp bırakabilir. Öyle bir kâğıt bırakmasa da, ihtiyaç olunca ölüden organ alınabilir.

Yürek nakli
Sual: Kalb nakli de diğer organlar gibi caiz midir? Kalb nakli yapılmazsa, ölecek olan bir hastaya, başka birinin, (Beni öldürün veya ben kendimi öldüreyim de, kalbimi alın) demesi caiz olur mu? Kalb nakli yapılırsa, o kimsenin huyu, ahlâkı değişir mi?
CEVAP
Yürek nakli caizdir, ama (Beni öldürün, yüreğimi alın) demek caiz olmaz.

Kalb değil yürek nakli demelidir. Çünkü kalble yürek aynı şey değildir. Yürek denilen et parçası, hayvanda da bulunur. İnsana mahsus olan kalbe, gönül denir. Gönül görünmez; fakat tesirleriyle anlaşılır. Kalb, elektrik cereyanı, yürek de ampul gibidir. Ampuldeki elektriği, ampul ışık verdiği zaman anlıyoruz. Elektrik gibi, kalb de, madde değildir, bir yer kaplamaz. Yürekte eserleri görüldüğü için, (Kalbin yeri yürektir) denir. Yürek değiştirmek, sanki ampul değiştirmeye benzer. Ampulün değişmesiyle şehir cereyanında azalıp çoğalma olmadığı gibi, yüreğin değişmesiyle, kalb kuvvetinin tesiri değişmez. Yeni takılan yürek, daha iyi çalışır. Mesela kırılmış veya 40 vatlık bir ampulü çıkarıp yerine 100 vatlık bir ampul takılsa, verdiği ışık çoğalır. Fakat şehir cereyanında bir değişiklik olmaz. Yanmakta olan bir ampul sökülünce, yani cereyanla olan irtibatı kesilince, cereyanın bir miktarı kesilmiş olmaz. Başka bir ampul takılırsa onun da, ışık saçmasına sebep olur. İyi kimsenin yüreği, fâsık veya kâfire takılınca, o kimsenin kalbi yine hep günah işlemek ister, kötü düşünür. Tersine, fâsığın yüreği iyi kimseye takılırsa, o kimsenin kalbi yine günah işlemek istemez, hep iyi düşünür. Yürek, böbrek veya ciğer gibi bir organdır, mânevî bir fonksiyonu yoktur. Öldükten sonra, diğer organlar gibi çürüyüp gider. Yansa da fark etmez; çünkü insan ruh demektir. Bedenin bütün organları değişse de, ruh değişmez.

Sual: Parmağı kopan bir kimse, bunun yerine madenden, plastikten yapılmış parmak takabilir mi?
Cevap:
 El, ayak, parmak, burun, diş, göz, kalp ve başka uzuvlar bozulunca, kopunca yerlerine maden, plastik koymak, diri ve ölü insandan organ nakletmenin caiz olduğu, Hindistan âlimlerinin yayınladığı El-muallim dergisinin 1406 nüshasında yazılıdır. Çünkü bir organı kurtarmak, hayatı kurtarmak gibi zaruridir. Diri insanın organını, etini yemek caiz değildir. Kanını nakletmek caizdir.

Diri veya ölüden organ nakletmek
Sual: Aç kalan bir kimse, ölmeyecek kadar leş yiyebilir mi ve hasta olup ölüm tehlikesi olan bir kimseye, ölmüş veya diri olan bir kimsenin organını alıp nakletmek dinen uygun mudur?
Cevap:
 Konu ile alakalı olarak Redd-ül-muhtârda buyuruluyor ki:
“Açlığı giderecek kadar yemek, avret yerini örtecek ve soğuktan, sıcaktan korunacak kadar giyinmek farzdır. Bunlara, Nafaka denir. Nafaka parasını kazanmak için çalışmak da farzdır. Helalden bulamazsa, ölüm korkusu olunca, haramdan da almak caiz olur. Ölmeyecek kadar şarap, yoksa bevil içebilir. Ölmeyecek kadar leş, başkasının malını yiyebilir.” Bezzâziyye ve Hulâsada diyor ki:
“Birisi, aç olup yemek için leş dahi bulamayana, 'kolumdan kes de, yiyerek ölümden kurtul' dese, kesmesi caiz olmaz. Zaruret hâlinde de, insan eti helal olmaz.”

Bu sözden, ölüm tehlikesi olana insan kanı verilemeyeceği ve insan organı takılamayacağı anlaşılmamalıdır. Bu söz, insan etini yemeyi yasaklamaktadır. Libya Müftîsi şeyh Tâhir-üz-Zâvî, fetvâsında diyor ki:
“Hadis-i şerifte, Allahü teâlânın her hastalık için ilaç yarattığı bildirildi. Başka bir hadis-i şerifte; (Ey Allahın kulları! Hasta olunca, tedavi ettiriniz! Çünkü Allahü teâlâ, hastalık gönderince, ilacını da gönderir) buyuruldu. Peygamber efendimiz, hastaların karantinaya alınmaları, perhiz yapmaları ve temizlenmeleri gibi birçok tedavi yolları göstermiştir. Tıp ilmini öğrenmek ve tedavi yapmak, farz-ı kifayedir. Tıp ilmi, din bilgisinden önce gelmektedir. Yeni ölen birinin kalbini ve başka organlarını diri insana takmak caizdir. Bu iş ölüye hakaret olmaz. Müslümanın kendini koruması lazım olduğu gibi, din kardeşlerini koruması da lazımdır. Düşman saldırınca ona karşı koymak, yani cihat etmek bunun için farzdır. Dirinin veya ölünün, diri için bir uzvunu vermesi, dirinin canını vermesinden, daha kolaydır. Zaruret olunca, birçok yasaklar mubah olmaktadır. Ölünün de bir yerini kesmek haramdır. İnsana ölünce de kıymet vermek, saygı göstermek vaciptir. Fakat, zaruret olunca, bu haramlık kalkar. Müslüman mütehassıs tabipler bir hastanın ölümden kurtulması için, kan, diriden veya ölüden organ naklinden başka çare olmadığını bildirdikleri zaman, bunu yapmak caiz olur. Din ayrılığı da gözetilmez.”

Organların kullanılmasına izin vermek
Sual: Ben öldükten sonra, organlarımın, hastalara verilmesini istiyorum demenin, dinen mahzuru var mıdır?
Cevap:
 “Ben öldükten sonra, kanımın ve organlarımın, hastalara, yaralılara verilmesini istiyorum” demek caiz değildir. Çünkü bu söz, organlarını vakfetmek veya sadaka olarak vermek, yahut vasiyet etmek olur. Bunların üçünün de sahih olabilmeleri için, mütekavvim mal ile yapılmaları lazımdır. Hür insan ve hiçbir parçası mal değildir. Harpte esir alınan kölenin, yalnız canlı olan bütün bedenine mal denilmiş ise de, organları ve ölüleri mal değildir.

“Ben öldükten sonra, kanımın, uzuvlarımın bir Müslümana verilmesine zaruret olursa, verilmesi için, izin veriyorum” demek caiz olur.

Etkisi kesin olan ilaçlar

Elbette günahtır. Bazı ilaçların, mesela antibiyotiklerin ve sülfamidlerin bakterilere karşı tesiri; ekmeğin açlığı...

Devamını Okuyun...

Çiğ et ve çiğ sebze yemek

Tam İlmihal’de yiyip içilmesi haram olanlar diye sekiz madde var. Bu maddelerin birinde zararlı şeyleri yemek...

Devamını Okuyun...

Yabani meyveleri yemek

Hepsi caizdir. Âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerde bunların helal olduğu açıkça bildirilmektedir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki...

Devamını Okuyun...

Kişiye göre haram helal değişir mi?

İstisnalar çoktur. Birine helal olan şey ötekine haram olabilir. İşte vesikaları:
1- Zengine zekat farz iken, fakire farz değildir...

Devamını Okuyun...

Soğan sarmısak yemek yasak değildir

Peygamber efendimiz, soğan, sarmısak yemeyi yasaklamamıştır. Başkalarını rahatsız etmemek şartı ile soğan, sarmısak gibi kötü kokulu bitkileri yemekte mahzur yok. Bunları yiyerek, camiye gelmek yasaklanmıştır...

Devamını Okuyun...

Madımak toplamak

Çevrili yerine izinsiz girilmez. Çünkü Tam İlmihal’de diyor ki:
“Tarlada yetişen yabani otları biçmeden önce ve mülkünde bulunan kaynaktaki, nehirdeki suyu, bulunduğu yerde iken satmak bâtıldır...

Devamını Okuyun...

Kur'an-ı kerim ve balık

Sadece Kur’ana bakarak anlamak imkânsızdır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Taze et yemeniz ve ziynet çıkarmanız için denizi emrinize veren Odur.) [Nahl 14]...

Devamını Okuyun...

Bira mayası

Bira mayası denilen mayanın içinde alkol yoktur. Bira mayası diyorlar. Aslında hamur mayasıdır. Hamur mayalamak için kullanmakta mahzur yoktur. Arpalar ıslanınca filizlenir...

Devamını Okuyun...

Boza

Taze boza içmek caizdir. Ekşiyerek alkol teşekkül ederse o zaman günah olur...

Devamını Okuyun...

Hayvan kesimi

Müslümanların, müşrik olmayan Hristiyanların ve Yahudilerin kestikleri mısmıl hayvanların etleri yenir. Mısmıl, sığır, davar gibi eti yenen hayvanlara denir...

Devamını Okuyun...

Hayvan sakatatları

Üçünü de yemek caizdir. Kur’an-ı kerimde kan haram edildiği için, aklını ölçü alan bazı kimseler ve bazı müsteşrikler, (Dalak kandır, ciğer kandır, öyleyse yemek haramdır) diyorlar. Kur'an-ı kerimde mealen (Meyte ve kan size haram kılındı) buyuruluyor. (Maide 3)...

Devamını Okuyun...

Tavuk yemek

Dinimizde görmeden kesin hüküm vermek caiz olmaz. Görerek veya adil bir Müslümanın söylemesiyle anlaşılır. Fakat sorup araştırmak gerekmez...

Devamını Okuyun...

Yiyeceklerdeki kurt

Kirazdaki kurt, "Kiraz sineği" denilen bir sineğin kiraz içine koyduğu yumurtalardan hasıl olur. Kurtlu kiraz yenmez. Kiraz alınca 3-5 tanesinin içi açılır. Kurt yoksa diğerlerini açmadan yemek caiz olur. Eğer bir tane bile kurt görülse, hepsinin içine bakmak gerekir. (Berika)...

Devamını Okuyun...

Kımız, kefir ve kombu çayı

Bugün kefir ve kombu çayının yerini tutan ilaç çoktur. Bunları kullanmaya zaruret de yoktur. Eğer, salih bir doktor, (Kefir veya kombu çayı şu hastalığa iyi gelir...

Devamını Okuyun...

Az alkole fetva vermek

Duyulan her şeye inanmamak gerekir. Yukarıdaki ifadeleri bir ilim adamı söyleyemez. Çünkü din kitaplarında bildirilen hadis-i şeriflerde alkolün zerresi de haramdır...

Devamını Okuyun...

Yemeklere alkol katmak

Zerre kadar doğruluk payı yoktur. Üstelik Hazret-i Ömer’e de iftiradır. Ebu Zehra mezhepsiz bir yazardır. Şarap, sirke mayası ile mayalanır, alkol sirkeye dönüşür...

Devamını Okuyun...

Yeme içme adabı

Maddeler hâlinde bildirelim:
Yemeğe başlarken niyet: Yemeğe başlarken, Allahü teâlâya ibadet etmek, Onun kullarına faydalı olmak, dinimizi, ebedi saadet ve huzur yolunu bütün insanlara yaymak için kuvvet elde etmeye niyet etmeli...

Devamını Okuyun...

Besmele

Yerine göre, Besmelenin hükmü değişir. Birkaç örnek verelim:
Farz olduğu yerler: Hayvan keserken Besmele çekmek farzdır. Besmelesiz kesileni yemek haramdır...

Devamını Okuyun...

Helal gıdanın önemi

Çocuğu helal gıda ile beslemelidir! Haram gıdanın etkisi çocuğun özüne işler, çocukta uygunsuz işlerin meydana gelmesine sebep olur. Hadis-i şerifte (Yiyip içtikleriniz helal, temiz olsun! Çocuklarınız, bunlardan hasıl olur) buyuruldu...

Devamını Okuyun...

Yemekten önce ve sonra dua etmek

Evet, yemekten önce de dua etmek caizdir. Besmele çekmek ve hayır bereket için dua etmek de yiyip içmenin sünnetlerindendir...

Devamını Okuyun...

Zekat-ı şer'i ne demektir?

Zekât kelime olarak, bereket, artış, temizlik, taharet gibi anlamlara gelir. Bildiğimiz zekât da malı kirden temizlemek oluyor...

Devamını Okuyun...

Gazoz ve kola içmek

Gazozlardaki alkol yeni değildir. Bunu belli bir zamana getirmeleri maksatlıdır. Gayeleri, (Bakın Müslümanlar meşrubat bile içmiyorlar) yaygarasını yaygınlaştırmak, bu vesile ile (İşte Müslümanlık budur, bakın Müslümanlar ne hale gelmiş)dedirtmek...

Devamını Okuyun...

Komşunun sarkan meyveleri

Caiz olmaz. Ağaçtan herkesin geçtiği sokağa düşmüş ise, ceviz gibi çürümeyenleri, sahibinin izin verdiği biliniyorsa, yemek caiz olur. Kiraz gibi çürüyecek meyve ise, sahibinin yasak ettiği bilinmedikçe alıp yenilebilir. Alıp, evine götürmek caiz değildir...

Devamını Okuyun...

Tavşan eti yenir mi?

Hayır, böbrek, ciğer, dalak haram değildir, helaldir.
Çekirge de helaldir. (Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud)...

Devamını Okuyun...

Gıdalarda ihtiyat

Dinimizde, gayrimüslimlerle alışveriş yapmak yasak değildir. Peygamber efendimiz de yapmıştır...

Devamını Okuyun...

Mecusinin yemeği ve zulmet

Evet, zulmete sebep olur. Makamat-i mazheriyye’de, keramet kısmında deniyor ki: Gulam Hasan’ı görünce, (Kâfir yemeği yemişsin. Kalbinde küfür zulmeti hâsıl olmuş) buyurdu...

Devamını Okuyun...

Midye kültürü

Bu görüş birkaç bakımdan yanlıştır:
Birincisi, dinimizde tek delil Kur’an değildir. Hadis-i şeriflerle bildirilen hükümler de vardır. İki âyet-i kerime meali...

Devamını Okuyun...

Helal gıda aramak

Eğer gerçekten her yönüyle temiz ve helal olduğu halde damgası yoksa, yine helal olur, ama helal damgası varsa, helal ve temiz olması garantilenmiş olur, gönül rahatlığıyla yenir. Helal et damgalı ürünler, sadece kesiminin helal olması bakımından değil, sağlık açısından da önemlidir...

Devamını Okuyun...

Yiyip içmekle ilgili çeşitli sorular

Dinimizde ölçü vardır. Yenilen gıdada domuz yağı olduğu kesin olarak bilinmiyorsa yiyip içmekte mahzur yoktur. Yiyecek ve içecek kapları, kapaklı olmalıdır. Akşam yatarken yiyecek ve içecek...

Devamını Okuyun...

Organ bağışı ve nakli

İnsan organları mülk olmadığı için, satılamaz, bağışlanamaz; fakat zaruret halinde kullanılması için izin verilir. İzin verilince, organı paralı veya parasız almak ve zaruret halinde kullanmak caiz olur...

Devamını Okuyun...

İnsan parçasını kullanmak

İnsan parçasını zaruretsiz kullanmak ve kadın sütünü içmek haramdır.
Nihâye, Hâniyye ve Tehzib kitaplarında deniyor ki...

Devamını Okuyun...

Hastaya kan vermek

Muteber din kitaplarındaki ifadeler şöyledir:
Zaruret olunca haramlar mubah hâle gelir. (Redd-ül muhtar)...

Devamını Okuyun...

Haram maddeyi ilaç olarak kullanmak

İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
(Haram olan şeylerin ilaç olarak kullanılması, bunun hastaya iyi geleceği bilinirse ve helal olan ilaç bulunmazsa, caiz olur...

Devamını Okuyun...

Estetik ameliyat

Tabii olan şekli, süs gayesiyle, değiştirmek caiz değildir. Mesela burnu biraz büyük olan, küçültmek niyetiyle değiştiremez...

Devamını Okuyun...

Botoks yaptırmak

Kozmetik kitaplarında diyor ki:
Botoks, Clostridium botulinum adlı bakteri tarafından salgılanan bir proteindir. Bu madde sinirlerden kaslara olan elektriksel iletiyi bloke ederek, uygulanan bölgedeki kasın fonksiyonunu geçici olarak azaltır...

Devamını Okuyun...

Cinsiyet değiştirmek

Caiz değildir. Erkeklik organını kestirmekle, silikonla göğüsleri şişirtmekle cinsiyet değiştirilmiş olmaz...

Devamını Okuyun...

Dövme yaptırmak

Dövme yaptırmanın caiz olmadığı, hadis-i şerifle bildirilmiştir. Yaptıranın tevbe etmesi ve bir daha yaptırmaması gerekir. Dövme, deri üstünde bir tabaka meydana getirmeyip, deri altından yapıldığı için gusle ve abdeste mani olmaz. Deri üstüne yapılmış olsa da, kolayca çıkarma imkânı yoksa, yine abdeste ve gusle mani olmaz...

Devamını Okuyun...

Gözlere sürme çekmek

Erkeklerin süs, ziynet için sürme çekmeleri caiz değildir. Fakat tedavi maksadıyla sürme çekmeleri caizdir...

Devamını Okuyun...

Peruk kullanmak

Kadının, insan saçını, kendi saçı arasına örerek birleştirmeyip de, kendi saçına iplikle, bez şeritle bağlamasının ve hayvan kılları eklemesinin haram olmadığı, İbni Âbidîn, Hadîka ve Fetâvâ-i kübrâda yazılıdır...

Devamını Okuyun...

Nazar boncuğu

Evet caizdir. 
İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
(Nazar değmemek için tarlaya kemik, korkuluk, hayvan kafası koymak caizdir...

Devamını Okuyun...

Kurşun döktürmek

Hayır. Çöp yakıp, nazar değen çocuğun etrafında döndürmek ve korkmuş çocuğa mum, kurşun dökmek caizdir. Şifayı veren Allahü teâlâdır. (Hindiyye)...

Devamını Okuyun...

Yüzük takmak

Erkeklerin altın yüzük takmaları, dört mezhepte de caiz değildir. Altın ile gümüşü süs olarak takmak yalnız kadınlara helaldir. Fakat, bunları mahrem olmayan erkeklere göstermeleri haramdır...

Devamını Okuyun...

Resim yapmak

İster hürmet edilmek için, ister hakaret edilmek için olsun, ister büyük olsun, ister küçük olsun, ister insan ister hayvan resmi olsun, canlı resmi ve heykel yapmak haramdır, büyük günahtır...

Devamını Okuyun...

Resimli eşya kullanmak

Uygun değildir. Üç zararı vardır:
Birincisi, insan ve hayvan resmini, belden yukarı asmak haramdır. Bitki ve cansızların resmini asmakta mahzur yoktur...

Devamını Okuyun...

Çocuklara oyuncak bebek almak

Evet, caizdir...

Devamını Okuyun...

Televizyon ve radyo

Orada bir incelik vardır. Günah da, sevab da işlenebilecek aleti değil, günah işlenecek olan, yani günah işlemek gayesiyle bir aleti eve sokmak caiz olmaz. Günah işlenmeyen aletin suçu, günahı olmaz...

Devamını Okuyun...

Haç, zünnar vs.

Hristiyanlığın dini sembolü olan böyle şeyleri kullanmak caiz değildir. (İ.Abidin, Birgivi)

Kâfirlerin ibadet olarak yaptıkları ve kâfirlik alameti olan veya İslamiyet’i inkâr etmek ve inanmamak alameti olan ve tahkir etmemiz vacip olan şeyleri yapmak veya kullanmak küfre sebep olur...

Devamını Okuyun...

Altın gümüş eşya kullanmak

Bayanların da altın veya gümüş eşya kullanmaları caiz değildir, tahrimen mekruhtur. Bayanlar altın ve gümüş takı takabilirler, yani bilezik, küpe, kolye, yüzük takabilirler...

Devamını Okuyun...

Küçük mushaflar

Altın ve gümüş kap ile yiyip içmek ve her türlü kullanmak caiz değildir. Altın ve gümüş kaşık, saat, kalem, bıçak ve benzeri şeyleri kullanmak da, böyle caiz değildir...

Devamını Okuyun...

Kına yakmak

Kınanın önemi, hadis-i şeriflerde şöyle bildiriliyor:
(Kına yakın. Zira güzelliğinizi, gençliğinizi ve nikah sevginizi artırır.) [Ebu Nuaym, Bezzar]...

Devamını Okuyun...

İpek kullanmak

İç ve dış elbise olarak ipek giymek haram, kadınlara her çeşit ipek eşya caizdir. Savaşta ipek giymek caizdir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Altın ve ipek, kadına helal, erkeğe ise haramdır.) [Taberani]...

Devamını Okuyun...

Kadınlara ve erkeklere benzemek

Oyun için, şaka için de olsa, erkek zaruretsiz kadın elbisesi giymemelidir. Peygamber efendimiz, erkek kılığına girerek mızrak kuşanmış bir kadını görünce, (Erkeklere benzeyen kadınlara ve kadınlara benzeyen erkeklere Allah lanet etsin!) buyurdu. (Taberani)...

Devamını Okuyun...

Domuzun derisi de necistir

Domuzun sadece eti pis, yağı, derisi ve gerisi temiz olur mu? Âyet-i kerimede (Domuzun idrarı necis) diye bir ifade yok diye, domuzun idrarı da temiz mi kabul edilir? Bu tür iddiaları din düşmanları yapmaktadır...

Devamını Okuyun...

Kimyevi değişmeler

Kâfir Müslüman olunca tertemiz olduğu, hatta günahları sevaba çevrildiği gibi, şarap da, tamamen sirkeye dönüşünce, damlası haramken, tertemiz sirke olur...

Devamını Okuyun...

Evde hayvan beslemek

Bir ihtiyaç için köpek beslemek caizdir. Mesela polis köpeği, av köpeği, çoban köpeği, bekçi köpeği beslenir. Ancak köpek evin içine sokulmaz...

Devamını Okuyun...

Hayvanlara eziyet vermek

Hiçbir hayvana eziyet, işkence etmek, suda boğarak veya ateşte yakarak öldürmek caiz değildir. Hayvana işkence etmek, gayri müslim vatandaşa işkence etmekten daha büyük günahtır...

Devamını Okuyun...

Başkasının malını izinsiz kullanmak

Başkalarının malını izinsiz kullanmak haramdır. Mesela arkadaşının kalemini ondan habersiz alıp, o kalemle bir mektup yazmak haram olur...

Devamını Okuyun...

Besmeleyi okunamayacak şekilde yazmak

Hiçbiri caiz değildir. Besmelenin B’sinin noktasını koymayan, Sin harfinin dişlerini yapmayıp düz çeken bir hattatı Hazret-i Ömer cezalandırmıştır. Hele leylek, hayvan veya insan şeklinde yazmak daha çirkindir. Tersten simetri olarak yazmak da caiz değildir...

Devamını Okuyun...

Vücuttaki kılları temizlemek

Koltuk ve kasık kıllarını, her hafta tıraş ederek temizlemek sünnettir. 15 günde bir de temizlenebilir. 40 gün uzatmak, günah olur...

Devamını Okuyun...

Pahalı maden

Hiç mahzuru yoktur. Platin de pahalıdır. Altının haram olması pahalı olduğu için değildir. Gümüş çok ucuz olmasına rağmen gümüş kaşık, gümüş bıçak da caiz değildir...

Devamını Okuyun...