Her insan mesut olmak ister

01/01/2020 Çarşamba Köşe yazarı O.Ü

Yaratan da, yaratılan da aynı şeyi istemekte olduğu hâlde, mesut olan kimse pek azdır...

 

Sual: Kadın, erkek her insanın mesut olmayı istediği bilinmektedir. Herkes bunu istediği hâlde mesut olanların sayısı maalesef azdır, bunun sebebi ne olabilir?

Cevap: Allahü teâlâ insanları yarattı ve her insanın saadet içinde, mesut yaşamasını istediğini bildirdi. Mesut olmak, rahat, üzüntüsüz yaşamak demektir. Her insan da mesut olmayı istemektedir. Yaratan da, yaratılan da aynı şeyi istemekte olduğu hâlde, mesut olan kimse pek azdır. Çünkü, Allahü teâlâ her şeyi bir sebeple yaratmaktadır. Allahü teâlâdan bir şey istemek, ya kavil yani söz ile olur. Yahut fiil ile olur. Kavil ile istemek, dua etmektir. Bir şeyi fiil ile istemek ise, bu şeyi meydana getiren sebebi yapmaktır. Çalışmak, sebebe yapışmak demektir. Çalışmayan, tembel oturan, sebebe yapışmamış olur. Allahü teâlâ tembele bir şey vermez. (Ve en leyse lil insâni illâ mâ seâ: İnsan ancak çalıştığı şeye kavuşur) âyet-i kerimesi bunun vesikasıdır. Kâfirler, Allahü teâlâya inanmadıkları için, kavil, söz ile istemiyorlar. Dua etmiyorlar. Sebeplerin tesirini gördükleri için, yalnız fiil ile istiyorlar. Sebeplere yapışıyorlar. Allahü teâlâ da, onların bu isteklerini kabul  ederek, istediklerini yaratıyor, veriyor.

Mesut olmak için lazım olan sebeplere nimet denir. Allahü teâlâ, nimetlerini, dost, düşman, her isteyene vereceğini vadetmektedir. Nimete kavuşmak için, nimet sahibinin beğendiği gibi istemek lazımdır. Bunun için, nimeti istediğini bildirmek, dua etmek ve muhakkak verileceğine inanmak, iman etmek lazımdır. Buna inanmayana, hele inkâr edene verilmez. İnkâr eden mahrûm kalır. Saadete sebep olan nimete kavuşmak için yapılan duada, bu iman şarttır. Demek ki, nimete kavuşmak için, önce iman sahibi olmak, yani Müslüman olmak, sonra, nimetin sebebine yapışmak lazımdır. Bütün nimetlerin sahibi olan Allahü teâlâ, nimetlere kavuşmak için, nasıl dua edileceğini de, merhamet ederek, bildirmektedir. Müslümanın duasının kabul olması için, imandan sonra, her gün beş vakit namaz kılmak, kul hakkı bulunmamak şartı da önce gelmektedir. Şimdi, dualarımız kabul olmuyor diyenlerin bu şartları yapmadıkları anlaşılıyor.

            ***

Sual: Namazda, ağrı sebebiyle ağlamak, namazı bozar mı?

Cevap: Ağrı, üzüntü sebebi ile, sesle ağlamak, namazı bozar.