"Hoş geldin ey ölüm hoş geldin!.."

01/08/2019 Perşembe Köşe yazarı V.T

"Allahım, dün sana kavuşmaktan korkuyordum, bugün ise kavuşmayı arzu ediyorum."

 

Seyyid Mehmed Sa’deddîn Efendi, yüz yedinci Osmanlı şeyhülislâmıdır. 1213 (m. 1798)’de İstanbul’da doğdu. 1283 (m. 1866)’da vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:

Hazreti Ebû Bekr’in, (radıyallahü anh) İbn-i Ebû Süfyân’a yaptığı tavsiyelerden bazıları şöyledir:

“Ey İbn-i Ebû Süfyân, Allahü teâlâdan kork. Muhakkak O, senin dışını gördüğü gibi, aynı şekilde içini de görür. Allahü teâlâya en yakın olan kişi, insanlar arasında O’nu herkesten çok dost edinendir. Hak teâlâya en yakın kişi, tâatıyla O’na en çok yaklaşandır. Ben sana Hâlid’in görevini veriyorum. Câhiliyet devrinin taassubuna kapılmaktan çok sakın. Zîrâ Allahü teâlâ, cahiliyet devrine ve o devrin halkına buğzeder...

Askerlerin yanına gittiğin zaman, onlarla sohbette bulun. Onlara hayır vadet. Onlara nasihat ettiğin zaman, sözünü kısa kes. Zîrâ fazla konuşmanın bir kısmı, diğerini unutturur, önce kendini terbiye et ki, emrindekiler de terbiyeli olsun...

Namazlarını ta’dîl-i erkâna uygun olarak ve vaktinde kıl. Düşmanların gönderdikleri elçilere ikramda bulun, onların, ordugâhında kısa bir süre kalmalarını sağla. Onlar, senin yanından hiçbir şey bilmeden ayrılsınlar. Onlara hiçbir şey göstermemeye çalış. Aksi takdîrde senin zayıf taraflarını görür ve senin bilmediklerini bilirler. Onları misâfir ettiğin zaman, yanındakilerin onlarla konuşmalarına mâni ol. Gizli şeyler hakkında konuşma. Birisinden fikir sorduğun zaman sen doğru konuş ki, o sana samimî olarak fikrini söyleyebilsin.”

Muâz bin Cebel (radıyallahü anh)  ölüm döşeğindeyken yanındakilere; “Bakın bakalım sabah oldu mu?” dedi. “Henüz olmadı” diye cevap verdiler. Biraz sonra tekrar “Sabah oldu mu?” diye sordu. “Henüz olmadı” dediler. Daha sonra da sabah olduğunu söylediler. Bunun üzerine Muâz (radıyallahü anh) şöyle duâ etti:

"Sabahında Cehenneme gideceğim geceden Allaha sığınırım. Hoş geldin ey ölüm, hoş geldin! Sevgilisini arayan ziyâretçi, ansızın gelen sevgili. Allahım, dün sana kavuşmaktan korkuyordum, bugün ise kavuşmayı arzu ediyorum. Allahım, sen de biliyorsun ki, ne dünyâyı ne de dünyâdan nehirler akıtmak, ağaçlar dikmek için uzun müddet yaşamayı isterim. Fakat ben, ilmî susuzluğumu gidermek, güçlüklere göğüs germek, ilim meclislerinde dizlerim şişinceye kadar âlimlerle oturmak için uzun ömür istiyorum.”