"Ey kulum, beni andın mı?"

02/01/2020 Perşembe Köşe yazarı A.U

Sâbit bin Eslem Benânî hazretleri “rahmetullahi aleyh” anlatıyor:

Mümin, kıyâmet gününde, Allahü teâlânın huzûrunda durur. Allahü teâlâ ona;

"Ey kulum! Sen, dünyâda iken bana ibâdet eden kullarımla berâber ibâdet ediyor muydun?" diye sorar.

Kul cevâb verir:

"Evet yâ Rabbî".

Yine Allahü teâlâ;

"Ey kulum, dünyâda iken bana duâ edip yalvaran ve beni zikredip ananlarla berâber, sen de yalvarıp, beni andın mı?" diye sorar.

O mümin yine;

"Evet yâ Rabbî" der.

Bunun üzerine Hak teâlâ;

"İzzetim hakkı için, beni zikredip andığın her yerde ben de seni andım. Nerede duâ edip yalvardınsa, kabul ettim" buyurur.

Peygamberimiz aleyhisselâm da;

"Müminin hiçbir duâsı geri çevrilmez. Karşılığı, ya dünyada verilir, ya âhirete ertelenir veya günahlarına keffâret olur" buyuruyor.

● ● ●

Sâbit-i Benânî hazretleri anlatır:

Sâlih zâtlardan biri;

"Rabbimin beni andığı zamanı biliyorum" dedi.

Arkadaşları sordu:

"Nasıl biliyorsun?"  

"Çok kolay" dedi. "Zîra ben Allahü teâlâyı andığım zaman O da beni anıyor. Çünkü Allahü teâlâ; (Kulum beni anınca, ben de kulumu anarım) buyuruyor."

Bir gün de dostlarına;

"Ben duâ ettiğim zaman, Allahü teâlânın duâmı kabul ettiğini bilirim" dedi.

"Nasıl bilirsin?" dediler.

"Kolay" dedi. "Çünkü duâdan sonra kalbde incelik, vücutta rahatlık, gönülde açılma ve ferahlık olursa, o duâ kabul edildi demektir."