Bir yabancının İslamiyete bakışı

03/01/2020 Cuma Köşe yazarı O.Ü

"Barbar dediğimiz Müslümanların şehirlerinde ne kaba kuvvet, ne de cinayet gördüm!"

 

Sual: Müslüman olmadıkları halde, hakiki Müslümanları görüp, İslamiyeti araştıranlar, İslamiyet ve Müslümanlar hakkında olumlu şeyler söylemiş veya yazmışlar mıdır?

Cevap: Konu ile alakalı olarak İtalyan asıllı Fransız devlet adamı Henri A. Ubicini, senelerce Türkiye’de kalmış olup, 1851’de Paris’te yayınlanan La Turquie Actuelle-Bugünkü Türkiye eserinde, İslam dini hakkında şöyle demektedir:

“İslam dini, insanlara şefkat ve idrak emreder. Avrupa’nın dinsiz diye sinesinden attığı bahtsız insanlar, padişahın misafiri oldular ve Müslüman Türk dünyasında, vatanlarında mahrum oldukları, hürriyet ve emniyet içinde yaşadılar. Bütün din mensupları, burada aynı adaleti ve şefkati gördüler. Türklere ve Müslümanlara barbar diyen Avrupalı, onlardan misafirperverlik ve insanlık dersi aldı… Onaltıncı asırda yaşamış olan bir yazar; ‘Ne gariptir, ben İslam memleketlerini gezdim. Barbar dediğimiz Müslümanların şehirlerinde ne kaba kuvvet, ne de cinayet gördüm. Herkesin hakkına saygı gösteriyorlar. Gariplere yardımcı oluyorlar. Büyük küçük, Hristiyan, Yahudi veya Müslüman, hatta imansız, müşrik olsun, aynı adaleti ve merhameti buluyor” demektedir. Ben de ona katılıyorum’ demektedir…”

Ubicini kitabının başka bir yerinde şunları yazmaktadır:

“İstanbul’da, Müslümanların oturduğu İstanbul kısmında senede ancak bir, iki polis vakası meydana gelmektedir. Hâlbuki Hristiyanların oturduğu Pera, Beyoğlu kısmında, her gün yüzlerce hırsızlık, dolandırıcılık ve cinayet vakaları zuhur etmekte, insanlar birbirini dolandırmakta, birbirini öldürmekte ve burası Avrupa’nın büyük şehirleri gibi, bir batakhane şekline girmektedir. İstanbul kısmında yüz binlerce Müslüman sulh ve sükûnet içinde namusu ile yaşarken, Pera’da bulunan tahminen 30.000 Hristiyan, bütün dünyaya bir namussuzluk, iffetsizlik ve serserilik numunesi olmaktadır. Pera için İtalyanlar; ‘Pera, dei sulirati il nido=Pera, serseriler yatağı’ adlı bir şarkı yapmışlar ve bu şarkı oradakilerin ağzından düşmez olmuştur.”

             ***

Sual: Namazdaki rekatlar ne zaman başlar ve ne zaman biter?

Cevap: Birinci rekat, namaza durunca, diğer rekatler ayağa kalkınca başlar ve tekrar ayağa kalkıncaya kadar devam eder. Son rekat ise, selam verinceye kadar devam eder.