Zamana göre, dinde değişiklik yapmak

10/02/2020 Pazartesi Köşe yazarı O.Ü

İslamın zamana göre değişeceğini sanmak, bu dinin hakikatine inanmamak olur.

 

Sual: Bazıları; “Zamana göre, dinde yenilikler yapılmalıdır. Dinde bulunmayan çok şey, İslamiyete karışmıştır. Bunları temizlemek, dinimizi ilk zamanındaki temiz hâline getirmek lazımdır” diyor. Dinde değişiklik yapılabilir mi?

Cevap: Müslümanlarda, birkaç asırdan beri bir duraklama, hatta gerileme olduğu meydandadır. Bu gerilemeyi görerek, İslamiyetin bozulduğunu söylemek, çok yanlıştır. Geri kalmanın sebebi, Müslümanların dinin emirlerini yerine getirmekte gevşek davranmalarıdır. İslam dinine, başka dinlerde olduğu gibi, hurafeler karışmamıştır. Cahillerin yanlış inanışları ve konuşmaları olabilir. Fakat bunlar, İslamın temel kitaplarında bildirilenleri değiştirmez. Bu kitaplar, Resulullah efendimizin sözlerini ve Eshab-ı kiramdan gelen haberleri bildirmektedirler. Hepsi, en salahiyetli, yüksek âlimler tarafından yazılmışlardır. Bütün İslam âlimlerince söz birliği ile beğenilmiştir. Asırlar boyunca, hiçbirinde hiçbir değişiklik olmamıştır. Cahillerin sözlerinin, kitaplarının ve dergilerinin hatalı olması, İslamiyetin temel kitaplarına kusur ve leke kondurmaya sebep olamaz.

Bu temel kitapları her asrın modasına, gidişine göre değiştirmeye kalkışmak, her zaman için yeni bir din yapmak demek olur. Böyle değişiklikleri, Kur'ân-ı kerime ve hadis-i şeriflere dayanarak, bunlara uydurarak yapmaya kalkışmak, Kur'ân-ı kerimi ve hadis-i şerifleri bilmemenin, İslamiyeti anlamamanın bir alametidir. İslamın emirlerinin, yasaklarının zamana göre değişeceğini sanmak, İslam dininin hakikatine inanmamak olur. Bir ayet-i kerimede mealen;

(Müminler ma'ruf olan şeyleri emreder) buyuruldu. Kur'ân-ı kerime, İslamiyete saygısızca saldıran aşırı reformculardan Ziya Gökalp ve benzerleri, bu âyet-i kerimedeki ma'ruf kelimesine, örf, âdet diyerek, İslamiyeti âdete, modaya göre değiştirmeye, böylece mason üstatlarının gözüne girip sandalye, koltuk kapmaya kalkıştılar. Dünyalık için dinlerini sattılar. Ziya Gökalp, bu hizmetine karşılık, İttihatçıların genel merkez üyeliğine getirildi. Bunun dediği gibi, İslamiyet âdetlere yer verseydi, daha kuruluşunda cahil Arapların kötü âdetlerini yasak etmez, o zamanın en kıymetli âdeti olan ve Kâbe'nin içine kadar girmiş bulunan putperestliği hoş görürdü!