"Salât" sadece "dua" değildir

13/11/2018 Salı Köşe yazarı R.A

Sevgili Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Şefâatime en lâyık olanlar, bana en çok salevât okuyanlardır."
 
Dünkü makalemizde, "salât" kelimesinin birçok manaya geldiğini; bu kelimenin "Allahü teâlâdan rahmet", "meleklerden istiğfâr veya duâ", "müminlerden de duâ veya Onun şefâatini talep etmekmanalarına geldiği gibi, "namaz" ve umûmi olarak "duâ" anlamlarında da kullanıldığını, diğer bir manasının ise, "Peygamberimize salevât getirmek" olduğunu ifâde etmiştik.
Bu sonuncuya, "Salât u Selâm" getirmek de denilir. Bunun manası ise, Peygamber Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) ism-i şerîfleri anılınca, işitilince veya yazılınca söylenen veya yazılan hayır duâlardan ibâret olan sözler yâni "sallallahü aleyhi ve sellem", "Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed", "Es-salâtü ves-selâmü aleyke yâ Resûlallah"... gibi mübârek sözler ve benzerleridir.
Bu konuda, Kur'ân-ı kerîmde buyuruldu ki (meâlen): "... Ey müminler! O'na (Peygambere) salât ve selâm getiriniz." (Ahzâb sûresi, 56)
Görüldüğü gibi, Resûlullaha salât edilmesini (yani salevât getirilmesini), bizzât Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde emretmektedir. Bunun için, Resûlullah Efendimize, ömürde bir defa salevât getirmek farz, ismi geçtiği zaman, bir oturumda, bir yazıda bir defa salevât getirmek vâcip, sonrakilerde ise müstehaptır.
Sevgili Peygamberimiz de (aleyhis-salâtü ves-selâm) buyurmuştur ki:
"Cuma günleri, bana çok salevât okuyunuz! Bunlar, bana bildirilir." (Ebû Dâvûd)
"Şefâatime en lâyık olanlar, bana en çok salevât okuyanlardır." [Tirmizî]
"Bana çok salevât getirenlerin dertleri gider, günâhları affolur." [Tirmizî]
"Bana bir salât getirene, Allah ve melekleri yetmiş salât getirirler." [İmâm Ahmed]
"Kim, bir kitâbda, bana salât u selâm getirirse (yazarsa), benim ismim, o kitâbda bulunduğu müddetçe, melekler, onun için istiğfâr ederler (Allahü teâlâya, onun günâhını bağışlaması için yalvarırlar)." (Mir'ât-ı Kâinât)
Pek çok İslâm âliminin de bu mevzûda kıymetli sözleri vardır:
"Allahü teâlâdan bir şey isteyen kimse, önce Allahü teâlâya hamd ve senâ ettikten sonra, Resûlullah Efendimize de salât okumalıdır. Böyle bir duâ, kabule lâyıktır. (Duânın başında ve sonunda olmak üzere) iki salât ile yapılan duâ geri çevrilmez." (İbn-i Cezerî)
"Cimrilik sadece malı tutmak, onu hayır yerlere sarf etmemek değildir. İbâdetlerini yapmayan kimse, nefsine cimrilik ettiği gibi; Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin ism-i şerîflerini duyduğu hâlde, salât u selâm okumayan; Müslümân kardeşine rastlayıp selâm vermeyen kimse de cimrilik etmiş olur." (Yûsuf Sinânüddîn)
Bâzı âlimler de diyorlar ki: "Salâtla emrolunmanın bir faydası da, salevâtın fazîleti hakkındaki hadîs-i şerîfler içinde bildirilen dünyâ ve âhiret iyiliklerinin, salât okuyanda da hâsıl olmasıdır." (Nişâncızâde)
[Önümüzdeki hafta Mevlid-i şerîf haftasıdır; oradaki iki makâlemizde, birer nebze Sevgili Peygamberimizden bahsetmek münâsip düşecektir. Ondan sonra inşâallah, Peygamber Efendimize salevât okuma konusunu tekrâr ele almak istiyoruz.]