İlimde, önemli olan öne alınmalıdır

14/05/2019 Salı Köşe yazarı V.T

İlimden ve ilim öğrenmekten, o ilmin kalbe tesîri olmasa bile vazgeçmemelidir.

 

Turûd (Türüt) Efendi Kanunî Sultan Süleymân zamanının âlimlerindendir. Konya-Beyşehir’de doğdu. 975 (m. 1568)’de İstanbul’da vefât etti. İlim öğrenmek hakkında buyurdu ki:

İlim öğrenirken ameli geciktirmemelidir, ilim öğrenmeyi mühim göstererek amelde noksanlık veya gecikme olması, şeytanın aldatması ve hîlesidir. Çok kere ecel, ilmin tamamını öğrenmeden gelip çatar da, öğrendiği ile amel etme imkânını bulamaz. Böylece hüsrana uğrayanlardan, amelinde noksan olanlardan olup Cehenneme gider, ilmin aslının hükümlerini öğrenmeden, ilmin garipliklerine tâbi olmamalıdır. İlmin aslı ma’rifetullahdır, Allahü teâlâyı tanımaktır. Selef-i sâlihîn ölüm gelmeden önce ölüme hazırlanırlar, lüzumlu bilgileri öğrenirler, bunlarla amel ederlerdi. Zira Allahü teâlânın, kullarına fazla maldan soracağı gibi, fazla ilimden de soracağını düşünürlerdi. Mümin, insanlar arasında güzel ahlâkı ile tanınmalıdır. İlim, hilm, vakar, muhabbet, kerem, hayır ehli, cömert ve işlerinde ihtiyatlı olmalıdır. Şeytan, ilim ile konuşan, hilm ile susan âlimlerden çok çekinir. Allahü teâlâ katında ilmini hilm ile süsleyen âlimden efdal kimse yoktur. Âlemin ayakta durması, ilmi ile âmil, hilm ile hikmet sahibi âlimler iledir. Hilm ve hikmet sahibi âlimlere ise çok az rastlanır.

İlim öğrenirken ehemmiyetli olan öne alınmalıdır. Fıkıh, tefsîr, hadîs ilimleri din ilimlerinin mühim olanlarıdır. Her fenden, her ilimden yeteri kadar istifâde etmelidir, ihtiyâç olduğu kadar öğrenmeli, fazla veya azdan kaçınmalıdır. Bir kimse Allahü teâlâyı yalnız kelâm ilmi ile talep ederse, zındık olur. Allahü teâlâyı yalnız zühd ile talep eden, bid’at sahibidir. Allahü teâlâyı yalnız fıkıh ile talep eden, fâsık olur. Çeşitli ilimleri ve fen ilimlerinden lüzumu kadarını öğrenen kimse, zındık olmaktan, bid’at sahibi olmaktan, fâsık olmaktan kurtulur, içindekileri yakîn ile bilmeden, iyice vâkıf olmadan ilim kitaplarını çoğaltmak, kütüphânesini doldurmak, kıyâmet alâmetlerindendir.

İlim öğrenmek isteyen, önce ilimden sünneti meydana çıkaracak, bid’atleri yıkacak şeyleri öğrenmelidir. Hadîs-i şerîfte “Ümmetime, bir sünneti meydana çıkaran veya bir bid’ati yıkan hadîsi ulaştıran kimseye Cennet vâcib olur” buyuruldu.

İlimden ve ilim öğrenmekten, o ilmin kalbe tesîri olmasa bile vazgeçmemelidir. Çünkü ilimler kulağına gire gire bir gün olur, bunların faydasını görür.