"Kim yolculuğa çıkar da, düşmandan korkarsa!.."
18/06/2025 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Ebû Tâhir anlatır: “Bir yolculuğa çıkacaktım. Fakat bir zarar
gelmesinden korkuyordum..."
İbn-i Kazvînî hazretleri evliyânın meşhûrlarından ve
Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 360 (m. 971) senesinde doğdu. 442 (m.
1050) senesinde vefât etti.
İbn-i Kazvînî hazretleri, hadîs, fıkıh ve tasavvuf
ilimlerinde âlim olup, çok kerametleri görüldü.
Ebû Nasr bin Sabbağ hazretleri şöyle anlatmıştır: Bir
gün İbn-i Kazvînî hazretlerinin huzûrunda idim. Ebû Bekr İbni Rahbî ona dedi
ki; “Efendim, nefsimin hangi isteğine karşı çıkayım?” “Eğer nefsinin istediği
şeyi yapmayı istiyorsan, muhalefet et! Fakat nefsinin istediği şeyi biliyor da
yapmak istemiyorsan muhalefet gerekmez” dedi. Ben bu sözü kabûllenemedim.
Yanından ayrılınca düşündüm. Tasvip etmiyordum. O gece rüyâmda bir sıkıntı
içine düştüm. Biri bana “İbn-i Kazvînî’nin sözünü beğenmediğin için sıkıntıya
düştün” diyordu... İbn-i Salah, İbn-i Kazvînî hazretlerinin bu sözünü
şöyle açıklamıştır: “Ârif olan kimse nefsine sâhip olur ve onun
isteklerine uymaz, zararından emîn olur. Mürid olan böyle değildir. Henüz o
nefsine sâhip olamamıştır. Nefsi kötülükleri ister. Bunun için nefsinin
böyle isteklerine karşı çıkması, yapmaması gerekir.”
İbn-i Kazvînî hazretlerinin hizmetçisi Muhammed bin
Hibetullah şöyle anlatmıştır: “Bir defasında İbn-i Kazvînî hazretleriyle yatsı
namazını kıldık. O, namaz kılmaya devam ediyordu. Namazdan sonra mescidde
ikimizden başka kimse kalmadı. Namazını bitirdikten sonra, kandili alıp,
tutarak önünden yürüdüm. Beraberce çıkıp yürüdük. Fakat evini geçip gitmiştik,
yürümeye devam ediyordu. Ben de önünde kandili tutarak yürüdüm. Harbiyye’den
çıktık. Bir mescidde iki rek’at namaz kıldık. Ben, artık nerede olduğumuzu
bilemiyordum, öyle bir yere geldik ki, cemâatle tavaf yapmaya başladık. Gece
çok ilerlemişti. Sonra elimden tutup, “Bismillah” dedi. Tekrar yürüdük. Birden
kendimi Harbiyye yakınında buldum. Sabah namazından önce şehre girdik. Nereye
gidip geldiğimizi sordum. “Tavaf ettiğimiz yer Kâbe idi” dedi ve meâlen
“Biz ona nimet verdik” buyurulan Zuhruf sûresi 59. âyet-i kerîmesini okudu.”
Ebû Tâhir bin Cahşuveyh şöyle
anlatmıştır: “Bir defasında bir yolculuğa çıkacaktım. Fakat yolda bir zarar
gelmesinden korkuyordum. Duâ istemek için İbn-i Kazvînî hazretlerine gittim.
Huzûruna girdiğimde, daha ben bir şey söylemeden 'Kim yolculuğa çıkar da,
düşmandan veya vahşî hayvanlardan korkarsa, (Liîlâfi Kureyş...) sûresini
okusun. Her türlü kötülükten korunur, emniyet içinde olur' buyurdu. Ben de
bu sûreyi okudum. O zamandan beri hiçbir zarara uğramadım.”
