Mükâfatımız âhirette verilecek

20/06/2019 Perşembe Köşe yazarı A.U


Büyük velî Hâce Muhammed hazretleri, Hazret-i Ömer’den naklen şöyle anlatıyor:

Resûlullah’ın yanına girmek için izin istedim.

Hücre-i seâdetlerine kabul buyuruldum.

Kaba bir “kilim” üzerine yatmışlardı.

Kilimse küçüktü.

Kâfi gelmiyordu.

Mübârek başlarının altında, hurma lifiyle doldurulmuş bir “yastık” vardı.

Selâm verdim.

Sonra oturup;

“Yâ Resûlallah! Sen, Allah’ın peygamberi ve Habîbi olduğun hâlde bu vaziyettesin. Hâlbuki Kisrâ ve Kayser, altın divanlarda ve ipek yataklarda yatıyorlar” dedim.

Bana cevap verip;

“Onlar, bütün nîmetleri bu dünyâda tadıyorlar. Hâlbuki dünyâ nîmetleri çabuk biter. Bizim mükâfatımız, âhirette verilecek ve sonsuz olup, hiç bitmeyecektir” buyurdu.

● ● ●

Bir sohbetinde;

“Kendinizi vermeye alıştırın. Çünkü bize kalacak olan, verdiğimizdir” buyurdu.

Ve şunu anlattı:

Bir Kurban Bayramı günü, Resûllullah Efendimiz, dışarıdan eve gelip Âişe vâlidemize;

“Kurban etini ne yaptın?” diye sordular.

“Hepsini dağıttım, iki kürek bize kaldı” diye arz etti.

Efendimiz;

“Öyleyse iki kürek hâriç, hepsi bize kaldı” buyurdular.