"Resûlullaha çok salevat getirirdim"

22/08/2019 Perşembe Köşe yazarı V.T

Mâlik bin Enes’in yanında, Resûlullah anıldığı zaman rengi değişir, iki büklüm olurdu.

 

Bedreddîn Bülkînî hazretleri, tefsîr, hadîs, nahiv ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 821 (m. 1418)’de doğdu. 890 (m. 1485)’de Mısır’da vefât etti. Resûlullah efendimize (sallallahü aleyhi ve sellem) salât-ü selâm söylemenin faziletlerini şöyle anlattı:

Abdullah Kavarîrî anlattı: Kâtiblik yapan bir komşumuz vardı. Vefâtından sonra onu rüyâda görüp, “Allahü teâlâ sana ne muâmele eyledi?” diye sordum. Bana; “Allahü teâlâ, beni af ve mağfiret etti” dedi. “Ne yaptın da Allahü teâlâ seni af ve mağfiret etti?” deyince de; “Ben Resûlullahın ismini yazdığım zaman, (sallallahü aleyhi ve sellem) diye de ilâve eder, O’na salât-ü selâm yazardım. Allahü teâlâ, beni bu yüzden af ve mağfiret buyurdu” dedi.

Sâlihlerden birisi, Hasen bin Resîk’i vefâtından sonra çok güzel bir hâlde gördü. Kendisine; “Bu hâle nasıl kavuştun?” diye sorulunca; Resûlullaha çok salât-ü selâm getirirdim, onun için” dedi.

Ebû Hüseyn Yahyâ bin Hüseyn, Berşânî İsfehânî’den şöyle nakleder: Rüyâmda Resûlullahı gördüm. “Yâ Resûlallah! Amcamın oğlu Muhammed bin İdrîs’e (İmâm-ı Şafiî) bir yardımınız, oldu mu?” diye sordum. Resûlullah; “Evet oldu. Allahü teâlâdan onu hesaba çekmemesini diledim” buyurdu. “Niçin yâ Resûlallah?” deyince, “Çünkü o, bana çok güzel salât okuyordu” buyurdu. “O salât hangisidir?” diye sordum. “Allahümme salli alâ Muhammedin küllemâ zekerehüz-zâkirûn ve salli alâ Muhammedin küllemâ gafele an zikrihil-gâfilîn” buyurdu...

Allahü teâlâya Resûlullahı vesile eden kimse, huşû ve hudû üzere olmalı. Allahü teâlânın Kur’ân-ı kerîmde emrettiği şekilde Resûlullaha hayatta imiş de yüksek huzûrlarında bulunuyormuş gibi edeb üzere bulunmalıdır. Sekinet ve vekarı terk etmemelidir. Çünkü Selef-i sâlihîn böyle bildirmiştir.

Mâlik bin Enes’in yanında, Resûlullah anıldığı zaman rengi değişir, iki büklüm olurdu. Yanında bulunanlar onun bu hâlini görüp sordukları zaman, onlara şöyle derdi:

“Keşke siz benim gördüğümü görseydiniz. O zaman benim bu hâlime hak verirdiniz.” Kendisine ne gördüğü sorulunca, onlara şöyle anlattı:

“Muhammed bin Münkedir’i gördüm. O seyyid-ül-kurrâ idi. Kimse ona Resûlullah efendimizin bir hadîs-i şerîfini sormaya cesâret edemezdi. Çünkü o, Resûlullah efendimiz yanında anılınca, pek çok ağlardı. Onun için yanında bulunanlar, ona merhametlerinden böyle bir şeyi soramazlardı."