Kalp vardır ölüdür, kalp vardır gâfildir...

22/08/2023 Salı Köşe yazarı V.T

Emîrüddîn Hübeyr hazretleri Çeştiyye yolunun büyüklerinden olup, Huzeyfetü'l-Mer'âşî hazretlerinin halîfelerinin ileri gelenlerindendir. On yedi yaşında Kur'ân-ı kerîmi ezberledi. Birçok âlimden din ve âlet, yardımcı ilimleri tahsil etti. Kur'ân-ı kerîmi çok okur, çok ibâdet ve çok duâ eder, Allah aşkından devamlı ağlardı. Bir gün duâ edip ağlarken, gâipten bir ses işitti: "Ey Hübeyr! Seni affedip, bağışladık. Git, Huzeyfetü'l-Mer'âşî'nin hizmetinde bulun!"

Hemen yollara düşüp, Huzeyfetü'l-Mer'âşî hazretlerinin yanına giderek, talebeleri arasına katıldı. Bir seneye varmadan hocasına halîfe oldu. 900 (H.287) yılında vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:

"Dünyâda her şeyin sonunun harap, herkesin gideceği yerin de toprak olduğunu gördüğümüz zaman! Bir kimsenin evinden veya yakınından bir cenâze çıkar da o kimse bundan ibret almazsa, ona ne ilmin, ne hikmetin, ne de vaaz ve nasîhatin bir faydası olur."

"Şu üç hâlde iken seni ölümün yakalamasından sakın! Kibir, hırs ve böbürlenme hâlleri. Çünkü Allahü teâlâ kibirlenen kimseye en miskin kimseden gelen bir zillete düşürmeden, gururlanan kimseyi aç ve susuz bırakmadan, yemek istediği bir şeyin boğazından geçmesine mâni olmadan, hırslı kimseyi de idrâr ve necâsetin içinde bırakmadan bu dünyâdan ayırmaz."

"Beş türlü kalp vardır. Kalp vardır ölüdür, kalp vardır hastadır, kalp vardır gâfildir, kalp vardır mühürlüdür, kalp vardır sapasağlamdır. Kâfirin kalbi ölüdür. Günahkârın kalbi hastadır. Nasîbsiz kimsenin kalbi gâfildir. Kalbimizde perde vardır diyerek fenâ iş yapanın kalbi de mühürlüdür. Allahü teâlâdan korkup dâimâ ibâdette bulunan kimsenin kalbi de sağlam olan kalptir."

"Dört şey olmadan, dört şeyi iddiâ eden yalancıdır. 1) Allahü teâlânın haram kıldığı şeylerden sakınmadan, Allahü teâlâyı sevdiğini iddiâ eden. 2) Fakirleri yoksulları aşağı görerek, Resûlullah efendimizi sevdiğini iddiâ eden. 3) Elinden geldiği hâlde fakirlere sadaka vermeyerek, Cennet'i sevdiğini iddiâ eden. 4) Günahlardan sakınmadığı hâlde, Cehennem ateşinden korktuğunu iddiâ eden yalan söylemiştir."

"Şu üç hâlde kendine dikkat etmeyi vazîfe bil: Bir iş yaptığında Allahü teâlânın seni gördüğünü aklından çıkarma. Bir şey söylediğin zaman, Allahü teâlânın duyduğunu hiç unutma. Sükût ettiğin zaman da Allahü teâlânın senin hâlini ve nasıl sükût ettiğini bildiğini dâimâ hatırında tut."