Tanımadığımız bir insanın iyi veya kötü olduğunu nasıl anlarız?

Evlilik ve aile ile ilgili çeşitli sorular

CEVAP
Sözlerine ve işlerine bakılır. Dine uygun hareket ediyorsa ve dine uygun konuşuyorsa iyi, dine aykırı ise kötüdür. Bir hadis-i şerif meali:
(Herkesin değeri, söylediği güzel sözlere, yaptığı iyi işlere göre ölçülür.) [M. Cami]

Sual: Bir kadının kalktığı yer soğumadan hemen oraya bir erkeğin oturması mekruh olur deniyor. Belediye otobüslerinde de durum böyle midir?
CEVAP
Evet. Ancak belediye otobüslerinde oturması gereken kimsenin, başkası kapmasın diye oturması mekruh olmaz.

Sual: Müslüman bir arkadaş, komşu kızımıza talip oldu. Bize de, (Bu kızın kötü huyları var mı?) diye sordu. Biz de bazı kötü huylarını biliyorduk. Biz bilmiyoruz diyerek bu kötü huylarını saklamamız caiz olur mu?
CEVAP
Caiz olmaz. Söylenmesi gerekenleri söylemek gerekir.

Sual: Damat siyah elbise giyse caiz mi, kâfire benzemiş olur mu?
CEVAP
Caizdir. Benzemiş olmaz.

Sual: Damat adayına, (Evine çamaşır makinesi ile kızıma 3 bilezik alırsan, evlenmenize razı olurum) demek caiz midir?
CEVAP
Evet.

Sual: Düğüne kimleri davet etmeli?
CEVAP
Düğünde, fakir-zengin ayrımı yapmadan davet edilmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Yemeklerin en fenası, zenginlerin davet edilip de fakirlerin çağrılmadığı düğün yemekleridir.) [Buhari]

Sual: Düğünde davul ve def çalmak günah mıdır?
CEVAP
Davul çalarak düğünü tanıdıklara duyurmak sünnettir. Kadınların düğünde kendi aralarında def çalıp oynamaları caizdir. (Menahic-ül-ibad, K.Saadet)

Sual: Düğünde çalgı çalmak eğlenmek günah mıdır?
CEVAP
Düğünde kadınların def çalıp oynaması caizdir. Düğünü duyurmak için davul çalmak da caizdir. Diğer müzik aletlerini çalmak caiz değildir. Haram işlemeden eğlenmek günah değildir.

Sual: Bir düğünde eğer çalgı çalınıyorsa oraya gidilmez mi?
CEVAP
Mecburiyet yoksa gidilmez.

Sual: Bazı arkadaşlar, evlenmeden önce işledikleri günahları kocalarına söylüyorlar. Söylemek lazım mı?
CEVAP
Hayır, bir kadın, evlenmeden önce işlediği günahları kocasına söylememelidir. Aslında günah hiç kimseye söylenmez! Tevbe edilip bir daha yapılmayan günahları Allahü teâlâ affeder.

Sual: Evdeki işleri kimin yapması lazım?
CEVAP
Hanım ev işlerini yapmaya mecbur değildir. Ancak, erkek de ihsan etmeye mecbur değil. Kadın ev işini yapınca erkek de fazlası ile ihsanda bulunur. Bu işler karşılıklı olur.

Sual: Sokakta eşimizle el ele tutuşup gezmemizde, öpüşmemizde bir mahzur var mıdır?
CEVAP
Kol kola girilebilir. Ancak diğerlerini yapmak hayasızlık olur. Hadis-i şerifte (Haya imandadır) buyuruldu. (Buhari)

O dediğiniz işleri evde, insanların görmediği yerlerde yapmak sevaptır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Karı koca birbirine sevgi ile bakınca Allahü teâlâ da onlara rahmet nazarı ile bakar ve ellerini ellerine aldıklarında, günahları parmakları arasından dökülür.) [Râfi’î]

(Erkek hanımının yüzüne sevgi ile bakarsa, bir köle azat etmiş sevaba kavuşur. Tebessüm ederse hac ve umre sevabı, kucaklayıp öperse sıddıklık sevabı verilir. Eğer beraber olurlarsa, günahları çok olsa da, ikisi de mağfiret olur.) [R. Nasıhin]

Resulullah efendimiz, (Hanımıyla cima edene sadaka sevabı verilir) buyurunca, eshab-ı kiram, (Bu işi şehvetle yapan da aynı sevaba kavuşur mu?) diye sordular, (O kimse, şehvetini harama harcamasında [zina falan ederse], günah olduğu gibi, helale harcamasında da sevap vardır) buyurdu. (Müslim)

Sual: Yeni doğan çocukları tuzlamak gerektiği söyleniyor. Böyle bir şey var mı?
CEVAP
Tuzlamak gerekmez. Tuzlama diye bir şey yoktur. Anadolu’da bazı yerlerde yapılıyorsa da dini mahiyeti yoktur.

Sual: İki yeni doğan çocuğun 40 günlük olmadan bir araya gelmesinin bir mahzuru var mı?
CEVAP
Hiçbir mahzuru yoktur.

Sual: Benim bir kızım var, çok utangaçtır. Erkeklerin yanına çıkmaya, onlarla yüzü kızarmadan konuşmaya utanıyor. Bu bir hastalık mıdır?
CEVAP
Utanmak çok iyidir. Peygamber efendimizin hayasından yani utanmasından bahsedilirken, (Resulullahın hayası, bâkire İslam kızlarının hayalarından daha çoktu) buyuruluyor. Kadınlar için utanmak fazilettir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Haya on kısımdır biri erkeklerde, dokuzu kadınlarda. Böyle olmasaydı kadınlar, hayvanlar gibi, erkeklerin ayakları altına, dökülürdü.) [Deylemi]

Sual: Hanımım çok çekingendir. Çekingen olması kötü müdür?
CEVAP
Hazret-i Ali buyuruyor ki:
Üç haslet var ki erkekler için kötü, ev kadınları için iyidir:
1- Cimrilik erkek için kötüdür, evine ve ihtiyaçlarına harcayamaz.
2- Kendini beğenmek erkek için kötüdür. Kendini beğenen, başkasını aşağı görür. Bu da iyi değildir.
3- Korkaklık, çekingenlik erkekler için iyi değildir. Faydalı işleri yapamaz.

Aynı huylar ev kadınları için iyidir:
1- Kadın cimri, fazla tutumlu olursa, kocasının ve kendi malını muhafaza eder, bir yere harcamaz.
2- Kadın kendini beğenirse, sert ve kesin konuşur, erkekler bundan ümidini kesmiş olurlar.
3- Kadının çekingen olması da çok iyidir. Lüzumsuz yerlere gitmez, tehlikeli işlerden kaçarlar.

Sual: Almanya’da yaşıyoruz. Doğumu gerçekleştirecek doktorun bayan doktor mu olması lazım? İsteğimize bağlı olabilir, anlayışla karşılıyorlar?
CEVAP
Bayan doktor olması lazım. Elbette bayan doktor isteyin. 

Sual: Amca kızı ile evlenen bir defa mı tenzihen mekruh işlemiş olur?
CEVAP
Evet, bir defa tenzihen mekruh işlemiş olur..

Sual: Mümin kadına, melek gibidir demek caiz mi?
CEVAP
Denebilir.

Sual: Hanımın, kocasının elini öpmesi caiz mi?
CEVAP
Evet.

Sual: Hanım, kocasını, Ali bey, Veli efendi diye çağırsa, caiz mi?
CEVAP
Oranın âdetine itibar olunur. [Ayıplanmıyorsa caizdir.]

Sual: Hanımla iyi geçinmek farz mı?
CEVAP
Herkesle iyi geçinmek farz. Kalb kırmak haramdır.

Sual: Nikahlı kıza, babasının evinde iken, kocası nafaka verir mi?
CEVAP
Hayır.

Sual: Düşük çocuk da ana-babasına şefaat eder mi?
CEVAP
Canlı doğup ölen çocuklar şefaat eder.

Sual: Aldığımız elbiseleri, çocuklara ariyet verirsek, birininkini öteki çocuğa giydirebilir miyiz?
CEVAP
Âriyet verilince uygun olur.

Sual: Sakal bırakmak için, hanımdan izin almak gerekir mi?
CEVAP
Hayır.

Sual: Çocuğa kocam için (babamız çağırıyor) demem günah mı?
CEVAP
Hayır.

Sual: Huysuz hanımın ölmesini istemek caiz mi?
CEVAP
Zararlı kâfir ve zalimden başkasının ölümü istenmez.

Sual: Baba, yetişkin kızını öpebilir mi?
CEVAP
Evet.

Sual: Ramazan ayında çocuk yaparsak asi olurmuşuz, doğru mu?
CEVAP
Böyle bir şeyin aslı yoktur. Çocuk yapmak tabiri de hoş değil. Çocuğu Allahü teâlâ yaratır. İnsanlar sadece sebeptir.

Sual: Kadın veya erkek, namaz kılmayan eşinden ayrılmazsa günaha girer mi?
CEVAP
Kadın, namaz kılmayan kocasından ayrılmaz. Çünkü kocanın günahı eşinden sorulmaz. Farzı yapmayan kadını boşamamak günah değildir. Namaz kılmayan kadını boşamak gerekmez. Çünkü namazın faydası kocası için değildir.

Sual: Vücut temizliğinde, tırnak, kıl kesmenin ölçüsü nedir?
CEVAP
Her hafta saç, sakal ve bıyık tıraş etmek, tırnak kesmek, koltuk, kasık temizlemek sünnettir. Daha fazla geciktirmek ve hele kırk gün uzatmak günah olur.

Sual: Herkese itimat ediyorum. Bu yüzden çok aldatılıyorum. Doğru mu yapıyorum?
CEVAP
Günümüzde herkese itimat etmek doğru değildir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ahir zamanda, helal para ve kendisine itimat edilen arkadaş az bulunur.) [İ.Asakir]

Sual: Arkadaşlarla bir araya geldiğimizde az da olsa dinden bahsedelim diyorum. İş için toplandık diyenler oluyor. Halbuki bahsedilse daha iyi değil mi?
CEVAP
Ne maksatla olursa olsun, yapılan toplantılarda, mutlaka dinden, imandan bahsetmeli, Allahü teâlâya hamd, Muhammed aleyhisselama salevat getirmeli. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allah’ı anmadan, Peygambere salevat getirmeden toplanıp dağılmak, leşin başından dağılmak gibidir.) [İ.Ahmed]

Sual: Otururken bir şeye dikkat etmek lazım mı?
CEVAP
Otururken kıbleye karşı oturmak iyi olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Her şeyin bir efendisi vardır. Meclislerin efendisi de kıbleye doğru oturmaktır.) [Taberani]

Sual: Ben jinekolog bir bayan doktorum. Bekaretini kaybeden kızlar, diktirmek için bize başvuruyorlar. Ben müslüman bir doktor olarak bunu yapmayı uygun bulmuyorum. Fakat tesettürlü kızlar da geliyor. Zina etmediklerini tahmin ettiğim bu kızlar, sivri herhangi bir şeyi kastederek, bir kaza geçirdik bizimkini diker misiniz diyorlar. Bunlarınkini dikmem günah olur mu?
CEVAP
Zina edenlerinkini dikmek, onların yaptıkları hileye ortak olmak demektir. Veballi bir iştir. Bu arada kaza ile yırtılanların da olması mümkündür. Bunu tespit etmek tıpça mümkün olmadığına göre, müslüman olan kızların sözlerine itimat etmenizde vebal olmaz.

Sual: Fakirliğe sebep olanlar nelerdir?
CEVAP
Hadis-i şerifte şöyle bildirilmiştir:
Cünüp olarak yemek yemek.
Ekmek ufağını, hor görüp basmak.
Büyüklerin önünde yürümek.
Babasını ve anasını adıyla çağırmak.
Defi hacet yaptığı yerde, temizlemeden abdest almak.
Çanağı ve çömleği, yıkamadan yemek koymak.
Elbisesini üstünde dikmek.
Aç iken soğan yemek.
Yüzünü elbisesi ile silmek.
Evinde örümcek bırakmak.
Sabah namazını kılınca mescidden acele çıkmak.
Pazara, erken gidip, geç dönmek.
Babaya ve anaya, kötü duada bulunmak.
Yemek kaplarını açık bırakmak.
Bir iş yaparken besmele çekmemek.
Zaruretsiz ayakta defi hacet görmek.

Sual: Günümüzün şartları çok ağır, artık yılgınlık geldi, her şeye küsüp, pes etmek üzereyim...
CEVAP
Yılmak, pes etmek yok. Şu olay belki azminizi artıracaktır. İlmi ve âlimleri seven ve İslamiyet’e çok hizmetleri geçen Timur Han, ilk savaşlarının birinde bozguna uğradıktan sonra, çadırına çekilir. İşin içinden nasıl çıkacağını düşünürken, çadır bezinin üstünde bir karıncanın tırmana tırmana yukarıya çıktığını görür. Hemen bir fiske atıp yere düşürür. Yine düşüncelerine dalar. Bir iki dakika sonra hayvanın tekrar yukarı çıkmaya başladığını görür. Onu tekrar yere düşürür. Ama biraz sonra yine aynı manzarayla karşılaşır. Bu hâl çok defa tekrarlanınca, Timur Han nihayet elini alnına koyup, "İşin sırrını şimdi çözdüm. Bunu bana bu karınca öğretti. Başarının yegane çaresi sebat etmektir" der ve ondan sonra ömrü boyunca bu esastan ayrılmaz.

Sual: Yatağa girince hangi tarafa yatılır?
CEVAP
Sağ tarafa, kıbleye karşı yatılır. Sonra sola dönülebilir. Hatta rahatsız olan sırt üstü de yatabilir. Yüzükoyun yatmak mekruhtur.

Sual: Sırtüstü yatmak da mekruh mu?
CEVAP
Evet. Hastalar rahat ettiği şekilde yatar.

Sual: İhtiyaç olunca, 2 kadın veya 2 erkek aynı yatakta yatabilir mi?
CEVAP
Yatabilir.

Sual: Öğretmek için akıl baliğ oğulun elini öpmek haram mı?
CEVAP
Hayır.

Sual: Beni boşayan kocamın, mahkeme kararı ile çocuğuma verdiği nafakayı almam caiz mi?
CEVAP
Elbette caizdir.

Sual: Vazife icabı dövmek gerektiğinde, ne yapmalı?
CEVAP
Terbiye için baba oğlunu, hoca talebesini hafif dövebilir. Tokat atamaz. Başka ceza vermeli.

Sual: Doğup büyünen yeri, akraba olmasa da ziyaret iyi mi?
CEVAP
Faydalıdır, kalbe rikkat verir.

Sual: Gündüzün ilk vaktinde uyumak mekruh. Bu hangi vakittir?
CEVAP
Güneş doğduktan işrak vaktine kadar olan vakittir.

Sual: Hangi lisanı öğrenmelidir?
CEVAP
İngilizce ve Arapça.

Sual: Kurumuş ekmekleri çöpe atmak uygun mu?
CEVAP
Kurumuş da olsa, ekmeği çöpe atmak hiç uygun değildir. Üstelik israf da olur. Bir hayvana yedirilirse israf olmaz. Ekmek parçalarını, kırıntılarını çöpe atmayıp yemek sevap olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Sofradan düşen kırıntıları yiyen fakirleşmez, çocukları da ahmak olmaz.) [İ.Neccar]

Sual: Oturmak için ev ararken nelere dikkat etmelidir?
CEVAP
Her müslümanın, bilhassa yeni evlilerin, ehl-i sünnet olan ve haramlardan sakınan, ibadetini yapan salih müslümanlar arasında ev araması gerekir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ev satın almadan önce, komşuların nasıl olduklarını araştırınız! Yola çıkmadan önce, yol arkadaşınızı seçiniz!) [Şir’a]

Sual: Küpe için kulağımı deldirmedim. Bazı kadınlar, "Kulağı deldirmek sünnettir. Küpe için kulağını deldirmeyen günaha girer" dediler. Kulağımı deldirmesem günaha girer miyim?
CEVAP
Küpe takmak için kız çocuğun kulağını delmek caizdir. (Eşbah)
Küpe takmak ibadet değil âdettir. Peygamber efendimizin ibadet olarak değil de, âdet olarak devamlı yaptığı veya yapılmasına izin verdiği şeylere, (Sünnet-i zevaid) denir. Zevaid sünnetleri terk etmek günah olmaz. Mesela Peygamber efendimiz, gümüş yüzük takardı. Gümüş yüzük takan Eshab-ı kirama da mani olmazdı. Erkeklerin gümüş yüzük takmaları (sünnet-i zevaid) olduğu için terk etmeleri günah olmaz. Bayramlarda herkesin takması müstehaptır. Gösteriş için takmak haramdır. (Mevahib)

Sual: Hamileyken saç kestirmekte mahzur var mıdır?
CEVAP
Hamileyken veya değilken, ihtiyaç varsa saç kestirmekte mahzur yoktur. Hamile değilken de, lüzumsuz yere saç kestirmek uygun değildir. (Hadika)

Sual: 
Kaç yaşına gelen kız çocuğunun odasını ayırmak gerekir?
CEVAP
On yaşına gelen kız ve erkek çocuğun yatak odasını birbirinden ve ana-babanın odasından ayırmalıdır. (Hadika)

Sual: 
Camiye bitişik lokalde, dinimize aykırı olmayan toplantılar yapmak, kına gecesi düzenlemek caiz midir?
CEVAP
Caizdir.

Sual: Burada dini bilgisi olmayan yaşlı bir kadın, Kırk Yasin Toplantısı düzenliyor. Namazdan haberi olmayan ve tesettüre riayet etmeyen kadınları topluyor, çeşitli dedikodulardan sonra ezbere bilenlere Yasin okutuyor. Böylece Cennete gidileceğini söylüyor. Bu kadının yaptığı uygun mudur?
CEVAP
Sadece Belçika’da değil, dünyanın çeşitli yerlerinde dine aykırı acayip toplantılar yapılıyor, âdetler ibadetlere karıştırılıyor. Böyle toplantılarda muteber bir ilmihal okunması çok iyi olur. Çünkü itikadı düzgün olmayanın, bid'at işleyenin, ibadetleri kabul olmaz.

Sual: Evde huzursuzluk olmaması iyi midir?
CEVAP
Elbette iyidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlânın sevdiği ev halkı arasında mülayemet [uygunluk, yumuşaklık] olur.) [İ.Ebiddünya]

Sual: Bir çocuklu eşim İstanbul’dan İzmir’e gidince, orada bir arkadaşımla beraber olduğunu itiraf etti. Bir daha böyle bir şey olmaması için, o arkadaşı tehdit etmem veya gözdağı için yaralamam uygun olur mu?
CEVAP
O insanın yaralanması veya öldürülmesi asla çare değildir. O arkadaşla niye beraber olduğunu tespit etmek gerekir. Sizden daha mı zengin? Mevkisi mi yüksek? Daha mı yakışıklı? Mutlaka bir sebebi vardır. O sebepler bir başkasında da olabilir. Sizden ayrılıp, o arkadaşla evlense bile, ondan daha iyisini bulunca bu sefer onunla da beraber olabilir.

O arkadaş İstanbul’a gelip beraber olmuyor ki. Kabahat onun ayağına giden eşinizdedir. Tehdit edilmesi gereken biri varsa eşinizdir. Bir daha öyle bir şey duyarsam seni bırakabilirim diye gözdağı vermeniz gerekir. Çocuğumuz var diye göz yumuyorsanız, bu da sizin bileceğiniz bir iş.

Bir hadis-i şerifte (Kadınlarınızın iffetli olmasını istiyorsanız, siz iffetli olunuz) buyuruluyor. Siz başkasının karısına kızına böyle şeyler yapıyorsanız, sizin başınıza da aynı şeylerin gelmesi anormal sayılmaz. Etme bulma dünyasındayız.

Sual: Din kitaplarında vaty ve cima kelimeleri geçiyor. Bunlar aynı şeyler midir?
CEVAP
Vaty, cinsel ilişkinin genel ismidir. Nikahlı ile olan ilişkiye cima, nikahsız olan ilişkiye ise, zina denir.

Sual: Evimizin ihtiyaçları için, beyimin cebinden habersiz para almam, caiz midir?
CEVAP
Caiz değil, haramdır.

Tek başına
Sual: 
Bir kimsenin evde tek başına yaşaması caiz midir?
CEVAP
Mekruhtur. Bir mazereti varsa, o zaman yalnız kalabilir.

Sual: Dinde ikinci bir kadınla evlenmenin hükmü nedir?
CEVAP 
Din kitaplarımızda şöyle bildiriliyor:

Dörde kadar evlenmek, vacib, hatta mendub da değildir. İhtiyaç halinde izin verilmiştir. Bu bir emir olmadığı gibi, kadınlar da bunu kabul etmeye mecbur değildir. (Nimet-i İslam)

Devlet haram olmayan bir şeyi yasak ederse, bu şeyi yapmak mubah olmaktan çıkar, haram olur; çünkü Müslüman, kanuna karşı gelmez, suç da işlemez. Bir erkeğin ikinci bir kadınla evlenmesi için, bu hususta birinci hanımının hakkını koruyan ekonomik ve sosyal şartlar vardır. İkinci kadının da, ayrıca hakları vardır. Bu şartlara haiz olmayanın, ikinci bir kadınla evlenmesini dinimiz yasak etmiştir. Zaruretsiz, böyle bir şey yaparak birinci kadını incitmek haramdır. Hayat şartları da, göz önüne alınınca, ikinci bir kadınla evlenmenin caiz olmayacağı açıktır. Örf ve âdete tâbi olan ahkâmın, zamana göre değişebileceğini İslam dini kabul eder. (H.L.O.İman)

Sual: Düğünlerde, âdete uyarak, gelin arabasının önünü kesip, para alıyorlar. Gelinin akrabaları kapıyı kapatıp, para almadan açmıyorlar. Böyle alınan paralar helal olur mu?
CEVAP
Rızalarıyla veriyorlarsa helal olur. Mecbur bırakılarak, gasp ediliyorsa helal olmaz.

Evlilik günü
Sual
: Evlilik için belli bir gece var mıdır?
CEVAP
Pazartesi ve Cuma gecelerini tercih etmelidir.

Allah’ın emriyle
Sual: 
Kız istenirken (Allah’ın emriyle) deniyor. Evlenmek farz mı da böyle söyleniyor?
CEVAP
Allahü teâlânın her emri farz değildir. Kur’an-ı kerimde evlenilmesi haram olanlar ve caiz olanlar bildirilmiştir. Evlenmek, Allahü teâlânın emrine aykırı değildir. Kur’an-ı kerimde, (Haksızlık yapmaktan korkarsanız, bir kadınla evlenin!) buyuruluyor. Evlenmek farz değildir. Allah’ın emriyle demek, Allah’ın emrine aykırı olmayan, onun emrine uygun olan demektir.

Kadının sütü
Sual: (Üç yaşındaki bir çocuk, bir kadının sütünü içse, o kadının süt çocuğu olmaz. Bu bakımdan, erkeğin hanımının sütünü emmesinde bir mahzur yoktur) deniyor. Doğru mudur?
CEVAP
Yanlıştır. Erkeğin, hanımının sütünü içmesiyle süt çocuğu olmadığı doğruysa da, hanımının sütünü içmesi haramdır. Ancak salih ve uzman olan doktor, (Kadın sütü, bu hastalığa iyi gelir) derse, o zaman ilaç olarak içilebilir. (İslam Ahlakı)

Yemek için ücret
Sual:
 Dinimize göre kadın evde yemek pişirmek zorunda olmadığına göre, yemek yaparsa, bunlar için kocasından ücret istemesi gerekir mi? Kadın yemek yapmazsa kadının yiyeceğini erkeğin getirmesi gerekmez mi?
CEVAP
Kadın ücret istemez. Kendisine yaptığı yemekten kocasına da verir. Müslüman kadınlar bu ihsanı kocalarına yapmışlardır. Kadın yemek pişirmem derse, pişir diye zorlanamaz. Kocası ona peynir, zeytin gibi şeyler getirir. (Hindiyye)

Nikâhta istibra
Sual: S. Ebediyye’de, (Zina eden kadını başkasının, istibra etmeden nikâh etmesi caiz olur) deniyor. Burada istibra nedir?
CEVAP
Buradaki istibra, nikâhla alınan zina etmiş bir kadının, gebe olmadığına kanaat getirmek için, bir âdet görünceye kadar beklemek demektir. Bu zamanı beklemeden başka birinin nikâh etmesi, yani evlenmesi caizdir.

Evlenene yardım
Sual:
 (Ev alanla evlenene Allah yardım eder) atasözü doğru mudur? Evlenecek olan fakire Allah yardım eder mi?
CEVAP
Atasözleri genelde âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerin açıklaması mahiyetinde olur. Bu söz de, diğer atasözleri gibi doğrudur. Nur suresinin (Aranızdaki bekâr [veya dul] köle ve cariyelerden [evlenecek durumda olan] salihleri evlendirin! Eğer onlar fakirseler, Allah kendi lütfuyla onları zenginleştirir. Allah’ın lütfu boldur. O, her şeyi hakkıyla bilendir) mealindeki 32. âyet-i kerimesiyle, Deylemi’nin bildirdiği (Rızkı evlilikte arayın!) hadis-i şerifi gereğince, evlilik genelde rızık bolluğuna ve nimet çokluğuna sebep olur.

Şahitlerin kızı tanıması
Sual: S. Ebediyye’de, (Nikâh kıyılırken, veli veya vekil, şahitlerin bildiği kadının yalnız ismini söyler. Şahitlerin tanımadıkları kadının, babasının ve dedesinin adını da söylemesi lazımdır. Tanımak, kimin kızı ve hangi kızı olduğunu bilmek demektir. Şahsını, şeklini bilmek değildir) deniyor. Buna göre, babasını ve dedesini de hiç tanımasak, nikâh sahih olur mu? Kızda olduğu gibi oğlanı da tanımaları gerekir mi?
CEVAP
Tanımak tarif edilirken, (İsmini bilmek demek değildir) deniyor. Kız nikâhta bulunmuyorsa, yani şahitler kızı görmüyorsa, kızın ismi ve soyadı söylenilse, fakat o kız bilinmiyorsa nikâh sahih olmadığı gibi, sadece babasının ve dedesinin ismini bilmekle de nikâh geçerli sayılmaz. Mesela Ali oğlu Veli’nin kızı dense, sarı çizmeli Mehmet ağanın kızı gibi bir şey olur. Sarı çizmeliyi bilmiyoruz ki, nikâh sahih olsun. Kızı tanımak, kimin hangi kızı olduğunu bilmek demektir deniyor. Büyük kızı mı, küçük kızı mı, bunu da bilmek şarttır. Ali ve oğlu Veli de bilinmiyorsa nikâh sahih olmaz. Mesela Turgut Özal’ın büyük kızı dense, Özal’ı şahitler tanıdığı için nikâh sahih olur. Büyük kızını hiç görmeseler de sahih olur. Kimin hangi kızı olduğu bellidir.

Oğlan da, nikâhta bulunmayıp yerine vekili varsa, oğlanın da kim olduğu bilinmiyorsa, şahitlerin, kızda olduğu gibi oğlanı da tanımaları gerekir. Erkek genelde tanındığı için, tanınmasa da, nikâhta bulunduğu için, kitaplarda kızı tanımak bildiriliyor. Ali oğlu Veli’nin kızı, Mahir oğlu Tahir’in oğluyla evlense, şahitler bunları tanımasa nikâh sahih olmaz. Yahut kızı tanısalar, oğlanı tanımasalar yine nikâh sahih olmaz.

Eşi ismiyle çağırmak
Sual: Kadın, eşine ismiyle hitap etse günah olur mu?
CEVAP
İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki: Ana babayı ve kadının zevcini, isimleriyle çağırması tahrimen mekruhtur, küçük günahtır. Tazimle, saygı anlatan kelimelerle ve yanına giderek çağırmaları lazımdır. Uzaktan, yüksek sesle çağırmamalı. (S. Ebediyye)

İsmi ne ise sonuna bey kelimesini getirerek, mesela Ali Bey, Veli bey gibi söylenebilir. Mesleği ne ise öyle hitap edebilir. Doktorsa doktorum veya doktor diyebilir. Bunun gibi, onbaşım, çavuşum, yüzbaşım, komutanım, polisim, patronum, mimarım, tüccarım, kaptanım, pilotum, avukatım, ustam, reisim, başkanım, hocam, öğretmenim, şefim, müdürüm, noterim denebilir. Yahut sevdiği sıfat ne ise o da söylenebilir. Beyim, aslanım, yiğidim, hayatım, şekerim gibi. Erkek hangisinden hoşlanıyorsa onu söylemeli, istemediği ismi veya sıfatı söylememeli. Aynı şekilde erkek de hanımına, onun hoşlanacağı şekilde hitap etmeli. Mesela güzelim, bitanem gibi şeyler söylemesi uygun olur.

Vedalaşırken kucaklaşmak
Sual: 
Bir bayan, babasıyla, oğluyla veya kardeşiyle vedalaşırken kucaklaşıp öpüşebilir mi?
CEVAP
Kadın kadına, erkek erkeğe kucaklaşıp öpüşmek de uygun olmaz. Bir hadis-i şerifte, (Karşılaştığınız zaman kucaklaşmayın!) buyuruluyor. (Berika)

Kadınların birbirleriyle erkeklerin yanında öpüşmeleri de ayrıca uygun değildir. Müsafeha etmeli, çünkü müsafeha sünnettir. Müsafeha edince günahlar dökülür.

Mahrem akraba ile öpüşürken az da olsa şehvet meydana gelirse hürmet-i müsahere olur. Mesela amcayla hürmet-i müsahere olsa, o amcanın oğluyla evlenilemez. Babayla hürmet-i müsahere olursa, annesi babasına haram olur. Onun için çok yakınımız da olsa, mahremimiz de olsa şehvetlenme tehlikesi varsa, uzak durmak gerekir. Kız, babasının veya oğlan, annesinin elini öperken bile buna dikkat etmelidir. Sıkışık oturmamalıdır.

Eşinden izin almak
Sual: 
Kadın sokağa çıkarken kocasından izin alması gerektiği gibi, erkek de sokağa çıkarken hanımından izin alması gerekir mi?
CEVAP
Erkek, evin reisidir. Reis, maiyetinde bulunanlardan izin almaz, ama evdeki huzurun bozulmaması için, (Ben şuraya gidiyorum) diye haber vermelidir.

S. Ebediyye'de, (Zevcesinden izinsiz sefere, hattâ nafile hacca gitmemeli) deniyor. Nafaka bırakmadan farz olan hacca gitmek de haram olur. Eskiden hacca gitmek de sefere çıkmak da uzun sürerdi. Hacca giderken, sefere çıkarken evin ihtiyaçları temin edilirse, izin almak şart olmaz.

Evin işine karışmak
Sual:
 Erkeğin, hanımının ev işlerine karışmasının, evdeki huzura ne gibi etkisi olur?
CEVAP
Bu konuda, Enver Abimizin iki sözü var:
Allahü teâlâ, evin dışını erkeğe, içini de kadına vermiştir. Bir erkek, evin içine ne kadar çok karışırsa, dünyada ve âhirette o kadar sıkıntısını çeker.

Diğer sözü de şöyledir:
Fizikî kaideye göre, mıknatısın aynı kutupları birbirini iter, zıt kutupları birbirini çeker. Yani artı kutup artıyı, eksi kutup eksiyi iter, artı kutup eksiyi, eksi kutup da artıyı çeker. İki kişinin ikisi de, (Ben haklıyım)derse neticede kavga çıkar, huzursuzluk başlar. Biri, (Sen haklısın) diyebilirse, kavga biter. Karı kocadan biri de, diğerine (Sen haklısın)derse geçim olur. Yani hiç olmazsa, bir taraf mutlaka alttan almalı. Ama bunu kendisi yapmalı, karşı taraftan beklememeli. İkisi de, (Ben haklıyım) derse, o evde kavga bitmez. İkisi de, (Sen haklısın) derse ne olur? Hiç kavga olmaz, o evde ilahî aşk başlar.

Düğünde mevlit okutmak
Sual: Bir arkadaş, (Sünnet düğünü olsun, diğer düğünler olsun, düğün yemeğinden önce veya sonra, sohbet etmek, mevlid okumak dine aykırıdır) diyor. Merhum hocamızın torunlarının sünnet düğününe katılmıştım. Orada sohbet olmuştu. Enver abi de, her düğün yemeğinde sohbet ederdi. Neden böyle söyleniyor ki?
CEVAP
Söyleyene sormalı. Haram işlenmeyen düğün yemeklerinde, sohbet etmek, mevlit okutmak sevab olur. Sohbet, emr-i maruf demektir. Emr-i maruf, fitne çıkmayacak her yerde yapılır. Ayrıca düğünde yemek yedirmek sünnettir. Tam İlmihâl’de deniyor ki:
Yemek yerken hiç konuşmamak mekruhtur. Ateşe tapanların âdetidir. Neşeli konuşmalıdır. (S. Ebediyye)

Yemek esnasında, yemekten önce veya sonra konuşmayı, sohbeti yasaklayan dînî hüküm yokken, bunları dine aykırı gibi göstermek çok yanlış olur.

Evlenen rızka kavuşur
Sual: (Evlenen rızka kavuşur) deniyor. Doğru mudur?
CEVAP
Doğrudur yani rızka kavuşması kolay olur. Çünkü Peygamber efendimiz, (Evlenerek rızık arayın!) buyuruyor. (Deylemî)

Hazret-i Ömer de, (Evlenmeden rızk arayanlara şaşarım) buyurup, Nur sûresinin 32. âyetini okuyor. Meali şöyledir:
(İçinizdeki bekârları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi olanları evlendirin. Eğer yoksul iseler, Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Allahü teâlâ, lütfu bol olandır, bilendir.) [Nur 32; Medârik Tefsiri]

Bir atasözümüz de şöyledir:
(Ev alan ile evlenene, Allahü teâlâ yardım eder.)

Demek ki, zengin olmasa da, Allahü teâlâ, dine uymak, haramlardan korunmak niyetiyle evlenen sâlih Müslümana rızık sıkıntısı çektirmez. Bir hadis-i şerif:
(Haramdan korunmak için evlenene, Allah’ın yardımı hak olur.)[İbni Meniy]

Sual: Evlenmek için belli bir yaş, belli bir zaman var mıdır veya evlenmeden önce neleri yapmak, hazırlamak gerekir?
Cevap: Bir gencin evlenme vakti gelmesi için önce, İslâmiyeti öğrenmesi, nefsi, İslâmiyete uyar hâle getirmesi, gönül sahibi olması, rüştü, aklı olgunlaşması lazımdır. Ondan sonra, sünneti yerine getirmek niyeti ile evlenilir.

Sual: Evlenirken, hem kanuni işlemleri, hem de dinin emrettiklerini yerine getirmek şart mıdır?
Cevap:
 Evlenirken dinin emrettiği nikâh akdini yapmakla, Allahü teâlânın emri yerine getirilmiş olur. Kanuna uygun evlenmeyen, suç işlemiş olur. Dinî nikâh akdi yapmayan, günah işlemiş olur. Bunlara aldırış etmeyenin cezası, kat kat çok olur. Müslüman, suç ve günah işlememelidir. Suç işleyerek cezaya çarpılmak da günahtır.

Gayr-i müslimlerdeki nikâh akdi
Sual: Gayr-i müslimlerin, evlenirken kendi aralarında yaptıkları nikâh akitlerini ve bu evlilikten doğan çocuklarını, İslâmiyet meşru mu kabul etmektedir?
Cevap:
 Konu ile alakalı olarak Dürr-ül-muhtârın şerhi olan İbni Âbidînde (Kâfirin nikâhı) bahsinde deniyor ki:
“Burada üç şey bildirilecektir:
1- Müslümanlar arasında sahih olan her nikâh akdi, kâfirler arasında da sahihtir.

2- Şartı noksan olduğu mesela şahitler olmazsa veya kadın iddet zamanını doldurmamış ise, Müslümanların nikâhı haram olur. Halbuki, kendi dinlerine uygun olunca, kâfirlerin böyle nikâhları caiz olur.

3- Müslümanın nikâh etmesi haram olan kadınları, kâfirin, kâfir kadınlardan alması caiz olur. Bunları alınca da nafaka vermeleri lazım olur. Fakat, Müslüman olunca nikâhları bozulacak olanlar, birbirinden miras alamaz.

Üçüncü kısım nikâh akdi ile evlenmiş kâfirin ikisi de Müslüman olursa, hâkim bunları ayırır. Mecusi karı kocadan birisi veya kitaplı kâfirlerden kadın Müslüman olursa, ikincisine de Müslüman olması söylenir. O da Müslüman olursa, nikâhları bozulmaz. Mecusi olan evlilerden, erkek Müslüman olsa, kadın ise Yahudi veya Hristiyan olsa, nikâhları bozulmaz. Kitaplı kâfirlerden kadın veya erkek Müslüman olup, İslâm diyarına gelse, nikâhları bozulur.

Müslüman evlilerden biri Müslümanlıktan çıksa, nikâhları bozulur. Erkek mürted olur, sonra imanı ve nikâhı yenilerse, caiz olur. Talak olmadığı için, üçten fazla da ve iddet beklemeden de yenilemesi caiz olur ve mahkemeye lüzum kalmaz. Erkek mürted olunca, iddet zamanı süresince, nafaka vermesi lazım olur. Kadın mürted olunca, iddet için nafaka lazım olmaz. Mürted adam, iddet zamanında ölürse, Müslüman olan zevcesi buna vâris olur.”