05/08/2025 Salı Köşe yazarı R.A
Hak-batıl mücadelesi...
Peygamber Efendimize, 46 defa sûikasd tertiplenmiş,
19 gazve yapılmış, 35-40 kadar seriyye harbi olmuştur. 4 Halîfeden 3’ü
şehîd edilmiştir.
İnsanlığın başlangıcından beri, hak-bâtıl mücâdelesi devâm etmektedir. Kâbil ile Hâbil arasında başlayan kavga, Peygamberler târihi boyunca devâm etmiştir.
Hazret-i Nûh, Hazret-i İbrâhîm, Hazret-i Mûsâ, Hazret-i Îsâ ve nihâyet Sevgili Peygamberimiz (alâ nebiyyinâ ve aleyhimüs-selâm) zamanında, inananlarla onlara düşmân olanlar arasında çetin mücâdeleler olmuştur.
Peygamber Efendimize, 46 defa sûikasd tertiplenmiş, 19 gazve yapılmış,
35-40 kadar seriyye harbi olmuştur. 4 Halîfeden 3’ü şehîd edilmiştir.
İslâmın âdetâ kılıcı olan
Selçûklular zamanında, bütün
kâfirler topluca, İslâmiyete ve Müslümânlara saldırmışlar; 8 Haçlı
seferi yapılmıştır. İslâmın en büyük hâmîsi durumunda olan Osmânlı
Devletini parçalamak için de, 100 proje yapılmıştır.
Osmânlı devleti; büyümüş, büyümüş
takrîben yirmi üç milyon (22 milyon 344 bin 700) kilometre karelik bir
coğrafyayı vatan yapmış, medeniyetlerin en güzel ve en üstününü kurmuş ve bu kemâl noktasından yavaş yavaş zevâl
çizgisine doğru yürüyüp takrîben bir asır evvel de maalesef târih
sahnesinden çekilmiştir.
1299’da kurulan, 1453’ten sonra
cihân devleti olan ve 1517’den itibâren de bütün İslâm âleminde Hilâfeti
üstlenen Osmânlı Devleti, bütün
kâfirlerin aleyhimizde birleşmeleriyle, 1. Cihân Harbi'nden sonra paramparça
edilmiştir.
Halîfelik, Osmânlı Devletine geçtiğinde,
Mısır, Şâm (Sûriye), Irâk, Filistîn, Hicâz ve Yemen; Osmânlı hudûduna dâhil
olmuş, 4 asırdan fazla, buralardaki bütün Müslümânlar Ehl-i Sünnet i’tikâdında
olarak, râhat ve huzûr içerisinde yaşamışlar, hattâ gayr-i müslimler bile, cân,
mâl ve ırzlarından emîn olarak çok râhat bir hayât sürmüşlerdir.
Eshâb-ı kiramdan sonra,
İslâmiyete en büyük hizmeti yapan Osmânlılar, 3 asra (Orta Çağ, Yeni Çağ ve Yakın Çağ'a) damgalarını
vurmuşlar, 3 kıtada (Asya, Afrika ve Avrupa’da) at
koşturmuşlar; 624 senenin 322 senesinde dünyânın tek hâkimi
olmuşlardır. 1595’te 22 milyon 344 bin 700 kilometrekare toprağa
sâhip olmuşlardır; şimdi bu hudûd içerisinde, 64 ülke bulunmaktadır.
Bugün, dünyâda 57
Müslümân ülke var; bunlar, takrîbî olarak 24-25 milyon km2
toprak üzerinde, 1,5 milyardan fazla nüfûsa sâhip, hem
de genç bir nüfûs, yer altı kaynakları çok güçlü; ama maalesef zulüm, acı,
ıstırap, gözyaşları ve istikrârsızlıklarla dolu bir âlem durumundadırlar.
Eski haşmetli günlere dönmek
için, bütün dünyâda zulmün bitmesi, adâletin hâkim olması, müslim-gayr-i müslim
ayırımı yapmaksızın, herkesin güvenlik içerisinde, cân, mâl ve ırzından
emîn olarak yaşayabilmesi için, bizim neler yapmamız, nasıl çalışmamız lâzım?
Büyük Osmânlı âlimleri İmâm
Muhammed Birgivî ile Ebû Saîd Muhammed Hâdimî (rahmetullahi
aleyhimâ) buyurmuşlardır ki:
“Cihâd üç türlü yapılır: Birincisi beden ile yâni her
türlü harp vâsıtası ile yapmaktır [bunu, İslâm devleti yapar].
İkincisi, her türlü
neşriyât (basın ve yayın) vâsıtaları ile İslâmiyet'i insanlara yaymak
ve duyurmaktır. Bu cihâdı da, İslâm âlimleri yaparlar.
Üçüncüsü
ise, duâ ile yapılan cihâddır. Bütün Müslümanların bu
cihâdı yapmaları farz-ı ayndır.”