19/12/2025 Cuma Köşe yazarı V.T
"Tâat ve ibâdetlerini beğenmemelisin!.."
"Tâatini beğenmek şirktir! Tâatini Hak
teâlâya ısmarla ve kendi beğenmeni şeytanın yüzüne çarp!"
Abdullah-i İsfehânî hazretleri, evliyânın büyüklerinden olup,
Hâce Alâüddîn-i Attâr’ın talebelerindendir. İran’da İsfehân’da doğdu. Hicri
dokuzuncu asrın ikinci yarısında vefât etti. Çok kerâmetleri görüldü.
Sohbetlerinde buyurdu ki:
“Malûm olsun ki, tasavvufî ilimler, hâllere âit bilgilerdir.
Hâller amellerden hâsıl olur ve amelin neticesidirler. Sâlih amel işlemeyen,
hâllere kavuşamaz. Amellerin doğru olması için ilk şart, bunlara âit bilgileri
öğrenmektir. Bu bilgiler ise fıkıh ilmi ile bildirilen dinî hükümlere âit
bilgilerdir. Namaz, oruç ve diğer farzlar olup, nikâh, talâk, alışverişten,
hayatın diğer ihtiyâçlarına âit bilgiler (ilmihâl bilgileri) bu konuya girer.
Bu bilgiler çalışmak ve öğrenmekle elde edilir.
İnsana ilk lâzım olan şey, sağlam bir itikâda, yanî Ehl-i sünnet
itikâdına sâhip olmasıdır. Bu yolun doğru olduğunu kesinlikle bilecek kadar
yeterli bilgiye sâhip olması da lâzımdır. Buna tevhîd ve marifet ilmi (veya
itikâd bilgisi) denir. Bu itikâdı elde ettikten sonra lâzım olan şey, dinî
hükümleri (ilmihâl bilgilerini) öğrenmesi ve onlarla amel etmesi lâzımdır.
Bunları elde eden kimsenin nefsin âfetlerini bilmesi, nefsin nasıl ıslâh
edileceğini, kötü huyların ne şekilde düzeltileceğini ve şeytanın kurduğu
tuzakların neler olduğunu, dünyâ fitnesini ve bunlardan korunma yollarını
bilmesi gerekir. Bu ilme “Hikmet ilmi” denir.
Büyüklerden biri buyurdu ki: “Havâtır” hatıra gelen şeyler dört
çeşittir: Allahü teâlâdan gelen, melekten gelen, nefisten gelen, şeytandan
gelen. Allahü teâlâdan gelen, kulu uyarmak içindir. Melekten gelen, ibâdete
teşvik için, nefisten gelen, hevâ ve heves peşinde koşmaya sevk etmek için,
şeytandan gelen, günahı câzib göstermek içindir. Allahü teâlâdan gelen
hatırlama, tevhîd nûruyla kabûl edilir. Melekten olan hatırlama, marifet nûru
ile kabul edilir. Nefisten gelenden, îmân nûru ile sakınılır. Şeytandan
gelenden ise, İslâm nûruyla sakınılır, karşı konulur.”
“İşlediğin tâat ve ibâdetleri beğenmemelisin. O tâat sana hoş
gelmemeli, bir lezzet aramamalısın. Tâatini beğenmek şirktir. Yalnız Allahü
teâlânın emri olduğu için, buyurulduğu gibi, yani ilmihâl kitaplarında
bildirdiği gibi işlemeli. Tâatini Hak teâlâya ısmarla ve kendi beğenmeni
şeytanın yüzüne çarp.