İnsan bir şey yaratamaz

Mecaz olarak, insanlar için yaratıcı demek, yaratmak kelimesini yapmak anlamında kullanmak uygun mu?

CEVAP
Yaratmak Allah’a mahsustur. Mecaz olarak da insanlar için yaratıcı demek yanlıştır. (Elektrik ampulünü Edison yarattı) diyenler oluyor. Fonograf, megafon, elektrik ampulü gibi aletleri ilk defa bulan Edison; bunları yaratmamış, sadece yapılmasına sebep olmuştur. Bunları yaratan, Allahü teâlâdır. Hadis-i şerifte, (Allah, her sanatkârın ve sanatının yaratıcısıdır) buyuruldu. (Buhari)

Demek ki, Edison’u da, elektrik ampulünü de yaratan Allahü teâlâdır. Edison’un bunları yaratması şöyle dursun, mevcut maddeleri bir araya toplayıp, yeni aletlerin yaratılmasına sebep olurken, elinin, ayağının, gözünün, diğer duygularının, çeşitli hücrelerinin, kalbinin, ciğer, böbrek ve diğer organlarının işlemesinden ve kullandığı maddelerin, aletlerin yapısından, içlerindeki atom, proton kuvvetlerinden haberi yoktu. Böyle birine yaratıcı denilir mi? Yaratıcı; bunların en ufağını, en incesini, hepsini bilen, hepsini yapandır ki, bu da ancak Allahü teâlâdır. (Seâdet-i Ebediyye)

Allahü teâlâdan başka yaratıcı yoktur. Her var olanı, O yaratmıştır. Maddeleri hareket ettirir. Yerlerini değiştirir. Bir zamandan, başka zamana götürür. Bir halden başka hale döndürür. Akıllara hayret verecek şeyler yaratır. Bir damla nutfeden ve görülemeyen spermatozoidden bir olgun insan yaratır. Nuh aleyhisselam gibi bir peygamberden; asi, kâfir ve ahmak bir oğul yaratır. Ebu Cehil gibi taş yürekli, örümcek kafalı bir kâfirden, Hazret-i İkrime gibi bir mümin oğul yaratır. En küçük zerre olan, mikroskopta bile görülemeyen atomun derinliğinde; çekirdeğinde, dağları deviren nükleer kuvvetler yaratır. Pancarda şeker yaratır. Yaprakta fotosentez, özümleme kuvveti yaratır. Arıda bal yaratır. Cansız yumurtada, canlı hayvan yaratır. Çiçeklerde güzel kokular, esanslar yaratır. Kuru ağaçta, yapraklar, çiçekler, meyveler yaratır. Su içinde hayvanlar, çiçekler, ağaçlar yaratır. Acı su içinde tatlı su yaratır. Kimya reaksiyonları ve nice fizik ve kimya özelliklerini yaratır. Toprağı bitki haline, bitkiyi hayvan haline döndürür. İnsanları, hayvanları çürütüp toprak maddelerine, su ve gazlara döndürür. Her şeyin tersini de yaptığı gibi, bunun da ters, geri dönen halini yaratır. Bu kâinat fabrikasında her şeyi, hesaplı, düzenli yaratmaktadır. Gelişigüzel, yıkıcı, bozucu görünen değişmelerin, hepsinin de çok hesaplı, çok ahenkli bağlılıklar, akıllara hayret veren bir düzen içinde yaratıldığı, günden güne daha iyi anlaşılmaktadır.(Eshâb-ı Kirâm)

Allahü teâlânın, hiçbir işinde ortağı yoktur. Her varlığın yaratıcısı yalnız Odur. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Yaratmak Allah’a mahsustur.) [Araf 54]

(Yaratıcı ancak Rabbindir.) [Hicr 86]

(Her şeyi yaratan Allah’tır.) [Zümer 62]

(Sizi de, yaptığınız işleri de yaratan Allah’tır.) [Saffat 96]

Cenab-ı Hak, tek yaratıcı kendisi olduğunu ve başka ortağının bulunmadığını bildirirken, insana yaratıcı denmez.

Yaratan Allahü teâlâ, kesb eden kuldur 
İnsanlar, mahluk olduğu gibi, bütün işleri, hareketleri de, Allahü teâlânın mahlukudur. Çünkü Ondan başka, kimse bir şey yapamaz, yaratamaz. Kendi mahluk, yaratılmış olan, başkasını nasıl yaratabilir? Yaratılmak damgası, kudretin az olduğuna alamettir ve ilmin noksan olduğuna işarettir. Bilgisi, kuvveti az olan, yaratamaz. İnsanın işinde, kendine düşen pay, kendi kesbidir. Yani o iş, kendi kudreti ve iradesi ile olmuştur. O işi, yaratan Allahü teâlâ, kesb eden kuldur.

İnsanların ihtiyari işleri, isteyerek yaptıkları şeyler, insanın kesbi ile Allah’ın yaratmasından meydana gelmektedir. İnsanın yaptığı işte, kendi kesbi, ihtiyarı [seçmesi, beğenmesi] olmasa, o iş titreme şeklini alır. Kalbin hareketi gibi olur. Halbuki, ihtiyari hareketlerin, böyle olmadığı açıktır. Her ikisini de, Allahü teâlâ yarattığı halde, ihtiyari hareketle, titreme hareketi arasında görülen bu fark, kesbden ileri gelmektedir.

Allahü teâlâ, kullarına merhamet ederek, onların işlerinin yaratılmasını, onların kastlarına, arzularına tâbi kılmıştır. Kul isteyince, kulun işini yaratmaktadır. Bunun için de, kul mesul olur. İşin sevabı ve cezası, kula olur. Allahü teâlânın kullarına verdiği kast ve ihtiyar, işi yapıp yapmamakta eşittir. Kullarına, emirlerini ve yasaklarını yerine getirecek kadar kudret [enerji] ve ihtiyar vermiştir. Bir işin iyi veya kötü olduğunu da bildirmiştir. Kul, her işinde, yapıp yapmamakta serbest olup, ikisinden birini seçecek, iş iyi veya kötü olacak, günah veya sevap kazanacaktır.

İslam âlimleri de buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, hayat, ilim, semi, basar, irade, kudret sıfatlarından kullarına biraz ihsan etti; ama yalnız üç sıfatı kendine mahsustur. Bu üç sıfattan hiç bir mahlûkuna vermedi. Bunlar, kibriya, gani olmak ve yaratmak sıfatlarıdır. Kibriya, büyüklük, üstünlük demektir. Gani olmak, başkalarına muhtaç olmamak, her şeyin Ona muhtaç olması demektir. (Hak Sözün Vesikaları)

Allahü teâlânın âdeti şöyledir ki; her şeyi bir sebep ile yaratmaktadır. Fakat, sebeplerin, vasıtaların, Onun yaratmasına hiç tesirleri yoktur. Vasıtasız maliktir. Ondan başka yaratıcı yoktur. Bütün varlıkları yoktan var etti. İnsanların ve hayvanların hareketlerini, düşüncelerini, hastalıklarını, şifalarını, hayırlarını, şerlerini, faydalarını, zararlarını yaratan yalnız Odur. İnsan, kendi hareketlerini, düşüncelerini, hiçbir şeyi yaratamaz. İnsanın düşüncelerini, hareketlerini, keşiflerini, buluşlarını hep o icat etmekte, yaratmaktadır. Ondan başkasına yaratıcı demek, cahilce, batıl bir sözdür. (Feraid-ül-fevaid)

İngilizce’de yaratmak kelimesi
Sual: 
İngilizce’de yaratmak anlamındaki create kelimesini, insanlar için kullanmak caiz midir?
CEVAP
Yaratmak, yoktan var etmek demektir. Türkçe’de bu kelime, insanlar için, başka manada da olsa, kullanılmamalıdır. Bu kelimenin, diğer dillerdeki karşılıkları, mesela, İngilizce’de create kelimesi de, oluşturmak, meydana getirmek, yapmak gibi anlamlarda da, kullanılıyor. İngilizce olarak, bu manada kullanmak, ihtiyaçtan dolayı caiz olur. Mesela, bilgisayarda, (dosya oluşturmak) ifadesi için, (create a file) denebilir. Bir program yazarken, create yazılmazsa, o program çalışmıyorsa, create diye yazmanın mahzuru olmaz. Böyle durumlarda kullanılabilir.

Marka, şirket, program ve buna benzer başka bir şeyin isminde creative geçerse, yine bunları söylemek caiz olur. İnsanlar için, yoktan var etmek anlamında kullanılmamalıdır.

Vücuda getirmek
Sual:
 İnsanlar için, vücuda getirmek ifadesini kullanmak caiz midir?
CEVAP
Yoktan var etmek, yaratmak anlamında, insanlar için kullanmak caiz olmaz. Yalnız Allahü teâlâ için kullanılır. Mesela bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Allahü teâlâ, insanları yarattı. Beni insanların en iyi kısmından vücuda getirdi.) [Tirmizi]

Meydana getirmek, yapmak, oluşturmak anlamında kullanılabilir. Mesela, (İmam-ı Buhari hazretleri, Buhari-yi şerif isimli kitabını, 16 yılda vücuda getirmiştir) demek caizdir.

İnsan gibi robot
Sual: Türk mühendislerinin yaptıkları, insan gibi hareket edebilen, denileni yapabilen robot, gazetelerde, internet sitelerinde harika diye övüldü. Peki, insana benzeyen cansız bir robotun yapılması harika ise, o robotu yapan canlı insanı yaratmak harikalar harikası olmaz mı?
CEVAP
Evet, esas harika odur. Başka biri çıkıyor, suya taş atıyor, taş batıyor. Tahta parçası atıyor, onun yüzdüğünü görünce, (Demek ki suyun kaldırma kuvveti var) diyor. Bu kanunu buldu diye, bu kimsenin adı kitaplara geçiyor. Basit bir buluş değil, ama o kanunu yoktan yaratan kim? Hem bunları bulanlar da, Allah'ın yarattığı insanlardır. Harikalar bulan insanın, kendi yaratılışındaki harikaları görmemesi büyük gaflettir.

Robot, mevcut olan aletlerle yapılıyor. Yoktan yeni bir şey yapılmıyor. Allahü teâlânın yarattığı maddeleri kullanarak, yine Onun koyduğu fizik, kimya kanunlarına uyularak yapılıyor. Ağaçtan tahta, tahtadan da sandalye yapılması gibidir.

Robot, ne kadar marifetli olsa da ruhsuzdur. İnsan, ne kadar uğraşsa da, yoktan bir şey yapamaz, mevcut maddelerle bile ruhu olan bir şey yapamaz. Bir hücreyi veya bir buğday tanesini bile yaratamaz. Her şeyi yaratan Allah’tır. Bir hadis-i şerif:
(Allahü teâlâ, herkesin, her sanatkârın yaratıcısı olduğu gibi, onların sanatlarının da yaratıcısıdır.) [Buharî]

Aynı anlamda bir âyet-i kerime meali:
(Sizi de, işlerinizi de yaratan Allah’tır.) [Saffat 96]

Demek ki, o robotları da, onları yapanları da, kullandıkları bütün malzemeleri ve kanunları da yaratan Allahü teâlâdır. Bunu göremeyip, hâşâ sanki Allahü teâlâya meydan okur gibi, (Biz de insan yaptık) demek ne kadar çirkindir.

Sual: Allah için kullanılan "yarattı" kelimesini, insanlar için de kullanmak, "şunu yaratı, bunu yarattı" demek uygun mudur?
Cevap: Allahü teâlâdan başkasına, yarattı demek, çok tehlikelidir. Çünkü her şeyi yaratan, var eden, Allahü teâlâdır. İnsanlar için, "yarattı" kelimesini kullanmak, çok çirkindir, Allahü teâlâya karşı edepsizliktir ve küfre, imanın gitmesine sebep olur.

Sual: Bazı kimseler, kendi istekleri ile yaptıkları hareketlere, işlere, "ben yarattım" diyorlar. Böyle "yarattım" diye söylemek doğru mudur?
Cevap: Kulların istekli hareketleri, kendi iradeleri ile olmayan, hatta haberleri bile olmadan, nice fiziksel, kimyasal ve fizyolojik olaylarla meydana gelmektedir. Bu inceliği anlamış olan bir kimsenin, kendi isteği ile yaptığı hareketlerine, "yarattım" demesi şöyle dursun, "ben yaptım" demeye bile sıkılır. Allahü teâlâdan hayâ eder. Bilgisi, anlayışı ve edebi az olan ise, her yerde her şeyi söylemekten sıkılmaz.

İnsan, işlerin yaratılmasında vasıtadır
Sual: Her şeyi yaratan cenâb-ı Hak olunca, burada insanın payı, rolü ne olmaktadır?
Cevap:
 Her şeyi yaratan, terbiye eden, yetiştiren, her iyiliği yaptıran, gönderen hep Allahü teâlâdır. Kuvvet ve kudret sahibi yalnız Odur. O hatırlatmazsa, kimse, iyilik ve kötülük yapmayı irade, arzu edemez. Kulun iradesinden sonra, O da istemedikçe, kuvvet ve fırsat vermedikçe, hiçbir kimse, hiçbir kimseye, zerre kadar, iyilik ve kötülük yapamaz. Kulun istediği her şeyi, O da irade ederse, dilerse yaratır. Yalnız Onun dilediği olur. İyilik ve kötülük yapmayı, çeşitli sebeplerle hatırlatmaktadır. Merhamet ettiği kulları kötülük yapmak irade edince, O irade etmez ve yaratmaz. İyilik yapmak irade ettikleri zaman, O da irade eder ve yaratır. Böyle kullardan hep iyilik meydana gelir. Gazap ettiği düşmanlarının kötü iradelerinin yaratılmasını, O da irade eder ve yaratır. Bu kötü kullar, iyilik yapmak irade etmedikleri için, bunlardan hep fenalık hasıl olur.

Demek oluyor ki, insanlar, bir alet, bir vasıtadır. Katibin elindeki kalem gibidir. Şu kadar var ki, kendilerine ihsan edilmiş olan İrâde-i cüz'iyelerini kullanarak, iyilik yaratılmasını isteyen, sevap, kötülük yaratılmasını isteyen, günah kazanır. Allahü teâlâ, insanların istekli işlerini onların iradeleri ile yaratmasını ezelde dilemiştir. İşlerin insan iradesi ile yaratılması, ezeldeki ilahi irade ile yaratılması demektir.

 

 

Allah’ın sıfatları hangileridir?

Esmâ-ül hüsna, Allahü teâlânın güzel isimleri demektir. Allahü teâlânın Tirmizi’de bildirilen 99 ismi şunlardır: 1- Allah: Her ismin vasfını ihtiva eden öz adı. Kendinden başka ilah bulunmayan tek Allah....

Devamını Okuyun...

Allah niye biz veya o diyor?

Bu âyet-i kerimenin meali şöyledir: (Sizi yarattık, sonra meleklere, “Âdem’e secde edin” dedik; İblis’ten başka hepsi secde etti...

Devamını Okuyun...

Allah’a nur demek uygun mu?

Allahü teâlâ için ışık anlamında nur denmez; çünkü nuru, ışığı da O yaratmıştır, yani bunlar mahlûktur. Mahlûk, halık olamaz. Bir şeye benzeterek Allahü teâlâyı tarif etmek caiz olmaz...

Devamını Okuyun...

Allah mekândan münezzehtir

Hazret-i İsa’nın, göğe çıkıp, Allah’ın sağına oturduğu ve Allahü teâlânın gökte olduğu inancı Hristiyanlığa sonradan sokulmuştur....

Devamını Okuyun...

Müşebbihe veya mücessime

Allahü teâlâyı bir cisim olarak kabul eden ve Ona insanlardaki gibi uzuvlar isnat eden, Kur’andaki müteşabih âyetlere...

Devamını Okuyun...

Allah’ın işitmesi ve görmesi

Hayır, kesinlikle caiz olmaz. Bunu söyleyen, Mücessime ve Müşebbihe ismindeki sapık fırkalardır. Bunlar...

Devamını Okuyun...

Gaybı kim bilir?

Gayb, duygu organları ile veya hesap ile, tecrübe ile anlaşılmayan şey demektir. Gaybı ancak Allah bilir...

Devamını Okuyun...

Allah’ın rahmeti ve gazabı

Ateist, kâfir demektir. İmana gelen bir kâfir, imana gelmeden önce yaptığı iyiliklerin karşılığına kavuşur...

Devamını Okuyun...

Rahmeti gazabını aşmıştır

(Rahmetim gazabımı aştı) diye bizzat kendisi bildiriyor. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki...

Devamını Okuyun...

Allah intikam alır

Allahü teâlânın intikam alması, suçluların cezalandırılması demektir. Allahü teâlânın intikam alacağını...

Devamını Okuyun...

Allah dünyada da ceza verir

Elbette dünyada da cezalandırır ve cezalandırdığı da Kur’an-ı kerimde bildiriliyor. Azap âyetleri, rahmet...

Devamını Okuyun...

Allah’ın azabı şiddetlidir

İslamiyet, ifrat ve tefritten [aşırılıklardan] uzak bir dindir. Allah’ın rahmetini de azabını da bildirmek gerekir....

Devamını Okuyun...

Gayret-i ilahiyye

Gayret, hasetten, kıskançlıktan, çekememekten farklıdır. Gayret, bir kimsede olan hakkına, onun başkasını...

Devamını Okuyun...

Allahü teâlânın gayret etmesi

Allahü teâlâ için kıskanmak, haset etmek ifadesi kullanılmaz, gayret sahibi denir....

Devamını Okuyun...

Allah’ın huzuruna durmak

Bazıları Allah’a inanan herkesin Cennete gideceğini sanıyor. Bu çok yanlıştır. Amentü’deki altı esastan birine inanmayanın....

Devamını Okuyun...

Erkek şahıs zamiri

Önce ikinci suali cevaplandıralım: Bu, Arap dilinin özelliğindendir. Türkçede böyle erkek ve kadın için ayrı...

Devamını Okuyun...

Hâlık’ı mahlûka benzetmek

İslam âlimleri, (Allah’ın yaratmak, vücud, muhalefetün-lil-havadis gibi sıfatlarını insanlar için kullanmak veya insanın, akıl, şuur,...

Devamını Okuyun...

Allah ismi

Evet, Allah ism-i şerifi, Esma-i hüsna’nın yani Allahü teâlânın isimlerinin birincisidir. Bu ism-i şerif, Allahü teâlânın...

Devamını Okuyun...

Rahman ve Rahîm isimleri

Rahman ism-i şerifi, dünyada, dost olsun düşman olsun, layık olsun olmasın, mümin olsun kâfir olsun, bütün yaratıklara rızık ve sayısız nimetler veren demektir...

Devamını Okuyun...

El-Melik ismi

Mülkün, kâinatın sahibi, mülk ve saltanatı devamlı olan demektir. Bir âyet-i kerime meali...

Devamını Okuyun...

El-Kuddüs ismi

Her türlü takdîse, övmeye, yüceltmeye lâyık olan; azamet ve celâline, büyüklüğüne lâyık olmayan...

Devamını Okuyun...

Es-Selâm ismi

Es-Selâm ismi, eksikliklerden uzak olan demektir. Birkaç âyet-i kerime meali şöyledir...

Devamını Okuyun...

El-Mü'min ismi

Mümin kelime olarak, inanan demektir. Bu mânâ kullar içindir. Allah için olan mânâ, gönüllere iman veren...

Devamını Okuyun...

El-aziz ismi

Azîz, (Her zaman izzet ve şeref sâhibi, galip, benzeri olmayan, karşı gelinemeyen) demektir...

Devamını Okuyun...

El-Müheymin ismi

Her mahlûkun ömrünü, amelini, rızkını, ecelini, nefeslerini, sözlerini bilen, gören, onların bütün...

Devamını Okuyun...

(Allah gaybı bilmez) diyorlar

Elbette vardır, hem de çoktur. Ancak önce ateistlerin benzer düşüncelerini bildirelim. (Allah, insanların Cennete veya...

Devamını Okuyun...

Allah hayâ eder mi?

Allah'ın hayâ etmesiyle insanların hayâ etmesi farklıdır. İnsanın hayâ etmesi, sıkılmak, çekinmektir. Fakat Allah'ın...

Devamını Okuyun...

Allah’ın yaratması iki türlüdür

Bu soruyu bir ehl-i kitap sormaz, soramaz; çünkü ehl-i kitap sadece (Sizin peygamber hak mı?) diye sorabilir. Hak peygamber ise çok şey yapabilir der; çünkü...

Devamını Okuyun...

Kün feyekün (Ol denince olur)

İki bilgiyi de Kur’andan aldınız. İkisini de bildiren Allahü teâlâdır. Hikmeti bildirilmese bile, biz anlamasak bile olduğu gibi inanmak lazım...

Devamını Okuyun...

İnsan bir şey yaratamaz

Yaratmak Allah’a mahsustur. Mecaz olarak da insanlar için yaratıcı demek yanlıştır. (Elektrik ampulünü Edison yarattı) diyenler oluyor...

Devamını Okuyun...

Yaratmak değil keşfetmek denir

Hayır, caiz olmaz. Burada, Allahü teâlânın iki türlü yaratması bildiriliyor...

Devamını Okuyun...

İnsan acizliğini idrak etmeli

Elbette yaratamaz. Her şeyi yaratan Allahü teâlâdır. Yerde ve göklerde bulunan bütün varlıkları, maddeleri, cisimleri...

Devamını Okuyun...

Yarattığı her şeyde nice hikmet var

Yaratmaz. Allahü teâlâ hakîmdir, yarattığı her şeyde nice faydalar vardır. İnsan aklı bunları anlayamaz...

Devamını Okuyun...

Ahsen-ül-hâlıkîn ne demek?

Kur'an-ı kerimde geçen (Ahsen-ül hâlıkîn) ne demektir? Sözlüğe bakılırsa, Yaratıcıların en güzeli demek olduğu, birçok yaratıcı...

Devamını Okuyun...

Allah sevgisi nedir?

İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Sevgi, gönlün zevk aldığı şeye meyletmesi demektir. Bu meylin kuvvetlisine aşk denir...

Devamını Okuyun...

Allah’ı sevmenin sebepleri

Allahü teâlâyı sevmenin beş sebebi vardır: 1- Herkes, kendisinin olgunlaşmasını ve hiç yok olmadan devam etmesini ister. Kendini ve Rabbini bilen, varlığının devam etmesinin kendi...

Devamını Okuyun...

Allah’ı sevmek ve tanımak nasıl olur?

Allahü teâlâyı sevmek ikiye ayrılır:
1- Farz olan sevmek,
2- Farz olmayan sevmek...

Devamını Okuyun...

Allah sevgisinin alameti

Allah sevgisinin alameti yedi şeyde belli olur: 1- Allahü teâlâyı seven, ölümden korkmaz. Seven, daima ölüme hazır bekler. Çünkü ölümle, aşık maşuka, garip öz yurduna kavuşmuş olur...

Devamını Okuyun...

Allah korkusunun alameti

Allah korkusunun sebebi, ilim ve marifettir. İlim ve marifet sahipleri, kendi ayıplarını, günahlarını...

Devamını Okuyun...

Sevgi ve korku nasıl olur?

Sevgi gibi, korku da çeşitlidir. Allah sevgisi, Ana baba sevgisinden, evlat sevgisinden, hanım sevgisinden...

Devamını Okuyun...

Gözyaşı rahmettir

Her ağlamanın Allah korkusu ile ilgisi yoktur. Rol icabı da olsa ağlayıp gözyaşı dökenler çoktur. Ancak...

Devamını Okuyun...

Kork Allah’tan korkmayandan

Allah adamlarını, yani Allah’tan korkan salihleri üzmekten, onların sevgisini kaybetmekten çok korkmak lazımdır...

Devamını Okuyun...

Allah ve Resulünü çok sevmek için

İmanı Ehl-i sünnet itikadına göre düzeltmelidir! İman doğru olmadıkça, Allahü teâlâ ve Onun sevdikleri sevilemez...

Devamını Okuyun...

Allah’ın sevgi ve rızasına kavuşmak için

İsrailoğulları benzer bir suali Musa aleyhisselama sual etmişlerdir. Allahü teâlâ, (Onlar benden razı olurlarsa, ben de onlardan razı olurum)...

Devamını Okuyun...

Allah güzeldir, güzeli sever

Bahsettiğiniz hadis-i şerifin daha uygun tercümesi şöyledir: (Allahü teâlâ cemildir. Cemal sahiplerini sever.) Cemal, çirkinliği gidermek, vakar sahibi olmak ve şükretmek için, nimeti göstermek demektir...

Devamını Okuyun...

Hubb-i fillah ve buğd-i fillah

Sevdiklerini sırf Allah rızası için sevmek, düşmanlık ettiklerine de sırf Allah rızası için düşmanlık etmek demektir...

Devamını Okuyun...

Aşk, sevgi ve heves

Sevgiyle aşk aynı şeydir. Sevgi, gönlün zevk aldığı şeye meyletmesi demektir. Kuvvetli sevgiye aşk denir...

Devamını Okuyun...

Yalnız Allah’tan korkmak

Bizi Cennete koyacak olan da, Cehenneme atacak olan da Allahü teâlâdır. Bir başkası bu işi yapamaz...

Devamını Okuyun...

Lütfun da hoş, kahrın da...

Bu sözleri söyleyen evliya zatlardan üçünü bildirelim: Gelse celâlinden cefa, Yahut cemâlinden vefa, İkisi de cana sefa, Nârın da hoş, nurun da hoş...

Devamını Okuyun...

Allah demekte ölçü

Allah diyen herkesi sevmek çok yanlıştır. Dinimizde ölçü, Allah dostları sevilir, Allah düşmanları sevilmez...

Devamını Okuyun...

Allahü teâlâ, mecbur değildir

Allahü teâlâ, insanları Müslüman yapmaya mecbur değildir. Onun merhameti sonsuz olduğu...

Devamını Okuyun...

Ağır yük yüklemek

Bunu iki yönden açıklamak gerekir:
Biri, Allahü teâlâ güç yetmeyen bir şeyi emretmesinin adaletine uygunluğu ...

Devamını Okuyun...

Sorgusuz ceza

Öyle demesi yanlış olur. Allahü teâlânın, günahsız insanı Cehenneme atması kendi mülkünü kullanmak olup...

Devamını Okuyun...

Sakat doğan çocuklar

Hakiki müslüman, Allahü teâlânın rızasından başka muradı olmayan kimsedir. Allahü teâlâ emrettiği için rızk kazanmaya...

Devamını Okuyun...

Herkes eşit yaratılsaydı

Allahü teâlâ, dünya ve ahireti, sevgili kulu ve resulü Muhammed aleyhisselam için yarattı. Diğer canlı ve cansız ...

Devamını Okuyun...

Önce ölenin suçu

Önce ölmek niye suç olsun ki? Allahü teâlâ, hiç kimseye fazla ceza vermez. Hattâ günahların çoğunu da affeder...

Devamını Okuyun...

Adaletle ihsanı karıştırmamalıdır

Bu konuda, Seyyit Abdülhakîm Arvâsî hazretleri buyuruyor ki:
“Adalet ile ihsanı karıştırmamalıdır....

Devamını Okuyun...

Allah bes, bâki heves

Bes, kâfi, yeter, yetişir demektir. Bâki, kalan demektir. Heves ise, nefsin isteği, geçici arzu demektir...

Devamını Okuyun...

İnsanlara ihtiyacını söylemek

Burada, ihtiyaçların karşılanmasını Allahü teâlâdan değil de, insanlardan beklemek kastediliyor. Yani sebebe yapışmak...

Devamını Okuyun...

Tevfizname şiirin acıklaması

Şiir açıklamak çok zordur. Bu şiirde tefviz işleniyor. Tefviz, her şeyin Allah’ın takdiri ile olduğuna inanmak, işlerini Allahü teâlâya havale etmek...

Devamını Okuyun...