Müşebbihe veya mücessime

Müşebbihe nasıl bir fırkadır?

CEVAP
Allahü teâlâyı bir cisim olarak kabul eden ve Ona insanlardaki gibi uzuvlar isnat eden, Kur’andaki müteşabih âyetlere yanlış mana verip, Allah’ın el, yüz gibi organlarının olduğunu iddia eden sapık fırkadır.

Allahü teâlâyı başka varlıklara benzeten teşbih ve tecsim fikrini ilk defa ortaya atan yahudi Abdullah ibni Sebe ile, hicri birinci asrın sonunda ve ikinci asrın başlarında yaşayan Hişam bin Salim-el-Cevaliki ve Hişam bin el-Hakem gibi kimselerdir. 

Bu fikirleri hicri ikinci asır boyunca savunan sapıklar oldu. Bu kimselere cevap veren imam-ı Malik hazretleri, bir defasında teşbih fikrini savunanlara; “Sizi bid’atlerden ve bid’atçilerden sakındırırım” buyurdu. “Bid’atçiler kimlerdir?” denilince, cevaben; “Bid’atçiler o kimselerdir ki, Allahü teâlânın isimleri, sıfatları, kelamı, ilmi ve kudreti konusunda söz ederler. Sahabenin ve iyilikte onlara tâbi olanların sustuğu konularda sükut etmezler” buyurdu.

İmam-ı Zühri, imam-ı Sevri gibi Ehl-i sünnet âlimleri de, teşbih ve tecsim fikrini savunanlara cevap vermişler, Müslümanları onlara aldanmaktan sakındırmışlardır. Bu akım, üçüncü hicri asır boyunca devam etti. İmam-ı Ahmed bin Hanbel ile Yahya bin Main, İshak bin Raheveyh gibi Ehl-i sünnet âlimleri mücessime ve müşebbiheye ait fikirleri reddedip mücadele yaptılar. 

Bugün, kendilerine selefiyim diyenlerin aynı yolu tuttuğunu görüyoruz. İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki:
Cehalet ve dalalet fırkaları, Allahü teâlânın zâtı ve sıfatı hakkında, Cenab-ı Hakkın münezzeh olduğu şeyleri Ona isnat ediyorlar. Bu dalaletlerine de "Selefin yolu" diyerek selefi salihine, [yani Eshab-ı kirama ve Tabiin-izama] iftira ediyorlar. Selefin itikadını sana beyan edeyim. Yedullahtaki yed kelimesini el gibi düşünmemelidir. Mesela "Falanca şehir, falanca valinin elinde" denilince, o şehrin valinin elinin içinde değil, onun idaresi altında olduğu anlaşılır. Bu bakımdan yedullah ifadesini Allah’ın kudreti olarak anlamalıdır. (İlcam-ül-avam)

Yine, İmam-ı Gazali hazretlerinin bildirdiği gibi, diğer ifadeleri de böyle açıklamak gerekir. Mesela (Zıllullah) ifadesine de "Allah’ın gölgesi" demek doğru değildir. Bu husustaki hadis-i şerifi açıklarken, (Kendisinden başka himaye edenin bulunmadığı bir günde Allahü teâlâ, yedi sınıf insanı kendi himayesine alır) demelidir. Yoksa "Kendi gölgesinde gölgelendirir" dememelidir. Çünkü bu ifadeden, Cenab-ı Hakkın cisim olduğu gibi bir mana çıkaranlar olabilir. Nasıl "Beytullah" yani "Allah’ın evi" kelimesini, hâşâ Allah’ın barındığı bir ev olarak anlamıyorsak, hadis-i şeriflerde geçen "Yedullah", "Zıllullah" kelimelerini de zahir manaları gibi anlamayıp, tevil etmemiz gerekir. Bir bid’at ve dalalet olan selefiye sapıklığını önlemek için, İslam âlimleri müteşabih âyet ve hadisleri tevil etmişlerdir. Ancak bu tevil işinde haddi aşıp İslam âlimlerinin bildirdiklerine uymayan mana verenler de sapıtmışlardır. İslam âlimlerinin bildirdiklerine uymayan bütün kitaplar, muteber değildir.

Abdülaziz bin Baz ismindeki vehhabi bir yazar (Akidet-üs-sahiha) kitabında, Ehl-i sünnet itikadındaki müslümanlara müşrik yani kâfir damgasını vuruyor, her müslümanın "Necdi" yani vehhabi olmasını istiyor.

İstiva, Yed, Vech gibi müteşabih kelimelere, oturmak, el yüz gibi manalar vererek -hâşâ- Allahü teâlâyı cisim olarak bildiriyor. Müşebbihe fırkası gibi inanıyor. (Üstadımız İbni Teymiye de böyle söyledi) diyerek onun da Müşebbiheden olduğunu gizlemiyor.

Kitapta imam-ı Malik hazretlerinin hocasının (İstivanın keyfiyeti bilinemez) dediğini yazıyor. Doğrusu da budur. Fakat Necdi hemen birkaç satır sonra, (Allah göklerin üstünde bulunan Arş üzerinde oturuyor) diyor. Keyfiyeti bilinmeyen şey üzerinde nasıl böyle kesin konuşulur. Selef-i salihin denilen önceki âlimler, İstiva, Yed gibi kelimeleri tevile lüzum görmezlerdi. Çünkü bu kelimelerin mahiyeti bilinirdi. Mesela (İstanbul, valinin elindedir) denilince, bunun açıklanması istenmez, herkes buradaki el kelimesinin hakiki el ile ilgisi olmadığını bilirdi. (Allah Arşı istiva etti) denince de, Allah’ın Arşa hükümran olduğunu anlarlardı. Fakat Müşebbihe denilen bozuk fırka, (Allah’ın bizim gibi eli var. Allah Arşın üstünde oturur) gibi manalar verince sonraki âlimler bu kelimeleri açıklamak zorunda kalmışlardır. Kur’an-ı kerimde böyle tevil edilmesi gereken çok âyet-i kerime vardır. Hakiki manası ile alınırsa acayip manalar ortaya çıkar. Mesela Kur’an-ı kerimde (Köye sor) buyuruluyor. Köyden maksat, köydeki insanlardır. Yine Kur’an-ı kerimde kâfirlerin sağır, dilsiz ve kör olduğu bildiriliyor. (Bekara 18)

Kâfirler sağır, dilsiz ve kör değildir. Bunlara, hakikati duymadıkları için sağır, hakkı söylemedikleri için dilsiz, doğru yolu, gerçekleri göremedikleri için kör denilmiştir. Bilen için bunları izaha lüzum yoktur. Eskiden de istiva, yed, vech gibi kelimeler tevil edilmeden bilinirdi. Müşebbihe fırkası ve sonra necdiler, bu kelimeleri hakiki manası ile alınca, hâşâ Allah’a mekan ittihaz etmiş oldular. Onu cisim zannettiler. Necdi Abdülaziz Baz da, (Allah gökte Arşın üstünde oturuyor) diyerek küfre giriyor. (S.8-10)

Hubb-i fillah ve buğd-i fillah

Sevdiklerini sırf Allah rızası için sevmek, düşmanlık ettiklerine de sırf Allah rızası için düşmanlık etmek demektir. Hadis-i şeriflerde...

Devamını Okuyun...

İman ve İslam farklı mıdır?

Ehl-i sünnet âlimleri, Peygamber efendimizin bildirdiği tarifi aynen aktarıyor. İman, Amentü’de bildirilen altı esasa...

Devamını Okuyun...

Allah var demek yeter mi?

Allah’a inanan kimsenin, Allah’ın sıfatlarını da bilmesi gerekir. Bilmezse veya yanlış bilirse, Allah’a inanmış sayılmaz...

Devamını Okuyun...

Allah’ın rahmeti lüzumsuz değildir

Kelime-i şehadetin manası şudur: (Ben şehadet ederim ki, yani görmüş gibi bilirim ve bildiririm ki, Allah’tan başka...

Devamını Okuyun...

Dinde on esas

Taberani’de bildirilen bir hadis-i şerifte, İslamiyet’in şu on esasından biri noksan olan kimsenin, zararda olduğu bildirilmektedir...

Devamını Okuyun...

32 ve 54 farz

Her müslümanın, otuz iki farzı bilmesi lazımdır. 32 farz şunlardır. İmanın şartı: Altı(6), İslamın şartı: Beş(5), Namazın farzı: Oniki(12)...

Devamını Okuyun...

Zerre iman ne demek?

Günahlar içinde yüzüp ibadetten uzak kimsenin imanla ölmesi çok zordur. Ancak imanla ölebilirse...   

Devamını Okuyun...

İslamiyet’ten haberi olmayanlar

Denilen yerlerin birinde yaşayıp da, dinden haberi olmayanlar, imanlı olmadıkları için Cennete. girmezler. Allah’ı, Cenneti...

Devamını Okuyun...

Elbette müminim

Tam İlmihal’de, İmam-ı Rabbani hazretlerinden şöyle naklediliyor: Mümin misin diye sorulunca. İmam-ı a'zam Ebu Hanife...

Devamını Okuyun...

İnanmak ihtiyaç mı?

Bazı felsefeciler (İnsanda tapma ihtiyacı vardır. Bunun için de, ateşe, güneşe, puta tapanlar olmuştur) diyorlar. İşin aslı ise şöyle:...

Devamını Okuyun...

Ölmeden önce Allah’a ulaşmak

Hayır, o manada bir âyet ve hadis yoktur. Hiçbir İslâm âlimi de, böyle bir şey söylememiştir...   

Devamını Okuyun...

Hidayet nedir?

Hidayet; Hakkı hak, batılı batıl olarak görüp doğru yola girmek, doğru yola iletmek, dalâletten ve batıl yoldan uzaklaşmak, iman etmek...

Devamını Okuyun...

Türk Müslümanlığı ne demek?

Her milletin âdetleri farklı olabilir, fakat Müslümanlık tektir. Bugün Şiîlerin ve Vehhabilerin Müslümanlıkları farklıdır...   

Devamını Okuyun...

İmanda iki önemli şart

Amentü’ye inanmanın geçerli olması için, çok önemli iki şart vardır: 1- Hubb-i fillah ve buğd-i fillah: Hubb, sevmektir, dostluktur...

Devamını Okuyun...

Allah'ı hiç unutmamak

Beş vakit namaz kılıp haramlardan sakınan bir Müslüman, Allah'ı unutmuş sayılmaz. Bir vakit namazı kılıp, öteki namazı beklemekle...

Devamını Okuyun...

İmansız cemaat

Bunlar, kendilerini Müslüman zanneden, ama küfre düşmüş kimselerdir. Mesela, kaderi inkâr eden diyen ve amelin...

Devamını Okuyun...

Allah’a iman nedir?

İmanın birinci şartı, Allah’a imandır. Amentü’deki, (billahi) ifadesi, Allahü teâlânın varlığına, birliğine inanmayı, iman etmeyi...

Devamını Okuyun...

Allah'ın birliğini ispat

Defalarca bildirmiştir. Birkaçı şöyle: (İlahınız bir tek ilahtır. Ondan başka ilah yoktur.) [Bekara 163] (Allah’tan başka ilah yoktur.) [Bekara 255, Al-i İmran 2, Nisa 87, Taha 8, Tegabün 13]...

Devamını Okuyun...

Allahü teâlâ ilah değil mi?

Uygun değildir; çünkü Allahü teâlâ, ilahtır. İlah, her şeyi yoktan var eden ve her an varlıkta ...   

Devamını Okuyun...

Allah’ı kim yarattı denemez

Elbette yaratan yaratılmış olmaz; çünkü yaratıcı, varlığının başlangıcı ve sonu olmayan, var olmak ve varlıkta durmak için...

Devamını Okuyun...

Tefekkür ne demektir?

Tefekkür, dinimizde önemli bir ibadettir. Tefekkür, günahlarını, mahlukları ve kendini düşünmek. Allahü teâlânın yarattığı şeylerden...

Devamını Okuyun...

Vücut sarayı

Aşağıdaki yazı tıp otoritelerince hazırlanmıştır.
Yaratıkların en mükemmeli olarak yaratılan insanın...   

Devamını Okuyun...

Bir üniversiteliye cevap

Seyyid Abdülhakim efendinin, İstanbul'da, Sultan Selim Camii şerifi bahçesindeki. (Medrese-tül-mütehassısin) de tesavvuf...

Devamını Okuyun...

Allah'ın zatını düşünmek

Böyle şeyler hatıra gelince, bu düşünceleri hemen bırakmalı. Bir hadis-i şerif şöyledir. Allah'ın yarattıklarını tefekkür edin...

Devamını Okuyun...

Allah’ın isimleri (Esma-i hüsna)

Esmâ-ül hüsna, Allahü teâlânın güzel isimleri demektir. Allahü teâlânın Tirmizi’de bildirilen 99 ismi şunlardır:...

Devamını Okuyun...

Allah’ın sıfatları hangileridir?

Esmâ-ül hüsna, Allahü teâlânın güzel isimleri demektir. Allahü teâlânın Tirmizi’de bildirilen 99 ismi şunlardır: 1- Allah: Her ismin vasfını ihtiva eden öz adı. Kendinden başka ilah bulunmayan tek Allah....

Devamını Okuyun...

Allah niye biz veya o diyor?

Bu âyet-i kerimenin meali şöyledir: (Sizi yarattık, sonra meleklere, “Âdem’e secde edin” dedik; İblis’ten başka hepsi secde etti...

Devamını Okuyun...

Allah’a nur demek uygun mu?

Allahü teâlâ için ışık anlamında nur denmez; çünkü nuru, ışığı da O yaratmıştır, yani bunlar mahlûktur. Mahlûk, halık olamaz. Bir şeye benzeterek Allahü teâlâyı tarif etmek caiz olmaz...

Devamını Okuyun...

Allah mekândan münezzehtir

Hazret-i İsa’nın, göğe çıkıp, Allah’ın sağına oturduğu ve Allahü teâlânın gökte olduğu inancı Hristiyanlığa sonradan sokulmuştur....

Devamını Okuyun...

Müşebbihe veya mücessime

Allahü teâlâyı bir cisim olarak kabul eden ve Ona insanlardaki gibi uzuvlar isnat eden, Kur’andaki müteşabih âyetlere...

Devamını Okuyun...

Allah’ın işitmesi ve görmesi

Hayır, kesinlikle caiz olmaz. Bunu söyleyen, Mücessime ve Müşebbihe ismindeki sapık fırkalardır. Bunlar...

Devamını Okuyun...

Gaybı kim bilir?

Gayb, duygu organları ile veya hesap ile, tecrübe ile anlaşılmayan şey demektir. Gaybı ancak Allah bilir...

Devamını Okuyun...

Allah’ın rahmeti ve gazabı

Ateist, kâfir demektir. İmana gelen bir kâfir, imana gelmeden önce yaptığı iyiliklerin karşılığına kavuşur...

Devamını Okuyun...

Rahmeti gazabını aşmıştır

(Rahmetim gazabımı aştı) diye bizzat kendisi bildiriyor. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki...

Devamını Okuyun...

Allah intikam alır

Allahü teâlânın intikam alması, suçluların cezalandırılması demektir. Allahü teâlânın intikam alacağını...

Devamını Okuyun...

Allah dünyada da ceza verir

Elbette dünyada da cezalandırır ve cezalandırdığı da Kur’an-ı kerimde bildiriliyor. Azap âyetleri, rahmet...

Devamını Okuyun...

Allah’ın azabı şiddetlidir

İslamiyet, ifrat ve tefritten [aşırılıklardan] uzak bir dindir. Allah’ın rahmetini de azabını da bildirmek gerekir....

Devamını Okuyun...

Gayret-i ilahiyye

Gayret, hasetten, kıskançlıktan, çekememekten farklıdır. Gayret, bir kimsede olan hakkına, onun başkasını...

Devamını Okuyun...

Allahü teâlânın gayret etmesi

Allahü teâlâ için kıskanmak, haset etmek ifadesi kullanılmaz, gayret sahibi denir....

Devamını Okuyun...

Allah’ın huzuruna durmak

Bazıları Allah’a inanan herkesin Cennete gideceğini sanıyor. Bu çok yanlıştır. Amentü’deki altı esastan birine inanmayanın....

Devamını Okuyun...

Erkek şahıs zamiri

Önce ikinci suali cevaplandıralım: Bu, Arap dilinin özelliğindendir. Türkçede böyle erkek ve kadın için ayrı...

Devamını Okuyun...

Hâlık’ı mahlûka benzetmek

İslam âlimleri, (Allah’ın yaratmak, vücud, muhalefetün-lil-havadis gibi sıfatlarını insanlar için kullanmak veya insanın, akıl, şuur,...

Devamını Okuyun...

Allah ismi

Evet, Allah ism-i şerifi, Esma-i hüsna’nın yani Allahü teâlânın isimlerinin birincisidir. Bu ism-i şerif, Allahü teâlânın...

Devamını Okuyun...

Rahman ve Rahîm isimleri

Rahman ism-i şerifi, dünyada, dost olsun düşman olsun, layık olsun olmasın, mümin olsun kâfir olsun, bütün yaratıklara rızık ve sayısız nimetler veren demektir...

Devamını Okuyun...

El-Melik ismi

Mülkün, kâinatın sahibi, mülk ve saltanatı devamlı olan demektir. Bir âyet-i kerime meali...

Devamını Okuyun...

El-Kuddüs ismi

Her türlü takdîse, övmeye, yüceltmeye lâyık olan; azamet ve celâline, büyüklüğüne lâyık olmayan...

Devamını Okuyun...

Es-Selâm ismi

Es-Selâm ismi, eksikliklerden uzak olan demektir. Birkaç âyet-i kerime meali şöyledir...

Devamını Okuyun...

El-Mü'min ismi

Mümin kelime olarak, inanan demektir. Bu mânâ kullar içindir. Allah için olan mânâ, gönüllere iman veren...

Devamını Okuyun...

El-aziz ismi

Azîz, (Her zaman izzet ve şeref sâhibi, galip, benzeri olmayan, karşı gelinemeyen) demektir...

Devamını Okuyun...

El-Müheymin ismi

Her mahlûkun ömrünü, amelini, rızkını, ecelini, nefeslerini, sözlerini bilen, gören, onların bütün...

Devamını Okuyun...

(Allah gaybı bilmez) diyorlar

Elbette vardır, hem de çoktur. Ancak önce ateistlerin benzer düşüncelerini bildirelim. (Allah, insanların Cennete veya...

Devamını Okuyun...

Allah hayâ eder mi?

Allah'ın hayâ etmesiyle insanların hayâ etmesi farklıdır. İnsanın hayâ etmesi, sıkılmak, çekinmektir. Fakat Allah'ın...

Devamını Okuyun...

Allah’ın yaratması iki türlüdür

Bu soruyu bir ehl-i kitap sormaz, soramaz; çünkü ehl-i kitap sadece (Sizin peygamber hak mı?) diye sorabilir. Hak peygamber ise çok şey yapabilir der; çünkü...

Devamını Okuyun...

Kün feyekün (Ol denince olur)

İki bilgiyi de Kur’andan aldınız. İkisini de bildiren Allahü teâlâdır. Hikmeti bildirilmese bile, biz anlamasak bile olduğu gibi inanmak lazım...

Devamını Okuyun...

İnsan bir şey yaratamaz

Yaratmak Allah’a mahsustur. Mecaz olarak da insanlar için yaratıcı demek yanlıştır. (Elektrik ampulünü Edison yarattı) diyenler oluyor...

Devamını Okuyun...

Yaratmak değil keşfetmek denir

Hayır, caiz olmaz. Burada, Allahü teâlânın iki türlü yaratması bildiriliyor...

Devamını Okuyun...

İnsan acizliğini idrak etmeli

Elbette yaratamaz. Her şeyi yaratan Allahü teâlâdır. Yerde ve göklerde bulunan bütün varlıkları, maddeleri, cisimleri...

Devamını Okuyun...

Yarattığı her şeyde nice hikmet var

Yaratmaz. Allahü teâlâ hakîmdir, yarattığı her şeyde nice faydalar vardır. İnsan aklı bunları anlayamaz...

Devamını Okuyun...

Ahsen-ül-hâlıkîn ne demek?

Kur'an-ı kerimde geçen (Ahsen-ül hâlıkîn) ne demektir? Sözlüğe bakılırsa, Yaratıcıların en güzeli demek olduğu, birçok yaratıcı...

Devamını Okuyun...

Allah sevgisi nedir?

İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Sevgi, gönlün zevk aldığı şeye meyletmesi demektir. Bu meylin kuvvetlisine aşk denir...

Devamını Okuyun...