12/06/2020 Cuma Köşe yazarı A.U
"Bir de ölüm var!.."
Nişâbur'da yetişen velîlerden Ebû Bekr el Ferrâ hazretleri,
980 senesinde Nişâbur'da vefât etti.
Bu zâtın bir talebesi vardı.
Sefere çıktı bir gün.
O devirde, zahmetliydi yolculuk.
Zîra her yerde su yoktu.
Abdestte zorluklar yaşanırdı.
Bu talebe, seferden döndü.
Ve geldi hocasının yanına.
Onun da ilk suâli namazdan oldu.
Ve sordu o talebeye;
“Yol boyunca namazlarını vaktinde kılabildin mi evlâdım?”
O da arz etti ki:
“Çok şükür kıldım hocam.”
Mübârek zât;
"Mâşallah, mübârek olsun evlâdım. Çünkü Müslüman demek, (namaz)
demektir” buyurdu.
Genç merak etti.
Ve sordu bu velîye:
“Namazı kazâya bırakmak için bir özür var mı hocam?”
Buyurdu ki:
“Evet, iki özür var.”
“Onlar nedir efendim?”
“Uyku ve unutmak.”
“Başka yok mu efendim?”
Mübârek gülümsedi;
“Bir de ölüm var tabii.”
Delikanlı almıştı mesajı.
“Yâni hocam, insan yaşıyorsa, mutlaka namazını kılmalıdır, öyle mi?”
Mübârek zât;
“Evet, aynen öyle. Çünkü namaz, (nefes almak) gibidir bu dinde. Müslüman, (nefes aldığı) müddetce namazını kılacaktır” buyurdu.