18/07/2022 Pazartesi Köşe yazarı A.U
''Bunun parasıyla fakirleri doyur!''
Ebüssuûd Efendi, büyük âlimdir.
''Müftiyüssekaleyn''
denir kendisine.
Yâni insan ve cinlere
fetvâ verir...
Bir gün, yanına biri
gelir.
Başındaki sarık
dikkatini çeker.
Kendi kendine;
"Çok pahalı bir
şey. Şunu satsa, parasıyla çok fakirin karnını doyurur" diye düşünür.
Ebüssuûd Efendi bunu
anlar.
Sarığını o kimseye
uzatıp;
“Al, bunu sat da gel” der.
Adam, sebebini
sorunca;
“Bunun parasıyla çok
fakirin karnı doyar” buyurur.
Adam kalkıp pazara
gider.
Birine satıp geri
döner.
Ancak içeri girince
çok şaşırır!
Zîra sattığı sarık,
Ebüssuûd Efendi’nin başındadır.
Mübârek zât ona sorar:
“Hayret mi ettin?”
Adam der ki:
“Ben bu sarığı
satmıştım, şimdi sizde ne arar?”
Büyük zât, ona bir
adres verip;
“Git, bu kimseye sor” buyurur.
Adam, o adrese gidince
şaşırır.
Zîra o, sarığı sattığı
adamdır.
Ona sorunca, şöyle
anlatır:
“Ben geçen gün denizde fırtınaya tutuldum. Boğulmak üzereyken; (Eğer kurtulursam, Ebüssuûd Efendi'ye kıymetli bir sarık hediye edeceğim) diye adakta bulundum. Bugün senin elinde o sarığı görünce; (İşte Ebüssuûd Efendi’ye lâyık bir sarık) dedim ve alıp ona hediye ettim.”