23/09/2022 Cuma Köşe yazarı A.U
"Yemeyin Sultânım, bu et zehirli!.."
Sultân Ahmed Hân bir gün fazla
yorulur.
Dinlenmek ister.
Erkânıyla bir koruluğa
gider, oturur.
Hizmetçiler koyun
kesip kızartırlar.
Sofrayı donatırlar.
Pâdişah gelir, oturur.
***
Ve bir lokma koparır
kızarmış etten.
Tam ağzına
götürecektir ki biri tutar elinden.
Dönüp bakar ki Hüdâyî
hazretleridir.
Büyük velî, kulağına
eğilir.
“Yemeyin Sultânım, bu
et zehirli” der.
***
Pâdişah “Peki hocam”
der, yemez.
Ama onu bir daha
göremez.
Bir anda kaybolmuştur
gözden.
"Bu, hocamın bir
himmeti" der.
O eti bir köpeğe
verirler.
Hayvancağız yer yemez
oracıkta ölüverir.
***
Bir gün bâzı
sevdikleri;
“Efendim meâlen (Sünnetimi
terk edene şefâatim haram oldu) hadîs-i şerîfinin mânâsı nedir?” diye
sorarlar.
Cevâbında;
“Bu hadîs-i şerîfte geçen sünnet kelimesi, İslâmiyet yolu demektir. Çünkü mümin kimse büyük günah işlese de şefâatten mahrum olmaz. Nitekim hadîs-i şerîfte; (Büyük günah işleyenlere şefaat edeceğim) buyuruldu” diye cevap verir.