27/06/2025 Cuma Köşe yazarı V.T
Sâlih kimseye gıpta edilmesi vâcibdir...
Gıpta güzel bir huydur. Ancak, dünyâ nimetleri için
gıpta etmek tenzîhen mekrûh olur.
Gelibolulu Hasan Çelebi Osmanlı
âlimlerindendir. İstanbul’da medrese tahsilini bitirdikten sonra Sahn-ı semân
medreselerinde müderrislik ve Bursa’da kadılık yaptı. 942 (m. 1535) senesinde
Bursa’da vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Kalb bütün azâların başıdır. O
iyi olursa bütün azâlar iyi olur. Allahü teâlâ; “Yâ eyyühellezîne âmenû”
buyurdu. “Yâ” ile kalbe, “Eyyû” ile rûha. “Ha” ile nefse buyurur. Sanki; “Ey
kalb huzûra gel, ey rûh rü’yete gel, ey nefs hizmete gel” buyurur. Kalbdeki
kötü huylardan biri riyadır. Riya, âhıret amellerini yaparak, âhıret yolunda
olduğunu göstererek, dünyâ arzularına kavuşmak demektir. Bunun üstünde küfür ve
i’tikâdda bid’at vardır. Bunlar diğer kalb âfetlerinin en kötüleridir. Onun
için riyaya şirk-i asgar (küçük şirk) denilmiştir. Bilhassa ücret karşılığı
Kur’ân-ı kerîm okumaktan çok sakınmalıdır. Aldığı ücret haram olduğu gibi,
dünyâ için okuduğu için de âsî, günahkâr olur.
Riya sahibi, ameli ile halkın
meylini kendisine çekmeye çalışır. “Oruç bizi zayıflattı”, “Çok az yemek yedim”
gibi sözlerle, dünyâya meyletmediğini, ibâdete düşkün olup, zühd ve takvâ
sahibi olduğunu söylemeye çalışır. “Sofi” desinler diye, onların giydiği kalın
elbiselerden giyer, kısa, yamalı ve eski elbise giyer. Başkalarının onu bu
haliyle sevmelerini ister. Bazıları da, başkasına gösteriş için güzel elbiseler
giyer, evinde giydiği elbise ile başkalarının yanına çıkmaz.
Biri de haseddir. Hased;
kıskanmak, çekememek demektir. Allahü teâlânın ihsân ettiği nimetin bir
kimseden çıkmasını istemektir. Bu; sıhhat, mal, evlâd, ilim, reîslik, makam ve
mansıp gibi şeylerde olur. Faydası olmayan, zararlı olan bir şeyin, din
kardeşinden ayrılmasını istemek hased olmaz, gayret olur. İlmini, mal-mevki ele
geçirmek, günah işlemek için kullanan din adamından, ilmin gitmesini istemek
gayret olur. Malını haram işlemek zulmetmek, İslâmiyeti yıkmak için, bid’ati ve
günahları yaymak için kullananın malının yok olmasını istemek de hased olmaz,
din gayreti olur.
Din kardeşindeki
nimetlerin onda olduğu gibi kendisinde de olmasını istemek hased olmaz, gıpta,
imrenmek olur. Gıpta güzel bir huydur. İslâmiyetin ahkâmına, yani farzları
yapmaya ve haramlardan sakınmaya riâyet eden, gözeten sâlih kimseye gıpta edilmesi
vâcibdir. Dünyâ nimetleri için gıpta etmek tenzîhen mekrûh olur.