Dinimizde temizliğin önemi

Dinimizde temizliğin önemi

Sual: Bir misyonerin, (İslam Peygamberinin, "Yemeğin içine düşen sineğin tek kanadı ıslansa, sineğin öbür kanadının da yemeğe batırıldıktan sonra yemeye devam edilmesi" şeklinde tavsiyesi vardır. Ayrıca İslam ülkelerine gidin, her yer pisliktir. Bunlar Müslümanlığın temizlikten uzak, pislik dini olduğunu göstermektedir) şeklindeki sözlerine ne dersiniz?
CEVAP
Misyonerin dediği yanlıştır. Gayrimüslimlerin çoğu pistir. Bugün Amerika’da, Avrupa’da hâlâ küvetteki aynı su ile yıkananlar, lavabodaki aynı su ile elini yüzünü yıkayanlar görülmektedir. Tuvaletlerdeki temizlik ve su durumlarını herkes bilir. 

L'Eau Potable = 
İçme Suyu adlı Fransızca eserde diyor ki: 
(Fransızların dünyaya övündükleri Versay sarayında bir hamam yoktur. Orta çağda, Paris'te oturan bir Fransız, sabahleyin kalktığı zaman, evinde bir tuvalet olmadığı için, oturağa yaptığı pislik ile içme suyu şişesini beraberinde Seine = Sen nehrine götürür, o nehirden önce içmek için su alır, sonra pisliğini nehre dökerdi.)

Hakiki Müslüman, hem temiz olur, hem de, sağlığına çok dikkat eder. Tarihte Müslümanlar temizliğe dikkat ettikleri halde, günümüzdeki Müslümanlar maalesef temizliğe gerektiği gibi riayet etmiyorlar. Kanuni Sultan Süleyman zamanında İstanbul'a gelen bir Alman rahibi, 1560’da yazdığı bir eserde şöyle demektedir: (İstanbul'daki temizliğe hayran oldum. Burada herkes günde beş defa yıkanır. Bütün dükkanlar tertemizdir. Sokaklarda pislik yoktur. Satıcıların elbiseleri üzerinde ufak bir leke bile bulunmaz. Ayrıca ismine (hamam) dedikleri ve içinde sıcak su bulunan binalar vardır ki, buraya gelenler, bütün bedenlerini yıkarlar. Halbuki bizde insanlar pistir, yıkanmasını bilmezler.)

Bugün, İslam ülkesi denilen yerlerde, iman bilgileri bozulduğu gibi, temizliğe de tam riayet edilmemektedir. Fakat burada suç, dinimizde değil, dinimizin esasının temizlik olduğunu unutan kimselerdedir. (Bir insan körse, güneşin bunda suçu ne) sözü meşhurdur. Her Müslüman, dinini iyi öğrense ve buna riayet etmiş olsa, bu pislik hemen ortadan kalkar. O zaman, başka milletler, Müslüman ülkeleri ziyaret ettiklerinde, tıpkı orta çağda olduğu gibi, Müslümanların temizliğine hayran kalırlar. 

Hristiyanlığın en revaçta olduğu orta çağda, büyük tıp âlimleri, yalnız Müslümanlardı ve Avrupalılar Endülüs’e tıp tahsil etmeye gelirlerdi. Çiçek hastalığına karşı aşıyı bulanlar, Müslüman Türklerdir. Türklerden bunu öğrenen Jenner, ancak 1796’da bu aşıyı Avrupa’ya götürdü ve haksız olarak (Çiçek aşısını bulan kimse) unvanını aldı. Halbuki, tam bir zulmet diyarı olan o zamanki Avrupa’da insanlar, hastalıktan kırılıyordu. Fransa kralı XV. Louis 1774’de çiçekten öldü. Avrupa uzun zaman veba ve kolera salgınlarına uğradı. 

Napolyon 1798’de Akka kalesini çevirdiği zaman, ordusunda veba zuhur etmiş ve hastalığa karşı çaresiz kalınca, Müslüman Türklerden yardım istemek zorunda kalmıştı: (Türkler, ricamızı kabul ederek hekimlerini yolladılar. Bunlar tertemiz giyinmiş, nur yüzlü kimselerdi. Önce dua ettiler ve sonra ellerini bol su ve sabun ile iyice yıkadılar. Hastalarda zuhur eden hıyarcıkları neşterle yardılar. İçindeki sıvıyı akıttılar ve yaraları tertemiz yıkadılar. Sonra hastaları ayrı ayrı yerlere koydular ve sağlamların mümkün olduğu kadar onlara yaklaşmamasını tembih ettiler. Hastaların elbiselerini yaktılar ve onlara yeni elbiseler giydirdiler. Bizden hiç bir ücret almadan yanımızdan ayrıldılar.) 

İslamiyet temizlik dinidir
Bugün tıp iki kısma ayrılıyor: 1- Hijyen, sağlığı korumak, 2-Therapeutique = terapötik, hastaları iyi etmektir. Bunlardan birincisi önce gelmektedir. İnsanları hastalıklardan korumak, sağlam kalmayı sağlamak, tıbbın birinci vazifesidir. Hasta insan, iyi edilse de, çok kere, arızalı, çürük kalır. İşte İslamiyet, tıbbın birinci vazifesini, hijyeni garanti etmiştir. 

Peygamber efendimiz, Rum imparatoru Heraklius ile mektuplaşırdı. Birbirlerine elçi gönderirlerdi. Bir defa, Heraklius birçok hediye göndermişti. Bu hediyelerden biri de, bir doktor idi. Doktor gelince, (Efendim! İmparator hazretleri beni, size hizmet için gönderdi. Hastalarınıza bedava bakacağım!) dedi. Resulullah efendimiz kabul buyurdu. Emir eyledi, bir ev verdiler. Her gün nefis yiyecek, içecek götürdüler. Günler, aylar geçti. Hiç bir Müslüman, doktora gelmedi. Doktor, utanıp gelerek, (Efendim! Buraya, size hizmet etmeye geldim. Bugüne kadar, bir hasta gelmedi. Boş oturdum, yiyip içtim, rahat ettim. Artık gideyim) diye izin isteyince, Peygamber efendimiz, (Sen bilirsin. Eğer daha kalırsan, misafire hizmet etmek, ona ikram etmek, Müslümanların vazifesidir. Gidersen de uğurlar olsun. Yalnız şunu bil ki, burada senelerce kalsan, sana kimse gelmez. Çünkü, Eshabım hasta olmaz! İslam dini, hasta olmamak yolunu göstermiştir. Eshabım temizliğe çok dikkat eder. Acıkmadıkça bir şey yemez ve sofradan, doymadan önce kalkar) buyurdu.

Bunu söylemekle Müslüman hiç hasta olmaz demek istemiyoruz. Fakat sıhhatine ve temizliğe itina eden bir Müslüman, sağlam kalır, kolay kolay hasta olmaz. 

Zamanımızdaki bazı Müslümanların temizliğe riayet etmediklerini gösteren batılılar, bu suçu dinimize yüklüyorlar. Halbuki İslamiyet’te temizliğin önemi büyüktür. (Temizlik imandandır) buyurulmuştur. Eshab-ı kiramdan sonra gelen ve tabiin adını alan Müslümanlardan bazıları Eshab-ı kirama, (Allahü teâlâ Kur’an-ı kerimde sizi çok sevdiğini bildirip övmektedir. Bunun sebebi nedir?) dediklerinde, (Biz temizliğe de çok dikkat ederdik) diye cevap verdiler. Müslümanlar, camilere, evlere ayakkabı ile girmez. Yere serili döşemeler tozsuz, temiz olur. Her Müslümanın evinde banyo bulunur. Vücutları, elbiseleri, çamaşırları, yemekleri hep temiz olur. Temiz olunca da mikrop ve hastalık bulunmaz. Allahü teâlâ, Kur’an-ı kerimin çeşitli yerlerinde, (Allah tevbe edenleri ve temiz olanları sever) buyuruyor. (Bekara 222)

Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Müslümanlık temizlik dinidir. Temiz olun! Cennete ancak temiz olan girer.) [Deylemi]

(Mümin pis olmaz.) 
[Buhari]

(Her şeyi iyi temizleyin! Temizlik imana, iman da Cennete götürür.) 
[Taberani]

(Temizlik imanın yarısıdır.) 
[Müslim]

(Namazın anahtarı temizliktir.) [Tirmizi]

(Ağzınızı temizleyin, ağzınız Kur’an-ı kerim yoludur.) 
[Ebu Nuaym]

(Cuma günü yıkanın, misvak kullanın ve güzel koku sürünün.) 
[Buhari]

(Yemekten önce ve sonra el yıkamak, zenginliğe yol açar, fakirliği giderir.) 
[Ebuşşeyh]

(Evinin hayrını isteyen, yemekten önce ve sonra, elini ve ağzını yıkasın!) 
[İbni Ebi Şeybe]

(Ağzınızı temizleyin! Kiramen katibin melekleri için, ağızdaki yemek artıklarının kokusundan daha kötü bir şey yoktur.)
[Deylemi] 

(Sarmısak yiyen, kokusu gitmeden mescidimize yaklaşmasın, insanın rahatsız olduğu şeylerden melekler de rahatsız olur.)
[Taberani]

(Gece namaz kılmak için kalkan kimse, ağzını misvakla temizlesin! Çünkü bir melek namazda Kur'an okuyanın ağzına yaklaşarak dinler.)
 [Deylemi]

(Elbiselerinizi yıkayın, fazla kıllarınızı temizleyin, dişlerinizi misvakla temizleyin, temiz, güzel giyinin! Nezafet sahibi olun!) [İbni Asakir]

(Tırnaklarınızı kesip gömün! Ağzınızdaki yemek kırıntılarını temizleyin ve misvak kullanın! Yanıma, dişleri sarı, ağzı kokar vaziyette gelmeyin!) 
[Taberani]

(Kap kacak yıkamak, evi temiz tutmak, zenginliğe sebep olur.)
[Hatib]

Peygamber efendimiz, yanına gelen birine, (Tırnakların kuş tırnağı gibi uzamış, içi pislik doludur) buyurarak, temiz olmasını emretmiştir. (Taberani)

Dinimizde temizlikle ilgili bu kadar hadis-i şerif varken sinekle ilgili hadis-i şerifi öne sürmek, art niyeti, hainliği göstermektedir. (Sinek bir kaba konarsa, onu tamamen kabın içine batırsın ve sonra çıkarıp atsın) hadis-i şerifi, sineğin mikrop taşıyıcı olduğuna dikkat çekmekte ve sineğin bir kanadında şifa, diğer kanadında ise hastalık olduğunu bildirmektedir. Bu da Peygamber efendimizin bir mucizesidir. O zamanda sinekte böyle bir özelliğin bulunduğunu kim biliyordu ki? 

Sineğin bir yanında mikrop, diğer yanında ise, o mikrobu sterilize edecek, panzehir görevini yapan bir ilaç taşıdığı günümüz tıp araştırmalarının ortaya koyduğu bir gerçektir. Bu meseleyi inceleyen fen adamları, “Sineğin sırtına bastığımız zaman mikroskopla gördük ki, bir kısım mikro varlıklar sağa sola koşuyorlar. Bunların sterilize edici elemanlar olduklarını anladık” diyorlar. 

Tarihi Gerçekler
1500'lerde İngiltere'de insanların çoğu Haziran'da evlenirlerdi. Çünkü yıllık banyolarını Mayıs ayında yaparlar, Haziran'da daha çok kötü kokmazlardı. Ama yine de kokmaya başladıkları için gelinler pis kokuyu bastırmak için ellerinde bir buket çiçek taşırdı. 

Banyolar içi sıcak suyla doldurulmuş büyük bir fıçıdan meydana geliyordu. Evin erkeği temiz suyla yıkanma imtiyazına sahipti. Ondan sonra oğulları ve diğer erkekler, daha sonra kadınlar, sonra çocuklar ve en son olarak da bebekler aynı suda yıkanırdı. Bu esnada su o kadar kirli hâle gelirdi ki içinde bir şeyler kaybetmek mümkündü. İngilizce'deki Banyo suyuyla birlikte bebeği de atmayın = Don't throw the baby out with the bath water deyimi buradan gelmektedir.

Evlerin çatıları üst üste yığılmış kamıştan yapılır, kamışların altında tahta bulunmazdı. Burası hayvanların ısınabilecekleri tek yer olduğu için bütün kediler, köpekler ve diğer küçük hayvanlar fareler, böcekler çatıda yaşardı. Yağmur yağdığı zaman çatı kayganlaşır ve bazen hayvanlar kayarak çatıdan aşağı düşerdi. İngilizce'deki Kedi-köpek yağıyor = it's raining cats and dogs deyimi buradan gelmektedir.

Yukarıdan evin içine düşen şeyleri engelleyecek hiçbir şey yoktu. Böceklerin yatakların içine düşmesi büyük bir sıkıntı idi. Etrafında yüksek direkler ve üstünde örtü bulunan İngiliz usulü yataklar bunu için yapılırdı.

Zeminler topraktı. Sadece zenginlerin zemini toprak değildi. Toprak kadar fakir = dirt poor tabiri buradan çıkmıştır. Zenginlerin zeminleri genelde ahşaptandı. Bunlar kışın ıslanınca kayganlaşırdı. Bunu önlemek için, kış boyu yere saman = thresh serilirdi. Bir zaman gelirdi ki kapı açılınca saman dışarıya taşardı. Buna mani olmak üzere kapının altına bir tahta parçası konurdu ki bunun adı thresh hold = Saman tutan = eşik idi.

Yemek her zaman ateşin üzerine asılı duran büyük bir kazanın içinde pişirilirdi. Her gün ateş yakılır, kazana bir şeyler ilave edilirdi. Çoğu zaman sebze yenir, et pek bulunmazdı. Akşam yahni yenirse artıklar kazanda bırakılır, gece boyunca soğuyan yemek ertesi gün tekrar ısıtılarak yenirdi. Bazen bu yahni çok uzun süre kazanda kalırdı. Bezelye lapası sıcak, bezelye lapası soğuk, kazandaki bezelye lapası dokuz günlük = peas porridge hot, peas porridge cold, peas porridge in the pot nine days old tekerlemesi buradan gelir.

Bazen domuz eti bulunca çok sevinirlerdi. Eve gelen ziyaretçiler domuz etlerini asarak gösteriş yaparlardı. Evde domuz eti bulunması zenginlik alametiydi. Bu etten küçük bir parça keserek misafirlerle paylaşılırdı. Buna yağ çiğnemek = chew the fat adı verilirdi.

Parası olanlar kalaylı kurşun tabaklar alabilirdi. Asidi yüksek olan yiyecekler kurşunu çözerek yemeğe karışmasına sebep olur, böylece gıda zehirlenmesine ve ölüme yol açardı. Domatesler buna sebep olduğu için bundan sonraki yaklaşık 400 yıl boyunca domateslerin zehirli olduğu sanılırdı.

Çok kimse ise tahta tabak kullanılırdı. Bayat ekmekten tabaklar da vardı. Ekmekler o kadar bayat ve sertti ki uzun zaman kullanılabilirdi. Bunlar hiçbir zaman yıkanmadığı için içinde kurtlar ve küfler oluşurdu. Kurtlu ve küflü tabaklardan yemek yiyenlerin ağızlarında tabak ağzı = trench mouth denen hastalık ortaya çıkardı.

Bira ve viski içmek için kurşun kadehler kullanılırdı. Bu bileşim bazen birkaç gün baygın vaziyette tutabilirdi. Bazıları bunların öldüğünü sanıp defnetmek için hazırlık yaparlardı. Bunlar birkaç gün süreyle mutfak masasının üstüne yatırılır, orada yemek yenir, bunların uyanıp uyanmayacağına bakılırdı. Buna uyanma nöbeti denirdi.

İngiltere’de ölüleri gömecek yer bulmak zordu. Bunun için mezarları kazıp, kemikler bir kemik evi’ne götürülür ve mezar yeniden kullanılırdı. Mezarlar açıldığında her 25 ölünün birinde iç tarafta kazıntı izleri olduğu görülmüştü. Böylece bazı insanların diri diri gömüldüğü ortaya çıkmıştı. Buna çözüm olarak cesetlerin bileklerine bir ip bağlayıp bu ipi mezardan dışarıya taşıyarak bir çana bağlamışlardı. Bir kişi bütün gece boyu mezarlıkta oturup zili dinlerdi. Buna mezarlık nöbeti = graveyard shift denirdi. Bazıları zil sayesinde kurtulur saved by the bell, bazıları da ölü zilci = dead ringer olurdu. 

Batılı Seyyahlara göre Osmanlı temizliği ve kanaatkârlığı

"Türkler çok yaşarlar ve az hasta olurlar .Bizim memleketlerdeki böbrek hastalıkları ve daha bir sürü tehlikeli hastalıkların hiç birini bilmezler. Öyle zannediyorum ki, Türklerin bu mükemmel sıhhatlerinin başlıca sebeplerinden biri de sık sık hamama gitmeleri ve yiyip içmedeki itidalleridir. Çünkü az yemek yerler, Hristiyanlar gibi karma karışık şeyler yemezler, umumiyet itibariyle içki âlemleri yapmazlar ve daima idman yaparlar." (M. de Thevenot-Relation d'un voyage fait an Levant-1665, Paris.) Sayfa 148

''Yemeklerden önce ve yemekten sonra ellerini yıkamak Türkler arasında o kadar umumi bir âdet hükmünü almıştır ki, insanların el yıkamalarına vesile olmak üzere Allah’ın gıdaları yaratmış olduğundan adeta bir darb-ı mesel şeklinde bahsederIer." (Ricaut-Histofre de I'etat present de l'Empire ottoman (6701 Paris.) 

“Mutfakları çok temizdir, mutfak takımları da güzellik ve parlaklık itibariyle eşsizdir; gerek sofra takımları, gerek yemekleri azami nispette tertemizdir."

''Türkiye'de sofradan kalkılır kalkılmaz mutlaka ellerle ağızlar yıkanır. Önünüze sıcak suyla sabun getirilir, büyüklerin konaklarında ya güI suyu veyahut güzel kokulu başka bir su da ikram edilir. Bunlarla da mendilinizin bir ucunu ıslatırsınız." (J.B Tavernier-Nouvelle relation de I'interiur du serrail du Grand-Seigneur-1678. Amsterdam)

"Türkler, Avrupa'da ekseriyetle tesadüf edildiği gibi insanların yemek yedikleri veyahut yıkanıp temizlendikten sonra tekrar yiyecekleri kaplarda köpeklerin de yemek yemesine müsaade etmezler. Frenklerin bu hali sık sık tecviz etmelerinden dolayı onlardan (Köpekler!) diye bahsederler. Çünkü Avrupa'da çok defa sofraya köpeklerin de kullanmış oldukları kaplarla yemek getirilir."

“Ev iaşesine gelince, senede bir ölçek pirinçle bir kaç çömlek erimiş yağ ve bir kaç türlü kuru yemiş kalabalıkça bir ailenin belli başlı erzakıdır. Bütün Şarklıların gürbüz ve kuvvetli insanlar olmasının bence yegane sebebi işte bu kanaatkârlıklarıdır ."

''Türkler umumiyet itibariyle boylu boslu, güzel yapılı adamlardır. Hristiyan Avrupa'nın tek bir şehrinde bile bütün Osmanlı imparatorluğundan daha çok sakat ve biçimsiz adama tesadüf edilir. Fazla olarak Türkler güçlü-kuvvetli oldukları için pek çok yaşarlar. Herhalde bunun en tabii sebebi gayet sıhhi ve iyi gıdalar kullanmalarında ve mideyi bozmak suretiyle ciğerlere, kalbe ve dimağa ekseriya zarar veren lezzetli yemeklere önem vermemelerinde aranmalıdır. İşte bundan dolayı Türkler nadiren hasta olurlar. Bizlerin daima tutulduğumuz taş, kum, damla vesaire gibi hastalıklar onlarda hemen hiç görülmez. Bu sıhhi vaziyetlerini bir taraftan yiyip içmedeki kanaatkârlıklarına, bir taraftan da israfa kaçmamak şartıyla hamamda yıkanıp temizlenme âdetlerine borçludurlar. Kadınları da aynı vaziyettedir. Boylarıyla yürüyüşlerinin ihtişamı erkeklerinkinden aşağı değildir. Uzun fistanlarının da bu ihtişamda büyük bir tesiri vardır." (Comielle Le Bruyn -Voyages de Cornielle Le Bruyn par Ia Moscovie, en Perse et aux indes orientales., 1332, La Haye.)

"Eski Türk yemeğindeki temizlikle kanaatkârlık şöyle anlatılır:
"Şimdi Türk milletinden umumi surette bahsedelim. Bu millet yemek hususunda çok kanaatkârdır, yiyeceklerinin sıhhi ve mugaddi olmasıyla iktifa eder, az yemek yer, her şeyden yediği hiçbir gün yoktur. Macaristan'da Türklerin imparatora iade etmek mecburiyetinde kaldıkları bir çok kalelerin uzun zaman aç kaldıktan sonra teslim olmaları fıtri kanaatkârlıklarının bir delilidir. Miktarı az olan günlük yiyeceklerini bir kaç öğünde yedikleri için, hiç bir zaman mideleri çok dolu olmadığı gibi büsbütün boş da kalmaz. Hazım fiilinin bu suretle muntazam bir faaliyet takip ettiğinden emin olduğum için, ben bu usulün bir hayli sıhhi olduğuna kaniim. İstanbul Türkleri yemek saatlerini o kadar geniş bir şehirde o kadar büyük bir sarayda geçirilen faal hayata uygun ve akılane bir şekilde tanzim etmişlerdir. Türkler sabah namazını şafak sökerken kılmakla mükellef oldukları için, erken kalkmak mecburiyetindedirler. Bu namazı kıldıktan sonra pek hafif bir kahvaltı ederler. Öğleyin bir kaç yemiş yerler. İtalyan saatiyle 21 de (Yani ikindi vakti) hafif bir yemekle iktifa ederler ve gecenin bir buçuğundan (yani saat sekiz buçuktan) evvel de rahat rahat akşam yemeklerini yerler. Yemek saatlerini işte böyle tanzim etmişlerdir. Çünkü diğer saatlerini ibadete ve ticaret sahasıyla Babı-ı Ali'de ve diğer dairelerdeki meslek işlerine hasrederler." (Comte de Marsigli-L'etat militaire de l'Empire ottoman, ses progres et sa decadence, ,1732, La Haye.)

''...Bu harem dairesinin içi kadar temiz bir yer tasavvur edilemez, döşeme tahtalarıyla dehlizler sık ve sağlam hasırlarla kaplıdır. Bunların örülmüş olduğu samanların yahut sazların rengi soluk bir sarıdır. Odalarda çepe çevre dizilmiş minderlerden başka mefruşat yoktur, perdeler gibi bu minderler de beyaz pamuk bezinden yapılmıştır. Ne erkeklerin, ne kadınların dışarıda giydikleri pabuçlarıyla hiç bir zaman ev içlerine girmemeleri Türkler arasında âdet olduğu için, döşeme tahtalarında hiçbir zaman kir görülemez." (Ledy Craven -Voyage de Milady Craven a Constaninople, par ia Crimee en 1786 -1789, Paris.)

"... Yüzler, eller, ayaklar, tertemiz, yamalı kıyafet pek az ve hele kirlisi hemen hiç yok, bütün ictimai sınıflar arasında umumi ve mütekabil bir hürmet ve riayet manzarası göze çarpıyor." (Edmondo de Amicis -Constantinople -1883, Paris.)

Not: İsmail Hami Danişmend'in, "Garb Menbalarına göre ESKİ TÜRK SECİYYE ve AHLAKI" isimli kitabından alınmıştır.

Tırnak yemek
Sual: 
Hazret-i Ali, (Dişiyle tırnak uçlarını ısırıp koparmak ahmaklıktır) buyuruyor. Peygamber efendimiz de, (Allahü teâlânın dert vermek istediği kul, tırnağını ısırmayı âdet eder) buyurdu. Tırnağımda pürüzler oluyor. Dişimle koparıp atıyorum. Bu durumdan nasıl kurtulabilirim?
CEVAP
Bunun için psikiyatriste gitmek gerekir. Pratik olarak şöyle yapılabilir: Pürüz görülen yerler tırnak törpüsüyle törpülenirse ısırma ihtiyacı duyulmaz.

Eşini kıskanmak

Bazı çevrelerde kıskanmayı ayıp gibi, çağ dışı gibi göstermeye çalışıyorlar. Gayur olmak, yani namusunu korumak için, meşru hudutlar içinde kıskançlık göstermek dinimizin emridir...

Devamını Okuyun...

Hak mezheplerimizdeki hükümler

İki kişinin yanında bir erkek, bir kıza, Bu benim hanımım dese, kız da bunu tasdik etse...

Devamını oku...

Hülle nedir

Hüllenin meşru ve gayrimeşru olanı vardır. Gayrimeşru olanını gösterip İslamiyet böyle yapıyor demek insafsızlık olur...

Devamını Okuyun...

Tarlanız tabiri

Bildirdiğiniz âyet-i kerimenin meali şöyledir:
(Kadınlarınız sizin [evlat yetiştiren, ekin] tarlanızdır...

Devamını Okuyun...

Hürmet-i müsahere nedir

Herhangi bir kadın ile zinâ etmek veyâ o kadının herhangi bir yerine şehvet ile dokunmak, unutarak veyâ yanılarak bile tutsa...

Devamını Okuyun...

Tüp bebek

Çocuğu olmayan karı-kocanın, silsile-i aliyyeyi [büyük İslam âlimlerini] vasıta yaparak, dua etmeleri ve meşru...

Devamını Okuyun...

Gelin kaynana meselesi

Bir çocuklu evli bir erkeğim. Hanımım kapalı ve namazını kılıyor. Fakat annem babam hanımımı istemiyorlar...

Devamını Okuyun...

Ana-baba ve gelin

Dinimizde, erkek, hanım tarafının akrabalarını, gelin de, kocasının akrabalarını, eve almaya mecbur değildir...

Devamını Okuyun...

Yalan söylemenin caiz olduğu yerler

Din düşmanlarının zararından korunmak veya müslümanları korumak için her zaman yalan söylemek caiz olur...

Devamını Okuyun...

İddet müddeti beklemek

Bâin talâk ve ölüm iddetinde, kadın süslenmez ve koku sürünmez. 
İddet müddeti içinde kadın evlenemez. Hatta kadını nikahlamaya talip olunmaz...

Devamını Okuyun...

Hasta yemekleri ve şifalı bitkiler 2

OKSALAT KUMU: Çok sebze yemekten hâsıl olur. Bilhassa oksalat (hummaz) bulunan sebzeler yasaktır. ...


Devamını oku...

Düğünde gelen hediyeler kimin

Düğünde gelen hediyelerden, eşarp, entari gibi kadına mahsus olan eşya kadınındır. Müşterek eşya ise erkeğindir...

Devamını Okuyun...

Gelinlik İslam âdeti mi?

İslam âdetidir, kapalı yerde giydirmelidir. Yabancılara göstermemek gerekir...

Devamını Okuyun...

Evlilik ve aile ile ilgili çeşitli sorular

Sözlerine ve işlerine bakılır. Dine uygun hareket ediyorsa ve dine uygun konuşuyorsa iyi, dine aykırı ise kötüdür...

Devamını Okuyun...

Doğumda günahlar affolur

alandan hasta gibi görünmek doğru değildir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Hasta gözükmeyin hasta olursunuz.) [Deylemi]...

Devamını Okuyun...

Başlık parası

Kızın babasının veya akrabasının nikaha veya kızı vermeye razı olmaları için damattan istedikleri para veya mal rüşvet olur...

Devamnı oku...

Kadınların çalışması

Dinimizde kadın, geçim derdinden, düşüncesinden muaf tutulmuştur. O, çalışarak, didinerek para kazanmaya...

Devamını Okuyun...

Nafaka nedir?

Nafaka, insanın yaşayabilmesi için gerekli şey demektir. Bu da, yiyecek, giyecek ve evdir. Yani mutfak masrafı, ev kirası, giyim ve ev eşyası masrafıdır...

Devamını Okuyun...

Evlilik Rehberi

Evlenmek isteyenler, eşlerinin dinimizin bildirdiği ahlâka sahip olmalarına önem vermelidir. Dış görünüşe aldanıp da yanlış karar...

Devamını Okuyun...

Boşanmak ve nikahı bozan şeyler

Boşamak için kullanılan kelimeleri erkeğin hanımına karşı söylemesi ile talak yani boşama hasıl olur...

Devamını Okuyun...

Kadına da boşanma hakkı

Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye’de diyor ki: 
Kadın, boşanmak benim elimde olmak üzere seninle evlendim der...

Devamını Okuyun...

Doğum kontrolü ve kürtaj

Evet caizdir...

Devamını Okuyun...

Çocuk sahibi olmak

Çocuk olmaması, bazıları için en büyük sıkıntı ve problemlerinin başında geliyor...

Devamını Okuyun...

Evlat edinmek

Alınan evlatlık, büyüyünce erkek ise size, kız ise beyinize yabancı olur. Yabancı bir kimse ile beraber kalmak ise caiz değildir...

Devamını Okuyun...

Nikah nasıl tazelenir

Nikâh tazelemek demek, yeniden nikâh kıymak demektir. Bunu bir hocanın nezaretinde yapmak gerekmez...

Devamını Okuyun...

Ağız temizliği ve misvak

Misvak, erak ağacının dalından, kesilen parçadır. Erak dalı bulunmazsa, zeytin veya başka dallardan da olabilir...

Devamını Okuyun...

Evladın ölümüne sabır

Ağlamak merhametten ileri gelir. Ağlamak günah olmaz. Bağırıp çağırıp isyan etmek günahtır. Çocuğun ölmesi, malın elden çıkması, gözün kör...

Devamını Okuyun...

Süt kardeşlik

İki yaşından küçük iki çocuk, aynı kadından süt emince, süt kardeşi olur.
Bir çocuk, bir kadının sütünü emince...

Devamını Okuyun...

Süs ve takılarla ilgili sual cevaplar

İpek erkeğe haramdır. Ancak elbisedeki dört parmak enindeki ipek şeritler, mesela ipek kravat caizdir....

Devamını Okuyun...

Az yemenin faydaları

Oruç tutmak başka, aç durmak başkadır. Aç durmanın faydaları:
1- Aç duranın basireti açılır. Anlayış kabiliyeti artar...

Devamını Okuyun...

Dinimizde temizliğin önemi

Misyonerin dediği yanlıştır. Gayrimüslimlerin çoğu pistir....

Devamını Okuyun...

Ruh temizliği

Hadis-i şerifte (İlim ikidir: Beden bilgisi, din bilgisi) buyuruldu. Yani (İlimler içinde en lüzumlusu...

Devamını Okuyun...

Sağlık bir nimettir

Hiç hastalanmamak, hep sıhhatli olmak kötü değildir. Cenab-ı Hak, dünya saadetini de istememizi emrediyor...

Devamını Okuyun...

Sağlıklı ve çok yaşamak için

Yaşlı bir âlime, çok yaşamasının sırrını sormuşlar. O da, (Biz iki günde üç defa yemek yeriz. Yemeği iyi pişiririz...

Devamını Okuyun...

Hacamat [kan aldırmak]

Kan aldırmak kimine faydalı, kimine zararlı olabilir. Bu bakımdan herkesin, her zaman kan aldırması doğru değildir...

Devamını Okuyun...

Kaylule faydalıdır

Kaylule, öğle vakti uyumak demektir. Öğleye doğru kaylule yapmak, yani biraz uyumak sünnettir...


Devamını Okuyun...

Şifalı bitki, sebze ve meyveler

Bazıları şöyledir:
(Kuru üzüm, safra açar, balgamı söker, sinirleri kuvvetlendirir ve sıkıntıyı giderir...

Devamını Okuyun...

Kur’an müminler için şifadır

Sıcak su ile banyo yapıp, banyodan çıkarken ayaklara soğuk su dökmek baş ağrısına iyi gelir...

Devamını Okuyun...

Unutkanlık ve çaresi

Çok şey vardır. Bazıları şunlardır: 
Günah işlemek. (İsyanı [günahı] çok olanın, nisyanı [unutması] çok olur)...

Devamını oku...

Bunamamak için

Nahl suresi 70. âyet-i kerimesinde, (Bildikten sonra bilmez olur)buyuruluyor. Yani, yaşlanır, dermansız ve aklı noksan olur...

Devamını oku...

Çok uyumak zararlıdır

Evet hastalık yoksa çok uyumak zararlıdır. Okuyucularımızdan Ahmet Kanter’in gönderdiği şiirimsi yazı şöyledir...


Devamını oku...

Her şeye kızmak doğru değildir

Olur. Kızmak sonucu sinir bozulması ile, kasları büzülerek daralırsa, tansiyon artar. Nikotin gibi bazı zehirler...


Devamını oku...

Meme kanseri ve anti-perspirant

Çevirisini Dr. Himmet Okyay’ın yaptığı yazıda deniyor ki:
“Meme kanserinin neden daha çok koltuk altına...


Devamını oku...

Gözün sıhhati için

Her ilaç, herkese aynı şekilde tesir etmez. Başka doktora da gidip kullanılan ilaçları göstererek başka ilaçları denemek iyi olur...


Devamını oku...

Bal şifalıdır

Kur'an-ı kerimde balın şifa olduğu bildirilmektedir. (Nahl 69)
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki...


Devamını oku...

Sirke faydalıdır

Evde, sofrada sirke bulundurmak çok iyidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Sirke ne güzel katıktır...


Devamını oku...

Yemeğe tuzla başlamak

Evet geçer. Hatta ekmekteki tuza niyet ederek bir lokma ekmek yemekle de bu sünnet yerine getirilmiş olur...


Devamını oku...

Eldeki siğiller

Siğil duası aşağıdadır: 
Üç adet boğumlu arpa çubuğu alınır boğumları siğillerin üzerine sürülür...


Devamını oku...

Zayıflamak için pratik bilgiler

Nasıl iyi bir Müslüman haramlardan kaçıyorsa, zayıflamak isteyen kimse de, kilo aldıran gıdalardan sakınmalı...


Devamını oku...

Kilo almak için

ğer kilo alamamanız, vücut yapısından ise, vücudunuz gıdaları çok yakıyorsa, hormon muayenesi yaptırmak ve ona göre hareket etmek gerekir...


Devamını oku...

Kanser hastasıyım

Eğer kilo alamamanız, vücut yapısından ise, vücudunuz gıdaları çok yakıyorsa, hormon muayenesi yaptırmak ve ona göre hareket etmek gerekir...


Devamını oku...

Hastalıkta şifa vardır

Siz ruh ile nefsi karıştırdığınızdan dolayı böyle söylüyorsunuz...


Devamını oku...

Zarar veren gıdalar

Hastalığınızın ne olduğunu bilmiyoruz. Bunu doktora sormak gerekir. Gerçekten midenize zarar veriyorsa yememek gerekir...


Devamını oku...

Sağlık için faydalı bilgiler

1- Yeteri kadar su içmeye gayret etmeli...


Devamını oku...

Hasta yemekleri ve şifalı bitkiler 1

Allahü tealanın âdeti şöyledir ki, her şeyi sebeple yaratır. Bir şeye kavuşmak için, bu şeyin yaratılmasına sebep olan şeyi yapmak lazımdır....


Devamını oku...

Hasta yemekleri ve şifalı bitkiler 2

9- OKSALAT KUMU: Çok sebze yemekten hâsıl olur. Bilhassa oksalat (hummaz) bulunan sebzeler yasaktır...


Devamını oku...

Baş ağrısı için

Başka doktorlara da gitmelidir. Bazı gıdaların da baş ağrısına iyi geldiği bilinmektedir...


Devamını oku...

Yiyip içerken

İslam âlimleri bildiriyor ki:
1- Yemekten önce elleri yıkamak sünnettir...


Devamını oku...

Her hastalığın ilacı vardır

Allahü teâlânın âdeti şöyledir ki; her şeyi sebeple yaratır. Bir şeye kavuşmak için, bu şeyin yaratılmasına sebep olan şeyi yapmak lazımdır...


Devamını oku...

Ailede görgü kuralları

Görgü kuralları; toplumların inanç, eğitim, ekonomik güç, teknolojik seviye, örf ve âdetlerine göre farklılıklar gösterir...


Devamını oku...