Kur’an-ı kerim değişmemiştir

İbni Sebeciler, “Kur’anı ilk üç halife değiştirdi” diyorlar. “Ben bir resulüm” diyen Reşat Halife de, Tevbe sûresinin son iki âyeti değişti diyor. Bunlara nasıl cevap verebiliriz?

CEVAP
Kur’an-ı kerime inanan insan böyle bir iddiada bulunamaz. Çünkü Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Rabbinin sözü doğruluk ve adaletle tamamlandı. Onun sözlerini[Kur’anı] değiştirebilecek [hiçbir şey, hiçbir kuvvet] yoktur.) [Enam 115]

(Kur’anı biz indirdik, elbette yine onu biz koruyacağız.) [Hicr 9]

(De ki: Bu Kur’anın bir benzerini ortaya koymak üzere insanlar ve cinler toplanıp, birbirine destek de olsalar, yemin olsun ki yine de benzerini ortaya koyamazlar.) [İsra 88] [14 asır geçtiği halde, birçok din düşmanı, hâşâ Allahü teâlâyı yalancı çıkarmak için uğraşmışsa da bunu yapamadılar.]

(Eğer Kur’an, Allah’tan başkasından gelmiş olsaydı, içinde pek çok tutarsızlık [tenakuz, çelişki] bulunurdu. Bunu düşünemiyor musunuz?) [Nisa 82]

(Kur’anı kendisi uydurdu mu diyorlar? De ki: O halde Allah’tan gayri çağırabildiklerinizi [yardıma] çağırın da siz de onun gibi uydurulmuş on sûre getirin.) [Hud 13]

(Eğer o [peygamber] bize atfen, [Kur’ana] bazı sözler katsaydı, biz onu kuvvetle yakalayıp şah damarını koparır, helak ederdik, hiçbiriniz de buna engel olamazdınız.) [Hakka 44-47]

(Kur’an, eşi benzeri olmayan bir kitaptır. Ona önünden, ardından[hiçbir yönden, hiçbir şekilde] bâtıl gelemez [hiçbir ilave ve çıkarma yapılamaz. Çünkü] O, kâinatın hamd ettiği hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafından indirilmiştir.) [Fussilet 41-42] [Kur’anı Allah indirdiği için, onu bozabilecek birinin çıkamayacağı açıkça bildiriliyor.]

Kur’an-ı kerim, Resulullah efendimizin en büyük mucizesidir. İçinde bütün dünyada bugüne kadar yapılmış medeni kanunlara örnek teşkil edecek ilmi ve hukuki esaslar, eski tarihe ait birçok bilinmeyen malumat, insanlara verilebilecek en büyük ahlak esasları, nasihatler, dünya ve ahiret hakkında, o zamana kadar hiçbir kimsenin bilmediği, bilemediği, tasavvur bile edemediği hususlar vardır. Bunlar kimsenin söyleyemeyeceği bir ifade ile beyan edilmiştir. Müşrikler, mucize isteyince de buyuruldu ki:
(Kur’an gibi [eşsiz] bir kitabı sana indirmemiz, [mucize olarak] yetmez mi?) [Ankebut 51]

“Bu Allah’ın kitabı değildir” diyebileceklere karşı da, böyle şüphelere yer bırakılmamıştır. Allahü teâlâ, Resulünün böyle bir kitap yazacak kudrette olmadığını ve Kur’anı kendisinin vahiy ettiğini teyit etmektedir. Esasen Resulünün özellikle ümmi, [okuma yazma öğrenmemiş] olmasını ve bu sebepten Kur’anın ancak Allah tarafından vahiy edilebileceğinin anlaşılmasını istemiştir. Bir âyet meali:
([Ey Resulüm, bu Kur’an sana indirilmeden önce] Sen bir kitaptan okumuş ve elinle onu yazmış değildin. Eğer öyle olsaydı müşrikler, [Kur’anı başkasından öğrenmiş veya önceki semavi kitaplardan almış] derler ve [Yahudiler de, Onun vasfı Tevrat’ta ümmidir, bu ise ümmi değil diye] şüpheye düşerlerdi.) [Ankebut 48]

Bu eşsiz mucize olan Kur’an-ı kerime uyabilmek için, Kur’anın muhatabı olan Peygamber efendimize uymak ve şerefli sözlerini [hadis-i şeriflerini] kabul etmek lazımdır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

Fâtiha ve Muavvizeteyn
Sual:
 Fâtiha ile Muavvizeteyn’in yani Felak ve Nas sûrelerinin Kur’andan olmadığını söyleyenler var. Böyle bir iddia nasıl yapılabilir?
CEVAP
Bu iddia, İbni Sebecilerin (Hazret-i Ali’nin Kur'anı ayrıdır) diyerek Kur'an-ı kerime gölge düşürmek için söyledikleri hezeyandır. Buna yerli mezhepsizlerden de katılan olmuş, (Ben namazda bu sûreleri okumuyorum) diyen sapıklar çıkmıştır. Bu üç sûre, çok meşhurdur. Resulullah, vefat edene kadar her namazda Fâtiha'yı okumuştur. Bu konuda birçok hadis-i şerif vardır. Birkaçı şöyledir:
(Kur'an-ı kerimin en faziletli sûresi Fâtiha’dır.) [Hâkim]

(Fâtiha ile Âyet-el kürsiyi okuyana, o gün nazar değmez.) [Deylemi]

(Hayrı en çok olan sûre Fâtiha’dır, her derde şifadır.) [Beyheki]

(Fâtiha sûresi Allahü teâlânın gazabını önler.) [Şir’a]

(Hazret-i Cebrail dedi ki: Senden önce hiçbir peygambere verilmeyen iki nurla seni müjdeliyorum. Bunlar Fâtiha ile Bekara sûresinin son âyetleridir. Bu ikisini okursan, istediğin verilir.)[Müslim]

(Cuma gecesi Fâtiha ve 15 kere “İzâ zülzilet” okuyarak, iki rekât namaz kılan kabir azabından emin olur.) [Deylemi]

(Ölen Müslümanı kabrine götürmekte acele edin! Kabrinde onun başucunda Fâtiha sûresini, ayak ucunda ise Bekara sûresinin sonunu okuyun!) [Taberani]

(Yatarken Fâtiha ve İhlas’ı okuyan, ölüm hariç her şerden emin olur.) [Bezzar, İbni Abdilber]

(Sabah akşam İhlas ve Muavvizeteyn’i üçer defa oku! Bütün bela, âfet, sıkıntı ve istenmeyen şeyleri giderir.) [Tirmizi]

(Fâtihasız namaz olmaz.) [Buhârî]

(Bir rekâtında bile Fâtiha okunmasa o namaz sahih olmaz.)[Tirmizî]

(En faziletli sûre Fâtiha’dır.) [Hâkim]

(Kur'an-ı kerimde hayrı en çok olan sûre Fâtiha’dır.) [İ. Ahmed]

(Yemin ederim ki, ne Tevrat’ta, ne İncil’de, ne de Zebur’da, Fâtiha’nın bir benzerini Allahü teâlâ indirmemiştir. O, namazlarda tekrar edilen yedi âyet olup, bana verilen Kur'an-ı azimdendir.) [Tirmizi]

(Fâtiha, zehre ve her hastalığa şifadır.) [Beyheki]

(Evinde, Fâtiha ve Âyet-el kürsi okuyana, o gün cin ve şeytan zarar veremez.) [Deylemi]

Bir kabile reisini yılan soktu. Eshab-ı kiramdan biri Fâtiha sûresini okudu. Şifaya kavuşan kabile reisi, bir sürü koyun hediye etti. Sahabi, bu helâl mi diye sorunca, Resulullah, (Ne okudun) buyurdu. O da, Fâtiha sûresini okuduğunu bildirince, (Fâtiha’nın şifa olduğunu nereden bildin? O koyunları al, yanındakilere pay et!) buyurdu. (Buhari)

Felak ve Nas sûreleriyle ilgili hadis-i şeriflerden birkaçı da şöyledir:
(Felak ve Nas sûreleri gibi faziletli bir sûre inmemiştir.) [Müslim, Tirmizî, Ebu Davud, Nesaî]

(Cuma namazından sonra, yedi kere İhlâs ve Muavvizeteyn okuyan, bir hafta kazadan, beladan ve kötü işlerden korunur.)[İbni Sünni]

(Sabah akşam İhlas ve Muavvizeteyn sûrelerini üçer defa oku! Bunlar, bütün belaları, âfetleri, sıkıntıları ve istemediğin kötü şeyleri giderir.) [Nesai, Tirmizi]

(Felak ve Nas sûrelerini oku! Bu iki sûre gibisini asla okuyamazsın.) [Nesai]

Hazret-i Âişe validemiz anlatır: Resulullah “sallallahü aleyhi ve sellem” yatağına girince, İhlas, Felak ve Nas sûrelerini okuyup ellerine üfler, sonra yüzüne ve vücuduna ellerini sürer, bunu üç kere tekrar ederdi. Hastalanınca aynı şekilde kendisine okumamı emrederdi. (Buhârî, Müslim, Tirmizî, Ebu Davud, Muvatta)

Yine Âişe validemiz anlatır: Resulullah vitrin ilk rekâtında Alak, ikinci rekâtında Kâfirun, üçüncü rekâtında İhlas, Felak ve Nas sûrelerini okurdu. (Tirmizî, Nesaî, Ebu Davud)

Ebu Said Hudri hazretleri anlatıyor:
Resulullah cin ve nazardan korunmak için çeşitli dua okurdu. Nas ve Felak sûreleri inince, diğerlerini terk edip, bu iki sûreyi okurdu. (Tirmizi, İbni Mace)

İbni Mesud hazretleri, Resulullah'ın sevmediği on şeyden birinin Muavvizeteyn’den başka bir şey ile rukye yapmak olduğunu bildirdi. (Ebu Davud, Nesai)

Bu kadar meşhur olan Fâtiha, Felak ve Nas sûreleri için, (Kur'andan değil) demek çok çirkin bir iftiradır. İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki: Hadis usulü esaslarına göre, birer kişinin haber verdiği bilgi, kesin olmaz. Şüpheli olur. Tevatürle bildirilen şey, kesin bilgi olur. Kur’an-ı kerimin hepsi tevatürle, yani söz birliğiyle haber verildi. Bunun için, tamamı Allah kelamıdır. (İsbat-ün-nübüvve)

Kur'ân-ı kerim, indiği gibi kalmıştır
Sual: Kur’ân-ı kerimde, indirildiğinden itibaren, herhangi bir değişme olmuş mudur?
Cevap:
 Kur'ân-ı kerimin, hadis-i şeriflerden ve başka ilahi kitaplardan bir ayrılığı ve üstünlüğü de, bugüne kadar indiği gibi, değişmemiş olarak kalmıştır. Harfleri ve noktaları bile değişmemiştir demek yetişmiyor. Çünkü Kur'ân-ı kerimdeki kelimelerin çeşitli okunuşundan başka, bu kelimelerin uzun, kısa, açık, kapalı, kalın, ince gibi okunmaları da, Resûlullah efendimizin bildirdiği ve okuduğu gibi kalmıştır.

İlm-i kırâet denilen ve pek çok kitabı olan büyük bir ilme ve İslâm âlimlerinin bu yoldaki çalışmalarına, hizmetlerine bakıp da şaşmamak elde değildir. Kur'ândan olup da çıkarılmış veyahut Kur'ândan olmayıp da sonradan katılmış tek bir kelime yoktur. Çünkü, İslâm âlimleri, Kur'ân-ı kerime dokunulmaması, ufak bir şüphenin bile ona yaklaşamaması için, çok sağlam bir esas koymuşlardır. Yani, Kur'ân-ı kerimin her asırda söz birliği ile gelmesi şarttır. Eshâb-ı kiramdan bugüne kadar, her asırda, yalan üzerinde söz birliği yapacakları düşünülemeyen yüz binlerce hafız vasıtası ile bizlere gelmiştir. Sanki bir an durmayan coşkun bir nehir gibi ebediyete doğru akıp gitmektedir.

Bugün İslâm düşmanlarının yeryüzünü kapladığı bir zamanda bile, elhamdülillah, dünyanın her tarafında, Allah kitabının her kelimesi, her noktası birbirine benzemektedir.

Kur'ân-ı kerimin ne kadar çok sağlam olduğu şundan da anlaşılır ki, Eshâb-ı kiramın büyüklerinden bazıları bildirdiği hâlde, tevatür yani söz birliği hâlini almayan okuma şekilleri, ne kadar kuvvetli olsa bile, Kur'ândan olmak için kâfi görülmemiştir. Mesela, yemin kefaretini bildiren (üç gün oruç) âyet-i kerimesini, Abdullah ibni Mesud hazretleri, (üç gün arka arkaya oruç) olarak bildirmiş ve bunu fıkıh âlimleri vesika bilerek, kefaret orucunun üç gün, mütetâbi'ât olarak, yani art arda tutulması lazım olmuştur. Fakat Abdullah ibni Mesud hazretleri, Eshâb-ı kiramın büyüklerinden, çok güvenilir ve çok sağlam bir zat olmakla beraber, sözünde yalnız kaldığı için, Mütetâbi'âtkelimesi Kur'ân-ı kerime girememiştir. İhtiyat olunarak bu kelimenin manası alınmış ve yine ihtiyat olunarak Kur'ân-ı kerime sokulmamıştır. Bunlara Kırâet-i şâzze denir.

 

Kıraat ilmine dair

Arap şivesine uygun olarak okunursa mahzuru olmaz. Ancak Türkler Arapçayı bilmedikleri için ince harflerde ü sesi çıkarmaları daha uygun, daha isabetlidir; çünkü böylece Kur’an-ı kerim doğru okunmuş olur. İstanbul Türkçesi...

Devamını Okuyun...

Mucizelerin en büyüğü

Kur’an-ı kerimdir. Bugüne kadar gelen bütün şairler, edebiyatçılar, Kur’an-ı kerimin nazmında ve manasında aciz ve hayran kalmışlardır. Bir âyetin benzerini söyleyememişlerdir. İ’cazı ve belagati insan sözüne benzemiyor...

Devamını Okuyun...

Kur’an-ı kerim mahluk değildir

Muteber kitaplarda buyuruluyor ki: (Mutezile diyor ki: "İnsan, ihtiyari, yani istekli hareketlerini kendi yaratır. Allahü teâlâ, kullarına faydalı işler yapmaya mecburdur. İyilere sevap, kötülere azap vermesi gerekir...

Devamını Okuyun...

Kur’an-ı kerim değişmemiştir

Kur’an-ı kerime inanan insan böyle bir iddiada bulunamaz. Çünkü Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Rabbinin sözü doğruluk ve adaletle tamamlandı. Onun sözlerini[Kur’anı] değiştirebilecek [hiçbir şey, hiçbir kuvvet] yoktur...

Devamını Okuyun...

Kur’an-ı kerim değiştirilemez

Böyle bir şeyi Müslüman yaparsa kâfir olur, kâfir zaten kâfirdir, tekrar kâfir olmaz. Emirler yasaklar Müslüman içindir. Önce Kur’an-ı kerimin bugünkü hâle nasıl geldiğini bildirelim: Yemame savaşında, Kur'an-ı kerimi...

Devamını Okuyun...

Garplı âlimlerin Kur’an hayranlığı

Kur’an-ı kerim hakkında garplı meşhur âlimler, edipler, hayranlıklarını daima izhar etmişlerdir: Meşhur ediplerden biri olan Alman şairi Goethe, Kur’an-ı kerimin, tam doğru olmayan Almanca bir tercümesini okuduktan sonra...

Devamını Okuyun...

Kur'an-ı kerim Allah kelâmıdır

ağdat valisi Sırrı paşa (Sırr-ı Furkan) kitabının, İstanbul'da [hicri 1312] de basılan, birinci cild, üçüncü baskısı, yetmişbeşinci sayfasında buyuruyor ki...

Devamını Okuyun...

Kur'an-ı kerimin benzeri

Sual: İsra sûresinin 88. âyetinde, (De ki, insanlar ve cinler birbirlerine yardımcı olarak, bu Kur’anın bir benzerini ortaya koymak için bir araya gelseler, yemin olsun ki, yine de benzerini ortaya koyamazlar) deniyor...

Devamını Okuyun...

Kur’an-ı kerimi öğrenmek ve okumak

Kur’an-ı kerimi öğrenmek, öğretmek ve okumak çok sevabdır. Kur’an-ı kerimi tecvide uygun öğrenmeli ve her gün az da olsa, okumaya çalışmalı...

Devamını Okuyun...

Kur'an-ı kerim okumak ve dinlemek

ayır, değildir. Diyanetin hazırladığı Kur'an-ı kerim mealinin önsözünde diyor ki...

Devamını Okuyun...

Kur'an-ı kerim okumak ibadet mi?

S. Ebediyye kitabının büyük bir kısmı, Hanefi mezhebinin en muteber kitaplarından olan Redd-ül-muhtar kitabından alınmıştır...

Devamını Okuyun...

Kur'an-ı kerim okumanın edebi

Kur'an-ı kerim okurken şu edeplere dikkat edilmelidir:
1- Abdestli olarak, temiz bir yerde kıbleye karşı diz üstü oturmalıdır...

Devamını Okuyun...

Mushaf abdestsiz tutulabilir mi?

Peygamber efendimiz, Bekara sûresinin, (Hayzdan temizleninceye kadar kadınlarınıza yaklaşmayın) mealindeki 222. âyeti ile...

Devamını Okuyun...

Ücretle Kur’an okumak

Kur’an-ı kerim geçim vasıtası yapılmaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kur'an okuyun, fakat geçim vasıtası yapmayın.)...

Devamını Okuyun...

Dinlemek daha sevabdır

Hayır, hatim sevabı hâsıl olmaz. Böyle, nakli esas almayan aklî kıyaslar, dinde geçerli olmaz. Fıkıh kitaplarımızda deniyor ki...

Devamını Okuyun...

Dinlemek daha sevabdır

Kur’an-ı kerimi okumak sünnet, dinlemek ise farz-ı kifayedir. Sünnetin sevabı, farzın yanında denizde damla bile değildir...

Devamını Okuyun...

Hatim bir kişinin okumasıdır

Hayır, hatim sevabı hâsıl olmaz. Böyle, nakli esas almayan aklî kıyaslar, dinde geçerli olmaz. Fıkıh kitaplarımızda deniyor ki...

Devamını Okuyun...

Kabristanda Kur’an okumak

Evet, sünnettir. Üç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ölülerinize Yasin okuyun!) [İ.Ahmed]...

Devamını Okuyun...

Hatim sevabı

Evet, sünnettir. Üç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ölülerinize Yasin okuyun!) [İ.Ahmed]...

Devamını Okuyun...

Kur'anda çelişki olmaz

Bir karıncayı yaratmaktan aciz birinin, kâinatı bir nizam içinde yaratan ve devam ettiren Yaratıcıya böyle söylemesi ne kadar ahmaklıktır...

Devamını Okuyun...

Allah niye biz ve o diyor

Bu ateistin ifadeleri, din düşmanlığının yanında, kendi cahilliğini sergilemektedir. Fatiha bir duadır...

Devamını Okuyun...

Cinler niçin yaratıldı

Sadece cinler mi, insanlar da aynı ifade de geçiyor. Cinleri de, insanları da kulluk etmeleri yani ibadet etmeleri için yarattığı bildiriliyor...

Devamını Okuyun...

Müşriklere hakaret

Ateist, müşriklere pis demekle onlara sövülmüyor mu, hakaret edilmiyor mu diyor. Müşrik, kâfir demektir...

Devamını Okuyun...

İtaat, isyan ve imtihan

İtaat etmeyen milyonlarca insan var iken, (Hepsi ona boyun eğmiştir) denir mi? 

Devamını Okuyun...

Cennet ve Cennetler

Cümlenin gelişine ve salih amel işleyenlerin durumuna göre, tekil veya çoğul kullanılmıştır...

Devamını Okuyun...

Allah'ın Kanunları değişme

Ateist, şapla şekeri karıştırıyor. Kur’an-ı kerimde Allah’ın kanunu diye sünnetullah tabiri geçer...

Devamını Okuyun...

Kıyametteki üç grup

akıa sûresinde, sağcılar, solcular ve sabikun diye üç sınıfa ayrılıyor. Sağcıların Cennete solcuların Cehenneme gideceği...

Devamını Okuyun...

Putlar niye Cehenneme gidecek

Bu, Arapça’yı iyi bilmemekten kaynaklanan bir sorudur. Arapça'da hayvan ve cansızlara hitap şekli farklıdır...

Devamını Okuyun...

Vekil asıl gibidir

Vekilin asıl gibi olduğunu, ateist de iyi bilir. Burada hiçbir çelişkinin olmadığını bilmesine rağmen, sırf çamur atayım iz bırakır felsefesi ile bunu yapıyor...

Devamını Okuyun...

Namuslu kadına iftira

Birinci âyette, (İftira edenlere gerekli cezayı verin, şahitliklerini de kabul etmeyin. Ama tevbe edip düzelenler bundan istisnadır)deniyor...

Devamını Okuyun...

Bin yıl elli bin yıl

Zerre çelişki yoktur. Anlamaktan aciz olana ne denir ki?
Birinci âyette, Allah katında bir gün, size göre bin yıl gibidir deniyor...

Yahudi ve Hıristiyanlar

Yahudi, Hristiyan ve Sabiinlerden, kendi Peygamberleri zamanında inanıp salih amel işleyenler elbette Cennete gidecektir...

Bir bilene sor demek

Bir bilene sor diye tercüme edilen kısmın, âyetteki orijinali, (Fes’el bihi habira) ifadesidir. Habir = haberdar olan, bilen veya her şeyi bilen demektir...

Devamını oku...

Yer ve göklerin yaratılışı

Ateist toplamayı bilmiyorsa veya kasıtlı topluyorsa kabahat kimin olur? Arapça’da bir anlatış şekli vardır...

Devamını oku...

Yer mi önce gökler mi?

Bekara sûresinde bildirildiği gibi, önce yer küre, sonra gökler yaratıldı. Naziat sûresinde de bildirildiği gibi otların, suların...

Devamını oku...

En güzel varlık

Allahü teâlânın yaratması iki türlüdür. Birincisi, “Ol” der hemen o şey oluverir. İkincisi ise sebeplerle yaratır...

Devamını oku...

Affedici olan cezalandırmaz

Allahü teâlânın yaratması iki türlüdür. Birincisi, “Ol” der hemen o şey oluverir. İkincisi ise sebeplerle yaratır...

Devamını oku...

Mekke'nin Rabbi olur mu?

Tıp kitabını herkesin kolayca anlayamayacağı gibi, bir ilim tahsil etmeden Allah’ın kitabını, dinden habersiz bir yabancı nasıl anlayabilir ki? Allahü teâlâ buyuruyor ki...

Devamını oku...

Sütün meninin oluşumu

Uzman doktorların sütün oluşması ile ilgili verdikleri bilgi şöyledir:
Kadınlarda süt yapımının olduğu yer meme dokusudur...

Devamını oku...

Müteşabihat nedir

Müteşabih âyetlerin çelişkilerle ne alakası var. Çelişki dediklerini teker teker açıkladık. Ateistin cahilliği meydana çıkmış oldu...

Devamını oku...

İnsan niye yaratıldı

Müteşabih âyetlerin çelişkilerle ne alakası var. Çelişki dediklerini teker teker açıkladık. Ateistin cahilliği meydana çıkmış oldu...

Devamını oku...

Neden yeni din gönderdi

Allah sorguya çekilecek makam değildir. Niye bunu böyle yaptın diye kimsenin soru sormaya hakkı yoktur. Nasıl isterse öyle yapar...

Devamını oku...

Bir müslüman kaç kişiye eşittir?

İki âyet arasında çelişki yoktur. Ateistin anlamayıp çelişki var sanması, anlayışsızlığından ileri geliyor...

Devamını oku...

Kâbeye giren emniyettedir

Abdullah bin Zübeyr, Kâbe içinde enkaz altında ölmedi. Haccac tarafından şehit edildi. Ölmüş olsa da fark etmez...

Devamını oku...

Kadınları dövmek

Bir karıncayı hatta bir buğday tanesini yaratmaktan aciz insan, kâinatı yaratan yüce Rabbimizin emrini hangi hakla sorgulayabilir ki...

Devamını oku...

Allah beddua eder mi?

Kahretmek, Arapçada bir deyimdir. Birini kötülemek, yani onun çok kötü biri olduğunu bildirmek için...

Devamını okuyun...

Akraba evliliği

Günümüzde de akraba evliliği yapılıyor; ama onlardan sakat doğanlara çok az rastlanıyor. Akraba olmadığı hâlde de, sakat doğanlar oluyor...

Devamını oku...

İblis melek mi, cin mi?

Öyle yazmıyor. O âyet-i kerimenin meali şöyledir:
(Meleklere, Âdem’e secde edin demiştik. İblis’ten başka hepsi secde etmişti. O, cinlerden idi...

Devamını oku...

Allah salevat getirir mi?

O âyet-i kerimenin meali şöyledir:
(Allah ve melekleri, Nebiye salât ederler. Ey müminler, siz de, ona salât edin.) [Ahzab 56]...

Devamını oku...

Zalimler ve hidayet

Zalimler topluluğuna, zulümleri devam ederken hidayet vermez; ama zulmü bırakınca zalim olmaktan kurtulur...

Devamını oku...

Cehennemdekilerin gıdası

Hayır, çelişki yok. Bu âyet-i kerimelerin mealleri şöyledir:
(Onlar [kâfirler] Cehenneme girerler, orası ne kötü bir yerdir... 

Devamını oku...

Ateist ve bakteri

Ateistin yanlışı, çift denilince sadece erkek ve dişiyi anlamasından kaynaklanıyor. Bu, sadece canlılarla ilgili bir şey değildir...

Devamını oku...

Doğu ve batının Rabbi

Âyet-i kerimedeki maksadı bilemeyiz. Kitaplardaki bilgiye göre, Güneş, yaz ve kış aylarında farklı yerlerden doğup, farklı yerlerden batıyor...

Devamını oku...

Yetenekli ateist

İmam-ı Gazali hazretleri, (Bid’at ehli Kur'anı anlayamaz. Kur'an kalbdeki bir nurla anlaşılır. Bid’at ehlinin kalbinde bu nur olmaz) buyuruyor...

Devamını oku...

Herkes malına sahip çıkar

Emir ve yasak koyma işi, dünya işlerinde de vardır. Birkaç örnek verelim:
Bir ana babanın, çocuğuna...

Devamını oku...

İnsanlar yaratılırken

Elbette Allahü teâlâ, bizi kendi isteğimizle yaratmadı. Kendi mülkünde tasarrufta bulundu. (Temsilde hata olmaz) derler...

Devamını oku...

Herkes eşit olsaydı



Devamını oku...

Allah bilinmez mi?

Müslümanlar, ancak Allahü teâlânın bildirdiklerini bilir, bildirmediklerini elbette bilemez. Çelişki bunun neresindedir...

Devamını oku...

Herkes malına sahip çıkar

İmam-ı Gazali hazretleri, (Bid’at ehli Kur'anı anlayamaz. Kur'an kalbdeki bir nurla anlaşılır. Bid’at ehlinin kalbinde bu nur olmaz) buyuruyor...

Devamını oku...

Çağdaş ne demek?

Çağdaş olmak görecelidir. Bir dinsize göre, içki içmek, sarhoş olmak, kadınların son derece açık gezmesi...

Devamını oku...