Kur’ana göre namaz

Kur’ana göre namaz

Sual: Kur’ana sonradan iki âyet ilave edildiğini söyleyen ve kendini peygamber olarak ilan edip bâtıl bir din kuran, Rashat Khalife isimli Mısırlı biri diyor ki: (1- Namaz vakitleri altıdır. Gece namazı da farzdır. Kur’anda gece namazının kılınması emrediliyor. 2- Her namaz iki rekâttır, akşamı üçe, diğerlerini dörde çıkaran Muhammed’dir. Bu, Kur’ana aykırı olduğu için geçersizdir. 3- Hayz olmak, kadının abdestini bozmaz, namazını da kılar. Yellenmek de abdesti bozmaz. Namazda konuşulsa da, namaza zarar vermez. Bunlar gibi, Kur’anda yazmayan, fakat hadisle bildirilen hiçbir şey namazı bozmaz.)
Bunlara bir cevap verir misiniz?
CEVAP
Yerli mezhepsizlerden aynı şekilde konuşanlar olduğu gibi, (Namaz üç vakittir diyenler) de vardır.

(Yalnız Kur’an) diyenler, kesinlikle Kur’an-ı kerime inanmazlar. Dinsizliklerini örtmek için Kur’anı paravan olarak kullanıyorlar. Kur’anı en iyi anlayan Peygamber efendimiz değil mi? Kur’anda (Resulüme uyun!) denmiyor mu? Resulullah ömrünün sonuna kadar beş vakit namaz kılmadı mı? (Namaz vakti üçtür veya altıdır) demek, Ya (Resulullah Kur’anı anlayamadı) demektir veya (Anladığı hâlde yanlış uyguladı) demektir. En kötüsü de (Resulüme uyun!) emrini çiğneyerek kendi anladığını ölçü almaktır.

Şimdi maddeler hâlinde her birine cevap yazalım:
1- Peygamber efendimiz, bize namazın beş vakit olduğunu açıkça bildirdi. Ömrünün sonuna kadar hep beş vakit namaz kıldı. Artık başka delil aramak gerekmez. Nisa sûresinin 103. âyetinde, (Namaz, belli vakitlerde farz kılındı) buyurulup, ayrıca, beş vaktin hepsi de diğer âyetlerde bildirildiği hâlde, beş vakit namaz ifadesinin geçmeyişi, kutuplarda ve buralara yakın yerlerde, beş vaktin tamamının teayyün etmemesindendir. (Nimet-i İslam)

İsra sûresinin, (Güneşin kayması anından, gecenin kararmasına kadar ve sabah vakti namaz kıl) mealindeki 78. âyet-i kerimesinin aslında geçen, (Dülûk-üş şems) öğle ve ikindi, (Gasak-ıl leyl) akşam ve yatsı namazı, (Fecr) de sabah namazıdır. (Beydavi)

Kaf sûresinin, (Güneşin doğuşundan ve batışından önce ve gece Rabbini tesbih et!) mealindeki 39. ve 40. âyet-i kerimesindeki, Güneş’in doğuşundan önceki sabah namazı, Güneş’in batışından önceki öğle ve ikindi namazı, geceki de akşam ve yatsı namazıdır. (Beydavî)

İbni Abbas hazretlerine, (Resulullah beş vakit namaz kıldırıyor. Kur’an-ı kerimde beş vakit namazı bildiren âyet hangisidir?) diye sual edildiğinde, şu mealdeki âyet-i kerimeyi okudu:
(Akşama girerken, sabaha ererken, gündüzün sonunda ve öğle vaktinde Allah’ı tenzih edin!) [Rum 17,18]

(Akşama girerken) ifadesinden maksat, akşam ve yatsı namazı, (sabaha ererken) ifadesindeki sabah namazı, gündüzün sonundaki, ikindi namazı, öğledeki de, öğle namazıdır. (Celaleyn)

Nur sûresinin 58. âyet-i kerimesinde, (salât-ı fecr = sabah namazı) ve (salât-ı işâ = yatsı namazı) ifadesi açıkça geçmektedir.

Peygamber efendimiz, Bekara sûresindeki, (Namazları ve vusta namazını kılın!) mealindeki 238. âyet-i kerimeyi açıklarken, (Vusta namazı ikindi namazıdır) buyurdu. (İ. Ahmed)

Bu âyet-i kerimede, (Namazları ve orta namazı [ikindi namazını] kılın!) buyuruluyor. Arapça gramere göre, namazlar [salevat] denince, ikiden fazla namaz anlaşılır. Çünkü iki namaz demek için, salevat [namazlar] değil, salateyn [iki namaz] denilir. Vusta [orta] namaz ikindi namazı olduğuna göre, ikindi hariç, öteki namazların sayısı iki olamaz, ikiden fazla olması gerekir. Üç de olamaz. Çünkü VUSTA NAMAZIhariç 4,6 gibi çift sayılı olmalı ki, orta namaz [ikindi namazı] tam ortada olabilsin. Yani ortadaki namaz ikindi olduğuna göre, ondan önce iki namaz, ondan sonra da iki namaz bulunduğu meydana çıkar. Diğer âyetlerdeki namaz vakitleri de dikkate alınınca, namaz vakitlerinin beş olduğunda hiç şüphe kalmaz.
(Gündüzün iki tarafında, gecenin de yakın saatlerinde dosdoğru namaz kıl! Çünkü güzellikler kötülükleri [günahları] giderir. Bu, iyi düşünenlere bir öğüttür.) [Hud 114]

Gündüzün iki tarafındaki namazlar sabah, öğle, ikindi; gecenin yakın saatlerindeki namazlar da akşam ve yatsı namazlarıdır. (Medârik)

Burada (Hasenat = Güzellikler) den murat beş vakit namazdır. (Medârik, Beydâvî)

Kitap ve Sünnet’ten sonraki delil İcma’dır. Peygamber efendimiz, Eshab-ı kiram ve onlardan sonra bugüne kadar gelen bütün âlimler, beş vakit namaz kılmış, bu hususta kesin bir İcma hâsıl olmuştur. İmam-ı a'zam, diğer üç mezhebin imamları ve Ehl-i sünnet âlimlerinin tamamı hadis-i şeriflere uyarak (Namaz beş vakittir) derken, Mısırlı fellahın (Namaz altı veya üç vakittir) demesinin ne önemi olur?

İslam âlimleri de, beş vakit namazın nasıl kılınacağını kitaplara yazmışlar, böylece Kıyas-ı fukaha ile de namazın beş vakit olduğu sabit olmuştur.

Namazın beş vakit olduğuna dair hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
(İslam beş şey 
[temel] üzerine kuruldu:
1- Allah’a ve Muhammed aleyhisselamın Onun resulü olduğuna inanmak,
2- Her gün beş vakit namaz kılmak,
3- Senede bir kere malının kırkta birini Müslüman olan fakirlere zekât vermek,
4- Ramazan-ı şerif ayında her gün oruç tutmak,
5- Mekke’ye giderek, ömründe bir kere hac etmek.) 
[Buharî, Müslim, Tirmizî, Nesaî]

(Beş vakit namaz kılanın hâli, evinin önünden akan suda beş defa yıkanan kimse gibidir. Nasıl böyle bir kimse kirden temizlenirse namaz kılan da küçük günahlardan öyle temizlenir.) 
[Buharî, Müslim, İ. Ahmed, Beyhekî, Darimî, Taberanî]

(Cebrail inip, bana imamlık yaptı ve kendisiyle birlikte beş vakit namaz kıldım ve beş vakit namazla emrolundum.) [Buharî, Müslim, Ebu Davud, Nesaî]

(Farz olduğuna inanıp, rükû, sücud, abdest ve vakitlerine riayet ederek beş vakit farz namaza devam edene Cennet vacib, Cehennem haram olur.) 
[Taberanî]

(Beş vakit namazı, ilk tekbire yetişerek kırk gün cemaatle kılana Cennet vacibdir.) [Ebu Ya’la]

(Allah’tan korkun, beş vakit namazı kılın, [Ramazan ayında] oruç tutun, mallarınızın zekâtını, isteyerek verin, âmirinize itaat edin, böylece Rabbinizin Cennetine girin!) [Tirmizî]

(Allah için ibadetinizi ihlaslı yapın! Beş vakit namazı kılın, severek malınızın zekâtını verin, Ramazan orucunu tutun, Hacca gidin! Böylece Rabbinizin Cennetine girersiniz.) [Taberanî]

(Allahü teâlânın ilk farz kıldığı şey beş vakit namazdır. İlk ortadan kalkacak olan da, yine beş vakit namazdır. İlk sorgu da beş vakit namazdan olacaktır.) 
[Hâkim]

(Kıyamette herkes korku içinde iken korkmayan üç grup insandan biri, sırf Allah rızası için, her gün beş vakit namaza çağıran müezzindir.) [Taberanî]

(Allahü teâlâ beş vakit namazı emretti. Güzel abdest alıp, bunları vaktinde kılanı, rükû ve huşularını tamam yapanı affedeceğine söz verdi. Bunları yapmayan için söz vermedi. Onu dilerse affeder, dilerse azab eder.) [Ebu Davud, İbni Mace, Nesaî, İ. Mâlik, İ. Ahmed]

(Beş vakit namaz, güzelce kılan için Kıyamette nur, delil ve kurtuluş olur.)
 [İbni Nasr]

(Hak teâlâ buyurdu ki: Beş vakit namazı farz kıldım. Şartlarına uyup, vaktinde kılanı Cennete koyacağıma söz verdim. Kılmayana verilmiş bir sözüm yoktur.) [İbni Mace, Ebu Davud]

(Beş vakit namaz ve cuma namazı, gelecek cumaya kadar ve Ramazan orucu, gelecek Ramazana kadar yapılan günahlara kefarettir. Büyük günah işlemekten sakınanların küçük günahlarının affına sebep olur.) 
[Müslim, İ. Ahmed]

(Mirac gecesi, 50 vakit namaz farz oldu. Sonra 5 vakte indirildi.) [Buharî, Müslim, İ. Ahmed]

(Allahü teâlâ buyurdu ki: Bende söz ve hüküm asla değiştirilmez. Bu beş vakit namaz karşılığında elli vakit namaz sevabı vardır.) [Buharî, Müslim, Tirmizî, Nesaî]

(Bir kadın, beş vakit namazı kılar, orucunu tutar, kendini yabancılardan korur ve kocasına itaat ederse, Cennete istediği kapıdan girer.) 
[İbni Hibban]

(Beş vakit namazı terk eden, Allah’ın hıfz ve emanından mahrum olur.) 
[İbni Mace]

(Herkes bozulunca, beş vakit namazı cemaatle kılana her gün yüz şehit sevabı yazılır.) [İbni Nasr]

(Beş vakit namazı cemaatle kılan, Sırat köprüsünü şimşek gibi geçer.) 
[Taberani]

(Beş vakit namazı kılan, Ramazan orucunu tutan, zekât veren ve büyük günahlardan sakınan herkese, Kıyamette, Cennetin sekiz kapısı açılır. Dilediği kapıdan girer.) [Hâkim]

(Beş vakit namazlardan sonra yapılan dua kabul olur.)
 [Buharî]

(Beş vakit namaza devam edin, çünkü küçük günahlara kefaret olur.) 
[Taberanî]

(Kitab ehli olan bir kavme vazifeli olarak gittiğin zaman, önce, Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şehadet etmeye davet et. Bunu kabul ederlerse, Allah’ın günde beş vakit namazı farz kıldığını haber ver. Bunu da kabul ederlerse, Allah’ın kendilerine zenginlerinden alınıp fakirlerine verilen bir sadakayı [zekâtı] farz kıldığını söyle.) [Buharî, Müslim, Ebu Davud]

(Beş vakit namazı kılan, Ramazan orucunu tutan, zekâtını veren ve yedi büyük günahtan kaçan kimseye, Cennetin bütün kapıları açılıp, 
“Selamet ve emniyet içinde gir” denilir.) [Nesaî]

Saçları dağınık biri gelip, Resulullah’a sordu:
(- Ya Resulallah İslam nedir?
- Günde beş vakit namaz kılmaktır.
- Beşten fazla değil mi?
- Hayır, nâfile kılmak isteyen kılabilir. Bir de yılda bir ay ramazan orucu vardır.
- Bundan başka, oruç yok mu?
- Nâfile olarak tutmak isteyen tutabilir. Bir de zengin için malının zekâtı vardır.
- Bundan fazlası var mıdır?
- İsteyen nâfile olarak sadaka verebilir.
- Vallahi ne fazla, ne de bundan noksan yaparım.
- Bunları yapan kurtuluşa erer.) [Buharî, Müslim, Ebu Davud, Nesaî]

Bu kadar vesikaları inkâr eden kimse, cahil ve ahmak değilse, muhakkak zındıktır.

2- (Yalnız Kur’an) diyenlerin Kur’an-ı kerime inanmadıklarını söylemiştik. Bu ikinci maddede de, bu açıkça sırıtmaktadır. Peygamber efendimizin ismi saygısızca anılmaktadır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah ve melekleri, Resule salevat getiriyor, iman edenler, siz de salevat getirin!) [Ahzab 56]

Bu âyet-i kerime inince, Eshab-ı kiram (Ya Resulallah sana nasıl salevat okuyacağız?) diye sordular. En faziletli olanın namazda okunan salli barikler olduğunu bildirdi.

Peygamberler ve meleklerden başkasına salat getirilmez. (Hindiyye)

Yukarıda bildirilen âyete inanan Müslüman, Peygamber efendimizin ismi geçince, Muhammed aleyhisselam veya “sallallahü aleyhi ve sellem” der.

Başka bir sapık da (Zırva tevil götürmez) kabilinden tevile çalışıyor. (Salevat destek demektir. “Allah ve melekleri Resulünü destekliyor. Ey müminler, siz de onu destekleyin, gereken saygı ve itaati gösterin” anlamındadır) diyor. Böyle açıklayan hiçbir İslam âlimi ve Sahabe-i kiramdan hiç kimse olmamıştır. Resulullah efendimiz de böyle açıklamamıştır. Kendi ifadesi, (Saygı ve itaat gösterin) şeklindedir. Peki, niye ismiyle ifade ediyor da saygı ifadesi kullanmıyor? (İtaat gerekir) dediği hâlde, onun bildirdiklerine niye inanmıyor ve itaat etmiyor? (Zırva tevil götürmez) diye atalarımız ne güzel söylemiş.

TV’de görmüştük. Mezheplere inanmayan, gayrimüslimlerin bile Cennete gideceğini söyleyen ilahiyatçı bir profesörle, sapık biri konuşuyordu. Sapık, (Muhammed, Muhammed) demeye başlayınca, bu profesör bile, onun saygısızca Resulullah'ın ismini anmasına tepki gösterdi. Resulullah demeye dilleri varmıyor. (Seni âlemlere rahmet olarak gönderdim) âyetiyle alay ediyorlar. Resulullah’a düşman olmak Allah'a düşman olmak demek değil midir? Bu ise dinsizliğin daniskasıdır.

(Yalnız Kur’an) diyenlerin inanmadığı Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!) [Haşr 7]

(İnsanlara açıkla diye Kur’anı sana indirdik.) [Nahl 44]

(Resulüme tâbi olun ki, doğru yolu bulasınız.) [Araf 158]

(Biz her peygamberi, ancak Allah'ın izniyle kendisine itaat olunmak için gönderdik.) [Nisa 64]

Peygamber efendimiz de, Allahü teâlânın emrine uygun olarak açıklama yapıyor. Nisa sûresinin, (Yeryüzünde sefere çıkınca, namazı kısaltabilirsiniz!) mealindeki yüz birinci âyetini açıklamış, seferde namazlarını kısaltmış ve kısaltılmasını emretmiştir. Bu konudaki birkaç hadis-i şerif şöyledir:
(Seferde namazı tamam kılan, mukimken eksik kılan gibidir.)[Dâre Kutnî, İbni Neccar]
(Allahü teâlâ seferde, dört rekâtlı namazları iki rekât kılmayı emretmiştir.) [Tirmizî, Nesaî, Ebu Davud]

İbni Abbas hazretleri buyuruyor ki: Allahü teâlâ, Resulullah'ın diliyle, dört rekâtlı farzları, seferde iki rekât olarak kılmayı emretmiştir. (Müslim, Ebu Davud, Nesaî)

Eshab-ı kiramın büyüklerinden Abdullah İbni Ömer hazretlerine, (Nisa sûresinde, sadece korku hâlinde ve seferde namazı kısaltmaya izin verildiği hâlde, niye namazları kısaltıyoruz?) diye sorulunca, (Resulullah, bize dinimizi anlatırken, seferde namazı iki rekât kılmayı öğretti) buyurdu. (Nesaî)

Hanefî uleması, bu hadis-i şerifleri ve benzerlerini delil alarak, seferde dört rekâtlı farzları iki rekât kılmanın vacib, dört rekât kılmanın ise günah olduğunu bildirmiştir. (Tahtavî)

3- Allahü teâlâ, (Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!) buyuruyor. Peygamber efendimiz, namazı bozan şeyleri bildirmiştir. Bazıları şunlardır: 1- Konuşmak. 2- Kendisi işitecek kadar gülmek. 3- Bir farzı terk etmek. 4- Dünya işi için veya ağrı, üzüntü sebebiyle yüksek sesle ağlamak. 5- Ah, of diye inlemek. 6- Özürsüz öksürmek. 7- Ameli kesir olacak bir iş yapmak. 8- Kendi işitemeyecek kadar sessiz okumak. 9- Bir şey yiyip içmek. 10- Çocuk emzirmek. 11- Başkasının sözüyle yerini değiştirmek. 12- Ceketini giymek. 13- İmamdan başkasının duasına âmin demek. 14- Necasetli yerde namaz kılmak. 15- Bir rükünde, üç kere sübhanallah diyecek kadar avret yerinin açılması.

Namazın farzları nelerdir? Dışındaki farzları altı olduğu gibi, içindekiler de altıdır. Vacibleri var, mekruhları var. Ta’dili erkân var. Secde-i sehv nedir? Nerelerde yapılır? Şimdi (Yalnız Kur’an) diyenlere soruyoruz. Bunların kaçı Kur’anda vardır? Resulullah'ın bildirdiklerine uymazsak, namazı onun kıldığı gibi kılmazsak yaptığımız ibadet sahih olur mu? Allahü teâlâ, hâşâ (Resulüme uyun!) diye boşuna mı emretmiştir? Allah'ın emrini dinlemeyen âsi olmaz mı? (Yalnız Kur’an) diyenler, Allah’ı yalancı çıkarmaya çalışarak, (Resulüne uymak gerekmez) diyorlar.

Bir kadın, hayız görmeye başlayınca namazı da abdesti de bozulur. Peygamber efendimiz ve bütün Ehl-i sünnet âlimleri böyle bildirirken birkaç zındığın söylediğine itibar edilmez.

Birkaç hadis-i şerif:
(Hayızlı kadın namaz kılamaz.) [Buharî, Müslim, Ebu Davud]

(Kadınların dinlerinin eksik olması, onların hayızlıyken, günlerce namaz kılamadıkları, Ramazan ayında oruç tutamadıkları içindir.) [Buharî, Müslim, Nesaî, Muvatta]

(Cünübe ve hayızlıya mescide girmek helâl olmaz.) [İbni Mace]

(Hayızlı ve cünüp, Kur’an okuyamaz.) [Tirmizî]

Hazret-i Âişe validemizin naklettiği hadis-i şerifte de, hayızlıyken tutulamayan oruçların kaza edileceği, kılınmayan namazların affolduğu bildirildi. (Buharî)

Ümmü Büsse “radıyallahü anha” anlatır: Hac esnasında Ümmü Seleme validemize sordum:
- Ey müminlerin annesi, hayz sırasında kılınmayan namazların kazası gerekir mi?
Hayır, kaza edilmez. Hanımlarından biri, nifas sebebiyle kırk gün namaz kılmadı, Resulullah nifas zamanı kılınmayan namazları kaza etmesini emretmedi. (Ebu Davud)

Hazret-i Âişe validemize, (Niye hayzlı kadın orucunu kaza ediyor da, namazını kaza etmiyor?) diye sorulduğunda, Resulullah efendimizden işittiğini şöyle bildirdi:
(Hayzımız Ramazana rastlayınca, oruç tutmaz, kaza ederdik; fakat hayzlı iken kılmadığımız namazları kaza etmek emrolunmadı.)[Buharî, Müslim, Ebu Davud, Tirmizî, Nesaî]

Resulullah zamanında hayız veya nifas sebebiyle Ramazanda hanımlarından biri orucunu tutmaz, Resulullah ile birlikte Şaban ayına kadar kaza etmediği olurdu. (Buharî, Müslim, Ebu Davud, Tirmizî, Nesaî)

Kanunlar, tüzükler, yönetmelikler olmadan ülke yönetilemediği gibi,Resulullah'ın uygulaması dikkate alınmadan, mezhebe ve fetvalara uymadan, herkes Kur’andan kendi anladığına göre bir namaz şekli meydana çıkaramaz. Kur’anda, (Resule uyun!) buyuruluyor. Biz de Kur’anın emrine uyuyoruz. Eğer kendimiz de Resulullah gibi anlayabilseydik, (Resulüme uyun!) emri hâşâ lüzumsuz olurdu.

 

 

Tesettür farzdır

Böyle söylemek çok yanlıştır. Farzlara uymaya, haramlardan sakınmaya teklif denir. Tekliflere yani emirlerin yapılmasına ve yasaklardan sakınmak gerektiğine inanmak, imanın şartıdır. Tekliflerin çoğuna inanıp da...

Devamını Okuyun...

Açık gezmek farklı bir günahtır

Kadınların tesettürü kesin olarak açıklanmıştır. Tesettürle ilgili âyet-i kerimeleri Peygamber efendimiz açıklamış, âlimler de bizlere bildirmiştir. Bu husustaki tartışmalar kasıtlıdır. Kur'an-ı kerimde genel olarak her...

Devamını Okuyun...

Dinimizde tesettürün önemi

Kur’ana inanmadıkları halde, (Yalnız Kur’an) diyen yalancılarla, On dokuzculuk bâtıl dinine sarılanlar, tesettürü inkâr ediyorlar. Halbuki Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:(Mümin kadınlara söyle gözlerini sakınsınlar, ırzlarını...

Devamını Okuyun...

Yakayı örtmek ne demek

Yalnız Kur’an diyenlerle 19’culuk bâtıl dininde olanlar, Nur suresinin, (Mümin kadınlara söyle: [Yabancı erkeklere bakmaktan] sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, [el, yüz gibi] görünen kısmı hariç, ziynetlerini[Saç ve gerdan...

Devamını Okuyun...

Kadınların kıyafet şekli

Yalnız Kur’an diyen yalancılar, “Kadının kapanması gerekmez” diyor. “Kadına çarşaf farzdır” diyenler olduğu gibi...

Devamını Okuyun...

Kur’andan başka delil var mıdır?

Bunu söyleyen kimsede, zerre kadar samimiyet yoktur. Böyle söyleyenler Kur’an-ı kerime kesinlikle inanmıyorlar...

Devamını oku...

Resulullah'ın hüküm koyma yetkisi ve vahyin mahiyeti

Bunu söyleyen kimsede, zerre kadar samimiyet yoktur. Böyle söyleyenler Kur’an-ı kerime kesinlikle inanmıyorlar...

Devamını oku...

Peygambersiz din olmaz

Kur’an-ı kerim Resulullaha inmedi mi? Resulullah namaz kılmadı mı? Ömür boyu kıldığı namaz tevatürle yani icma ile bildirilmedi mi...

Devamını oku...

Kur’anda her şey açık değildir

Hadis-i şerifler olmadan Kur’an-ı kerimle amel etmek mümkün olmadığı gibi, mezhepler olmadan da hadis-i şeriflerle amel etmemiz...

Devamını oku...

Sünnet de delildir

Çok yazısı vardır. Birinin özeti şöyledir...

Devamını oku...

Resulullah Kur’anı açıkladı

Kur’an-ı kerimde, (Resulüm, sana indirdiğimiz Kur’anı insanlara açıkla) buyuruluyor. (Nahl 44)...

Devamını oku...

Kur’anist denilen türediler

Biz müslüman Kur’anistiz diyen misyonerler diyor ki...

Devamını oku...

Hadis-i şerifleri inkâr

Yukarıdaki iddiaları yapan maksatlı değilse, Peygamberi de, sahabeyi de, âlimleri de hakkıyla bilmiyor demektir...

Devamını oku...

Hadis-i şeriflerin yazılması

Böyle sözler, hadislere inanmayan, (Peygamber postacı idi, Kur’anı getirmekle vazifesi bitti) diyen din düşmanlarının iddiasıdır...

Devamını oku...

Hadis-i şerif düşmanlarının hilesi

Hadis, kadim [eski] kelimesinin zıddıdır, yani yeni demektir. Ayrıca sözve haber anlamına da gelir...

Devamını oku...

Dinde dört delil vardır

Hadis, Resulullah’ın vahye dayanan sözleridir. İslamiyet’in bir parçası değil tamamıdır, çünkü Peygamber efendimiz...

Devamını oku...

Kur'an ve sünnet

Bu safsataya mugalata, laf ebeliği denir. Şimdi demagoji deniyor. Karşısındakini yanıltmak için doğruya benzer yanlış söz demektir...

Devamını oku...

Seferde namazı kısaltmak

(Yalnız Kur’an) diyenler, dinimizi içten yıkmaya çalışan mezhepsizlerdir. Peygamber efendimiz...

Devamını oku...

Kur’ana göre namaz

Yerli mezhepsizlerden aynı şekilde konuşanlar olduğu gibi, (Namaz üç vakittir diyenler) de vardır...

Devamını oku...

Hadisi Kur’ana arz etmek

Elbette Ehl-i sünnet âlimlerine göre en sağlam iki hadis kitabıdır. Mezhepsize, Vehhabi’ye ve İbni Sebeci’ye göre sağlam değildir...

Devamını oku...

Hadislere lüzumsuz demek

.Elbette, küfürdür. Böyle söyleyenler, hadis-i şerifleri kabul etmedikleri gibi, âlimlerin (Küfürdür) diye verdiği fetvaları da kabul etmezler...

Devamını oku...

Gaybı kim bilir?

(Yalnız Kur’an) diyenler gibi, misyonerler, Ondokuzcular, Vehhâbîler, Hansçılar, hep aynı şeyi söylerler...

Devamını oku...

Müminlerin anneleri

Evet, (Yalnız Kur’an) diyenler gibi, onlar da Kur’an-ı kerime inanmazlar. Allahü teâlâ, Kur’an-ı kerimde her peygambere ismiyle hitap ettiği hâlde...

Devamını oku...

Peygamberler arasında ayrım yapmak

(Yalnız Kur’an) diyenler gibi, misyonerler, Ondokuzcular, Vehhâbîler, Hansçılar, hep aynı şeyi söylerler...

Devamını oku...

Kur’an’a uyduğunu söylemek

Nakle uymadıkları için Kur’an’dan farklı şeyler anlıyorlar. Bu farklı şeylere de (Kur’an) diyorlar. Ne kadar tuhaf ki, bu farklı şeylere...

Devamını oku...

Müslüman, Allah’a ve Resulüne inanır

Bir konu için sadece bir âyete bakılmaz. O konu ile ilgili diğer âyetlere de bakmak gerekir. Çünkü âyetler birbirini açıklar...

Devamını oku...

Dinde kolaylık ve pantolon giymek

Sizin ve bizim gibilerin bir âyet-i kerimeye mana vermeleri caiz değildir. Kadının pantolon giymemesinin güçlükle ne ilgisi vardır...

Devamını oku...

Doktora da günah vardır

Doktora günah olmaz) demek çok yanlıştır. Bir doktor, bir kadını muayene ederken ihtiyaçtan fazla yer açarsa, 5 dakikada muayene etmesi mümkün iken...

Devamını oku...

Gözü haramdan sakınmak

Bakılması haram olan yere avret yeri denir. Hanefi ve Şafii’de erkeğin avret yeri göbek ile diz arasıdır. Maliki ve Hanbeli’de ise...

Devamını oku...

Avret mahalli ne demektir

Bir kimsenin açması, başkasına göstermesi ve başkasının bakması haram olan yerlerine (Avret mahalli) denir...

Devamını oku...

Dinin emri zamanla değişmez

İddiada zerre kadar gerçeklik payı olmayıp, söylenilenlerin hepsi yanlıştır.
Birincisi, Dünyanın her yerinde sıcaktan rahatsız olanlar açılıyorlar...

Devamını oku...

Tesettüre riayet etmek

Saçların örtülmesi Kur’an-ı kerimde açıkça bildirilmektedir. Türban kelimesi Fransızcadan dilimize girmiştir. Başörtüsü demektir...

Devamını oku...

Kim kime baskı yapıyor?

Bunlara evet denirse, o zaman bunun tersi de düşünülebilir. Açık gezenler, kapalı gezenlere baskı yapmış olmaz mı...

Devamını oku...

İmanın şartları ve tesettür

Örtünmenin üzerine bu kadar duranlar, örtünenler değil, dinin bu emrine karşı çıkanlardır...

Devamını oku...

Çıplak yıkanmak

Bu konuda üç kavil vardır:
1- Mekruhtur.
2- Küçük yerde caizdir.
3- Caizdir. (Redd-ül muhtar)...

Devamını oku...

Çarşaf ve açık gezmek

Bu kıyas, pardesü giymeyi, çıplak gezmekten daha kötü sayan bozuk zihniyetin ürünüdür. Hangi müslüman böyle bir kıyas yapabilir ki...

Devamını oku...

Kur'an Müslümanlığı

(Kur’an Müslümanlığı) tâbiri çok yanlıştır. Sanki Resulullah’ın “sallallahü aleyhi ve sellem” bildirdiği Müslümanlık Kur’an’dan ayrı gibi gösteriliyor...

Devamını oku...

Siyah giymek

Kesinlikle öyle bir mâna çıkarılamaz. Burada sadece başörtülerinin siyah olduğu bildiriliyor. Başlarındaki örtüler beyaz veya yeşil olsaydı...

Devamını oku...

Bone kullanmak

Hayır, doğru değildir. Bone, saçları toplamak ve dışarıdan görülmesine mani olmak için kullanılıyor. Bone takılmazsa eşarp kayar ve saç görülebilir...

Devamını oku...