Müteşabih âyet ve hadisler

Müteşabih âyet ve hadisleri tevil etmek gerekir mi?

CEVAP
Kur’an-ı kerimde manası açık olan âyetlere Muhkem âyetler, manası açık olmayan, tefsire, izaha muhtaç olanlara Müteşabih âyetler adı verilir. Müteşabih olanlara açık manalarını vermek akla ve dine uygun olmazsa, uygun mana vermek, yani Tevil etmek gerekir. Açık manalarını vermek günah olur. 

Âyetler gibi hadis-i şerifler de, muhkem ve müteşabih diye ikiye ayrılır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: 
(Kur’anda yedi şey bildirilir: Yasak, emir, helal, haram, muhkem, müteşabih ve misaller. Helali helal, haramı haram bilin, emredilenleri yapın! Yasak edilenlerden sakının! Misal ve hikaye olanlardan ibret alın! Muhkem olanlara uyun! Müteşabih olanlara inanın!) [Hakim]

(Gece seher vakti, Allahü teâlâ dünya semasına iner), (Resulullah, Allah gökte diyen cariyeyi tasdik etmiştir)
 hadis-i şerifleri müteşabihtir. Mücessime ve Müşebbih fırkaları, (Allah cisim gibidir. Arş üzerinde oturur, iner, yürür) gibi şeylere inandıkları için kâfirdir. (Tatarhaniye, Milel ve Nihal) 
[Mısır, Şam, Kudüs kadılıkları da yapmış olan Şafii fıkıh ve hadis âlimlerinden Muhammed ibni Cemaanin (Erreddü-alel-müşebbihi fi-kavlihi teâlâ Errahmanü alel Arş-isteva) kitabı bu konuda çok güzeldir.]

Mevlana Halid Bağdadi hazretleri buyuruyor ki: 
Allahü teâlânın yönü, karşıda bulunması yoktur, madde, cisim değildir. Sayılı değildir. Ölçülmez. Onda değişiklik olmaz. Mekanlı değildir. Bir yerde değildir. Zamanlı değildir. Öncesi, sonrası, önü arkası, altı üstü, sağı solu yoktur. Bunun için, insan düşüncesi, insan bilgisi, insan aklı, Onun hiçbir şeyini anlayamaz. Onun nasıl görüleceğini de kavrayamaz. El, ayak, yön, yer ve bunlar gibi, Allah için caiz olmayan kelimelerin, âyet ve hadislerde bulunması, bizim anladığımız ve bildiğimiz, bugün kullanılan manalarda değildir. Böyle âyet ve hadislere Müteşabihat denir. Bunlar, kısa veya uzun olarak, Tevil olunur. Yani, Allah’a yakışacak başka mana verilir. Mesela, (Allah’ın eli, onların ellerinin üstündedir) ve (Arş’ın üzerine istiva eden Allah, nerede olursanız olun, sizinle beraberdir) mealindeki âyetler için, burada ne murat edilmişse, öylece inandım demeli. Allah’ın ilmi, bizim ilmimize, benzemez. Onun eli de, elimiz gibi değildir, istivası da bizim istivamıza benzemez, beraber olması bizim beraber olmamıza benzemez demelidir. (İtikadname)

Selefiyeciler, bu âyetin beraber olma kısmını tevil ediyorlar da, istiva kısmını tevil etmiyorlar. Tevil etmeyince ikincisindeki tuhaflığı görüyorlar da, birincisindekini göremiyorlar. Birçok âyette, (Onlar kördür) buyuruluyor. Kur’an-ı kerim ve hadis-i şerifler Kureyş lügatı ve lehcesi iledir. Kelimelere, 1400 yıl önce, Hicaz’da kullanılan manaları vermek gerekir. Zamanla değişip, bugün kullanılan manaları vermek yanlış olur. 

Zıllullah için, Allah’ın gölgesi diyorlar. Âlimler, zıl [gölge] kelimesine himaye, koruma gibi manalar vermiştir. Mesela, (Ali, Veli’nin gölgesinde geçiniyor) denince, Ali’nin Veli’nin himayesinde olduğu anlaşılır. 

(Allah, gölgesinden [himayesinden] başka hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamette, yedi sınıf insanı kendi gölgesinde gölgelendirir.) [Buhari], 

(Sultan, yeryüzünde Allah’ın gölgesidir.) [Taberani] 
mealindeki hadislerde geçen gölge himaye demektir. Sultan, Allah’ın gölgesidir demek, (Sultan Allah’ın emirlerini uygulamak yetkisine sahip) demektir. (Din, kılıçların gölgesi altındadır) hadis-i şerifi ise, (Din, devletin himayesi ile yayılır) demektir. Nasıl ki, Beytullah [Allah’ın evi] kelimesini, hâşâ Allah’ın barındığı ev olarak anlamıyorsak, gölge, el, yüz, istiva gibi kelimeleri de böyle anlamak gerekir.

Mülk Allah'ın elindedir
Sual: 
Allah'ın da insan gibi el, yüz ve benzeri uzuvlarının olduğunu söyleyen bir arkadaş, (Mülk sûresinin ilk âyetinde Allah'ın eli olduğu bildiriliyor) dedi. Biz, Allah hiçbir varlığa benzemez olarak biliyorduk. Kur’anda (Allah'ın eli vardır) deniyor mu?
CEVAP
Hayır, hiçbir âyette, Allah'ın eli, yüzü var veya başka bir uzvu var denmiyor. Mülk sûresinin ilk âyetinde, (Mülk Allah'ın elindedir) buyuruluyor. Bu bir deyimdir. (Mülkün sahibi de, tasarrufu da Allah’a aittir) demektir. El ile hiç alakası yoktur. İmam-ı Gazalî hazretleri buyuruyor ki:
Filan belde filan valinin elindedir denilince, hiç kimse o beldenin valinin avucunun içinde olduğunu anlamaz. Çünkü bir belde, elin içine alınmaz. O hâlde burada, istiare vardır. Valinin eli kesik bile olsa, yine aynı ifade kullanılır. (İlcam-ül Avam)

(Falanca dünyayı parmağıyla döndürür) demek de böyledir, parmakla ilgisi yoktur. (Her şey Allah'ın elinde) demek de böyledir. Yani her şey Onun kudreti altındadır. Kur'an-ı kerimde geçen diğer, el, yüz gibi ifadeler hep deyimdir, hakiki manâda değildir. (Allah'ın eli vardır) diyenler, (Müşebbihe) ve (Mücessime) denilen sapık fırkaların mensuplarıdır.

Meal ve tefsir okumak

Kur’an-ı kerimin tefsiri veya meali yazılabilir ve yazılmıştır. İslam âlimleri, bunu yasak etmemişlerdir. Fakat bunlar, Kur’an-ı kerimin belagatini taşıyamazlar. Murad-i ilahiyi bildiremezler. Kur’an-ı kerimin manasını ...

Devamını Okuyun...

Meal okumanın neticesi

Meal demek, Allah kelamı demek değildir. Meal yanlış olarak, tercüme anlamında kullanılıyor. Piyasadakiler tercümedir, çok az, birkaç kelime açıklaması oluyor. Onu da genelde kendi kafalarına göre yazıyorlar...

Devamını Okuyun...

Çağa göre tefsir olmaz

Tefsir, moda kitabı değildir. Her çağa, her asra göre değişik tefsir olmaz. Dinimiz eksik mi ki tamamlanacaktır? Yoksa fazlalık mı var ki çıkarılacak? Dinde eksiklik ve fazlalık olmadığı için değişik, yeni bir tefsire...

Devamını Okuyun...

Din nereden öğrenilir?

İslam’a, Kur’ana uymak, dini öğrenmek, meal ve tefsir okumakla değil, ancak hak olan bir mezhebe uymak ve bu mezhebe ait hükümleri öğrenmekle olur. Bir kimse, Kur’an-ı kerimden, tefsirden anladığına uyarsa...

Devamını Okuyun...

Kur’an-ı kerimi herkes anlayamaz

Kur’an-ı kerimi tam olarak yalnız Resulullah anlamıştır. Çünkü muhatabı Odur. Kur’an Ona gelmiştir. Ondan başkası tam anlayamaz...

Devamını Okuyun...

Anlayabilmeniz için Arapça indirdik

Hayır bildirilmiyor. Yusuf suresinin, (Anlayabilmeniz için, Kur’anı Arapça olarak indirdik) mealindeki ikinci âyet-i kerimesi, ...

Devamını Okuyun...

Kur’an-ı kerimi nasıl anlarız

Kur’an-ı kerimin hakiki manasını anlamak isteyen bir kimse, din âlimlerinin kelam ve fıkıh ve ahlak kitaplarını okumalı....

Devamını Okuyun...

Müteşabih âyet ve hadisler

Kur’an-ı kerimin hakiki manasını anlamak isteyen bir kimse, din âlimlerinin kelam ve fıkıh ve ahlak kitaplarını okumalı....

Devamını Okuyun...

Müteşabih âyet ve hadisler

Kur’an-ı kerimde manası açık olan âyetlere Muhkem âyetler, manası açık olmayan, tefsire, izaha muhtaç olanlara Müteşabih âyetler adı verilir...

Devamını Okuyun...

Meal Allah kelamı mıdır?

Allah kelamı olmadığı için namazda okunamaz. İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:..

Devamını Okuyun...

Kur’an-ı kerimdeki mecazlar

Her kelimenin belli bir manası vardır. Buna hakiki manası denir. Bir kelime, kendi hakiki manasında kullanılmayıp da, bir bağlantısı...

Devamını Okuyun...

Anlamadan Kur’an okumak

Kur'an-ı kerimi, lisanı Arapça olanlar bile anlayamaz; hatta evliyanın ve ulemanın en büyükleri olan Eshab-ı kiram bile...

Devamını Okuyun...

Siz hiç düşünmez misiniz?

Akıl etmekle ilgili âyetlerin hiç birinde, (Kur’anı anlamak veya dini hüküm çıkarmak için akıl edin diye bir ifade yoktur...

Devamını Okuyun...

Kur'anı herkes anlayabilirmiş

Akıl etmekle ilgili âyetlerin hiç birinde, (Kur’anı anlamak veya dini hüküm çıkarmak için akıl edin diye bir ifade yoktur...

Devamını Okuyun...

19’cular ve Siccin

Fanatik Hristiyanlar Peygamber efendimiz 571’de doğduğu ve İstanbul 1453’te alındığı için, bu sayıların toplamı olan 13 sayısını uğursuz sayarlar...

Devamını Okuyun...

Dinimizde tevilin yeri

Dinimizde tevil vardır ve bazen zaruri olur. Mesela görülen, anlaşılan, meşhur olan manayı vermeyip başka mana verilmesi gereken âyetlere...

Devamını Okuyun...

Âyet ve hadisten delil göstermek

Yanlış olmaz, çünkü biz bir yazıya, delil olarak özellikle âyet-i kerime ve hadis-i şerif meali yazmıyoruz...

Devamını Okuyun...

Yetmiş iki sapık fırka nasıl ortaya çıktı?

Çelişki yok. Kendi görüşü ile tefsir etmek başka, âyetleri yanlış anlamak başkadır...

Devamını Okuyun...

Mezhebe göre tefsir

Çok çirkin bir suçlamadır. Müfessir, kelam-ı ilahiden, murad-ı ilahiyi anlayandır. Müfessir olmayan, Kur’an-ı kerimi tefsir edemez...

Devamını Okuyun...

Türkçe Kur'an yazılamaz mı?

Kur’an-ı kerimi, dili Arapça olanlar bile tam anlayamaz. Hatta ulemanın en büyükleri olan Eshab-ı kiram bile, âyetlerin manalarını...

Devamını Okuyun...

Kur’an-ı kerimi tercüme etmek

Kur'an-ı kerimin tefsiri ve tevili ancak ehli olan âlimler tarafından yapılır. Fakat kelime kelime tercümesi mümkün olmaz. ...

Devamını Okuyun...

Kur’an-ı kerim kim için indi?

İbni Sebeciler, münafıklar için inen âyetleri gösterip, Eshab-ı kirama saldırırlar. Mezhepsizler de...

Devamını Okuyun...

Rüzgâr eken

Baştan sapıtınca, raydan çıkınca, raya girmek kolay olmaz. (Allah ne diyor?) diyerek meal okuyup hüküm çıkarmak çok zararlıdır...

Devamını Okuyun...

Kur’ana mâna vermek

Hayır, Kur'an-ı kerimi okuyunca yanlış anlamak günah değildir. Anlaşılan yanlış mânaya inanmak günahtır...

Devamını Okuyun...

Âyeti farklı yorumlamak

Müctehid olmayan bir kimsenin, bir âyet-i kerimeye mânâ vermeye kalkması çok yanlıştır...

Devamını Okuyun...

Meal okumak niye zararlıdır?

Meal okumanın zararı, faydasından çok fazladır. Hattâ faydası zararının yanında solda sıfırdır...

Devamını Okuyun...

Tefsir nedir, müfessir kime denir?

Fıkhı bilmeden dine uymak mümkün olmaz. Çünkü dinin temeli fıkıhtır. İbni Âbidin hazretleri, (Fıkhı öğrenmek her Müslümana farz-ı ayndır)...

Devamını Okuyun...

Zina edenle evlenmek

Elbette, kâfir olur. Müşrik; kitapsız, dinsiz, ateist kâfir demektir. Böyle bir kâfirle evlenen Müslüman, kâfir olur...

Devamını Okuyun...