Meal okumak niye zararlıdır?

Meal okumak niye zararlıdır?

Sual: Meal okumak niye uygun değildir? Mealin hiç faydası yok mudur? Anadili Arapça olan, bizim mealden anladığımızı zaten anlıyor. Arapça bilmeyenin, meal okuyup, Arapça bilen Araplar kadar Kur’anı anlamasının ne sakıncası olur? Eğer meal okumak yanlışsa, Rusya, İslamiyet’e zararlı olan bir şeyi niye yasaklasın ki? Çağdaş bir meal yazılamaz mı?
CEVAP
Meal okumanın zararı, faydasından çok fazladır. Hattâ faydası zararının yanında solda sıfırdır. Merhum Nasreddin Hoca, (Bir damla bal için, bir çeki odun yenmez) diyor. Bir damla bal için, bir çeki odun yiyen ölmez, ama meal okuyup yanlış hüküm çıkaran imanını kaybedebilir. Tevbe etmezse, sonsuz Cehennemde kalır. Sonsuzun yanında milyonların, milyarın kıymeti olmaz.

Kur’an-ı kerimi anlamak, murad-ı ilahiyi anlamak demektir. Günümüzdeki meal anlayışı ise, yazarın, âyet-i kerimeden kendi anladığını bildirmesi demektir. Yani mealle, murad-ı ilahi öğrenilmiş olmaz, aksine o meali yazanın düşüncelerine esir olmuş oluruz. Kur’an mealini yazan yanlış yazmışsa, yazan da, okuyup kabul eden de küfre düşer. Kur'an-ı kerimi yanlış anlamak veya şüphe etmek imanı giderir. Mektubat-ı Rabbânî’deki hadis-i şerifte, (Kur'anı kendi görüşüne göre tefsir eden kâfir olur) buyuruldu. (Deylemî)

İşte bundan dolayı, Hazret-i Ebu Bekir Sıddık, peygamberlerden sonra insanların en üstünü olmasına rağmen, (Kur'an-ı kerimi kendi görüşümle tefsir edersem, beni hangi yer taşır, hangi gök gölgeler?) buyurmuştur. (Şir’a)

Muhammed Hâdimî hazretleri buyuruyor ki: Kur’an-ı kerime kendi görüşüne göre verdiği mânâ doğru olsa bile, meşru yoldan çıkarmadığı için, hata olur. Verdiği mânâ yanlışsa, kâfir olur. (Berîka)

Eğer herkes, Kur’an-ı kerimi doğru olarak anlasaydı, 72 sapık fırka ortaya çıkmaz, herkes doğru itikada sahip olur, Ehl-i sünnet itikadında olurdu. Herkes farklı anladığı ve farklı tercüme ettiği içindir ki, 72 sapık fırka meydana çıkmıştır. (Kur’an-ı kerim sağlam olduğu için, mealleri de sağlamdır) demek çok yanlıştır.

Hâlbuki 72 sapık fırkanın liderleri, âlim olmalarına rağmen, yanlış anlayıp sapıtınca, bizlerin ne hâle düşeceğimiz meydandadır.

Eğer doğru meal yazmak dine hizmet olsaydı, Osmanlı, çok meal yazardı. Hâlbuki Mızraklı İlmihâl gibi kitapları her tarafa yaymıştır. Meal yazmayan Osmanlı, İslam düşmanı mıydı? Meale karşı olmayı, Kur’ana karşı olmak gibi gösterenler, bu kadarını da düşünemiyorlar mı? Mübarek ceddimiz, âlim insanlardı. Onlar, dine hizmet etmeyi bilememişler de, meal yazanlar mı biliyor?

Arapça bilen de, Kur’an-ı kerimin mânâsını anlayamaz. Araplar özellikle Suudiler, yanlış anladıkları için (Allah Arş’ta oturuyor. Allah'ın eli var, gözü var) diyerek mahlûka benzetiyorlar. Hazret-i Âdem, Hazret-i Şit, Hazret-i İdris gibi peygamberleri inkâr ediyor, Ehl-i sünnete müşrik diyorlar. Böylece küfre giriyorlar. Bu inançtaki insanlara Vehhabî deniyor. Vehhabilerin kâfir oldukları Nimet-i İslam, Hülasat-ül-kelam fi beyani umerail beledil-haram, Firreddi alel-vehhabiyye, Ed-Dürer-üs-seniyye, Şevahid-ül-hak, Mirat-ül-Haremeyn, Tarih-i Vehhabiyan ve İslam Ahlakı gibi birçok muteber kitapta yazılıdır.

Bir Müslümana lazım olan âyetlerin mânâları, tefsirleri ilmihâl kitaplarında vardır. Yani bir Müslüman ilmihâl okumakla, açıklamasıyla birlikte Kur’an-ı kerim hakkında yeterli bilgiye sahip olur. Allahü teâlânın bize neleri emrettiğini, neleri yasakladığını öğrenir.

İlmihâl okumadan fıkhî hükümleri mealden kendimiz çıkarmaya kalkarsak, 72 sapık fırkanın âlimleri gibi, biz de, bu okyanusta boğuluruz. İmam-ı Şa'rânî hazretleri buyuruyor ki:
Namazların kaç rekât olduğunu, rükû ve secdede okunacak tesbihleri, bayram ve cenaze namazlarının nasıl kılınacağını, zekât nisabını, orucun ve haccın farzlarını, hukuk bilgilerini, Kur'an-ı kerimden anlamamız mümkün değildir. (Mizan-ül Kübra)

Bir örnek verelim: Abdestin farzı, Hanefî’de 4, Şâfiî’de 6, Mâlikî ve Hanbelî’de daha fazladır. Mealden bunları bile öğrenmemiz mümkün değilken, itikadî konuları öğrenmemiz nasıl mümkün olur? O hâlde mealden bir şey öğrenemeyeceksek niye okuyacağız?

Üstelik piyasada tam doğru bir meal de bulmak mümkün değildir. 1986’da İstanbul’da yapılan Kur'an Tercümeleri Sempozyumu’nda 1500’den fazla tercüme incelenmiş ve birbirini tutmayan hükümlerin bulunduğu görülmüştür. Herkes anlayışına göre meal yazdığı için, karşımıza korkunç bir manzara çıkmıştır. Biz, şimdi hangi meali okuyacağız? Her meal sahibi, (En doğrusu, bizim yazdığımız mealdir) diyor. Bir âyetin birkaç mânâsı olabiliyor. Bunlardan biri alınınca eksik kalıyor. Yani en doğru yazılanda bile eksiklik oluyor.

(Meal okumak yanlışsa, Rusya niye mealleri yasakladı?) deniyor. Yasaklanan şeyin mutlaka kıymetli olması mı lazım? Yanlış da olsa İslamiyet’ten bahsedilmesini istemiyor. Hem Ruslar, İslâmiyet'in doğrusunu, yani doğru olanın Ehl-i sünnet olduğunu nereden bilecek ki? Bilse zaten Müslüman olurlar. Rusya’da Şiîlik de, Vehhabilik de yayılmaya çalışılsa önlemeye çalışırlar. Niye (Şu akım sapıktır, bu yayılsın) diyecek? Mesela Türkiye’de, Hristiyan mezheplerinden Katoliklik, Protestanlık yayılmaya çalışılsa, (Bunlar zaten sapık, varsın yayılsın) mı diyeceğiz? Yahut biz bu mezheplerin yayılmasını önlemeye çalışsak, (Bak Müslümanlar bizim mezhebimizi önlemeye çalışıyor, o hâlde bizim mezhebimiz doğrudur) derlerse, böyle söylemeleri yanlış olmaz mı? Rusya’daki meal yasaklamalarına da bu gözle bakmalıdır.

Rusya’nın mealleri yasaklamaya çalışması, meal yazmanın doğru olduğunu asla göstermez. Belki de Rusya’da meal yazanlar Vehhabidir. Çünkü Vehhabiler, dünyanın her yerine, hattâ Türkiye’ye bile ücretsiz meal gönderiyorlar. Her ülkeden hac için gelenlere de veriyorlar. Vehhabiler, niye bir Ehl-i sünnet âliminin yazdığı bir ilmihâli değil de, Kur’andan kendi anladıklarını yaymaya çalışıyorlar? Elbette Ehl-i sünnetten koparmak için yapıyorlar. Kendilerine sorarsanız, (Sizi şirkten kurtarmaya çalışıyoruz) derler. Mealleri yayarak Vehhabiliğe yardımcı olmanın vebalini düşünmek lazımdır.

Asrın tefsiri veya Çağdaş meal adı altında kitapların yazılması daha tehlikelidir. Kur'an-ı kerimin emirleri, her asırdaki insan için aynıdır. Önceki asırlar için başka, sonraki asırlar için başka mânâsı yoktur. Her çağa, her asra göre değişik meal veya tefsir yazmak demek, dini her asırda bozmak demektir. (Çağdaş meal) veya (Çağdaş tefsir) isimli kitaplar, bu bakımdan çok tehlikelidir.

Meal ve tefsir okumak

Kur’an-ı kerimin tefsiri veya meali yazılabilir ve yazılmıştır. İslam âlimleri, bunu yasak etmemişlerdir. Fakat bunlar, Kur’an-ı kerimin belagatini taşıyamazlar. Murad-i ilahiyi bildiremezler. Kur’an-ı kerimin manasını ...

Devamını Okuyun...

Meal okumanın neticesi

Meal demek, Allah kelamı demek değildir. Meal yanlış olarak, tercüme anlamında kullanılıyor. Piyasadakiler tercümedir, çok az, birkaç kelime açıklaması oluyor. Onu da genelde kendi kafalarına göre yazıyorlar...

Devamını Okuyun...

Çağa göre tefsir olmaz

Tefsir, moda kitabı değildir. Her çağa, her asra göre değişik tefsir olmaz. Dinimiz eksik mi ki tamamlanacaktır? Yoksa fazlalık mı var ki çıkarılacak? Dinde eksiklik ve fazlalık olmadığı için değişik, yeni bir tefsire...

Devamını Okuyun...

Din nereden öğrenilir?

İslam’a, Kur’ana uymak, dini öğrenmek, meal ve tefsir okumakla değil, ancak hak olan bir mezhebe uymak ve bu mezhebe ait hükümleri öğrenmekle olur. Bir kimse, Kur’an-ı kerimden, tefsirden anladığına uyarsa...

Devamını Okuyun...

Kur’an-ı kerimi herkes anlayamaz

Kur’an-ı kerimi tam olarak yalnız Resulullah anlamıştır. Çünkü muhatabı Odur. Kur’an Ona gelmiştir. Ondan başkası tam anlayamaz...

Devamını Okuyun...

Anlayabilmeniz için Arapça indirdik

Hayır bildirilmiyor. Yusuf suresinin, (Anlayabilmeniz için, Kur’anı Arapça olarak indirdik) mealindeki ikinci âyet-i kerimesi, ...

Devamını Okuyun...

Kur’an-ı kerimi nasıl anlarız

Kur’an-ı kerimin hakiki manasını anlamak isteyen bir kimse, din âlimlerinin kelam ve fıkıh ve ahlak kitaplarını okumalı....

Devamını Okuyun...

Müteşabih âyet ve hadisler

Kur’an-ı kerimin hakiki manasını anlamak isteyen bir kimse, din âlimlerinin kelam ve fıkıh ve ahlak kitaplarını okumalı....

Devamını Okuyun...

Müteşabih âyet ve hadisler

Kur’an-ı kerimde manası açık olan âyetlere Muhkem âyetler, manası açık olmayan, tefsire, izaha muhtaç olanlara Müteşabih âyetler adı verilir...

Devamını Okuyun...

Meal Allah kelamı mıdır?

Allah kelamı olmadığı için namazda okunamaz. İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:..

Devamını Okuyun...

Kur’an-ı kerimdeki mecazlar

Her kelimenin belli bir manası vardır. Buna hakiki manası denir. Bir kelime, kendi hakiki manasında kullanılmayıp da, bir bağlantısı...

Devamını Okuyun...

Anlamadan Kur’an okumak

Kur'an-ı kerimi, lisanı Arapça olanlar bile anlayamaz; hatta evliyanın ve ulemanın en büyükleri olan Eshab-ı kiram bile...

Devamını Okuyun...

Siz hiç düşünmez misiniz?

Akıl etmekle ilgili âyetlerin hiç birinde, (Kur’anı anlamak veya dini hüküm çıkarmak için akıl edin diye bir ifade yoktur...

Devamını Okuyun...

Kur'anı herkes anlayabilirmiş

Akıl etmekle ilgili âyetlerin hiç birinde, (Kur’anı anlamak veya dini hüküm çıkarmak için akıl edin diye bir ifade yoktur...

Devamını Okuyun...

19’cular ve Siccin

Fanatik Hristiyanlar Peygamber efendimiz 571’de doğduğu ve İstanbul 1453’te alındığı için, bu sayıların toplamı olan 13 sayısını uğursuz sayarlar...

Devamını Okuyun...

Dinimizde tevilin yeri

Dinimizde tevil vardır ve bazen zaruri olur. Mesela görülen, anlaşılan, meşhur olan manayı vermeyip başka mana verilmesi gereken âyetlere...

Devamını Okuyun...

Âyet ve hadisten delil göstermek

Yanlış olmaz, çünkü biz bir yazıya, delil olarak özellikle âyet-i kerime ve hadis-i şerif meali yazmıyoruz...

Devamını Okuyun...

Yetmiş iki sapık fırka nasıl ortaya çıktı?

Çelişki yok. Kendi görüşü ile tefsir etmek başka, âyetleri yanlış anlamak başkadır...

Devamını Okuyun...

Mezhebe göre tefsir

Çok çirkin bir suçlamadır. Müfessir, kelam-ı ilahiden, murad-ı ilahiyi anlayandır. Müfessir olmayan, Kur’an-ı kerimi tefsir edemez...

Devamını Okuyun...

Türkçe Kur'an yazılamaz mı?

Kur’an-ı kerimi, dili Arapça olanlar bile tam anlayamaz. Hatta ulemanın en büyükleri olan Eshab-ı kiram bile, âyetlerin manalarını...

Devamını Okuyun...

Kur’an-ı kerimi tercüme etmek

Kur'an-ı kerimin tefsiri ve tevili ancak ehli olan âlimler tarafından yapılır. Fakat kelime kelime tercümesi mümkün olmaz. ...

Devamını Okuyun...

Kur’an-ı kerim kim için indi?

İbni Sebeciler, münafıklar için inen âyetleri gösterip, Eshab-ı kirama saldırırlar. Mezhepsizler de...

Devamını Okuyun...

Rüzgâr eken

Baştan sapıtınca, raydan çıkınca, raya girmek kolay olmaz. (Allah ne diyor?) diyerek meal okuyup hüküm çıkarmak çok zararlıdır...

Devamını Okuyun...

Kur’ana mâna vermek

Hayır, Kur'an-ı kerimi okuyunca yanlış anlamak günah değildir. Anlaşılan yanlış mânaya inanmak günahtır...

Devamını Okuyun...

Âyeti farklı yorumlamak

Müctehid olmayan bir kimsenin, bir âyet-i kerimeye mânâ vermeye kalkması çok yanlıştır...

Devamını Okuyun...

Meal okumak niye zararlıdır?

Meal okumanın zararı, faydasından çok fazladır. Hattâ faydası zararının yanında solda sıfırdır...

Devamını Okuyun...

Tefsir nedir, müfessir kime denir?

Fıkhı bilmeden dine uymak mümkün olmaz. Çünkü dinin temeli fıkıhtır. İbni Âbidin hazretleri, (Fıkhı öğrenmek her Müslümana farz-ı ayndır)...

Devamını Okuyun...

Zina edenle evlenmek

Elbette, kâfir olur. Müşrik; kitapsız, dinsiz, ateist kâfir demektir. Böyle bir kâfirle evlenen Müslüman, kâfir olur...

Devamını Okuyun...