Namazda niyeti kalble mi yapmalı yoksa dille mi?

Namazda niyeti kalble mi yapmalı yoksa dille mi?

CEVAP
Namaza başlarken niyetin nasıl olması gerektiği hakkında kitaplardaki bilgiler kısaca şöyledir:
Niyetin yeri kalbdir. Dille de söylenmesi iyidir. Dille söylenmezse bir şey gerekmez. (El Kâfi, Fetava-i Hindiyye)

Peygamber efendimizin namaza başlarken dille niyet ettiği bildirilmemiştir. Sahabe ve Tabiin’den de böyle bir şey bildirilmemiştir. Hılye’de dört mezhep imamından da, dille niyet edilebilir diye bir şey bildirilmemiştir. Niyeti dille yapmanın bid’at olduğunu bildiren âlimler vardır. Fetih sahibi bunu nakletmiştir. Hılye’de de, (Belki en uygunu, kalbi toparlamak için dille söylemek bid’at-i hasene olur) demiştir. (Redd-ül-muhtar)

Hanefi’de namaza dille niyet bid’attir, ancak vesveseden kurtulmak için caiz görülmüştür. (Mezahib-i erbea)

İmam-ı a’zam hazretlerinin fetvalarını bildiren El-ihtiyar kitabında, (Niyet, o namazın hangi namaz olduğunu kalben bilmektir. Bu işte dille söylemeye itibar edilmez) buyuruluyor.

Dürer ve gurer’de, (Hidaye’de bildirildiğine göre: Niyet, kalb ile hangi namazı kıldığını bilmektir. Dille söylemeye itibar edilmez. Kalbin hazır olması için dille de söylenmesi müstehabdır, iyi olur) buyuruluyor.

Halebi’de (Niyet kalbledir, dille de söylenmesi müstehabdır. Kalben niyet edip de, dille söylenmese mahzuru olmaz) buyuruluyor.

İslam âlimlerinin göz bebeği olan İmam-ı Rabbani hazretleri, Kâbil müftüsüne yazdığı bir mektubunda buyuruyor ki:
Âlimler, namaza başlarken, kalble niyet etmekle beraber, ağızla da söylemek müstehab olur demiştir. Halbuki, Resulullah efendimizin, Eshab-ı kiramın ve Tâbiin-i izâmın sözle niyet ettikleri, zayıf bir haberle dahi bildirilmemiştir. Ağızla niyet etmek bid’attir. Buna bid’at-i hasene diyorlar. Hâlbuki bu bid’at, yalnız sünneti yok etmekle kalmıyor, farzı da yok ediyor. Çünkü çok kimse, yalnız ağızla niyet ederek kalble niyet etmiyor. Resulullahın sünnetine bir şey katmamalı ve Onun Eshab-ı kiramına uymalıdır. (1/186)

İbni Âbidin
 hazretleri buyuruyor ki:
Niyet, yalnız kalble olur. Yalnız sözle niyet etmek bid’attir. Kalble niyet edenin, şüpheden, vesveseden kurtulmak için, sözle de niyet etmesi caizdir.

Niyet, kalble olur. Yalnız söylemekle niyet edilmiş olmaz. Kalble birlikte olmak şartıyla söyleyerek niyet etmek caiz olur da denildi. Kalble niyet, sözle niyete benzemezse, kalbdeki niyete bakılır. İbadetlerde niyetin sözle yapılacağını bildiren hiçbir hadis-i şerif ve haber mevcut değildir. Dört mezhebin imamları da bildirmemiştir. (İslam Ahlakı)

İbadetlere başlarken, yalnız ağızla söylemeye niyet denmez. Kalble niyet edilmezse, dört mezhepte de namaz sahih olmaz. Resulullahın ve Eshab-ı kiramın ve Tâbiinin ve hatta dört imamın ağızla niyet ettikleri işitilmemiştir. Hanefi’de, abdest alırken yüzü yıkarken, kalble niyet etmek sünnettir. [Ağızla da niyet etmek, sünnettir, müstehabdır ve bid’attir denildiği İbni Âbidin’de yazılıdır. Sünnettir veya bid’attir denilen bir şeyi yapmamak lazım olduğu, Berika, Hadika ve İbni Âbidin’de bildirilmektedir. Bunun için ağızla niyet etmemelidir.] (S. Ebediyye)

Sözün özü şudur ki, niyetin yeri kalbdir. Kalble niyet edenin, şüpheden kurtulmak için, sözle de niyet etmesi caizdir.

Mezhep taklidinde niyet
Sual: Maliki mezhebini taklit eden kişi namaza başlarken kalble mi niyet etmeli, yoksa dille de söylemeli mi?
CEVAP
Dört mezhepte de niyet kalble olur. Kalble niyet etmeyi beceremeyenin, dille de söylemesi caizdir.

Ne zaman niyet edilir?
Sual: Namaza başlarken niyet, eller kulaklara kaldırılırken mi yapılır?
CEVAP
O zaman da yapılır, eller kulaklara kadar kaldırılıp Allahü ekber demeden önce de yapılır.

Akşam namazının farzına birkaç niyet
Sual:
 Akşam namazının farzını yalnız veya cemaatle kılarken, tehıyyet-ül-mescid namazına da niyet edilebilir mi?
CEVAP
İbni Âbidîn "rahmetullahi teâlâ aleyh", (Tehıyyetülmescid) namazını anlatırken buyuruyor ki, (Öğlenin farzına dururken, hem farz, hem de sünneti olarak iki niyet yapılırsa, iki imama göre, yalnız farz kılınmış olur. İmâm-ı Muhammede göre ise, o namaz kabul olmaz. Çünkü, farz ile sünnet ayrı cinsten iki namazdırlar. [Bir namaz vaktinde, kılınan namazlar, ya vaktin farzıdır. Yahut bu farzdan başka, herhangi bir namazdır. Vaktin sünnetleri ve kaza namazları bu ikinci cinstendir. Hâlbuki, kaza namazı ile sünnet, aynı cinsten oldukları için, tek bir namaz iki niyet ile kılınır.] İki imama göre, kuvvetli olanı kılınmış olur. Hâlbuki, camiye girince kılınan herhangi bir namaz, tehıyyetülmescid yerine de geçtiği için, farz kılarken tehıyye-tül mescid olarak da, ayrıca niyet etmek, imâm-ı Muhammede göre de câiz olur. Yalnız farza niyet edince de, bu iki namaz birlikte kılınmış olur). Vaktin farzı ile sünnet, başka namaz iseler de, sünnet, farzdan başka kılınan namaz demek olduğu için, sünnetin kazaya benzerliği tehıyyetülmescid namazının farza benzerliği gibidir. (Tam İlmihal Seâdet-i Ebediyye)

Vakit, kıble ve niyet
Sual:
 Namaza niyet ederken, kıble yönünü ve vaktin girdiğini düşünmeli midir?
CEVAP
Kıbleye döndüğümüzü biliyorsak mesele yok. Yani seccadeyi başka tarafa sermiş olsalar, böyle serilmeyecekti diyebiliyorsak kıbleye dönmüş sayılırız. Vaktin girdiğini de bilmek gerekir.

Niyette kalbe itibar edilir
Sual:
 Öğle namazını kılarken, ikindi namazına diye niyet edilse namaz sahih olur mu?
CEVAP
Hangi namazı kıldığını bilmek ve ona göre niyet etmek farzdır. Öğle namazını kılarken ikindi namazına niyet edilirse namaz sahih olmaz. Niyet kalble olur. Bir kimse, öğleyi kılmaya başlarken, kalble öğlenin farzını kıldığını bilse, fakat dille ikindi dese kalbe itibar edilir, dile itibar edilmez. Böyle niyetle kılınan namaz sahih olur.

Niyet etmenin önemi
Sual:
 Deniyor ki:
“Gün, imsak vaktinden sonra başlar. Onun için imsak vaktinden önce oruca niyet ederken, yarınki oruca diye niyet edilir. İmsak vakti geçince niyet ederken bugünkü oruca diye niyet edilir. Bu bakımdan bir kimse imsak vaktinden önce, önümüzdeki günü kastederek bugünkü oruca diye niyet etse, niyeti sahih olmaz. Hatta imsak vaktinden sonra oruca diye niyet etse hangi günü kast ettiğini bildirmediği için orucu yine sahih olmaz. Bunun gibi, bir kimse öğle namazını kılarken, bugünkü öğle demezse, sadece öğle namazına diye niyet etse hangi günkü öğleyi kıldığını bildirmediği için namazı sahih olmaz.”
Bu denilenler doğru mu? Bir kimse, imsak vaktinden önce veya sonra oruca diye niyet etse bugünkü veya yarınki demese orucu sahih olmaz mı? Öğleyi veya başka vakti kılarken bugünkü diye belirtmezse niyeti sahih olmaz mı?
CEVAP
Günün tarifi doğru, diğerleri hep yanlıştır. Fıkıh kitaplarında açıklanıyor. Oruca demekle, niyet sahih olmuş olur. Çünkü o orucun ramazan orucu olduğunu biliyor, hangi gün tutacağını da biliyor. Onun için, yanlışlıkla bugün diyeceğine yarın dese veya gece niyet ederken, yarın demesi gerekirken bugün dese yine orucu sahih olur.

Hiçbir namazda, bugünkü demek şart değildir. Çünkü bugünkü namazı kıldığını bilmektedir. Bugünkü demese de niyeti sahihtir.

Bir kimse, öğle vakti, öğle namazına niyet ederken, diliyle, bugünkü ikindi namazına diye niyet etse, kalbiyle de öğle olduğunu bilse, öğleyi kılmaya niyet etse, öğle için niyet etmiş sayılır, dille söylediğine itibar edilmez. Tersine, öğleyi kılmaya başlarken, ikindi zannetse; fakat diliyle de bugünkü öğleye diye niyet etse, namazı sahih olmaz. Kalben yaptığı geçerlidir.

Bunun gibi namaz kılarken kıbleye dönmek, kıblenin Kâbe olduğunu bilmek şarttır. Ancak namaza niyet ederken bunları söylemek şart değildir. Yani döndüm kıbleye, kıblem Kâbe demek şart değildir. Çünkü Müslüman kıblesinin Kâbe olduğunu bilir. Seccadesi Kıbleye doğru değilse düzeltir. Hiç araştırmadan durursa Kıbleye isabet etse bile namazı sahih olmaz. Kıbleye döndüğünü söylemesi gerekmez. Demek ki bugünkü oruca, bugünkü öğleyi kılmaya, döndüm kıbleye demek şart değildir. (Redd-ül-muhtar, Dürer ve gurer)

Ağızla niyet
Sual:
 Tam İlmihal’de, namazda niyet bahsinde, (Resulullahın, Eshab-ı kiramın, Tabiinin, hatta dört imamın ağızla niyet ettikleri işitilmemiştir) dendiği halde, Şafii’de ve Hanbeli’de, ağızla niyet etmenin sünnet olduğu da bildiriliyor. İmam-ı Şafii ve İmam-ı Ahmed bin Hanbel de ağızla niyet etmediğine göre, bu iki mezhepte, ağızla niyet etmek nasıl sünnet oluyor?
CEVAP
Bu, o iki mezhepte müctehid olan âlimlerin tercih edilen kavlidir. Herkes mezhebinin tercih edilen kavline uymalıdır.

Birkaç niyetle namaz
Sual: 
Bir namazı kılarken, iki veya daha fazla niyet edilebilen durumlar hangileridir?
CEVAP
Caiz olan ve olmayan niyetler vardır.

Caiz olmayan niyetler şunlardır: Bir kimse, vaktin farzını kılarken, vaktin sünnetine de niyet edemez. Ederse, sadece farz kılınmış olur, sünnet kılınmış olmaz. Vaktin sünnetini veya farzını kılarken, adak namaza da niyet edilmez.

Caiz olan niyetler şunlardır: Vaktin sünneti kılınırken, kazaya kalmış bir farza niyet edilebilir. Camiye girilince vaktin sünnetiyle, Tehıyyet-ül-mescid namazına da niyet edilebilir. Yeni abdest almışsa, Sübhanamazına da niyet edilebilir. Bu namazlar kuşluk vaktinde kılınıyorsa, Kuşluk namazına da niyet edilebilir. Sefere çıkılıyorsa Tehıyyet-ül-menzil namazına da niyet edilebilir. Bunların hepsine birden aynı anda niyet edilir. Bunların hiçbirine niyet edilmese de, yine bu namazların sevabına kavuşur, fakat niyet edilince, ayrıca niyet sevabı da hâsıl olur. (İslam Ahlâkı)

Namazda çok niyet
Sual:
 İslam Fıkhı Ansiklopedisi’nde, bir namaz kılarken birçok nafileye niyet edilebileceği yazılıymış. Böyle bir şey mümkün müdür?
CEVAP
Evet, o ansiklopedinin, (Nâfile namazda birden çok maksat) başlığı altında deniyor ki:
Kuşluk vaktinde, abdest alan biri, iki rekât abdeste şükür namazına, aynı anda kuşluk namazına niyet etse, ikisini birden kılmış olur mu? Fıkıh kitaplarındaki ifadelere göre, niyet edilmiş olması hâlinde, bir nâfile namaz, birden çok nâfile namaz yerine geçebilir. Nur-ül-izahşerhinde, mescidi selâmlama namazı (tehıyyat-ül-mescid) kılacağı bir farz namazla, hattâ Zeylanî ve Kasânî’nin bildirdiğine göre, herhangi bir namazla yerine getirilmiş olur. (58 Tahtavi 320; Molla Hüsrev, Dürer I/116 (Şernblâlî hâşiyesi); Nemenkânî I/146) Tahtâvî Miskât şerhinden naklen, (Abdest aldıktan sonra, bir farz kılmış olsa, bununla abdest şükrü namazı da, yerine getirilmiş olur) der. (59 Tahtavî 321; M. Zihni Efendi 404) Nâfilenin yerine geçecek namazın farz olması da şart değildir. (Dürer hâşiyesi) I/79; Âbidin N/18-19 İbni Nüceym de niyet bahsini işlerken, (İki nafileye birden niyet edilirse, ikisi birden ödenmiş olur) der. (60 b) (İslam Fıkhı Ansiklopedisi)

Namazda niyet
Sual: 
Namaz kılarken edilen niyet geçerli olur mu? Mesela oruç tutmaya veya seferi yahut mukim olmaya niyet edilse, geçerli olur mu?
CEVAP
Evet, geçerli olur. Niyet zaten kalble olur.

Namaza nasıl niyet edilir?
Sual: Herhangi bir namaza niyet ederken, o namazın ismini, vaktini, rekat sayısını söylemek gerekir mi?

Cevap: Namaza niyet etmek demek, namazın ismini, vaktini, kıbleyi, imama uymayı, kalbinden geçirip, kılmayı tercih etmek demektir. Yalnız ilim, yani ne yapacağını bilmek niyet olmaz. Şâfiî mezhebinde, namazın rükünlerini de hatırlamak lazımdır. İftitah tekbirinden sonra edilen niyet, sahih olmaz ve o namaz, kabul olmaz. Farzlarda ve vaciblerde niyet ederken, hangi farz ve hangi vacib olduğunu bilmek lazımdır. Mesela “Bugünkü öğleyi kılmaya” diye, farzın ismini bilmek veya “Vaktin farzı” demek lazımdır. Bayram, vitir ve nezir, adak namazlarını kılarken, bunların vacib olduklarını ve isimlerini düşünmek lazımdır. Rekat sayısını niyet lazım değildir. Sünnet kılarken “Namaza” niyet etmek kafidir. Cenaze namazına; “Allahü teâlâ için namaza, meyyit için duaya” diye niyet edilir.

İbadetlerde niyet kalp iledir
Sual: Namaz, oruç, hac gibi ibadetleri yaparken, niyeti, ağız ile mi, yoksa sadece kalp ile mi yapmalıdır?

Cevap: İbadetler yapılırken, yalnız ağız ile söylemeye niyet denmez. Kalb ile niyet edilmezse, dört mezhepte de namaz sahih olmaz. Resulullah efendimizin, Eshab-ı kiramın, Tabiînin ve hatta dört mezhep imamının ağız ile niyet ettikleri işitilmemiştir. İmam-ı Rabbânî hazretleri, 1. cildin 186. mektubunda buyuruyor ki:
“Niyet kalp ile olur. Ağız ile niyet etmek bidattir. Bu bidate, hasene demişlerdir. Halbuki bu bidat, yalnız sünneti yok etmekle kalmıyor, farzı da yok ediyor. Çünkü, çok kimse, yalnız ağız ile niyet ederek, kalp ile niyet etmiyor. Böylece, namazın farzlarından biri olan kalp ile niyet yapılmıyor, namaz kabul olmuyor. Bu fakir, hiçbir bidati, hasene olarak bilmiyorum, hiçbir bidatte güzellik görmüyorum.”

Ağız ile niyet etmek, Şâfiî ve Hanbeli mezhebinde sünnettir. İbni Âbidîn hazretleri buyuruyor ki:
“Namaza başlarken niyet etmenin farz olduğu söz birliği ile bildirildi. Niyet yalnız kalp ile olur. Yalnız ağız ile söylemek bidattir. Kalp ile niyet edenin, şüpheden, vesveseden kurtulmak için, söz ile de niyet etmesi caiz olur.”

Sual: Bir kimse, öğle namazının ilk sünnetini kılarken, öğleninfarzı diye niyet etse, bu kıldığı öğlenin farzı  olur?
Cevap: Bir kimse, öğle namazının ilk sünnetini kılarken öğlenin farzı diye niyet ederse, öğlenin farzını kılmış olur. Bundan sonra kıldığı farz ise, nafile olur.

Sual: Namaza niyet etmek denilince ne anlamalıyız?
Cevap: Namaza niyet etmek demek, ismini, vaktini, kıbleyi, imama uymayı irade etmek, kalbinden geçirip, kılmayı tercih etmek demektir.

Sual: Bir kimse, cemaatle namaz kılarken, imamın Ahmet olduğunu zannederek uydum Ahmet’e dese, sonra da imamın başkası olduğu anlaşılsa, bu kimsenin namazı kabul olur mu?
Cevap:
 Bir kimse, farz namaz için hazır olan imama uymaya diye niyet etse ve bunun Ahmet olduğunu sansa, halbuki imam başkası ise, bu kimsenin namazı kabul olur. Fakat, hazır olan imama diye değil de Ahmet’e uymaya diye niyet etse, imam da başka birisi ise, bununla kıldığı namaz kabul olmaz.

Sual: Bir kimse, abdestli olduğunu zannederek namaz kılsa, bu kıldığı namazdan da sevap alır mı?
Cevap:
 Konu ile alakalı olarak Eşbâhda deniyor ki:
“Bir ibadette sevap hasıl olması için, yalnız bu ibadetin sahih olması şart değildir. Halis niyet edilmesi de şarttır. Halis niyet ederek yapılan bir ibadet, bilmeyerek fasit olursa, sahih olmaz. Fakat niyet edildiği için, çok sevap hasıl olur. Mesela, abdestli olduğunu zannederek, abdestsiz kılınan namaz sahih olmaz. Fakat, niyetine karşılık çok sevap verilir. Necis, pis olduğunu bilmediği suyu, temiz zannederek, bununla abdest alıp kılınan namazın şartı noksan olduğu için sahih olmaz ise de, niyet mevcut olduğu için sevap verilir. Şartlarına uygun olduğu için sahih olan bir namaz, riya, gösteriş için kılınırsa, sevap hasıl olmaz.”

 

Sünnet üzere nasıl gusledilir?

Gusletmek çok kolaydır. Ağzını ve burnunu suyla yıkayıp, denize veya göle girip çıkan yahut duş altında bütün vücudunu...

Devamını Okuyun...

Sünnet üzere gusletmek

1- Ağzın içini yıkamak,
2- Burnun içini yıkamak,
3- bedenin her yerini yıkama...

Devamını Okuyun...

Guslü geciktirmek

Yatsı namazını kıldıktan sonra cünüp olanın sabah namazına kadar guslünü tehir etmesi caizse de hemen yıkanması...

Devamını Okuyun...

Cünüp neler yapamaz

Cünüp kimse, Besmele çeker, dua okur, la ilahe illallah diyerek zikir çeker, salevat okur. Hatta Fatiha...

Devamını Okuyun...

Guslü gerektiren ve gerektirmeyen hâller

Guslü gerektiren haller şunlardır: Hayz veya lohusalık hali bitince yahut cünüp olunca gusletmek farzdır...

Devamını Okuyun...

Hasta veya yaralı olanın guslü

Abdest uzuvlarından [organlarından] hepsinin yarıdan çoğu veya dört abdest uzvundan ikisi sağlamsa, abdest alıp, yaralı...

Devamını Okuyun...

Gusül için teyemmüm

Şehirde su bulamamak özür olmaz. Memba suyu alıp yine tuvalette falan yıkanılır. Teyemmüm için özür olmaz...

Devamını Okuyun...

Gusülden sonra meni gelirse

Dört mezhebe göre de bildirelim: Şehvet ile yerinden ayrılan meni, idrar yolunda kalıp, dışarı çıkmazsa, gusül lazım olmaz...

Devamını Okuyun...

Cuma günü gusletmek

Hadis-i şerifleri, müctehid âlimlerin açıklaması olmadan okumak yanlışlıklara sebep olur. Cuma günü gusletmek müekked sünnettir...

Devamını Okuyun...

Gusülden önce abdest almak

Nakle itibar etmeden sırf akılla din olmaz. Gusletmeden önce abdest alın diyenler akılsız mı oluyor...

Devamını Okuyun...

Gusül suyundaki necaset

Önce genel bir bilgi verelim. Yüzeyi 23 metrekareden küçük olan havuza küçük havuz denir...

Devamını Okuyun...

Bir yerini yıkamayı unutan

Tam İlmihal Seâdet-i Ebediyye’de buyruluyor ki; Ağzını veya başka yerini yıkamağı unutup, namaz kılsa...

Devamını Okuyun...

Örülü saçı çözmeli mi?

Abdestte; örgülerini çözmeden saçlarını mesh edebilir. Sarkan saçlar mesh edilmez. Gusülde; saçları örgülü kadının, yalnız saç diplerini ıslatması farzdır. Örgülü saçın dipleri ıslatılabilirse...

Devamını Okuyun...

Gusle ve abdeste mani olanlar

Maddeler halinde bildirelim: Burundaki kuru kir altına ve dişlerin arasında ve diş çukurunda bulunan yemek artıklarının altına su geçmezse...

Devamını Okuyun...

Gusülle ilgili çeşitli bilgiler

1- Cünüp iken hanımla beraber olmak günah değildir, caizdir. Abdestli olmak iyi olur. 2- Tuvalette gusletmekte mahzur yoktur. Banyoya sağ ayakla girilir. 3- Şafii’de, abdest alırken tertip farzdır...

Devamını Okuyun...

Fıkıh kitapları ve gusül

Fıkıh kitaplarındaki ifadeler şöyledir: Dişler arasında yemek artığı kalıp, altı yıkanamazsa, gusül caiz olur...

Devamını Okuyun...

Diş dolgusu ve zaruret

Bir arkadaş, diş dolgusunun zaruret olmadığını, yaradaki sargıya benzetilemeyeceğini, çünkü diğer hak mezheplerden ikisinde çıkış yolu bulunduğunu söyleyerek şöyle diyor...

Devamını Okuyun...

Dişler mesh edilmez

Dişin dışına sakız yapışsa, altına su geçmezse gusül caiz olmaz. Dolgu da sakız gibidir, dişe su geçirmez...

Devamını Okuyun...

Dört mezhep sözde mi hak?

Bazıları mezhep taklidine akıl erdiremiyor. Bir gün bunlardan birine dedim ki, 4 mezhep hak mı...

Devamını Okuyun...

Diş dolgusuyla ilgili çeşitli sorular

Maliki’nin bu husustaki farzlarına uyar, müfsitlerinden yani o ibadeti bozan durumlardan kaçar. Sadece gusülde değil...

Devamını Okuyun...

Maliki mezhebini taklit

El-fıkhu alel-mezâhib-il-erbe'a’da diyor ki: “Maliki mezhebinde, seferde, şiddetli yağmurda, karanlıkta, çamurlu gecelerde, Arafât ve Müzdelifede...

Devamını Okuyun...

Hayz ilmi

Evet, kadın erkek her Müslümanın, ilmihâl bilgilerini öğrenmesi farzdır. Bunun için kocası kadına öğretmeli, kendisi bilmiyorsa...

Devamını Okuyun...

Hayzın [Âdetin] Değişmesi

Kaide [kural]: Âdet zamanı belli olan, mesela 5 gün olan kadın, bir kere, başka sayıda, mesela 7 gün sahih kan görünce âdeti 7 gün olarak değişmiş olur...

Devamını Okuyun...

Nifas kanları

Nifas, doğumdan sonra gelen kan demektir. Elleri, ayakları, başı belli olan düşükte gelen kan da nifastır. Nifas zamanının azı yoktur...

Devamını Okuyun...

Maliki’de Hayz ve Nifas

Hayzın en azı yoktur. Bir damla gelse de hayz kabul edilir. En fazlası ise 15 gündür. 15 günden fazla gelirse istihaza [özür] olur. [Hanefi’de hayzın en azı 3, en fazlası 10 gündür...

Devamını Okuyun...

Şafii’de Hayz ve Nifas

Hayzın en azı 1 gün, en fazlası ise 15 gündür. 15 günden fazla gelirse istihaza [özür] olur. Temizlik süresi 15 gündür. 15 gün geçmeden kan gelirse, bu hayz değildir, istihazadır...

Devamını Okuyun...

Hanbeli’de Hayz ve Nifas

Hayzın en azı 1 gün, en fazlası ise 15 gündür. 15 günden fazla gelirse istihaza [özür] olur. İkinci hayzın olabilmesi için, aradan en az 13 gün geçmesi gerekir. 13 gün geçmeden kan gelirse, bu hayz değildir, istihazadır...

Devamını Okuyun...

Hayzla ilgili sual ve cevaplar

Bir kadın, gece temiz yatıp, uyanınca, çamaşırında kan görse, hayzı ne zaman başlar? Gördüğü andan itibaren hayzı başlamış sayılır. İsterse hayzı gece başlamış olsun fark etmez...

Devamını Okuyun...

Maliki’yi taklit ile ilgili sualler

Maliki’yi taklit eden bir kadının hayzı, her zaman 10 gün iken 13gün devam etse, on günden sonra, orucunu tutup namazını kılması gerekir mi? 10 günden sonra 13 güne kadar hayz devam ederse...

Devamını Okuyun...

Nifas ile ilgili sual ve cevaplar

Çocuk doğmadan önce, kan geliyor. Bu kan nifas mı istihaza mıdır? Çocuk doğmadan veya gövdesi görünmeden gelen kan istihazadır. Namaz vaktinin sonu ise, istihazalı yani özürlü olarak hemen namazı kılmalıdır...

Devamını Okuyun...

İddet ile ilgili sual ve cevaplar

Hayzlı iken boşanan kadın, kaç ay sonra başkası ile evlenebilir? Hayz [ve nifas] zamanında boşamak bid'attir, haramdır. Ama yine boşamak sahihtir. Boşanmanın gerçekleştiği hayzdan değil, ondan sonra gelecek...

Devamını Okuyun...

Ay hâlini kocadan gizlemek

Evet, her ikisi de günahtır. Kadın, ay hâlini kocası sorunca, bildirmezse, büyük günah olur. Peygamber efendimiz. Ay hâlinin [hayzının] başladığını ve bittiğini kocasından saklayan kadın...

Devamını Okuyun...

Lohusalık döneminde dışarı çıkılmaz mı?

Bir şeyin tıbben zararı varsa dinen de zararı var demektir. Çünkü dinimizde tıp İslamiyet’in bir şubesidir, bir koludur. Doyduktan sonra yemek yemek niye mahzurlu olsun...

Devamını Okuyun...

Hayzla ilgili yanlış bilgilerk

İnternette dolaşan şu bilgiler yanlış değil mi? Hanefi mezhebine göre, 55 yaşın üstündeki kadınlardan gelen kan, koyu ve siyah ise âdet kanıdır, diğer renklerde ise âdet kanı değildir. İki ay üst üste aynı sayıda kan görmekle düzgün âdet oluşur...

Devamını Okuyun...

Hayızla ilgili sual sorarken

Buna ve hayzla ilgili bütün suallere cevap verebilmek için, bundan bir önceki ay veya birkaç ay önce, kaç gün temiz kalındığını, kaç gün hayz olduğunu bildirmeniz şarttır. Mesela geçen ay 23 gün temiz...

Devamını Okuyun...

Çeşitli sual ve cevaplar

Kürtajdan sonra gelen kan, istihazadır. Düşüğün herhangi bir uzvu, mesela parmağı, tırnağı belli ise, bütün çocuk doğurmuş gibi olur. Gelen kan nifas olur. Eğer hiç bir yeri belli değilse, nifas olmaz...

Devamını Okuyun...

Hayz ve Nifaslıya yasak olanlar

Namaz kılamaz. Hadis-i şerifte de, (Hayzlı kadın namaz kılamaz)buyuruldu. (Buhari, Müslim, Ebu Davud) Oruç tutamaz. [Hazret-i Âişe validemizin naklettiği hadis-i şerifte, hayzlı iken tutulamayan oruçların kaza edileceği, kılınamayan namazların...

Devamını Okuyun...

Hayz ve Nifaslıya serbest olanlar

Yasak edilenlerin dışında her şey yapabilir. Mesela şunları yapar: 1- Hayzlı kadın, Besmele, salevat-ı şerife, kelime-i tevhid, istigfar ve bütün duaları okuyabilir, tesbih çeker, zikreder. Fâtiha, Rabbenâ...

Devamını Okuyun...

Hayzı düzensiz olanın namazı

Kız ilk olarak ve kadın âdetinden en az 15 gün sonra, kan görmeye başlasa, namazı ve orucu bırakır. Eğer, 3 gün olmadan kesilse, namazın son vaktine [o namazı kılacak] kadar bekler, abdest alıp...

Devamını Okuyun...

Ramazanda hayzlının durumu

Ramazanda imsak vaktinden sonra, hayzı kesilse, o gün oruçlu gibi durur. İmsak vaktinden sonra hayz gören, o gün gizli yiyip içer. Her iki durumda da o günkü orucunu sonra kaza eder. Vakit içinde...

Devamını Okuyun...

Hayız bitince gusletmek

Hanefi’de caiz, diğer üç mezhepte caiz değildir. (Mizan-ül kübra) Hayız kanı, on günden önce kesilince, [on güne kadar kan gelme ihtimali olduğundan], gusletmedikçe veya tam bir namaz vakti geçmedikçe vaty caiz olmaz...

Devamını Okuyun...

Güzel abdest nasıl alınır?

Önce güzel abdest almanın faziletini bildirelim. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Abdeste devam et ve güzel abdest al ki, ömrün uzasın.) [Harâiti] (Güzel abdest alıp camiye giren Allah’ın misafiri olur. Allahü teâlâ da misafirine mutlaka ikram eder...

Devamını Okuyun...

Abdestli durmanın fazileti

Abdestli bulunmanın fazileti çoktur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Abdestli bulunan oruç tutan gibidir.) [Deylemi] (Güzelce alınan abdest, imanın yarısıdır.) [İbni Hibban] (Abdest alanın, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi günahları dökülür...

Devamını Okuyun...

Abdestin farzları

Hanefî mezhebinde: Yüzü yıkamak, İki kolu yıkamak [Eller kola dâhildir], Başın en az dörtte birini mesh etmek, İki ayağı yıkamak. Mâlikî mezhebinde: Niyet, Yüzü yıkamak, İki kolu yıkamak, Başın tamamını mesh etmek, İki ayağı yıkamak...

Devamını Okuyun...

Abdestin sünnetleri

Bazıları şunlardır: Abdeste başlarken, Besmele okumak. Elleri, bilekleri ile beraber, üç kere yıkamak. Ağzı, ayrı ayrı su ile, üç kere yıkamak. Burnu, ayrı ayrı su ile, üç kere yıkamak...

Devamını Okuyun...

Abdestin edepleri (müstehabları)

Edep, burada yapılması sevab olup, yapılmazsa hiç günah olmayan şeyler demektir. Hâlbuki sünneti yapmak sevab olup, yapmamak, tenzihi mekruhtur. Abdestin edeplerinden, bazıları şunlardır: Abdesti, namaz vakti girmeden önce almak...

Devamını Okuyun...

Abdestin mekruhları

Şunlardır: Ayaklarını yıkarken kıbleye doğru uzatmak. Abdest alırken avret yerini açmaktır. Suyu israf etmek, çok kullanmak. Suyu yeterinden az, yağ sürer gibi az kullanmak...

Devamını Okuyun...

Abdesti bozan şeyler

Vücuttan çıkan gaita, idrar, kan, ağız dolusu kusmak, arkasını bir şeye dayayıp uyumak, namaz içinde sesli gülmek, bayılmak, deli olmak, sarhoş olmak ve imanını gideren...

Devamını Okuyun...

Abdestsiz namaz kılmak

Elbette kılınmaz. Abdest, namazın şartlarındandır. Abdestin farzları, sünnetleri, edepleri ve yasak olan şeyleri vardır. Abdestsiz olduğunu bilerek, zaruretsiz namaz kılan kâfir olur. Abdesti yok sanmak...

Devamını Okuyun...

Abdest ve sular

Deniz suyu temizdir. İçilebilir de. Fakat tuzlu olduğu için içilmiyor diye, "abdest alınmaz, gusledilmez" şeklinde bir kaide yoktur. Necis olduğu için içilmeyen bir su ile abdest alınmaz...

Devamını Okuyun...

Misvakın önemi

Bugün, modern tıbbın diş sağlığı konusunda ortaya koymaya yeni başladığı tedavi usullerini, İslamiyet 14 asır önce öğretmiştir. Diş sağlığına büyük bir fayda temin eden misvak, gayet basit...

Devamını Okuyun...

Abdest duaları

Abdest alırken, dua okumak veya her uzvu yıkarken kelime-i şehadet getirmek müstehabdır. Arapçasını bilmeyen Türkçesini okur. Abdest duaları şöyledir: Abdeste başlarken şu dua okunur...

Devamını Okuyun...

Abdestte şüphe ne demek

Daha sonra bozulmadığını hatırlarsa Maliki’de de bozulmamış olur. Hanefi’de, abdest aldığını bilip, sonra bozulduğunda şüphe ederse, abdesti var kabul edilir. Abdesti bozulduğunu bilip, sonra abdest aldığında şüphe ederse...

Devamını Okuyun...

Hasta veya yaralı olanın abdesti

Abdest alması veya aldırtılması mümkün değilse, teyemmüm eder, namazlarını ima ile kılar. (Merakıl-felah) Kesilen yeri yıkar. Ayağı topuk kemiğinden kesik olan, kesilen yeri abdestte yıkaması gerekir mi? Evet...

Devamını Okuyun...

Abdestle ilgili çeşitli sorular

Abdest, Mekke’de [Miracda] namaz ile birlikte farz oldu. Hatta, evvelki ümmetlere de farz idi. Miracdan önce, Eshab-ı kiram da abdestle namaz kılardı. Kıyamete kadar, ümmetin ihtilafa düşmemesi için, Maide suresinde emredilerek önemi bildirildi...

Devamını Okuyun...

Yel abdesti bozar

Dört mezhepte de yellenmek abdesti bozar. (Mezahib-i Erbea) Bu konuda hadis-i şerifler de vardır. Birkaçı şöyledir: (Namaz kılarken yellenen namazdan çıkıp abdest alsın, namazı da iade etsin.) [Tirmizi, Nesai, Ebu Davud...

Devamını Okuyun...

Mest üzerine mesh

Elbette caizdir. Peygamber efendimiz, mübarek ayaklarına mest giymiş ve nasıl mesh yapılacağını göstermiştir. Kur'an-ı kerimde namazların nasıl kılınacağı gibi birçok husus yoktur. Peygamber efendimizin...

Devamını Okuyun...

Özür sahibi olmak

Abdesti bozan bir şeyin bedenden çıkması, devamlı olursa, buna özür denir. İdrar, iç sürmesi, yel kaçırmak, burun kanaması ve yaradan kan, sarı su akması, ağrıdan, şişten dolayı gözyaşı akması devamlı...

Devamını Okuyun...

Teyemmüm

Abdest almak veya gusletmek için, su bulunmazsa veya su olduğu halde kullanılması mümkün olmayan durumlarda, temiz toprak, kum, kireç ve taş gibi toprak cinsinden temiz bir şey ile Hanefi’de vakit girmeden önce de...

Devamını Okuyun...

Tuvalet adabı

Tuvalete girerken Euzü Besmele çekilip, (Allahümme innî eûzü bike minel hubsi vel habâis) duası okunur. Tuvalete girerken elinde, Allahü teâlânın ismi ve Kur’an-ı kerim yazılı bir şey bulunmamalı. Cepte veya kapalı olursa mahzuru olmaz...

Devamını Okuyun...