Tavşan, Yahudi ve Hurufiler

Hurufiler diyor ki: Tırnaklı hayvanlar haram olduğu için, tavşan da haramdır. Tevratta da haram olduğu için yenmez.

CEVAP
Tavşan yemek helaldir. Çünkü, Peygamber efendimize tavşan eti kebabı hediye getirdiler. Eshabına, (Bunu yiyin) buyurdu. (Mecma’ul-enhür, Bedayı)

Tevrat’ta tavşan yenilmez, dediği için, yenilmez demek yanlıştır. Müslümanlar her işlerinde Kur'an-ı kerime ve Peygamber efendimizin emrine uyar. Tevrat’a uymaz. Tevrat’a uymamız emredilmedi. Kur’an-ı kerim, Tevrat’ın çok emirlerini nesh etmiş, yürürlükten kaldırmıştır. Hem de bugün, doğru Tevrat hiçbir yerde yoktur, tahrif edilmiş Tevrat’ı ölçü kabul ediyorlar. Yahudilerin uydurduğu Tevratlara bakarak tavşan yenmez demek, Müslümana yakışır mı? Fakat, Yemenli Abdullah bin Sebe Yahudisinin yolunda olan hurufiler, onun gibi, Tevrat’ı ölçü alıyorlar. 

Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Sizde bulunan Tevrat’ı, Allah’ın birliğinde ve azap ve sevap ve iman bilgilerinde doğrulayan Kur’ana inanın!) [Bekara 41]

(O Kur’an haktır. O zamanda bulunan Tevrat’ı tasdik eder.)
[Bekara 91]

(Kur’anı hak olarak indirdik. Daha önceki kitapları tasdik edicidir.)
[Maide 48] 

İmam-ı Beydavi hazretleri buyuruyor ki: 
Bu âyetlerdeki, Kur’an-ı kerimin Tevrat’ı tasdik etmesi demek, Kur’an-ı kerimin, Tevrat’ın haber verdiği kitap olduğunu bildirmektir

Allahü teâlâ, Hazret-i İsa’nın sözlerini bildirerek buyuruyor ki: 
(Benden önce Tevrat’ta bildirilmiş olanları tasdik edici geldim. Size haram edilmiş olanları helal etmek için geldim.) [Al-i İmran 50]

Bu âyet-i kerime açıkça gösteriyor ki, Hazret-i İsa’nın İncili, Hazret-i Musa’nın Tevrat’ını hem tasdik etmekte, hem de, ondaki haramlardan bazılarını helal yapmaktadır. İşte bunun gibi Kur’an-ı kerim, Tevrat’ı tasdik ettiği gibi, Tevrat’taki helal ve haram hükümleri de değiştirmiştir. 

Yahudi İbni Sebe yolunda olan Hurufiler, âyet ve hadislere yanlış mana veriyorlar. Kur’an-ı kerime yanlış mana verenin kâfir olacağı hadis-i şerif ile bildirilmiştir. Mesela, Cuma suresinin, (Tevrat’a inanmayanlar, kitap yüklü merkep gibidir) mealindeki beşinci âyeti, tefsir kitaplarında, şöyle açıklanmaktadır: 
(Tevrat’ın ahkamını yüklenmeye emredilmiş iken, yalnız okuyup emir ve yasaklarına uymayan Yahudiler, ilim kitaplarını yüklenip, boşuna eziyet çeken merkebe benzer.) 

Tevrat, Allah’tan gelen kitaptır. Fakat, şimdi Yahudilerin ellerinde bulunan kitap gerçek Tevrat değildir. Çünkü Yahudiler, Allah’ın gönderdiği Tevrat’ı değiştirdiler. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah’ın kitabındaki, [Tevrat’taki] kelimeleri değiştirdiler.) [Maide 15]

(Yahudilerden bir kısmı, Tevrat’taki emirleri, yasakları değiştirirlerdi.)
 [Bekara 75]

İmam-ı Taberani’nin rivayet ettiği (Yahudiler Tevrat’ı terk edip kendi yazdıkları kitaba uydular) hadis-i şerifi, şimdi Yahudilerin elinde bulunan Talmut, Mişna ve Gamara adındaki Tevratların, Hazret-i Musa’nın getirdiği kitap olmadığını haber vermektedir.

Enam suresinin, (Yahudilere her tırnaklı hayvanı haram ettik. Koyunun ve sığırın iç yağını da haram ettik) mealindeki 146. âyeti, iç yağının Yahudilere haram olduğunu bildiriyor. Onlara haram olduğu için Müslümanlara da haram olur, demek yanlıştır.

İslam düşmanı olan zındıklar tırnaklı hayvanlar haram olduğu için, tavşan da haramdır, diyerek Müslümanları aldatıyorlar. Tırnaklı hayvanları Müslümanlara haram imiş gibi gösteriyorlar. Halbuki, Kur'an-ı kerim, tırnaklı hayvanların Yahudilere haram edilmiş olduğunu haber veriyor. Müslümanlara haram olduğunu bildirmiyor.

Hangi hayvan yenilir, hangileri yenilmez? Müslümanlar, bunu Kur'an-ı kerimden ve hadis-i şeriflerden öğrenir. Yahudiler ve zındıklar da, elde bulunan bozuk Tevratlardan okurlar. İslam dini, leşi, akıcı kanı, domuz etini ve köpek dişi veya pençesi ile avlayan hayvanların etini ve haşereleri yemeyi haram etmiştir. Bunlardan başkası helaldir. Helal olanlar Allahü teâlâdan başkasının ismi ile kesilirse veya bunları kitapsız kâfir keserse, bunları yemek de haram olur.

Enam suresinin yüzkırkbeşinci âyetinde mealen, (Söyle ki, Kur’anda yemesi haram olanlar, leş ve akıcı kan ve pis hınzır ve Allah’tan başkasının adı ile kesilmiş olandır) buyuruldu. Bu âyet-i kerimede dört şeyin haram olduğu bildiriliyor. Bundan başka altı şeyin haram olduğu da, Peygamber efendimiz tarafından bildirilmiştir. Resulullahın, köpek dişi olan yırtıcı hayvanları ve pençesi ile avlayan kuşları haram ettiğini Abdullah ibni Abbas haber verdi. Âyet-i kerimedeki akıcı kan, canlı veya kesilen hayvanın damarlarından akan kan demektir. Et, karaciğer, dalak, kanlı olarak yenmeleri helaldir. O halde, koyun, sığır, tavşan etleri, kanlı ise de, yenmesi helaldir. Tavşan bütün kandır, demek doğru değildir. Kan aktıktan sonra, kalan tavşan eti pişirilir veya kebap yapılır. Afiyet ile yenir. Nitekim, Peygamber efendimiz, Eshabına tavşan eti yedirdi.

(Şekli şemailinde kerahet bulunan hayvanın eti yenmez) sözleri de yalandır. Böyle bir hadis-i şerif yoktur. Hurufiler, bu sözlerine dayanarak, tavşanın eti, eşek etine benzediği için kerihdir, yenmez, diyorlar. Sorarız bu zındıklara: Hani tavşan bütün kan idi? Kanı gidince, kemikten başka bir şey kalmazdı? Şimdi ise, tavşan eşek eti gibi etli oldu? Görülüyor ki, zındıkların sözleri birbirini tutmuyor.

Hiçbir İslam âlimi tavşan etine mekruh bile dememiştir. Fıkıh kitaplarında buyuruluyor ki: 

Tavşan yemek helaldir. Mekruh değildir. (Mülteka) 

Tavşan eti yemek helaldir. Çünkü, tavşan yırtıcı hayvan değildir. (Dürr-ül-münteka)

Her çeşit tavşan eti yemek helaldir. (Kuduri) 

Tavşan etini yemek helaldir. Çünkü tavşan yırtıcı hayvan değildir ve leş yemez. Tavşan, geyik gibidir. (Cevhere)

Erneb, yani tavşan etinin mubah olduğu sözbirliği ile bildirilmiştir. Çünkü tavşan yırtıcı hayvan değildir ve leş yemez. Geyik gibidir. Ot yer. Fıkıh kitapları, tavşanın helal olduğunu açıkça yazıyorlar. Böylece, haram diyenleri red ediyorlar. (Dürer haşiyesi)

Görülüyor ki, tavşan etini yemek, sözbirliği ile helaldir. Hiçbir İslam âlimi, tavşan etine haram, hatta mekruh bile dememiştir. Peygamber efendimiz, tavşan etini yiyiniz diyerek emir verdikten sonra, bir Müslüman, tavşan eti yenilmez diyebilir mi? Elbette, hiçbir Müslüman tavşan etine haram diyemez. Tavşan yenilir, tavşan yenilmez diye Müslümanlar arasında hiç ihtilaf olmamıştır. Bunlar, tavşan yenmez diyorlar. Bunların bu sözlerine hiç bir Müslüman aldanmamıştır. Asırlardan beri bütün Müslümanlar tavşan yemiştir. Peygamberimizin tavşanı yiyiniz, buyurması, bütün Müslümanlara ışık tutmuştur. Bunun üzerinde durmaya değmez. Peygamber efendimiz bu meseleyi hâl etmiştir. Hurufilerin dedikoduları, Peygamberimizin emrini değiştirmez.

Bir kimse, tavşan etini sevmeyebilir. Fakat, sevmediğine haram demek ve bu yalanını ispatlamak için âyet-i kerimelere yanlış mana vermek ve hadis-i şerif uydurmak, zındıklığı, İslam düşmanlığını gösterir.

İbni Sebecileri susturan kesin deliller

Eshab-ı kiramı kötüleyenler, yirmiden fazla fırkaya bölünmüştür.
Birinci kısım: En kötüsüdür. (Allah, Ali’nin içindedir. Ali’ye tapmak, Ona tapmaktır) diyor.

Devamını oku...

Eshab-ı kirama dil uzatılamaz

Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde Cennet ile müjdelenen eshab-ı kiramdan herhangi birine kâfir demek, küfre sebep olur. Eshab-ı kiramın istisnasız hepsinin Cennetlik olduğu âyet ve hadislerle bildirilmiştir...

Devamını oku...

Resulullahın akrabasına dil uzatılamaz

(Eshab-ı kirama dil uzatılamaz) maddesinde, Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde Cennet ile müjdelenen eshab-ı kiramdan herhangi birine kâfir demenin küfre sebep olacağını, âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerle bildirmiştik...

Devamını oku...

Hazret-i Ebu Bekir’e dil uzatılamaz

Hazret-i Ebu Bekir (radıyallahü teâlâ anh), ilk iman edenlerden ve malını canını Allah ve Resulü için feda edenlerdendir. Allah Resulünün kayınpederidir. Eshab-ı kiramın en büyüğüdür...

Devamını oku...

Hazret-i Ömer’e dil uzatılamaz

Hazret-i Ebu Bekir (radıyallahü teâlâ anh), ilk iman edenlerden ve malını canını Allah ve Resulü için feda edenlerdendir. Allah Resulünün kayınpederidir. Eshab-ı kiramın en büyüğüdür...

Devamını oku...

Hazret-i Osman’a dil uzatılamaz

Hazret-i Osman (radıyallahü teâlâ anh), Peygamber efendimizin iki kızıyla evlenmekle şereflenmiş damadıdır. İnsanlık tarihinde bir peygamberin iki kızıyla evlenmek ondan başkasına nasip olmamıştır...

Devamını oku...

Hazret-i Ali’ye dil uzatılamaz

Hazret-i Ali (radıyallahü teâlâ anh), Allah Resulünün damadı, Hazret-i Ömer’in kayınpederidir. İslam halifelerinin ve ismen Cennetle müjdelenen on kişinin dördüncüsüdür. Ehl-i beytin birincisidir. Allahü teâlânın aslanı idi...

Devamını oku...

Hazret-i Ali ile savaşana kâfir diyorlar

Kur’an-ı kerimde Eshab-ı kiramın tamamının Cennetlik olduğu bildirilmektedir. Yine savaşmanın, adam öldürmenin küfür olmadığı Kur’an-ı kerimde açıkça yazılıdır...

Devamını oku...

İlk Fitne ve Muharebeler

Ahmet Cevdet Paşa diyor ki:
Eshab-ı kirama düşman olmak fitnesini ilk ortaya çıkaran (Abdullah bin Sebe) isminde Yemenli bir Yahudidir...

Devamını oku...

Lanet ibadet değildir

Dinimizde, Ebu Cehil ve Ebu Leheb kâfirlerine hatta şeytana lanet etmek ibadet değildir. Resulullah efendimizin arkadaşlarına sövmek, Resulullaha hakaret olur...

Devamını oku...

Herkesin suçu kendinedir

Bu mantık Müslümanlığa aykırıdır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kim doğru yola girerse, kendi lehine girer. Kim, kendi aklına uyarsa, sapıtırsa, kendi zararına sapıtır. Kimse kimsenin günahını çekmez.) [İsra 15]...

Devamını oku...

Gadir-i Hum hutbesi

Rafiziler, Resulullah Gadir-i Hum’da Hazret-i Ali’yi yerine vekil etti diyorlar. 
Abdullah-i Süveydi hazretlerinin, Molla başı ile konuşmasının bu konu ile ilgili kısmı Hucec-i katiyye kitabından alınarak aşağıya çıkarılmıştır...

Devamını oku...

İmamın masum olması

Aşağıdaki yazı, Abdullah-i Süveydi hazretlerinin Hucec-i katiyyekitabından alınmıştır. İran’da Nadir Şah ve halkın huzurunda yapılan bir münazarada İranlı âlimler ve başlarındaki Mollabaşı...

Devamını oku...

Kur’an-ı kerim değişmedi

Tezkiye-i ehl-i beyt kitabının müellifi Osman efendi anlatır: 
Maarif meclisine gittiğim zamanlarda, Sebecilerin bir sandık içinde tefsirleri geldi. Basılmasına izin verilmedi...

Devamını oku...

Günah zarar verir

Âlemlere rahmet olarak gönderilen Muhammed aleyhisselamı yani Peygamberi sevene günah zarar veriyor da, müslüman olması bu yüce Peygambere iman etmeye bağlı olan Hazret-i Ali’yi sevene günah hiç zarar vermez mi?...

Devamını oku...

Hak mezhep çok olur mu?

Hak değil diyen kim? İmam-ı Cafer-i Sadık hazretlerinin kendisi de hak, yolu da hak, ictihadları da haktır. Çünkü bütün mübarek dedeleri gibi Ehl-i sünnettir...

Devamını oku...

Tavşan, Yahudi ve Hurufiler

Tavşan yemek helaldir. Çünkü, Peygamber efendimize tavşan eti kebabı hediye getirdiler. Eshabına, (Bunu yiyin) buyurdu. (Mecma’ul-enhür, Bedayı)...

Devamını oku...

Hüsniye kitabı

1958’de İstanbul'da Türkçe olarak basılmıştır. Bu kitabın, Murteza adındaki bir Yahudi tarafından Arapça olarak yazıldığı, Tuhfekitabında bildirilmektedir...

Devamını oku...

Kurtuluş fırkası hangisidir

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: 
Hadis-i şerifte, Müslümanların 73 fırkaya ayrılacakları, sadece bir fırkanın kurtulacağı bildirildi...

Devamını oku...

Abdullah bin Sebe kimdir

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: 
Hadis-i şerifte, Müslümanların 73 fırkaya ayrılacakları, sadece bir fırkanın kurtulacağı bildirildi...

Devamını oku...

İbni Sebeci ile münazara

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: 
Hadis-i şerifte, Müslümanların 73 fırkaya ayrılacakları, sadece bir fırkanın kurtulacağı bildirildi...

Devamını oku...

İbni Sebecilerin belini kıran sorular

Halife seçimi, eshab-ı kiram arasındaki savaşlar müslümanların iç meselesidir. Bu iç mesele, bir münafıkla, bir yahudi veya hristiyanla veya bir ateistle tartışılmaz...

Devamını oku...

Herkesin sevdiği zat

Mümkün değildir. Ehl-i sünnet âlimleri, Resulullahın vârisleridir. Onlar hakkı gizlemez, her şeyi açıkça yazarlar. Şah Veliyyullah-ı Dehlevi hazretleri buyuruyor ki...

Devamını oku...

Hazret-i Ebu Bekir’in hilafeti

Eshab-ı kiram kitabında şöyle deniyor:
(Fetih suresinin, (Arabdan size uymayanlara söyle...) mealindeki emri, Hazret-i Ebu Bekir’in hilafetinin hak ve doğru olduğunu göstermektedir...

Devamını oku...

Hazret-i Ali ve Eshab-ı kiram

Bu hem Peygamber efendimize, hem Hazret-i Ali’ye, hem de bütün Eshab-ı kirama yapılmış, çok çirkin bir iftiradır. Öyle bir şey olsaydı, Allah’ın aslanı olan Hazret-i Ali, kimseden çekinmeden halifeliğini açıkça ilan ederdi...

Devamını oku...

Nehc-ül-belaga kitabı

Nehc-ül-belaga kitabını yazan Râdi, Yahudi dönmesi bir Şiî’dir.(Tuhfe-i isna aşeriyye)Nehc-ül-belaga kitabını Yahudi dönmesi olan Ali Mürteda’nın kardeşi, Râdi isminde bir Şiî yazmıştır. Şiîliği kuran İbni Sebe de bir Yahudi dönmesidir. (S. Ebediyye)...

Devamını oku...

Halife Kureyş’ten olur

Elbette karşı gelmiş oluyor. Bu meşhur hadis-i şerifi kaynak ve halifelik açısından inceleyelim: Kaynak bakımından: Bu meşhur hadis-i şerifi, Buhârî, Müslim, İ. Ahmed bin Hanbel, Nesaî, Taberanî, Hâkim gibi hadis âlimleri...

Devamını oku...

Hidayeti kim verir?

Hazret-i Ali’ye Peygamber demek, Allah demek küfür olur. Fakat İbni Sebeci’nin küfre düşmek korkusu olmaz. Onlar yalandan çekinmezler. Eshab-ı kirama yapmadıkları iftira yoktur. (Musa ile Tur dağında Ali’yi gördüm Ali'yi) diyen onlardır. Yani (Ali Allah’tır) diyorlar...

Devamını oku...

İmâm-ı a'zama düşmanlık, ümmetedir

Hanefî âlimlerinden ibni Âbidîn hazretleri, Redd-ül-muhtâr kitabında diyor ki:
İmâm-ı a'zamın büyüklüğünün şahidi, mezhebinin en çok yayılmış olmasıdır. Mezhep imamları, Onun sözlerini senet olarak almışlardır....

Devamını oku...