"Sen bu hâline şükret"

05/01/2020 Pazar Köşe yazarı A.U

Tebe-i tâbiînin büyük hadîs âlimlerinden Selâm bin Ebî Mutî hazretleri anlatır:

Bir hastayı ziyârete gitmiştim.

Baktım, inleyip duruyordu.

Kendisine;

"Öyle hastalar var ki, evsiz ve kimsesiz olup, sokaklarda dertleriyle baş başa kalmışlar, su verenleri bile yok. Onları düşün de hâline şükret" dedim.

Ve ayrıldım.

Tekrar gittiğimde;

"Nasılsın?" dedim.

Cevâben;

"Şükürler olsun. Evim var, hizmet edenim var, çok kimse bunlardan mahrum. Bunları düşündükçe, Rabbime şükrediyorum" dedi.

● ● ●

Yine bu zât anlatıyor:

Birgün Mâlik bin Dînâr'ın yanına gittim.

Karanlıkta kuru ekmek yiyordu.

Yemek yapacak kabı bile yoktu.

"Bu ne hâl?" dedim

Cevâbında;

"Beni bırak da, geçen günlerime yanayım. Zîra koskoca bir ömür geçti gitti, hiçbir şey yapamadım" dedi.

● ● ●

Yine bu zât anlatır:

Hasen-i Basrî oruçlu idi.

Akşam olunca iftârını açması için su getirdiler.

Tam suyu içecekti.

Ağlamaya başladı.

Sordular ki:

"Niçin ağlıyorsun?"

Cehennemi hâtırladım. Orada azab çeken kimseler, Cennette nîmetler içinde olanlara; "İçtiğiniz o sulardan bize de verin" diye seslenirler.

Onlar bunu işitir.

Ve kendilerine; "Allahü teâlâ bu nîmetleri kâfirlere haram kıldı" diye cevap verirler.

İşte bunu hâtırladım da onun için ağladım!..