Allahü teâlâ, insanları başıboş bırakmadı!..

25/11/2018 Pazar Köşe yazarı S.K

Dünyada ve ahirette mutlu olmak isteyen İslamiyete uymalıdır. İslamiyete tam  uyan dünyada rahat eder, ahirette cennete girer...
 
 
İslam âlimlerinin göz bebeği, tasavvuf bilgilerinin mütehassısı ve evliyanın baş tacı olan İmam-ı Rabbani hazretlerinin oğlu İmam-ı Muhammed Masum hazretleri, talebelerine ve sevdiklerine yazdığı mektuplardan meydana gelen (Mektûbât) kitabının, ikinci cild, onbirinci mektubunda buyuruyor ki:
“Allahü teâlâ, insanları başıboş bırakmadı. Her istediklerini yapmaya izin vermedi. Nefislerinin arzularına taşkın olarak tabi olmalarını, böylece felâketlere sürüklenmelerini dilemedi. Rahat ve huzur içinde yaşamaları ve sonsuz saadete kavuşmaları için arzularını ve zevklerini kullanma yollarını gösterdi. Dünya ve ahiret saadetine sebep olan faydalı şeyleri yapmalarını emretti. Zararlı şeyleri yapmalarını yasak etti. Bu emirlere ve yasaklara (Ahkâm-ı islâmiyye) denildi.
Dünyada rahat yaşamak, saadete kavuşmak isteyen, İslâmiyete uymaya mecburdur. Nefsinin, İslâmiyete uymayan arzularını terk etmesi lâzımdır. İslâmiyete uymazsa, sahibinin, yaratanının gazabına, azabına düçâr olur [uğrar]. İslâmiyete uyan kul, Müslüman olsa da, kâfir olsa da, dünyada mesut, rahat olur. Sahibi ona yardım eder. Dünya ziraat yeridir. Tarlayı ekmeyip, tohumları yiyerek zevk ve safa süren, mahsul almaktan mahrum kalacağı gibi, dünya hayatını, geçici zevkleri, nefsin arzularını taşkın olarak yapmakla geçiren de, ebedi nimetlerden, sonsuz zevklerden mahrum olur. [Allahü teâlâ, dünya zevklerinden, geçici lezzetlerinden, nefse tatlı gelen şeylerden hiçbirini, menetmedi, yasak etmedi. Bunları, İslâmiyete uygun, zararsız olarak kullanmaya izin verdi.]
İslamiyete tam uymak için, evvela Ehl-i sünnet âlimlerinin, Eshab-ı kiramdan öğrenip ve Kur’ân-ı kerîmden ve hadis-i şeriflerden anlayıp bildirdikleri (Akaid)e uygun iman etmek, sonra haram, yasak edilmiş olanları öğrenip bunlardan sakınmak ve yapılması emrolunan farzları öğrenip yapmak lazımdır. İbadetlerin en kıymetlisi ve İslâm dininin temeli, her gün beş vakit namaz kılmaktır. Her gün, beş vakit namazı, cem’iyyet ile [yani dünya işlerini düşünmeden] ve cemaat ile ve tadîl-i erkan ile ve abdesti dikkatli alarak ve müstehab olan vakitlerinde kılmalıdır. Beş vakit namaz kılan, her gün beş kere yıkanıp temizlenen kimse gibi, günahlardan temizlenir. Her gün beş vakit namazı doğru olarak kılana yüz şehid sevâbı verilir."
O hâlde dünyada ve ahirette mutlu olmak isteyen İslamiyete umalıdır. İslamiyete tam uyan, dünyada rahat eder, ahirette cennete girer.