30/07/2025 Çarşamba Köşe yazarı O.Ü
Gazaya ve şehitlere verilen sevap
Sual: Dinini, vatanını, namusunu korumak için harbe gidenlere ve şehit olanlara ne gibi sevaplar verilmektedir?
Cevap: Menâkıb-ı Çihâr
Yâr-i Güzîn kitabında hazret-i Hasan’dan rivayetle şöyle nakledilir:
“Hazret-i Ali bir gün insanları cihada teşvik
ediyordu. Bir şahıs ayağa kalkıp;
-Ya imam, bize cihadın ve gazanın sevabından haber
verir misiniz dedi. Hazret-i Ali buyurdu ki:
-Bir gün Resul-i ekrem ile gazaya gidiyorduk. Senin
gibi, ben de Resul-i ekreme;
-Ya Resulallah, bize gaza ve cihadın sevabından haber
verir misiniz diye arz edince buyurdular ki:
(Bir kavim gazaya niyet eylese, Allahü teâlâ onlar
için Cehennemden kurtuluşuna berat yazar. Allahü teâlâ sefere hazırlananlarla
meleklere öğünüp, buyurur ki; “Görün, benim kullarımı, benim yolumda gazaya
hazırlanırlar.” Hak teâlâ melekler gönderir ve onları hıfzederler. Her
sevapları iki kat yazılır. Harp için yola çıkınca, o kadar sevap verir ki,
dünyadaki bütün insanlar kâtip olsalar, onun hesabında aciz olurlar. Harbe
başlayınca, melekler onları çevirip, yardım ve zafer için, dua ederler. Arşın
altından bir melek, “El-cennetü tahte zılâl-issuyuf” yani
Cennet kılıçların gölgesi altındadır diye, nidâ edip, çağırır. Kılınç dokunup,
her şehit olana, sıcak günde soğuk su içmiş gibi, lezzetli gelir. Yere
düşmezden evvel, kendisine müjde verilir. Yere düşünce bir ses; “Merhaba ey
temiz ruh! Temiz bedeninden çıktın. Allahü teâlâ senin için Cennetinde o kadar
sevap, ecir, mülk ve nimetler hazırlamıştır ki, ne gözler görmüş, ne kulaklar
işitmiş ve ne de kimsenin hatırına gelmiştir denir.)
Resul-i Ekrem efendimiz devamla buyurdu ki:
(Allahü teâlâ o şehit hakkında buyurdu ki; “Her kim
onu razı ederse, beni razı eder. Her kim onu incitirse, beni incitir.” Allahü
teâlâ, şehitlerin ruhlarını yeşil kuşların kursağına koymuştur. Cennete girip,
yemişlerinden yerler. Şehide Cennet-ül firdevsde yetmiş köşk verirler.)
Resulullah efendimiz daha sonra yemin edip, buyurdu
ki:
(Kıyamet gününde,
şehitler yerlerinden kalkıp, mahşer yerine gelirler ve süslü kürsiler üzerine
otururlar. Her şehit evladından, ehlinden, akrabasından ve ahbabından çok
kişiye şefaat edecektir.) Hazret-i Ali; Server-i
Enbiyâ bunu böyle buyurdular demiştir.”