15/10/2022 Cumartesi Köşe yazarı A.U
"İstanbul'dan para gelmiş sana..."
Ahmet Mekkî Efendi’nin
Üsküdar müftülüğü zamanında bir müezzin askere gitmişti.
Fakir ve garipti.
Kimi kimsesi yoktu.
Gitmeden Ahmed Mekkî Efendi'ye gelip duâsını aldı.
Müftü Efendi;
“Birliğine
gidince bana adresini yaz!” buyurdu
ona.
Gariban; “Peki” dedi.
Ve ayrılıp askere gitti.
Bir müddet sonra mektupla bildirdi birlik adresini.
Aradan bir ay geçiyor.
Komutanı bunu çağırıyor.
“İstanbul'dan para
gelmiş sana, git de al paranı!” diyor.
Çocuk şaşırıp diyor ki:
“Bir yanlışlık olmasın.”
“Neden
oğlum?”
“Benim İstanbul'da kimsem yok ki. Kim bana para gönderecek?”
Komutan diyor ki:
“Git
öğren, kimmiş gönderen?”
Gidip öğreniyor ki, Ahmed Mekkî Efendi'ymiş parayı gönderen.
Büyüklüğe bakınız!..
● ● ●
Bu büyük velîye soruyorlar:
“Hakîkî Müslüman nasıl olur?”
Cevâben buyuruyor ki:
“Hakîkî Müslüman, ibâdetini herkesin yanında gösteriş olarak yapmaz. Nâfile olan ibâdet gizli, farz ibâdetler ise açık veya toplu olarak câmide icrâ olunur.”