Allahü teâlâ Cennette görülecektir

Cennet nimetleri yalnız bedene mi olacaktır? Müminler ahirette ve Cennette Allahü teâlâyı görecekler mi?

CEVAP
Cennet nimetlerini, lezzetlerini yalnız bedenin lezzeti zannetmek yanlıştır. Dünyada yükselmeye başlayan bir ruh, bedenden ayrılınca, kıyamete kadar, her an yükselmeye devam eder. Cennette beden, sonsuz kalabilecek evsafta dünyadakinden bambaşka özellikte var olacaktır. Yükselmiş olan ruh, bu ceset ile birleşerek kıyamet hayatı başlayacaktır. Cennette, bedenin ve ruhun çok farklı nimetleri, lezzetleri olacaktır. Yüksek olanlar, Cennette de ruhun lezzetlerine önem vereceklerdir. Ruhun lezzeti, bedenin lezzetlerinden çok farklı ve çok fazla olacaktır. Ruhun lezzetlerinin en tatlısı, en yükseği de, Allahü teâlâyı cemal sıfatı ile görmek olacaktır.

Cennet lezzetlerinin tadını alabilmek için, önce acı, sıkıntı çekmek lazım değildir; çünkü Cennetteki bedenin yapısı, dünyadaki gibi değildir. Dünyadaki beden, yok olacak bir halde yaratıldı. Takriben yüz sene dayanacak kadar sağlamdır. Cennetteki beden ise, sonsuz kalacak, hiç yıpranmayacak sağlamlıktadır. Aralarındaki benzerlik, insan ile aynadaki hayali arasındaki benzerlik gibidir. İnsan aklı, kıyametteki varlıkları anlayamaz. Akıl, his organları ile duyulanları ve bunlara benzeyenleri anlayabilir. Cennet nimetlerini, lezzetlerini, dünyadakilere benzetmek, onlar üzerinde mantık, fikir yürütmek insanı, yanlış sonuçlara götürür. Bilinmeyen şeylerin, bilinen şeylere benzetilmesi batıldır.

Allahü teâlâyı, dünyada baş gözü ile görmek caiz ise de, kimse görmemiştir. Peygamber efendimiz Miracda, ahirete giderek görmüştür.

Allahü teâlâ, kıyamette, mahşer yerinde, kâfirlere kahır ve celal ile, yani azap edici olarak; salih müminlere ise, lütuf ve cemal ile yani büyük bir nimet, büyük bir zevk olarak görünecektir. Cennette de, cemal sıfatı ile görünecektir.

Rüyada görmek, dünyada görmek değildir. Peygamber efendimiz, Allahü teâlâyı rüyada gördüğünü Camiussagir’deki hadis-i şerifte bildirmektedir. İslâm âlimlerinden de rüyada görenler olmuştur.

Her zaman görülecek mi?
Sual: 
Cennete giren müminler Allahü teâlâyı istedikleri her zaman görebilirler mi?
CEVAP
Tecelli genel ve özel olmak üzere iki kısımdır:
Genel tecelli bir Cuma günü kadar olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ Cennet ehline her Cuma günü tecelli eder.) [Cami-us-sagir]

Özel tecellide Cennettekiler eşit değildir. İlim ve ameldeki olgunluklarına göre görürler. En yüksek derecede olanlar, her zaman müşahede ederler. (Feraid-ül-fevaid)

Cennette görmek ne demek?
Sual:
 Abdurrahim Semerkandi, Füsul-i imadi fıkıh kitabında diyor ki: (Bir kimse, Allah’ı Cennette görüyorum derse kâfirdir. Cennetten görüyorum derse kâfir değildir. Zira birincisinde Allah mekâna nispet edilmiştir. (Cennetten görüyorum) sözündeki maksat, (Allah Cennette olacağı için, Onu Cennette görürüm) ise yine kâfirdir.)
Okuduğum diğer kitaplarda ise, (Cennette Allah görülecektir) deniyor. Bu nasıl küfür olur?
CEVAP
Bir kere tercüme Türkçe’ye uygun değil. Cennette veya Cennetten görüyorum denmez. Çünkü henüz Cennete gitmedi ki öyle bir şey desin. Cennette veya Cennetten görülecek der.

Tercüme düzgün değil, maksat açık anlatılamamış. Ahirette, mahşerde Allahü teâlâ görülecektir. Bu demek hâşâ, (Allah ahirettedir, mahşerdedir) demek değildir. Allah Cennette de görülecektir. Cennette müminlere hitap edecektir. Böyle söylemek de hâşâ, (Allah, Cennettedir) anlamında değildir. Allah mekândan münezzehtir. (Allah, Cennettedir, ahirettedir, dünyadadır, kâinattadır, Arştadır) gibi sözlerin hepsi yanlıştır. Cennette mekândan münezzeh olarak görülecektir.

Cennetten görülecek derken, bir yönden görülecek demek de aynı şekilde caiz değildir. O da mekân tayin edilmiş olur. Din kitapları diyor ki:
Allahü teâlâyı müminler Cennette, cihetsiz olarak ve karşısında bulunmayarak ve nasıl olduğu anlaşılmayarak ve ihatasız, yani bir şekilde olmayarak görecektir. Allahü teâlâyı ahirette görmeye inanırız. Nasıl görüleceğini düşünmeyiz. Çünkü, Onu görmeyi akıl anlayamaz. İnanmaktan başka çare yoktur. Felsefecilere ve Mutezile’ye ve Ehl-i sünnetten başka bütün fırkalara yazıklar olsun ki, kör olduklarından, buna inanmaktan mahrum kaldılar. Görmedikleri, bilmedikleri şeyi gördükleri şeylere benzetmeye kalkarak iman şerefine kavuşamadılar. (Mektubat-ı Rabbani 2/67)

Allahü teâlâyı müminler Cennette görecektir. Fakat, nasıl olduğu bilinmeyen bir görmekle göreceklerdir. Nasıl olduğu bilinmeyeni, anlaşılmayanı görmek de, nasıl olduğu anlaşılmayan bir görmek olur. (Mektubat-ı Rabbani 3/17)

Allahü teâlâ, Cennette mümin kullarına (Kullarım, Benden daha ne istersiniz ki vereyim) buyuracak, Cennette, mekândan münezzeh olduğu halde cemalini gösterecektir. (Miftah-ül cenne)

Kıyamette, mahşer yerinde, kâfirlere, kahr ve celal ile; salih müminlere ise, lütuf ve cemal ile görünecektir. Müminler, Cennette, cemal sıfatı ile görecektir. (İtikadname - Mevlana Halid-i Bağdadi)

İnkâr eden mahrum kalır
Sual:
 Cennette Allahü teâlânın görüleceğini inkâr eden, bozuk itikadının cezasını Cehennemde çektikten sonra Cennete girse, Allahü teâlâyı göremez mi?
CEVAP
İtikadı bozuk olan bir kimse, imanla ölür de, Cehennemde bozuk itikadının cezasını çektikten sonra Cennete girerse, Allahü teâlâyı görür. Cennet, nimetlerden mahrum olma yeri değildir. Allahü teâlânın Cennette görüleceğini inkâr edenlerin, Nass’ları yani mânâsı açık olan âyet-i kerime ve hadis-i şerifleri inkâr ettikleri için, Cennete hiç giremeyecekleri bildirilmektedir. Kur’an-ı kerimde mealen, (Kıyamette ışıl ışıl parlayan yüzler, [müminler] Rablerine bakacaklardır)buyuruluyor. (Kıyamet 22, 23)

Her âyet-i kerimeyi inkâr küfür olduğu gibi, bu âyet-i kerimeyi de inkâr küfür olur. Peygamber efendimiz, bu âyet-i kerimenin açıklaması olarak Kütüb-i sittenin hepsinde bulunan meşhur ve sahih bir hadis-i şerifte, ayın dolunay olduğu bir zamanda buyuruyor ki:
(Gökteki şu Ay’ı nasıl net görüyorsanız, [Cennette] Rabbinizi, böyle açıkça göreceksiniz.) [Buhari, Müslim, İbni Mace, Tirmizi, Ebu Davud, Nesai, İ. Ahmed, İbni Huzeyme, İbni Hibban]

Bu meşhur hadisi de inkâr, yukarıdaki âyeti inkâr gibidir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Allahü teâlâ akıl ve insaf versin de, Allahü teâlâ Cennette görülemez diyenler, Kur’an-ı kerimde açıkça bildirilmiş olan Nass’lara karşı gelmesinler. Sahih hadisleri inkâr etmesinler. Bunlar gibi, açık bildirilmiş olanlara iman etmek lazımdır. Bunların nasıl olduklarını Allah bilir demeli. Anlamadıkları için, (Aklım ermiyor) demeli. Kendi aklına güvenip, anlamadığına inanmamak, çok yanlıştır. (3/44)

Allahü teâlâyı Cennette görmeye inanmak şerefinden mahrum olanlar, bu saadete kavuşmakla nasıl şereflenebilir? (İnkâr eden, mahrum kalır) buyurulmuştur. Cennette olup da görmemek de uygun değildir, çünkü İslamiyet, (Cennette olanların hepsi görecektir) diyor. Bir kısmı görecek, bir kısmı görmeyecek demiyor. (3/17)

Allahü teâlâyı görmeyi inkâr edenler, açık Nass’ları inkâr ettikleri için, Cennete giremeyeceklerdir.

Sual: Cennette müminlerin Allahü teâlâyı göreceklerine inanmamak, imanı giderir mi?
Cevap: Cennette, müminlerin Allahü teâlâyı göreceğine inanmamak bidattir. Fakat, nasları yani âyet-i kerime ve hadis-i şerifleri yanlış anladığı için inanmamak bidat olur. Ancak bu kimse, “böyle şey olmaz, aklım kabul etmez” diyerek tahkir ve inkâr ederse, o zaman bu kimsenin imanı gider, kafir olur.

Allahü teâlâ, Cennette görülecektir
Sual: Ahirette Cennete giden herkes Allahü teâlâyı görecek midir, görecekse bu görme nasıl olacaktır? Allahü teâlâ sadece Cennette mi görülecektir, dünyada görmek mümkün değil midir?

Cevap: Konu ile alakalı olarak İmâm-ı Rabbânî hazretleri Mektûbât kitabında buyuruyor ki:
“Allahü teâlâyı müminler Cennette görecektir. Fakat, nasıl olduğu bilinmeyen bir görmekle göreceklerdir. Nasıl olduğu bilinmeyeni, anlaşılmayanı görmek de, nasıl olduğu anlaşılmayan bir görmek olur. Belki, gören de, nasıl olduğu bilinmeyen bir hâl alır ve öyle görür. Bunu, Ehl-i sünnetten başka, ne müminlerin fırkaları, ne de kâfirlerin bir ferdi anlayamamıştır. Bu büyüklerden başkası, Allahü teâlâ görülemez, demiştir. Bunlar, bilmedikleri şeyleri, gördükleri şeylere benzeterek düşündükleri için, yanılmıştır. Bu gibi derin meselelerde iman şerefine kavuşmak, ancak Muhammed aleyhisselamın sünnetine yani yoluna uymak ışığı ile nasip olur. Allahü teâlâyı Cennette görmeye inanmak şerefinden mahrum olanlar, bu saadete kavuşmakla nasıl şereflenebilir ki, “inkâr eden, mahrum kalır” sözü meşhurdur. İslâmiyet, Cennette olanların hepsi görecektir diyor. Bir kısmı görecek, bir kısmı görmeyecek demiyor.

Cennet de, her şey gibi, Allahü teâlânın mahlukudur. Allahü teâlâ, mahluklarının hiçbirisine girmez, birinde bulunmaz. Fakat mahluklarının bazısında Onun nurları zuhur eder. Bazısında ise, o kabiliyet yoktur. Aynada, karşısındaki cisimlerin görünüşleri, zuhur ediyor, taşta, toprakta ise etmiyor. Allahü teâlâ, her mahlukuna aynı nispette ise de, mahluklar, birbirlerinin aynı değildir. Allahü teâlâ, dünyada görülemez. Bu âlem, Onu görmek nimetine kavuşmaya elverişli değildir. Bu dünyada, bu nimet nasip olsaydı, herkesten önce, Musa aleyhisselam görürdü. Peygamber efendimiz miracda, bu devletle şereflendi ise de, bu dünyada değildi. Dünyada iken, dünyadan çıktı, ahirete karıştı ve gördü.”

Allahü teâlâyı dünyada görmek
Sual: Allahü teâlânın dünyada baş gözü ile görülmesinin caiz olduğunu söyleyen âlimler olmuştur. Caiz olan bir şeyin olduğunu söyleyen kimseye, âlimlerin çoğu niçin zındık demişlerdir?

Cevap: Lügatte, sözlük anlamı itibari ile caiz demek, olması da, olmaması da uygundur demektir. Fakat, İmam-ı Eş'arî hazretleri, rü'yetin, görmenin caiz olması demek; Allahü teâlâ, bu dünyada yakın olmanın, karşısında olmanın ve dünyada yaratmış olduğu fizik kanunları ile görmenin dışında olarak, insanda bambaşka bir görmek kuvveti yaratmaya kadirdir demektir. Mesela, Çin’de bulunan âmâ bir kimseye, İspanya'daki sivrisineği göstermeye veya dünyadaki insana, Ay'da ve yıldızda bulunanı göstermeye kadirdir ve caizdir. Böyle kuvvet, Allahü teâlâya mahsustur. İkinci olarak, dünyada gördüm demek, âyet-i kerimeye ve âlimlerin söz birliğine uygun değildir. Bunun için, böyle bir şeyi söyleyen kimse zındıktır. Üçüncü olarak, dünyada rü'yetin, görmenin caiz olması, Allahü teâlâyı dünyada, fizik kanunları ile olan görmek caiz olur demek değildir. Halbuki, Allahü teâlâyı gördüm diyen kimse, başka şeyleri, eşyayı, cisimleri gördüğü gibi gördüm demektedir. Bu ise, caiz olmayan bir görmektir. Zındık, İslâmiyeti içeriden yıkmak, Müslümanları aldatmak için Müslüman görünen kimseye denir.

 


Yarattığı her şeyde nice hikmet var

Yaratmaz. Allahü teâlâ hakîmdir, yarattığı her şeyde nice faydalar vardır. İnsan aklı bunları anlayamaz...

Devamını Okuyun...

Ahsen-ül-hâlıkîn ne demek?

Kur'an-ı kerimde geçen (Ahsen-ül hâlıkîn) ne demektir? Sözlüğe bakılırsa, Yaratıcıların en güzeli demek olduğu, birçok yaratıcı...

Devamını Okuyun...

Allah sevgisi nedir?

İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Sevgi, gönlün zevk aldığı şeye meyletmesi demektir. Bu meylin kuvvetlisine aşk denir...

Devamını Okuyun...

Allah’ı sevmenin sebepleri

Allahü teâlâyı sevmenin beş sebebi vardır: 1- Herkes, kendisinin olgunlaşmasını ve hiç yok olmadan devam etmesini ister. Kendini ve Rabbini bilen, varlığının devam etmesinin kendi...

Devamını Okuyun...

Allah’ı sevmek ve tanımak nasıl olur?

Allahü teâlâyı sevmek ikiye ayrılır:
1- Farz olan sevmek,
2- Farz olmayan sevmek...

Devamını Okuyun...

Allah sevgisinin alameti

Allah sevgisinin alameti yedi şeyde belli olur: 1- Allahü teâlâyı seven, ölümden korkmaz. Seven, daima ölüme hazır bekler. Çünkü ölümle, aşık maşuka, garip öz yurduna kavuşmuş olur...

Devamını Okuyun...

Allah korkusunun alameti

Allah korkusunun sebebi, ilim ve marifettir. İlim ve marifet sahipleri, kendi ayıplarını, günahlarını...

Devamını Okuyun...

Sevgi ve korku nasıl olur?

Sevgi gibi, korku da çeşitlidir. Allah sevgisi, Ana baba sevgisinden, evlat sevgisinden, hanım sevgisinden...

Devamını Okuyun...

Gözyaşı rahmettir

Her ağlamanın Allah korkusu ile ilgisi yoktur. Rol icabı da olsa ağlayıp gözyaşı dökenler çoktur. Ancak...

Devamını Okuyun...

Kork Allah’tan korkmayandan

Allah adamlarını, yani Allah’tan korkan salihleri üzmekten, onların sevgisini kaybetmekten çok korkmak lazımdır...

Devamını Okuyun...

Allah ve Resulünü çok sevmek için

İmanı Ehl-i sünnet itikadına göre düzeltmelidir! İman doğru olmadıkça, Allahü teâlâ ve Onun sevdikleri sevilemez...

Devamını Okuyun...

Allah’ın sevgi ve rızasına kavuşmak için

İsrailoğulları benzer bir suali Musa aleyhisselama sual etmişlerdir. Allahü teâlâ, (Onlar benden razı olurlarsa, ben de onlardan razı olurum)...

Devamını Okuyun...

Allah güzeldir, güzeli sever

Bahsettiğiniz hadis-i şerifin daha uygun tercümesi şöyledir: (Allahü teâlâ cemildir. Cemal sahiplerini sever.) Cemal, çirkinliği gidermek, vakar sahibi olmak ve şükretmek için, nimeti göstermek demektir...

Devamını Okuyun...

Hubb-i fillah ve buğd-i fillah

Sevdiklerini sırf Allah rızası için sevmek, düşmanlık ettiklerine de sırf Allah rızası için düşmanlık etmek demektir...

Devamını Okuyun...

Aşk, sevgi ve heves

Sevgiyle aşk aynı şeydir. Sevgi, gönlün zevk aldığı şeye meyletmesi demektir. Kuvvetli sevgiye aşk denir...

Devamını Okuyun...

Yalnız Allah’tan korkmak

Bizi Cennete koyacak olan da, Cehenneme atacak olan da Allahü teâlâdır. Bir başkası bu işi yapamaz...

Devamını Okuyun...

Lütfun da hoş, kahrın da...

Bu sözleri söyleyen evliya zatlardan üçünü bildirelim: Gelse celâlinden cefa, Yahut cemâlinden vefa, İkisi de cana sefa, Nârın da hoş, nurun da hoş...

Devamını Okuyun...

Allah demekte ölçü

Allah diyen herkesi sevmek çok yanlıştır. Dinimizde ölçü, Allah dostları sevilir, Allah düşmanları sevilmez...

Devamını Okuyun...

Allahü teâlâ, mecbur değildir

Allahü teâlâ, insanları Müslüman yapmaya mecbur değildir. Onun merhameti sonsuz olduğu...

Devamını Okuyun...

Ağır yük yüklemek

Bunu iki yönden açıklamak gerekir:
Biri, Allahü teâlâ güç yetmeyen bir şeyi emretmesinin adaletine uygunluğu ...

Devamını Okuyun...

Sorgusuz ceza

Öyle demesi yanlış olur. Allahü teâlânın, günahsız insanı Cehenneme atması kendi mülkünü kullanmak olup...

Devamını Okuyun...

Sakat doğan çocuklar

Hakiki müslüman, Allahü teâlânın rızasından başka muradı olmayan kimsedir. Allahü teâlâ emrettiği için rızk kazanmaya...

Devamını Okuyun...

Herkes eşit yaratılsaydı

Allahü teâlâ, dünya ve ahireti, sevgili kulu ve resulü Muhammed aleyhisselam için yarattı. Diğer canlı ve cansız ...

Devamını Okuyun...

Önce ölenin suçu

Önce ölmek niye suç olsun ki? Allahü teâlâ, hiç kimseye fazla ceza vermez. Hattâ günahların çoğunu da affeder...

Devamını Okuyun...

Adaletle ihsanı karıştırmamalıdır

Bu konuda, Seyyit Abdülhakîm Arvâsî hazretleri buyuruyor ki:
“Adalet ile ihsanı karıştırmamalıdır....

Devamını Okuyun...

Allah bes, bâki heves

Bes, kâfi, yeter, yetişir demektir. Bâki, kalan demektir. Heves ise, nefsin isteği, geçici arzu demektir...

Devamını Okuyun...

İnsanlara ihtiyacını söylemek

Burada, ihtiyaçların karşılanmasını Allahü teâlâdan değil de, insanlardan beklemek kastediliyor. Yani sebebe yapışmak...

Devamını Okuyun...

Tevfizname şiirin acıklaması

Şiir açıklamak çok zordur. Bu şiirde tefviz işleniyor. Tefviz, her şeyin Allah’ın takdiri ile olduğuna inanmak, işlerini Allahü teâlâya havale etmek...

Devamını Okuyun...

Allah’a hüsnüzan etmeli

Eğer kul, Allah'ın kendisini affedeceğini umuyorsa, onu affeder. Allah’tan ümidini kesmişse...

Devamını Okuyun...

Allahü teâlâ Cennette görülecektir

Cennet nimetlerini, lezzetlerini yalnız bedenin lezzeti zannetmek yanlıştır. Dünyada yükselmeye başlayan...

Devamını Okuyun...

Mekr-i ilahi ne demektir

Mekr, hile yapmak, tuzak kurmak suretiyle zarar vermek demektir. Mekr-i ilahi, Allahü teâlânın mekr...

Devamını Okuyun...

Allahü teâlâyı anmak

Zikretmek anmak demektir. Allahü teâlâyı zikretmek de, Onu hatırlamak demektir. İslam âlimleri, bahsettiğiniz...

Devamını Okuyun...

Allah’ın halifeleri vardır

Allahü teâlânın elbette halifeleri vardır. Bu husus, âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerle bildirilmiştir. Mesela iki âyet-i kerime meali şöyledir: (Ey Davud, biz seni...

Devamını Okuyun...

Kim Allah için olursa

Bunu sormak, ilkokul talebesine matematik profesörünün yaptığı bir işlemi kontrol ettirmekten çok daha abestir...

Devamını Okuyun...

Allah'ı sorgulamak

Allah'ın gücü her şeye yeter, Uçsuz bucaksız gökleri, göklerdeki gezegenleri, karaları, denizleri, yer altındaki...

Devamını Okuyun...

Allah hayâ eder mi?

Allah'ın hayâ etmesiyle insanların hayâ etmesi farklıdır. İnsanın hayâ etmesi, sıkılmak, çekinmektir. Fakat Allah'ın hayâ etmesi...

Devamını Okuyun...

Laiklerin tanrısı

Putperestler, yer tanrısı, gök tanrısı, aşk tanrısı, tanrıça denilen dişi tanrı gibi çok tanrıya inanırlar. Demek bir de laiklik...

Devamını Okuyun...

Allah'ın dua etmesi ne demektir?

O âyet-i kerimenin meali şöyledir: (Allah ve melekleri, Resule salât ediyor.  Ey iman edenler, siz de salât edin!)...

Devamını Okuyun...

Meleklere iman nasıl olmalı

İmanın ikinci şartı, Meleklere imandır. Amentü’deki, (Ve melaiketihi) ifadesi, Allahü teâlânın meleklerine inanmayı, iman etmeyi bildirmektedir....

Devamını Okuyun...

Melekler akıllı varlıklardır

Meleklerde erkeklik ve dişilik olmadığı, bütün akaid kitaplarında yazılıdır. Daha önce de, Hristiyanlara özenen bazı kimseler...

Devamını Okuyun...

Melekler ve İblis

Evet, meleklerin hocası ve reisi idi. İslam âlimleri buyuruyor ki: Allahü teâlânın emri ile, bütün melekler...

Devamını Okuyun...

Rahmet melekleri

Elbette çok yanlıştır. Dinle alay etmek için söylenirse küfür de olur. Rahmet melekleriyle Hafaza melekleri ve ölüm meleği ayrıdır....

Devamını Okuyun...

Melekler niye yaratıldı?

Evet, Allahü teâlânın hiç kimsenin yardımına ihtiyacı olmadığı gibi, her şeyi yoktan bir ol demekle yaratabilir. Bir âyet-i kerime...

Devamını Okuyun...

Meleklerle ilgili çeşitli sorular

Melekleri kız şeklinde yapanlar, Hristiyanlardır. Bir de onların etkisi altında kalan cahillerdir. Meleklerde erkeklik, dişilik yoktur....

Devamını Okuyun...

Kitaplara iman

İmanın üçüncü şartı, kitaplara imandır. Amentü’deki, (Ve kütübihi) ifadesi, Allahü teâlânın kitaplarına inanmayı, iman etmeyi bildirmektedir. ...

Devamını Okuyun...

Peygamberlere iman nasıl olmalı

İmanın dördüncü şartı, Peygamberlere imandır. Amentüdeki "Ve rüsülihi" kelimesi, "Allahü teâlânın Peygamberlerine iman etmeyi bildirmektedir...

Devamını Okuyun...

Peygamberler en büyük rehberlerdir

Tarihi inceleyecek olursak, insanların, önlerinde Allahü teâlânın gönderdiği bir rehber olmadan kendi başlarına gittiklerinde...

Devamını Okuyun...

Peygamberler günah işlemez

Masum olmak, kusursuz ve günahsız olmak, Peygamberlere mahsustur. (Merec-ül-bahren) Her Peygamber, büyük küçük her günahtan masumdur. (Riyad-ün-nasıhin)...

Devamını Okuyun...

Nebi ve Resul nedir?

Müslümanlıkla ilgisi olmayan böyle iddialar, dinimizi içten yıkmak isteyen din düşmanlarının taktik ve hilelerindendir...

Devamını Okuyun...

Diğer Peygamberler şefaat etmeyecek mi?

Peygamberlerin hepsi şefaat edecektir. Yukarıda bildirilen ilk şefaat etme durumuyla ilgilidir. Peygamber efendimizden...

Devamını Okuyun...

Ülülazm Peygamberler

Önce Ülülazm Peygamberlere verilen unvanları bildirelim: Muhammed aleyhisselama Habibullah denir. İbrahim aleyhisselama Halilullah denir...

Devamını Okuyun...

İlk insan ve ilk Peygamber

Bu söz; akılla, mantıkla, ilimle bağdaşmaz. Herkes Hazret-i Âdem’in neslinden gelmiştir. Kur’an-ı kerimde, Allahü teâlâ...

Devamını Okuyun...

Hazret-i Âdem ve kan grupları

Bu kimselere göre, sanki Peygamber efendimiz hiç dünyaya gelmedi, hiçbir âyeti açıklamadı. Kasten Resulullahın açıklamalarına hiç yer...

Devamını Okuyun...

Hazret-i Nuh ve tufan

Nuh aleyhisselam zamanında Tufan olup, bütün dünyayı su kapladı. Yeryüzünde bulunan insanların ve hayvanların...

Devamını Okuyun...

Hazret-i İbrahim ve Azer

Sıradan bir Müslüman bile Kur’an’ın hükmüne aykırı konuşmaktan sakınır. İslam âlimleri niye Kur'ana aykırı konuşacak ki?...

Devamını Okuyun...

Hızır aleyhisselam

İslam âlimleri, Hızır aleyhisselamın varlığı hakkında değil, Peygamberliği hakkında ihtilaf edip, kimi nebi, kimi de...

Devamını Okuyun...

Hazret-i Eyyub ve sabrı

Eyyub aleyhisselam, namaza durduğu zaman, dünya ile alakasını tamamen keser, Hak teâlâdan başka bir şey düşünmezdi...

Devamını Okuyun...

Lokman aleyhisselam

Kur'an-ı kerimde her ismi geçen peygamber değildir. Lokman aleyhisselamın peygamber olup olmadığını bilmek gerekmez...

Devamını Okuyun...

İskender-i Zülkarneyn

Hazret-i Zülkarneynin de Lokman aleyhisselam gibi peygamber veya veli olduğunda ihtilaf edilmiştir. Peygamber olup...

Devamını Okuyun...

Hazret-i Süleyman ve Belkıs

Süleyman aleyhisselam, Hacdan sonra Sana’ya gitti. Buradaki bir hüdhüd (ibibik), Süleyman aleyhisselamın hüdhüdüne...

Devamını Okuyun...