Allah'ı sorgulamak

Allah'ı sorgulamak

CEVAP

Allah'ın gücü her şeye yeter

Uçsuz bucaksız gökleri, göklerdeki gezegenleri, karaları, denizleri, yer altındaki madenleri, soğuk ve sıcak suları, sayısız insanı, cin, melek, hayvan ve bitkileri, meyveleri düşünürsek, bunları yoktan kim var edebilir ki? Tesadüfen olduğunu aklı başında olan hiç kimse söyleyemez. Tesadüfen olmadığı gibi, bütün insanlar bir araya gelse, bir karınca, bir sivrisinek, bir arpa, bir buğday tanesi yaratabilir mi? Bir insanı değil, sadece bir gözünü yaratması mümkün mü? İnsan bu kadar âcizken, her şeyi yoktan yaratan Allahü teâlâyı nasıl âcizlikle suçlayabilir ki?

Asırlardır ısısı ve ışığı eksilmeden ve her gün düzenli şekilde dönen Güneş’i görmüyor mu? Güneş ışığında çeşitli ışınlar vardır. Işık olmasaydı, gözlerden istifade mümkün olabilir miydi? Renkler nasıl ayırt edilebilirdi? Gece ile gündüz olmaz, her yer karanlık olurdu. Güneş, şimdiki yerinden dünyaya daha yakın olsaydı, fazla sıcaktan dünyada hiçbir canlı yaşayamazdı. Güneş dünyaya daha uzak olsaydı, soğuktan yine dünyada hayat olmazdı. Küçücük bir tohumda, koca bir ağacın programı gizlenmiştir. Bir spermada, koca bir insanın programı vardır. Bu kadar muazzam bir düzeni, aklı olan bir kimse nasıl inkâr edebilir?

Allah adaletli midir?

Adalet nedir? Adalet, kelime olarak bir şeyi yerli yerine koymak demektir. Adalet hukukta, bir âmirin, ülkeyi idare için koyduğu kanunlar içinde hareket etmesidir. Zulüm ise, bu kanunun dışına çıkmaktır. Her şeyi yoktan yaratan Allahü teâlâ, hâkimler hâkimi, her şeyin asıl sahibi ve tek yaratıcısıdır. Üstünde bir âmiri, sahibi yoktur ki, Onu bir kanun altında bulundursun? Bundan dolayı, (Allah’ın yaptığı şu iş, adalete uymuyor) denilemez.

Adaletin bir başka tarifi ise kendi mülkünde olanı kullanmak demektir. Zulüm ise, başkasının mülküne tecavüzdür. Kâinat ve içinde bulunan her şeyin yaratıcısı Allahü teâlâ olduğuna, Ondan başka yaratıcı bulunmadığına ve hiçbir kimse, hiçbir şeye sahip olmadığına göre, Rabbimizin yaptığı işler, hiç kimsenin malına, mülküne tecavüz değildir. Onun yaptığı işler için (Adalete uymuyor) denilemez. Mülk Onundur, dilediği gibi kullanır. Kimsenin bir şey sormaya hakkı yoktur.

Bir insan, ekip büyüttüğü patatesleri kaynatıp yese, yemeğini yapsa, püresini yapsa, hayvanlara yedirse bu zulüm olur mu? Başkalarının patatese niye böyle muamele ediyorsun demeye hakkı olur mu? Herkes malını istediği gibi kullanır. Mal kiminse söz sahibi odur. Kâinat ise Allahü teâlânındır. Bir insanın patates ekmesiyle mukayese edilemez. Patatesi insan yoktan var etmiyor. Allah'ın yarattığı toprakta yetiştiriyor. Buna rağmen patatesi istediği gibi kullanma yetkisine sahiptir. Allahü teâlâ ise kâinatı, içindeki insanları yoktan yaratmıştır. Bir insanın patatesi kullanma yetkisi kadar, Allahü teâlânın kâinatta ve insanlarda tasarruf hakkı yok mudur? Elbette vardır. Kimi yerden kaynar su, kimi yerden soğuk su çıkartır. Kimini zenci, kimini beyaz yaratır. Kimini uzun, kimini cüce yaratır. Kimini kör, kimini sağır yaratır. Kimini çocukken öldürür, kimini yaşlanınca. Mal onundur, niye böyle yarattın, niye böyle yapıyorsun demeye kimsenin hakkı olmaz. Bu tasarrufları, başka birinin malında yapsa, haksızlık olur. Kendi mülkündekini kullanıyor, başkasının malına, mülküne tecavüz etmiyor. Bir kimsenin ektiği patatesi püre yapmasına karışamazken, Allahü teâlânın işine karışmaya kimin yetkisi olabilir ki?
Aynı şekilde, bir yılanın, beni niye yılan yarattın, beni aslan yaratsaydın demeye hakkı olur mu? Aslan da, beni niye hayvan olarak yarattın, beni de insan yaratsaydın daha iyi olmaz mı idi demeye hakkı var mı? Bu her hayvan için böyledir. Domuz, karınca, akrep, sinek, hepsi benzer şeyler söyleyebilir. Fakirin beni niye zengin yaratmadın diyerek Allah’tan hesap sormaya kalkması uygun olur mu? Erkek, şimdi rağbet güzel ile zengine, beni niye kadın yaratmadın dese uygun olur mu? Onu domuz veya köpek olarak da yaratabilirdi. Kadın, ben güçlü bir pehlivan olmak isterdim, beni niye erkek yaratmadın dese uygun olur mu? Zenci, beni niye beyaz yaratmadın diyebilir mi?

Bunları çoğaltmak, hatta ne olursa tersini iddia etmek mümkündür. Bir çiftlik sahibi, aynı cins hayvanları aynı yere koysa veya her birine ayrı yer yapsa yahut bazı cins hayvanları aynı ahıra koysa, buna kimin ne demeye hakkı vardır? Yahut canı isteği zaman bir kuzu veya tavuk kesip yese, buna kim ne diyebilir? Çünkü hayvanlar adamın malıdır, istediği şekilde besler, istediklerini kesip yiyebilir. Kâinattaki her şey de Allahü teâlânın mülküdür, dilediği gibi kullanabilir. Buna kimse karışamaz. Başka bir kimsenin malını kullansa o zaman bir haksızlık mevzubahis olabilir. Hiç kimsenin özel işine karışılmaz.

Allah merhametli mi?

Allah merhametli mi diye soru sormak kadar çirkin ne olabilir? Ondan daha merhametli kim olabilir? Herkesin merhameti sınırlıdır. Rabbimizin merhameti ise sonsuzdur. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Allah'ın acıması, merhameti sonsuzdur.) [Furkan 70]

İki hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Allahü teâlânın mümine olan merhameti, şefkati, acıması bir annenin çocuğuna olan merhametinden daha üstündür.) [Buhari]

(Allahü teâlâ, yarattığı yüz merhametten birini mahlûklarına verdi. Bu sebeple anne evladına şefkat eder, hayvanlar yavrularını sever ve bütün mahlûklar birbirine merhamet eder.) [Ebu Ya’la]

Demek ki insanlar ve hayvanlar arasında merhamet de, Allah'ın verdiği bir merhamet sayesindedir. 99 merhamet ise kendisindedir. Besmeledeki Rahman ve Rahim isimleri de, kullarına iyilik eden, acıyan, merhamet eden demektir. Hâşâ (Allah yalan söylüyor, o merhametsizdir) diyen kendi cahilliğini ortaya atmış olur.

Furkan suresinin yetmişinci âyet-i kerimesinde, bir kâfir Müslüman olsa, bütün günahları, yaptığı bütün çirkin işleri Allahü teâlâ sevaba çeviriyor ve ona Cennetini veriyor. Bundan daha büyük merhamet nasıl olur?

Sakat veya kör yarattığı Müslümanlara da, üç günlük dünyada çektiği bu sıkıntılara karşılık olarak sonsuz Cennet nimetlerini ihsan ediyor. Hiçbir kuluna vermediği sevabları bu kullarına ihsan ediyor. Sonsuz cehennemden kurtarıyor.

Kötülüklere niye mani olmuyor?

Ateist, (Madem Allah varsa, her şeye gücü yetiyorsa, niye kötülüklere mani olmuyor? Niye insanların kötülük işlemesine izin veriyor) diyor.
CEVAP
Allahü teâlâ, günah ve kötülük işlemeyen varlıklar da yaratmıştır. Mesela melekler kötülük yapmaz, günah işlemez. İnsanları ve cinleri farklı yaratmıştır. İyilik ve kötülük yapacak vasıfta yaratmış ve serbest bırakmıştır.

İyilik yaparsan mükâfat var, kötülük yaparsan ceza var demiştir. Bilemeyeceğimiz nice sebep ve hikmetlerden dolayı kullarını imtihana tâbi tutmuştur. İnsana serbestlik vermezse sorgu sual olmaz. Günahı da, sevabı da kendi isteğiyle işlemesi lazımdır. Zoraki sevab işletilirse, zoraki günahtan alıkonursa o zaman mükâfatı nasıl hak eder ki?

Allahü teâlâ, imtihan etmeden de kullarının ne yapacağını, suç, günah işleyeceğini bilir, fakat henüz suç işlemeden cezalandırılsa, (Suçum yokken, imtihan edilmeden, beni cezalandırmanız doğru değildir)diyebilir. İşte bunun gibi sebeplerle, insanlar imtihan için dünyaya getirilmiştir. Söz dinleyenle, dinlemeyen, suç işleyenle işlemeyen belli olsun diye, bazı yasaklar konmuş, bazı ibadetleri yapma mecburiyeti getirilmiştir.

İnsanlar niye eşit değil?

İnsanın yaradılış gayesi bilinmeyince, dünyadaki olayların sebebi anlaşılamaz. İnsan cansız varlık gibi, ot veya hayvan gibi değil, kulluk ve imtihan için yaratıldı. İnsan, ihtiyaçsız, sıkıntısız ve her bakımdan eksiksiz yaratılsaydı, imtihan ve dünya manasız olurdu. İnsanların, hayvanların ve kâinattaki canlı, cansız diğer yaratıkların hareketleri, akılları durdurucu sistemleri incelenince, her şeye gücü yeten Rabbimizin dünyayı maksatsız yarattığı düşünülemez. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İnsanlar, dünyada, birkaç gün dert çekmeselerdi, Cennetin, ebedi sıhhat ve afiyet nimetlerinin sonsuz lezzetlerinin kıymetini bilmezlerdi. Açlık çekmeyen, yemeğin lezzetini anlamaz. Acı çekmeyen rahatlığın kıymetini bilmez. (Mektubat 2/99)

Herkes, her bakımdan eşit yaratılsaydı, büyük bir felaket olur, toplumlar olmazdı. İnsanlar, boy, renk, şekil, akıl, zenginlik, sıhhat, kuvvet, güzellik, ahlâk gibi her hususta, tornadan çıkmış gibi eşit, yani birbirinin aynı olunca milyarlarca insanı birbirinden ayırmak mümkün olmaz. Karı koca birbirini tanıyamaz, insan hanımı ile kızını ayırt edemez, hayat felç olur. Sırf bu şekil benzerliği bakımından, binlerce problem ortaya çıkar. Diğer sahadaki eşitlikler görülmeden, yaşanmadan hayat söner.
Herkes bilgi ve kültür bakımından da eşit olunca, gazeteye, kitaba, filme ihtiyaç kalmaz. Güreş, koşu, yüzme gibi sporlar ve yarışlar olmaz, çünkü herkes aynı kabiliyettedir.

İyinin kıymeti, kötü ile bilinir. Herkes iyi olunca, iyinin kıymeti kalmaz. Çirkinlik olmayınca, güzellik anlaşılmaz. Hastalık olmayınca sağlığın kıymeti bilinmez.

Bir kimse, okuyup her bakımdan mükemmel bir insan olmak ister. Herkes aynı olursa, kim kimden üstün olacaktır? Âmirsiz, memursuz, işçisiz, patronsuz toplum olmaz. Zengin zekât verecek fakir bulamaz.

Her hususta eşitliğin zararları sayılamayacak kadar çoktur. Onun için Allahü teâlâ, her şeyi hikmetli ve adaletli yaratmıştır. Adalet olunca işler düzgün yürür. Mesela beş parmağın beşi de aynı olsaydı, başparmak diğerlerinin arasında olsaydı, bugünkü kadar verimli iş yapılamaz, büyük eksiklik olurdu.

Adaletli yaratılmak, eşit yaratılmakla mukayese bile edilmez. Aynı ana babadan, zekâları, kabiliyetleri farklı çocukların yaratılması, milyarlarca insanın birbirine benzememesi, hatta parmak izlerinin farklı olması bile, Allahü teâlânın kudretinin sonsuzluğunu göstermektedir. Onun kudreti sonsuz, şânı çok yücedir.


Allah’ı sevmek ve tanımak nasıl olur?

Allahü teâlâyı sevmek ikiye ayrılır:
1- Farz olan sevmek,
2- Farz olmayan sevmek...

Devamını Okuyun...

Allah sevgisinin alameti

Allah sevgisinin alameti yedi şeyde belli olur: 1- Allahü teâlâyı seven, ölümden korkmaz. Seven, daima ölüme hazır bekler. Çünkü ölümle, aşık maşuka, garip öz yurduna kavuşmuş olur...

Devamını Okuyun...

Allah korkusunun alameti

Allah korkusunun sebebi, ilim ve marifettir. İlim ve marifet sahipleri, kendi ayıplarını, günahlarını...

Devamını Okuyun...

Sevgi ve korku nasıl olur?

Sevgi gibi, korku da çeşitlidir. Allah sevgisi, Ana baba sevgisinden, evlat sevgisinden, hanım sevgisinden...

Devamını Okuyun...

Gözyaşı rahmettir

Her ağlamanın Allah korkusu ile ilgisi yoktur. Rol icabı da olsa ağlayıp gözyaşı dökenler çoktur. Ancak...

Devamını Okuyun...

Kork Allah’tan korkmayandan

Allah adamlarını, yani Allah’tan korkan salihleri üzmekten, onların sevgisini kaybetmekten çok korkmak lazımdır...

Devamını Okuyun...

Allah ve Resulünü çok sevmek için

İmanı Ehl-i sünnet itikadına göre düzeltmelidir! İman doğru olmadıkça, Allahü teâlâ ve Onun sevdikleri sevilemez...

Devamını Okuyun...

Allah’ın sevgi ve rızasına kavuşmak için

İsrailoğulları benzer bir suali Musa aleyhisselama sual etmişlerdir. Allahü teâlâ, (Onlar benden razı olurlarsa, ben de onlardan razı olurum)...

Devamını Okuyun...

Allah güzeldir, güzeli sever

Bahsettiğiniz hadis-i şerifin daha uygun tercümesi şöyledir: (Allahü teâlâ cemildir. Cemal sahiplerini sever.) Cemal, çirkinliği gidermek, vakar sahibi olmak ve şükretmek için, nimeti göstermek demektir...

Devamını Okuyun...

Hubb-i fillah ve buğd-i fillah

Sevdiklerini sırf Allah rızası için sevmek, düşmanlık ettiklerine de sırf Allah rızası için düşmanlık etmek demektir...

Devamını Okuyun...

Aşk, sevgi ve heves

Sevgiyle aşk aynı şeydir. Sevgi, gönlün zevk aldığı şeye meyletmesi demektir. Kuvvetli sevgiye aşk denir...

Devamını Okuyun...

Yalnız Allah’tan korkmak

Bizi Cennete koyacak olan da, Cehenneme atacak olan da Allahü teâlâdır. Bir başkası bu işi yapamaz...

Devamını Okuyun...

Lütfun da hoş, kahrın da...

Bu sözleri söyleyen evliya zatlardan üçünü bildirelim: Gelse celâlinden cefa, Yahut cemâlinden vefa, İkisi de cana sefa, Nârın da hoş, nurun da hoş...

Devamını Okuyun...

Allah demekte ölçü

Allah diyen herkesi sevmek çok yanlıştır. Dinimizde ölçü, Allah dostları sevilir, Allah düşmanları sevilmez...

Devamını Okuyun...

Allahü teâlâ, mecbur değildir

Allahü teâlâ, insanları Müslüman yapmaya mecbur değildir. Onun merhameti sonsuz olduğu...

Devamını Okuyun...

Ağır yük yüklemek

Bunu iki yönden açıklamak gerekir:
Biri, Allahü teâlâ güç yetmeyen bir şeyi emretmesinin adaletine uygunluğu ...

Devamını Okuyun...

Sorgusuz ceza

Öyle demesi yanlış olur. Allahü teâlânın, günahsız insanı Cehenneme atması kendi mülkünü kullanmak olup...

Devamını Okuyun...

Sakat doğan çocuklar

Hakiki müslüman, Allahü teâlânın rızasından başka muradı olmayan kimsedir. Allahü teâlâ emrettiği için rızk kazanmaya...

Devamını Okuyun...

Herkes eşit yaratılsaydı

Allahü teâlâ, dünya ve ahireti, sevgili kulu ve resulü Muhammed aleyhisselam için yarattı. Diğer canlı ve cansız ...

Devamını Okuyun...

Önce ölenin suçu

Önce ölmek niye suç olsun ki? Allahü teâlâ, hiç kimseye fazla ceza vermez. Hattâ günahların çoğunu da affeder...

Devamını Okuyun...

Adaletle ihsanı karıştırmamalıdır

Bu konuda, Seyyit Abdülhakîm Arvâsî hazretleri buyuruyor ki:
“Adalet ile ihsanı karıştırmamalıdır....

Devamını Okuyun...

Allah bes, bâki heves

Bes, kâfi, yeter, yetişir demektir. Bâki, kalan demektir. Heves ise, nefsin isteği, geçici arzu demektir...

Devamını Okuyun...

İnsanlara ihtiyacını söylemek

Burada, ihtiyaçların karşılanmasını Allahü teâlâdan değil de, insanlardan beklemek kastediliyor. Yani sebebe yapışmak...

Devamını Okuyun...

Tevfizname şiirin acıklaması

Şiir açıklamak çok zordur. Bu şiirde tefviz işleniyor. Tefviz, her şeyin Allah’ın takdiri ile olduğuna inanmak, işlerini Allahü teâlâya havale etmek...

Devamını Okuyun...

Allah’a hüsnüzan etmeli

Eğer kul, Allah'ın kendisini affedeceğini umuyorsa, onu affeder. Allah’tan ümidini kesmişse...

Devamını Okuyun...

Allahü teâlâ Cennette görülecektir

Cennet nimetlerini, lezzetlerini yalnız bedenin lezzeti zannetmek yanlıştır. Dünyada yükselmeye başlayan...

Devamını Okuyun...

Mekr-i ilahi ne demektir

Mekr, hile yapmak, tuzak kurmak suretiyle zarar vermek demektir. Mekr-i ilahi, Allahü teâlânın mekr...

Devamını Okuyun...

Allahü teâlâyı anmak

Zikretmek anmak demektir. Allahü teâlâyı zikretmek de, Onu hatırlamak demektir. İslam âlimleri, bahsettiğiniz...

Devamını Okuyun...

Allah’ın halifeleri vardır

Allahü teâlânın elbette halifeleri vardır. Bu husus, âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerle bildirilmiştir. Mesela iki âyet-i kerime meali şöyledir: (Ey Davud, biz seni...

Devamını Okuyun...

Kim Allah için olursa

Bunu sormak, ilkokul talebesine matematik profesörünün yaptığı bir işlemi kontrol ettirmekten çok daha abestir...

Devamını Okuyun...

Allah'ı sorgulamak

Allah'ın gücü her şeye yeter, Uçsuz bucaksız gökleri, göklerdeki gezegenleri, karaları, denizleri, yer altındaki...

Devamını Okuyun...

Allah hayâ eder mi?

Allah'ın hayâ etmesiyle insanların hayâ etmesi farklıdır. İnsanın hayâ etmesi, sıkılmak, çekinmektir. Fakat Allah'ın hayâ etmesi...

Devamını Okuyun...

Laiklerin tanrısı

Putperestler, yer tanrısı, gök tanrısı, aşk tanrısı, tanrıça denilen dişi tanrı gibi çok tanrıya inanırlar. Demek bir de laiklik...

Devamını Okuyun...

Allah'ın dua etmesi ne demektir?

O âyet-i kerimenin meali şöyledir: (Allah ve melekleri, Resule salât ediyor.  Ey iman edenler, siz de salât edin!)...

Devamını Okuyun...

Meleklere iman nasıl olmalı

İmanın ikinci şartı, Meleklere imandır. Amentü’deki, (Ve melaiketihi) ifadesi, Allahü teâlânın meleklerine inanmayı, iman etmeyi bildirmektedir....

Devamını Okuyun...

Melekler akıllı varlıklardır

Meleklerde erkeklik ve dişilik olmadığı, bütün akaid kitaplarında yazılıdır. Daha önce de, Hristiyanlara özenen bazı kimseler...

Devamını Okuyun...

Melekler ve İblis

Evet, meleklerin hocası ve reisi idi. İslam âlimleri buyuruyor ki: Allahü teâlânın emri ile, bütün melekler...

Devamını Okuyun...

Rahmet melekleri

Elbette çok yanlıştır. Dinle alay etmek için söylenirse küfür de olur. Rahmet melekleriyle Hafaza melekleri ve ölüm meleği ayrıdır....

Devamını Okuyun...

Melekler niye yaratıldı?

Evet, Allahü teâlânın hiç kimsenin yardımına ihtiyacı olmadığı gibi, her şeyi yoktan bir ol demekle yaratabilir. Bir âyet-i kerime...

Devamını Okuyun...

Meleklerle ilgili çeşitli sorular

Melekleri kız şeklinde yapanlar, Hristiyanlardır. Bir de onların etkisi altında kalan cahillerdir. Meleklerde erkeklik, dişilik yoktur....

Devamını Okuyun...

Kitaplara iman

İmanın üçüncü şartı, kitaplara imandır. Amentü’deki, (Ve kütübihi) ifadesi, Allahü teâlânın kitaplarına inanmayı, iman etmeyi bildirmektedir. ...

Devamını Okuyun...

Peygamberlere iman nasıl olmalı

İmanın dördüncü şartı, Peygamberlere imandır. Amentüdeki "Ve rüsülihi" kelimesi, "Allahü teâlânın Peygamberlerine iman etmeyi bildirmektedir...

Devamını Okuyun...

Peygamberler en büyük rehberlerdir

Tarihi inceleyecek olursak, insanların, önlerinde Allahü teâlânın gönderdiği bir rehber olmadan kendi başlarına gittiklerinde...

Devamını Okuyun...

Peygamberler günah işlemez

Masum olmak, kusursuz ve günahsız olmak, Peygamberlere mahsustur. (Merec-ül-bahren) Her Peygamber, büyük küçük her günahtan masumdur. (Riyad-ün-nasıhin)...

Devamını Okuyun...

Nebi ve Resul nedir?

Müslümanlıkla ilgisi olmayan böyle iddialar, dinimizi içten yıkmak isteyen din düşmanlarının taktik ve hilelerindendir...

Devamını Okuyun...

Diğer Peygamberler şefaat etmeyecek mi?

Peygamberlerin hepsi şefaat edecektir. Yukarıda bildirilen ilk şefaat etme durumuyla ilgilidir. Peygamber efendimizden...

Devamını Okuyun...

Ülülazm Peygamberler

Önce Ülülazm Peygamberlere verilen unvanları bildirelim: Muhammed aleyhisselama Habibullah denir. İbrahim aleyhisselama Halilullah denir...

Devamını Okuyun...

İlk insan ve ilk Peygamber

Bu söz; akılla, mantıkla, ilimle bağdaşmaz. Herkes Hazret-i Âdem’in neslinden gelmiştir. Kur’an-ı kerimde, Allahü teâlâ...

Devamını Okuyun...

Hazret-i Âdem ve kan grupları

Bu kimselere göre, sanki Peygamber efendimiz hiç dünyaya gelmedi, hiçbir âyeti açıklamadı. Kasten Resulullahın açıklamalarına hiç yer...

Devamını Okuyun...

Hazret-i Nuh ve tufan

Nuh aleyhisselam zamanında Tufan olup, bütün dünyayı su kapladı. Yeryüzünde bulunan insanların ve hayvanların...

Devamını Okuyun...

Hazret-i İbrahim ve Azer

Sıradan bir Müslüman bile Kur’an’ın hükmüne aykırı konuşmaktan sakınır. İslam âlimleri niye Kur'ana aykırı konuşacak ki?...

Devamını Okuyun...

Hızır aleyhisselam

İslam âlimleri, Hızır aleyhisselamın varlığı hakkında değil, Peygamberliği hakkında ihtilaf edip, kimi nebi, kimi de...

Devamını Okuyun...

Hazret-i Eyyub ve sabrı

Eyyub aleyhisselam, namaza durduğu zaman, dünya ile alakasını tamamen keser, Hak teâlâdan başka bir şey düşünmezdi...

Devamını Okuyun...

Lokman aleyhisselam

Kur'an-ı kerimde her ismi geçen peygamber değildir. Lokman aleyhisselamın peygamber olup olmadığını bilmek gerekmez...

Devamını Okuyun...

İskender-i Zülkarneyn

Hazret-i Zülkarneynin de Lokman aleyhisselam gibi peygamber veya veli olduğunda ihtilaf edilmiştir. Peygamber olup...

Devamını Okuyun...

Hazret-i Süleyman ve Belkıs

Süleyman aleyhisselam, Hacdan sonra Sana’ya gitti. Buradaki bir hüdhüd (ibibik), Süleyman aleyhisselamın hüdhüdüne...

Devamını Okuyun...

Her yere peygamber geldi

Evet, gönderilmiştir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Çok geniş ve çok derin düşünüyorum da, yeryüzünde, Peygamberimizin haberi yetişmeyen....

Devamını Okuyun...

Hiçbir Peygambere dil uzatılmaz

Peygamber efendimize dil uzatılması, ardından Hazret-i İsa’ya dil uzatılması din düşmanlarının bir oyunudur...

Devamını Okuyun...

Peygamberlik seçilmekle olur

Peygamberlik, çalışmakla ve çok ibadet yapmakla ele geçmez. Yalnız Allahü teâlânın ihsanı, seçmesiyle olur. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:...

Devamını Okuyun...

Kabil kâfir idi

Ehl-i sünnete göre, peygamberlerin “aleyhimüsselam” çocukları ve yakınları günahtan mâsum değildir. Kabil’in kâfir olduğu..

Devamını Okuyun...