Deprem ve Günah ilişkisi

Depremlerin sebebi nedir? Ölenler şehit mi? Depremden kaçmayan intihar mı etmiş olur? Toplu olarak gömmek caiz midir?

CEVAP 
Ekseriya depremler ilahi bir ikazdır. Âlimler, (İki Z olunca üçüncü Zgelir) demişlerdir. Yani Zulüm ve Zina çoğalınca Zelzele olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Zina yayılınca depremler çoğalır.) [Deylemi]

(Günahlar açıktan işlenmeye başlanınca, iyi kötü herkes genel bir azaba maruz kalır.) [Taberani]

Depremler kıyamet alametlerindendir. Buhari’deki hadis-i şerifte, (Depremler çoğalmadıkça kıyamet kopmaz) buyurulmuştur. Kıyametin ne zaman kopacağı bildirilmedi. 

Fakat, Peygamber Efendimiz birçok alametlerini haber verdi: 
Mehdi gelecek, İsa gökten inecek, Deccal çıkacak. Yecüc Mecüc her yeri karıştıracak. Güneş batıdan doğacak. Büyük depremler olacak. Din bilgileri unutulacak. Kötülük çoğalacak. Dinsiz, ahlaksız, kimseler Emir olacak, Allahü teâlânın emirleri yaptırılmayacak. Haramlar her yerde işlenecek, Yemen’den bir ateş çıkacak. Gökler ve dağlar parçalanacak. Güneş ve Ay kararacak. Denizler birbirine karışacak ve kaynayıp kuruyacaktır.

İlahi ikazdır
İnsanların isyandan vazgeçmesi için ilahi bir ikaz olan depremden ibret alınmalıdır. Sel, deprem, kuraklık gibi, ilahi musibetlerin ara sıra zuhur edişi, Allahü teâlânın sonsuz nimetlerine, lütuf ve ihsanına karşı isyanda olanları ikaz mahiyetindedir. Hiçbir nimet ve felaket sebepsiz değildir. Düşünebilenler için nice hikmetleri vardır. Günahların affına sebep olduğu gibi başka hikmetleri de vardır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ümmetim için depremler günahlarına kefaret olur.) [Hakim]

(Allahü teâlâ, depremleri iyilere öğüt, müminlere rahmet, kâfirlere ise azap kılar.) [İ.Asakir]

Âlimler, (Tehlikelerden, gücünüz yettiği kadar sakınınız. Çünkü, güç yetmeyen, dayanılamayan şeylerden uzaklaşmak, Peygamberlerin âdetidir) buyurmaktadır. 

Kapalı yerde iken deprem olursa, oradan açık bir yere kaçmak müstehaptır. (Bezzâziyye)

Deprem olunca evden çıkıp açık yere gitmelidir. Resulullah efendimiz, yolda eğri duvarın önünden koşarak geçti. (Hindiyye)

Bu fetvalardan anlaşıldığına göre, depremden kaçmayan intihar etmiş sayılmaz. Müstehabı terk etmiş olur. Depremden kaçmayan mutlaka ölür diye bir şey yoktur. Depremde ölenin imanı varsa mutlaka şehittir. 

Hadis-i şerifte, (Suda boğulan, yangında ölen, duvar ve enkaz altında kalarak ölen, şehittir) buyuruldu. (İbni Asakir)

Zaruret olmadıkça, bir kabre, iki kişi bile gömülmez. Ancak zaruretler haramları mubah kılar. Zaruret olunca toplu halde gömülebilir. 

Müdahene nedir?
Sual:
 Genel olarak haksızlıklar çoğalınca, günahlar işlenince depremler ve diğer belalar zuhur ettiğine göre, bu haksızlıklara ve günahlara engel olmak gerekmez mi? 
CEVAP
Gücü yettiği halde haram işleyene mani olmamak müdahene olur. Müdahene, dünyalık ele geçirmek için, dinden vermektir. 

Haram işleyene veya yanında bulunanlara olan saygısı yahut dine olan bağlılığının gevşekliği, müdaheneye sebep olmaktadır. Fitne olmadığı, yani dinine veya dünyasına veya başkalarına zarar olmadığı zaman, haram ve mekruh işleyene mani olmak gerekir. Mani olmamak, susmak haram olur. Müdahene etmek, haram işlemeye razı olmayı gösterir. Susmak çok yerde iyidir. Fakat, hakkı, hayrı söyleyecek yerde susulmaz. 

(Ya Resulallah! Geçmiş ümmetlerden bir kısmına deprem ile azap yapıldı. Toprak altında kaldılar. Bunların arasında salihler de vardı) denildiğinde (Evet, salihler de birlikte helak oldular. Çünkü Allahü teâlâya isyan olunurken susmuşlardı) buyurdu. (Taberani)

Dünyadaki depremler birer ikazdır. 

Sual:
 Depremde veya buna benzer ölümlerde kelime-i şehadet getiremeden ölen şehit olur mu?
CEVAP
Evet şehit olur. Ani ölüm, müminler için rahmettir.

Sual: Deprem gibi sebeple medeniyetler yıkılıp sıfırdan mı başladı?
CEVAP
Evet.

Allahü teâlâ, kullarına zulmetmez
Sual:
 Ateist bir yazar, depremde ölen çocukları kastederek, inanmadığı halde, Allahü teâlâya dil uzatıyor, depremin adaletsizlik olduğunu söylüyor. (Merhametin bu kadarsa, al senin olsun) diyor. Bu zavallıya cevap verir misiniz?
CEVAP
Adalet nedir? Adalet, kelime olarak bir şeyi yerli yerine koymak demektir. Adalet, bir âmirin, ülkeyi idare için koyduğu kanunlar içinde hareket etmesidir. Zulüm ise, bu kanunun dışına çıkmaktır. Her şeyi yoktan yaratan Allahü teâlâ, hakimler hakimi, her şeyin asıl sahibi ve tek yaratıcısıdır. Üstünde bir âmiri, sahibi yoktur ki, Onu bir kanun altında bulundursun? Bundan dolayı, (Allah’ın yaptığı şu iş, adalete uymuyor) denilemez. 

Adaletin bir başka tarifi ise kendi mülkünde olanı kullanmak demektir. Zulüm ise, başkasının mülküne tecavüzdür. Kâinat ve içinde bulunan her şeyin yaratıcısı Allahü teâlâ olduğuna, Ondan başka yaratıcı bulunmadığına ve hiçbir kimse, hiçbir şeye sahip olmadığına göre, Rabbimizin yaptığı işler, hiç kimsenin malına, mülküne tecavüz değildir. Onun yaptığı işler için (Adalete uymuyor) denilemez. Mülk Onundur, dilediği gibi kullanır. Kimsenin bir şey sormaya hakkı yoktur.
Korkusundan Ona kim ağız açabilir?
Teslim olmaktan başka ne yapılabilir?


Deprem dolayısiyle kimi ölmüş, kimi sakat kalmış, kimi fakirleşmiş olabilir. Mümin Allahü teâlânın kaza ve kaderine razı olur. Razı olmazsa, fakir olunca az diye itiraz eder. Zengin olursa, doymaz, daha ister. Kazandığını haramlara sarf eder. Böyle kimsenin zenginliği de, fakirliği de, dünyada ve ahirette felaketine sebep olur.

Körlük, topallık ve diğer sakatlıkların faydalı veya zararlı olması insandan insana değişir. Kimi, Allahü teâlânın takdirine razı olduğu için, sonsuz olan Cennet nimetlerine kavuşur, kimi de razı olmadığı için, sonsuz olan Cehennemde cezaya müstahak olabilir. Bir kimse kendisi için sakatlığın faydalı veya zararlı olduğunu bilemez. Bazısı illa son model bir arabasının olmasını ister. Arabayı alıp çoluk çocuğuyla bir dereye uçabilir. Lüks bir ev ister. Alır depremde çoluk çocuk beraber ölebilir. Onun için, illa bir şeyin olmasını değil, hayırlı olmasını istemelidir!

Çocuğun sakat olarak doğmasında kendi günahı yoktur. Eğer bunda ana babasının kusuru varsa, günahı onlara aittir. Görmeyen bir kimse, eğer kör olmasaydı kötü işler peşinde gezip, dünya ve ahiretini mahvedebilirdi. Kimi de kör olduğu için isyan edip, Yaratıcının takdirine razı olmaz ve ebedi felaketine sebep olur. Kör olan bir müslüman, Cennete gider. Bir hadis-i şerif meali: 
(Gözsüz kimse, sabrederse, Allahü teâlâ ona Cenneti verir.)[Buhari] 

Yalnız gözü olmayan değil, diğer sakatlıkları olan da sabrederse, ölürken, kabirde ve mahşer yerinde sıkıntı çekmeden Cennete girer. Cennette ise sakatlık yoktur. İmansız olan, sağlam da, sakat da olsa, yeri sonsuz olarak Cehennemdir.

Gerek depremle gelen felaketleri, gerekse başka acılarda suçu kendimizde aramalıyız. Çünkü Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Size gelen musibet, kendi ellerinizle işlediğiniz [günahlar]yüzündendir.) [Şura 30] 

(Sana gelen her iyilik, Allahü teâlânın 
[bir ihsanı, bir nimeti olarak]gelmekte, her kötülük de [işlediğin günahlara karşılık olarak]kendinden gelmektedir. [Hepsini yaratan, gönderen Allahü teâlâdır.]) [Nisa 79] 

Derecelerin yükselmesi gibi sebepler hariç, suçsuz kimseye bela gelmiyor. Herkes kendi cezasını çekiyor.
Hâşâ zulmetmez kuluna Hüdası, 
Herkesin çektiği kendi cezası.

Belanın suçlu suçsuz herkese gelmesinin de sebepleri vardır. Hadis-i şerifde buyuruluyor ki:
(Bir kötülük, [gücü yetenlerce] önlenmezse, Allahü teâlâ, azabını hepsine umumi kılar.) [Hakim]

Günah-deprem ilişkisi 
Sual:
 Bir yazar yazısında (Hiçbir hoca içki ile, faiz ile, zina ile deprem arasında doğrudan bir sebep sonuç ilişkisi kurmaya kalkışmaz) diyor. Bu hususta bilgi verir misiniz?
CEVAP
Bir hocanın, günahla deprem arasında bir ilişki kurup kurmamasının önemi olmaz. Önemli olan bu konuda dinimizin hükmü nedir?

Deprem jeolojik bir olaydır. Ancak her olayın yaratıcısı Allahü teâlâdır. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Zina yayılınca depremler ve fitneler çoğalır.) [Deylemi] 

(Zina ve faiz yaygınlaşan toplum, Allahü teâlânın azabını hak etmiş olur.) [Hakim]

(Zekât verilmezse yağmurlar yağmaz olur.) 
[Beyheki]

Haksızlık ve zulüm yaygınlaşınca da aynı şeylerin olacağı hadis-i şerif ile bildirilmiştir. Aşağıdaki âyet-i kerimede bildirilen depremin kıyamete yakın olduğunu bildiren âlimler vardır:
(O günün depremi çok büyük şeydir. O gün kadınlar memedeki çocuklarını unuturlar. Hâmile kadınlar çocuklarını düşürürler. İnsanlar sarhoş olmuşlar sanılır. Onlar sarhoş değildir. Fakat, Allahü teâlânın azabı çok şiddetlidir.) [Hac 1-2]

Depremi yapan Allahü teâlâ olduğu gibi bir çocuğu yaratan da Allahü teâlâdır. Fakat ana baba olmadan çocuk vermiyor. Çocuk için ana babayı sebep kılıyor. Ana babasız da yaratabilirdi. Fakat Onun âdeti, her şeyi sebeplerle yaratmaktır. Anasız babasız yaratmak âdet dışıdır. Hazret-i Âdem’i âdet dışı yaratmıştır. Onu bile topraktan yaratmıştır. Belayı gönderen de Allahü teâlâdır. 

Bela genelde umumi olarak gelir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Günahlar açıktan işlenince, iyi kötü herkes genel bir azaba maruz kalır.) [Taberani] 

(Eski milletlerden bir kısmına deprem ile azap yapıldı. İyiler de helak oldu. Çünkü günah işlenirken susmuşlar, önlememişlerdi.) 
[Taberani]

(Allahü teâlâ, bir meleğe, bir beldeyi yıkmasını emreder. O melek, bu beldede hiç günah işlemeyen bir zatın da olduğunu bildirince, Cenab-ı Hak, "Belde halkı ile onu da alt üst et! Çünkü o zat, günah işleyenlere yüzünü ekşitmemiştir" buyurdu.) 
[Beyheki]

Peygamber efendimize, (İçinde iyilerin de bulunduğu bir ülke helak olur mu?) dendi. Cevabında, (Evet günah işlenirken, iyiler sükut ederse, hepsi helak olur) buyurdu. (Bezzar)

Derecelerin yükselmesi gibi sebepler hariç, suçsuz kimseye bela gelmiyor. Kul azınca belayı hak eder. Fakat Allahü teâlâ onu takdir etmezse yine bela gelmez. Atalarımız demiş ki:
Bela gelmez kul azmayınca,
Kaza gelmez Hak yazmayınca.

Sual: Her zelzelenin mutlaka insanların günahları ile bir ilgisi var mı?
CEVAP
Yoktur. Günah işlenmese de zelzele olan bölge olur. Ekseriya depremler ilahi bir ikazdır.

Deprem ve istismarcılar
Sual:
 Deprem ve artçı depremler hepimizi korkuttu. Ruh hastamız olanlar bile oldu. Kendine şeyh dedirten bazı zatlar, Eylülün 17’si ile 20’si arasında şiddetli bir deprem olacak, İstanbul’un altı üstüne gelecek, bize inananlar derhal Konya’ya hicret etmelidir. Hanımlara kocaları izin vermezse, izin almadan hicret sevabına kavuşmalıdır demişler. Hatta Mekke’den falanca zat haber gönderdi. Derhal İstanbul’u terk etsinler diye dediler. Falanca yerden, filanca yerden önemli sanılan zatlar, böyle şayialar çıkardılar. Çok korktuk. Biz de hicret edelim mi?
CEVAP 
O zaman birçok okuyucumuz, sizin gibi bize bunları ve benzeri şeyleri anlatıp, Ne yapalım? Biz de hicret edelim mi? dediler. Onlara bunların aslı olmadığını söyledik. Hanımları kocalarından ayırmaya kadar giden bu işin doğru olmadığını söyledik. Bize inananlar gitmedi. İnanmayanlar da hicret ettiler.

Pişkinliğe bakın
Bu zatlar çok pişkin insanlardır. Yalan söylemekten; yalanlarının açığa çıkmasından hiç endişe duymazlar. Onlar, her zaman çaldıkları minareye kılıf uydururlar. Bunun bir canlı örneği şudur:
Hicret edenlere, Hani üstadınızın bildirdiği tarihlerde deprem olmadı dediğimiz zaman, Biz de merak ettik. Fakat üstadımız, büyük deprem olacaktı da biz dua ettik, artçılarla kurtuldukdemiş. Gördünüz değil mi? Bunlar hiçbir şeyin altında kalmıyorlar. Hep böyle halkımızı kandırmaya devam ediyorlar. 

Hele para toplayan gruplardan biri, Yakında kıyamet kopacak, depremler bunun habercisidir. Siz parayı ne yapacaksınız. Haydi verin de Allah yolunda harcanmış olsun diyorlarmış. Onların dediği tarihlerde de kıyamet kopmadı. 

Açıkgöz okuyucularımızdan biri, bu istismarcılardan, tarih vererek, Yakında kıyamet kopacak, kıyamet kopunca paranın hükmü kalmaz diyen zata, İyi de kıyamet kopunca siz parayı ne yapacaksınız, neden bu kadar para toplamakta acele ediyorsunuzdemiş. 

Her olayı kendilerine mal eden bu istismarcılar, para toplamanın yollarını bulmuşlar, kimisi kıyamet kopacak diye, kimisi aziz milletimize hizmet(!) için hüngür hüngür ağlayarak para topluyor. 

Ağlamak üzerine yazı yazdığımız zaman, Amerika’dan bir grup kimse, Ağlamak günah mıdır? Ağlamanın günah olduğuna dair âyet ve hadis var mı? diye e-mail göndermişler, bizi tenkit etmişler. Onlara, Ağlamak çok iyidir. Bu konudaki âyet ve hadisleri size bildireyim. Ancak para toplarken ağlamak uygun değildir dedik. Tenha yerde Allah korkusundan dolayı ağlamak ise çok iyidir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruyor ki:
(Az gülsünler, çok ağlasınlar!) [Tevbe 82] 

Güler yüzlü olmak
Günahlarımızı düşünerek elbette üzülmemiz, ağlamamız gerekir. (Az gülsünler) demek, (Güler yüzlü olmayın) demek değildir. Müslüman her zaman güler yüzlü olur. Fakat günahlarını düşünerek üzülür ve ağlar. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Allah’ı anarken, Allah korkusu ile gözlerinden yaş akan kimseye, kıyamette azap edilmez.) [Hakim]

(Allah korkusu ile ağlayan gözlere, Cehennem ateşinin dokunması haramdır.) 
[Nesai]

(Allah için gözlerinden yaş akan müminin vücudunun, Cehennem ateşinde yanması haramdır. Kıyamet günü her şey ölçülür, tartılır. Bunlardan Allah korkusu ile akan gözyaşı, ateş deryasını söndürecek güçtedir.) 
[Beyheki]

(Allahü teâlâ, Musa aleyhisselama buyurdu ki: "Kulun, benden korkup ağlayarak yaptığı ibadeti, diğer ibadetlerinden üstündür.") 
[Taberani]

(Allahü teâlânın, kendi himayesinden başka hiç bir himayenin bulunmadığı Kıyamet gününde, himayesine aldığı yedi kimseden biri de, yalnız iken Allah’ı anıp gözünden yaş akan kimsedir.) 
[Buhari]

Görüldüğü gibi, yalnız iken ağlamak faziletlidir, para toplarken ağlamak hoş değildir. Ağlama veya gülme ihtiyacı olmadan ağlamak veya gülmek ancak artistlere mahsus bir harekettir, herkes beceremez.

İblisin meleklere sorduğu sualler

Şeytanın, meleklere sorduğu sualleri, Abdülgani Nablusi hazretleri bildirmiştir.şeytan dedi ki:Kulun ibadetinin Allah’a hiç faydası olmadığı gibi, isyanının da hiçbir zararı yoktur...

Devamını oku...

Kalbe gelen düşünceler

Düşünce kalbe beş şekilde gelir:
1- Kalbe gelip gider.
2- Kalbe gelip kalır. Ama insan o işi yapmak istemez...

Devamını oku...

Namazdan sonraki vesvese

Vesvese, zararlı olan şüphe, kuruntu demektir. Hadis-i şerifte, (Vesvese şeytandandır. Abdest alırken, guslederken ve necaset temizlerken, şeytanın vesvesesinden sakının) buyuruldu. (Tirmizi)...

Devamını oku...

Kalb dönektir

Kalbe ruh, gönül de denir. Kalb, kelime olarak, bir hâlden bir hâle değişme, dönme gibi anlamlara gelir. Bir Müslüman da, çeşitli vesveselere, günahlara maruz kalabilir...

Devamını oku...

Vesvese edince

1- Niyet etmediğini bilmeyen yani yüzde yüz ben niyet etmedim diyemeyen kimse, niyet etmiş demektir, namaz sahihtir. Gusülde ve abdestte ise zaten niyet şart değildir...

Devamını oku...

Vesvese için

1- Niyet etmediğini bilmeyen yani yüzde yüz ben niyet etmedim diyemeyen kimse, niyet etmiş demektir, namaz sahihtir. Gusülde ve abdestte ise zaten niyet şart değildir...

Devamını oku...

Şeytan ve zararları

Allahü teâlâdan uzaklaştıran şeylere, şeytan denir. Şeytan üç çeşittir: İblis, nefs ve kötü arkadaş...

Devamını oku...

Vesvese ihtiyat değildir

Dediğiniz şeylerin hepsi haramdır, fakat içinde o haram maddelerin olduğu kesin bilinmedikçe, sakınmak, vesvese, kuruntu ve zararlı olur, haram olmaz, zanla kesin hüküm verilmez...

Devamını oku...

Nakli esas alan kitap

Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından nakli esas aldığı ve içinde yazarına ait düşünce olmadığı için kıymetlidir, çünkü dinimiz nakil dinidir...

Devamını oku...

Mektubat-ı Rabbani

İslam âleminde imam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat'ı kadar kıymetli bir kitap daha yazılmamıştır. Mektubat, üç cild olup, beş yüz yirmi altı mektubunun toplanmasından meydana gelmiştir...

Devamını oku...

Mızraklı ilmihal

Osmanlı sultanları, çok kıymetli bir eser olan Mızraklı İlmihâli, Türklerin bulunduğu her yere göndermişler; halk da dinini doğru olarak öğrenmişlerdi...

Devamını oku...

Kıymetsiz yazılar

Bu kitabın birinci kısmı İmam-ı Rabbani hazretlerinin, ikinci kısmı ise oğlu Muhammed Masum hazretlerinin Mektubat’ından seçilen çok kıymetli ifadelerdir...

Devamını oku...

Çok kitap okumak

Bir şeyin reklamının yapılması, o yayın kuruluşunun o ürünü tavsiye ettiğini göstermez. Reklam ayrı bir konudur...

Devamını oku...

Pusula

Hamdi amca, Mücahit’i bir Cuma namazında camide görmüştü. Namazdan sonra yanına yaklaşarak dedi ki...

Devamını oku...

Sevgi ve düşmanlık

Baklava, iyi bir gıdadır; ancak şeker hastasına zararlıdır. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitapları da bid’at ehline kötü görünür...

Devamını oku...

Faideli Bilgiler kitabı

Bu kitabın içinde iki bölüm vardır:Birinci bölüm, Ahmet Cevdet Paşa’nın yazdığı Malumat-i Nafia(Faideli Bilgiler) risalesidir...

Devamını oku...

Hak Sözün Vesikaları

Bu kitapta, tam 10 risale [kitapçık] vardır:1- Abdullah-ı Süveydi hazretlerinin Hücec-i kat’ıyye kitabıdır.Ehl-i sünnetle Şiilerin arasındaki ayrılığın giderilmesini ve Nadir Şah’ın bu husustaki fermanını bildirmektedir...

Devamını oku...

Herkese Lazım Olan İman

Bu kitap, 4 bölümden meydana gelmiştir:
1- Bu bölümde, Mevlana Halid-i Bağdadi hazretlerinin İtikadnamekitabının tercümesi mevcuttur...

Devamını oku...

İslam Ahlakı

Bu kitap 3 bölümden meydana gelmiştir:
1- İslam Ahlakı: Ali bin Emrullah ve Muhammed Hâdimî hazretlerinin kitaplarından hazırlanmıştır...

Devamını oku...

Eshab-ı kiram kitabı

Eshab-ı kiram kitabının başında, Eshab-ı kiramın üstünlüğü, Eshab-ı kirama dil uzatanların haksız ve cahil oldukları anlatılmakta, ayrıca ictihadın ne olduğu açıklanmaktadır...

Devamını oku...

Kıyamet ve Âhiret

İki bölümden meydana gelmiştir:
1- Kıyamet ve Âhiret: Büyük İslâm âlimi, İmam-ı Gazali hazretlerinin Dürret-ül-fâhire kitabının tercümesidir...

Devamını oku...

Cevap Veremedi

Harputlu İshak Efendi’nin Diyâ-ül-kulûb kitabının tercümesidir. İsa aleyhisselama gönderilen ve hak kitap olan İncil’in tahrif edilmesiyle ortaya çıkan dört kitap...

Devamını oku...

İngiliz Casusunun İtirafları

Harputlu İshak Efendi’nin Diyâ-ül-kulûb kitabının tercümesidir. İsa aleyhisselama gönderilen ve hak kitap olan İncil’in tahrif edilmesiyle ortaya çıkan dört kitap...

Devamını oku...

Hakikat Kitabevi yayınlarından “Namaz Kitabı” hakkında bilgi verir misiniz?

Bu kitap, dokuz bölümden meydana gelmektedir. Ehl-i sünnet itikadı, küfrü gerektiren sözler, namaz, abdest, gusül, teyemmüm, oruç, hac ve zekât bilgileri anlatılmaktadır...

Devamını oku...

Şevahid-ün-nübüvve

Bu kitabı büyük âlim Mevlânâ Abdurrahman Câmî hazretleri yazmıştır. Kitapta, nebi ve resul kelimelerinin manaları, Peygamber efendimizin doğumundan...

Devamını oku...

Zenginlik ve Fakirlik

Zekâtını fakirlere veren ve alın teri ile helalinden kazanan kimsenin villa, köşk yaptırması haram değildir, helal ve makbuldür...

Devamını oku...

İntihar etmek

Hastalık ve dünya sıkıntılarından kurtulmak için ölümü istemek caiz değildir. Fakat dindeki fitneler sebebiyle ölüm istenebilir...

Devamını oku...

Nazar haktır

Nazar haktır. Beğenerek, imrenerek veya kıskanarak bakılan şeylere nazar değer. İnsana, hayvana ve hatta cansıza da nazar değer...

Devamını oku...

Dert ve belaların geliş sebebi

Dünya, zevk yeri değil. Ahiret, bunun için yaratıldı. Dünya ile ahiret, birbirinin zıddı, tersidir. Birini sevindirmek, ötekinin gücenmesine sebep olur...

Devamını oku...

Deprem ve Günah ilişkisi

Ekseriya depremler ilahi bir ikazdır. Âlimler, (İki Z olunca üçüncü Zgelir) demişlerdir. Yani Zulüm ve Zina çoğalınca Zelzele olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki...

Devamını oku...

Yemin ve yemin kefareti

Yemin, kuvvet demektir. Sözün, niyetin, işi yapmak veya yapmamak arzusunun kuvvetli olduğunu gösterir. En kuvvetli şekilde söz vermek olur...

Devamını oku...

Rüya görmek

Rüyada çeşitli hikmetler vardır. Kimi için bir müjde, kimi için bir ikazdır. Kur'an-ı kerimde rüya ve tabiri ile ilgili bilgi vardır...

Devamını oku...

Hipnotizma nedir?

Kişide mevcut şuurluluk durumunun, başka bir şahıs tarafından, çeşitli etkileme yollarıyla değiştirilmesi sonucunda ortaya çıkan özel uyku hâline hipnotizma ve hipnotizm deniyor...

Devamını oku...

Mürted olmaktan korkmalı

Müslümanlıktan ayrılıp, kâfir olana veya ana-babası müslüman olup da, kendisi müslüman olmayana mürted denir...

Devamını oku...

Herkes vasiyetini hazırlamalıdır

Her Müslüman, ölmeden önce vasiyetini yazmalıdır. Vasiyeti, ölüm hastalığında yazmak vacip; sıhhatte iken yazıp, yanında taşımak müstehaptır...

Devamını oku...

Hayvanların ilginç özellikleri

Allahü teâlâ, sayısız hayvan yarattı. Bir kısmının zararından emin olmak, bir kısmının da insanlara itaat etmesi için, onlara akıl vermedi...

Devamını oku...

19’cular bâtıl dini nedir?

Resul = Elçi olduğunu iddia eden Mısırlı Reşat Halife denilen bir sapığın kurduğu, İslam düşmanlarının destekleyip yaymaya çalıştığı bir dindir...

Devamını oku...

Belam-ı Baura kimdir?

Asıl ismi Belam-ı Baura olup, Musa aleyhisselam zamanında yaşamıştı. İsm-i a'zamı bilen, her duası kabul olan büyük bir âlimdi...

Devamını oku...

Ebu Talib’in diriltilmesi

Evet imansız ölmüştür. Bu husustaki hadis-i şerifin meali şöyledir:
(Cehennemde en hafif azap Ebu Talib’e yapılır. Ayaklarında ateşten iki nalın olacak, bunların sıcaklığından beyni kaynayacaktır.) [Müslim]...

Devamını oku...

Eshab-ı kehfin hicreti

Eshab-ı kehf, mağara arkadaşları demektir.Bu mübarek kimselerin isimleri, Yemliha, Mekselina, Mislina,Mernuş, Debernuş, Şazenuş, Kefeştatayyuş ve köpekleri Kıtmir’dir... 

 Devamını oku...

Hallac-ı Mansur

Asıl adı Hüseyin bin Mansur’dur. Hallac denilmesinin sebebi şudur: Bir gün, arkadaşı olan bir hallacın dükkanına girdi...

Devamını oku...

İbni Sina

Asıl adı Hüseyin bin Mansur’dur. Hallac denilmesinin sebebi şudur: Bir gün, arkadaşı olan bir hallacın dükkanına girdi...

Devamını oku...

Somuncu Baba

Âlim ve veli bir zattır. Asıl ismi Hamid’dir. "Somuncu Baba" lakabıyla meşhurdur. 1349’da Kayseri'de doğdu. Şam'a gidip ilim öğrendi...

Devamını oku...

Çok olanın kıymeti bilinmez

Evet, çok olsa da kıymetlidir. Ancak çok olduğu için kıymetlinin kıymeti bilinmez. Birkaç örnek verelim...

Devamını oku...

İnsanın üstünlüğü

Kur’an-ı kerimde, (Her bakımdan üstün, her bakımdan mükemmel yarattık) denmiyor. (Biz insanı, en güzel şekilde yarattık) buyuruluyor. (Tin 4) Bu âyet-i kerimenin tefsiri şöyledir...

Devamını oku...

İnsanlarda üstünlük sırası

En üstünleri Peygamberlerdir. Peygamberlerin en üstünü, son peygamber Muhammed aleyhisselamdır. Bir hadis-i şerifte, (Beni insanların en iyisi bilmeyen kâfirdir) buyuruldu. (Hatib)...

Devamını oku...

Kadınların en üstünleri

Hiçbir evliya kadın, eshab-ı kiramın hanımlarının seviyesine çıkamaz. Eshab-ı kiramın en alt derecesindeki bir sahabi, sahabi olmayan en büyük evliyadan daha üstündür...

Devamını oku...

Kırk hadis ezberlemek

Sadece kırk hadisi hatta Kur’an-ı kerimi ezberleyen Cennete girmez. Hadisleri bizim anlamamız zordur...

Devamını oku...

Doğruyu bulmanın çaresi

Bu konuda imam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: 
[Tirmizi’nin bildirdiği] (Ümmetim 73 fırkaya ayrılır, 72’si Cehenneme gider...

Devamını oku...

Başarı Allah’tandır

Âyet veya hadislerden böyle hüküm çıkarmak çok yanlış olur.İyiyi de, kötüyü de, hayrı da, şerri de yaratan Allah’tır. Kul, hayır veya şer ister, Allahü teâlâ da dilerse kul, irade-i cüziyyesi ile onu işler...

Devamını oku...

Tanımak ne demektir?

Âyet veya hadislerden böyle hüküm çıkarmak çok yanlış olur.İyiyi de, kötüyü de, hayrı da, şerri de yaratan Allah’tır. Kul, hayır veya şer ister, Allahü teâlâ da dilerse kul, irade-i cüziyyesi ile onu işler...

Devamını oku...

Kıyamete kadar

Hayır. İblis sonsuz olarak lanetliktir. (Şu güne kadar) ifadesi iki şekilde kullanılıyor:Birincisi o güne kadar, o gün dâhil olmayan kullanış şekli.
İkincisi, o güne kadar, o gün de dâhil olan kullanış şekli...

Devamını oku...

Her işte başarılı olmak için

Peygamber efendimiz buyurdu ki:(Şu üç şeyi yapanlar, her işte başarılı olurlar: 1- Yapacakları her işi Allah rızası için yaparlarsa,..

Devamını oku...

Önemli sualler ve cevaplar

— Çok zengin olmak için ne yapmalı?
— Kanaatkâr olan, insanların en zengini olur.

Devamını oku...

Kuşlar ne diyor?

Evet, doğrudur. Başka şeyler söyledikleri de bildirilmiştir. İmam-ı Begavi hazretleri, Kab-ül-Ahbar hazretlerinden nakleder...

Devamını oku...

Savaşta hile

Haram olan bazı şeyler savaşta caiz olur. Birkaç örnek verelim:
1- Bir hadis-i şerif meali şöyledir...

Devamını oku...

Renklerin güzeli

Yeşil rengin dinimizde mübarek olduğu muteber kitaplarda bildirilerek, (Renklerin güzeli yeşildir) buyurulmuştur...

Devamını oku...

Tarafsız olmak

Tarafsız davranmak gerektiği yerler varsa da, genelde iyinin, doğrunun yanında olmak yani doğrunun tarafında olmak gerektiğini gösteren örnekler çoktur. Doğru ile yanlış varsa, insan doğrunun tarafında olur...

Devamını oku...

Dost istersen Allah yeter

İçinde doğru sözler de var, fakat Allah söyledi demek yanlıştır. Allah’ın sözleri, ya Kur’an-ı kerimde, ya hadis-i kudside olur...

Devamını oku...

Esas sebep unutuluyor

Bir iki saf bile olsa, saflarda boşluk olması doğru değildir. Birbirine çok sıkı durmak lazımdır. Eshab-ı kiram safları çok sıkı yaptıkları için, elbiselerinin omuzları sürtünmekten eskirdi...

Devamını oku...