Nakli esas alan kitap

Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye kitabı neden kıymetlidir?

CEVAP
Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından nakli esas aldığı ve içinde yazarına ait düşünce olmadığı için kıymetlidir, çünkü dinimiz nakil dinidir. Muhammed aleyhisselam, Allahü teâlânın bildirdiklerini Eshab-ı kirama bildirdi. Onlar da, Tâbiîne, Tâbiîn de Tebe-i Tâbiîne bildirdi. Bunlar ve talebeleri de, kitaplarına yazdılar. Bu kitapları yazan büyük zatlara (Ehl-i sünnet âlimi) denir.

İşte bu kıymetli kitap, yüzlerce kıymetli eserden hazırlanmıştır. İstifade edilen bu eserler, çeşitli kütüphanelerde mevcuttur. Bunların çoğu da tercüme edilmemiştir. Her okuyucunun bu eserleri bulup faydalanması imkânsız denecek kadar zordur. Bir diğer husus da, o kitaplar, kendi zamanlarındaki şartlara göre yazılmıştır. O kitaplardaki bilgiler, günümüzün insanına hitap edecek şekilde, onların ihtiyaçlarına göre hazırlanıp bu kitapta toplanmıştır.

Balın kıymetli bir gıda olması, birçok çiçekten toplanarak hazırlanmasından ileri gelmektedir. Seadet-i Ebediyye de buna benzemektedir. Yüzlerce kitaptan seçilerek toplanmıştır. Bu kitabı okuyan, büyük bir kütüphanedeki bütün kitaplardaki, kendisine lazım olan bilgileri okumuş sayılır.

Piyasadaki bazı ilmihallerdeki bilgilerin hataları bir tarafa, doğru olan bir meselenin hangi kitabın hangi konusundan alındığı da bilinmemektedir. Hattâ bazıları muteber bir kitaptan naklederken hata etmişlerdir. Tamamen nakle dayanan bu eser, ufak bir yanlışlığa meydan vermemek için defalarca kontrolden geçmiş ve her meselenin hangi kitabın neresinden alındığı bildirilmiştir.

Redd-ül-Muhtar, Halebî, Hadîka, Mektubat-ı Rabbânî gibi birçok kıymetli kitaplardan meydana gelen bu eseri okuyan, bahsi geçen muteber kitaplardaki gereken bilgileri okuyup öğrenmiş olur. İmanın esasları, Ehl-i sünnet itikadı çok geniş ve herkesin anlayabileceği şekilde açıklanmıştır. Bâtıl fırkalar ve dinler, inançlar bildirilmiş, Müslümanlar bunların zararlarından korunmuştur. İtikadî meselelerden sonra, İslam’ın beş şartı çok geniş bir şekilde açıklanmıştır. Her konu Hanefî mezhebine göre hazırlanmış, zaman zaman diğer üç mezhebe göre de hükümler ayrıca bildirilmiştir. Hiçbir Türkçe ilmihâlde olmayan, ihtiyaç hâlinde yapılan mezhep taklidi geniş olarak açıklanmıştır. Müslümanların herhangi bir özürle kendi mezhebine göre yapamadığı amelleri, hak olan dört mezhepten birini taklit ederek nasıl yapacağı anlatılmıştır.

Kırk yıldan fazla süren bir araştırmanın mahsulü olan ve yüzden fazla baskısı yapılan bu eser, çeşitli ilim adamlarının tetkikinden de geçmiştir.

Ruh ve cin hakkında uzun açıklamalar yapılmıştır. İnsan kaderini kendi çizebilir mi, kısmet meselesi, alınyazısının mahiyeti bildirilmiştir. Tefsir, meal hakkında yeterli bilgi verilmiştir. Hadis-i şerif çeşitleri de, geniş olarak açıklanmıştır.

İslamiyet’te kadının yeri, kadının ve kocasının birbirlerine karşı hak ve görevleri ve evlilik hakkında geniş bilgi verilmiştir. Yemesi, içmesi haram ve helâl olanlar bildirilmiştir.

Kısacası, bu kıymetli eserde, bir Müslümana gereken bütün dînî bilgiler vardır. Hepsi de en kıymetli eserlerden derlenmiştir. Bu kitabı baştan sona dikkatlice okuyan kimse, dinimizin bütün emir ve yasaklarını öğrenir. Dinimiz hakkında yeterli bilgiye sahip olur. Din düşmanlarının hilelerine aldanmaz. Her Müslümanın dinimizi çok iyi bilmesi şarttır. Dinini bilmeyenin dini yok demektir. 1248 sayfalık bu dev eseri, her Müslümanın okuyup, çoluk çocuğuna da okutması gerekir. En güzel hediye, en güzel mirastır. Bu kitap, www.hakikatkitabevi.net adresinden okunup temin edilebilir. Bu sitede, tamamını sesli dinleme imkânı da mevcuttur.

Tam İlmihal kitabı

Müjde verir millete,
Herkesedir hitabı,
Kavuşturur devlete*,
Tam İlmihal kitabı.

Takip eder her çağı,
Gerçek ilmin kaynağı,
Doğru bilgi yumağı,
Tam İlmihal kitabı.

Atom, füze uzayı,
Güneş, Yıldız ve Ay’ı
Yazar fizik kimyayı,
Tam İlmihal kitabı.

Katıksız Ehl-i sünnet,
Âlimler verir kıymet,
Bilene büyük nimet,
Tam İlmihal kitabı.

Doğru tanıtır dini,
Âlim eder kendini,
Bilir nefsin fendini*,
Tam İlmihal kitabı.

Tutup yerden kaldırır,
Suyu çölde buldurur,
Kalbe ilim doldurur,
Tam İlmihal kitabı.

Yıkar kini garazı*,
Söker kalbden marazı*,
Rabbini eder razı,
Tam İlmihal kitabı.

Över ilmi sevmeyi,
İncitme der kimseyi,
Aydınlatır çevreyi,
Tam İlmihal kitabı.

Emin mehaz* yeridir,
Sanatının eridir,
Halis altın gibidir,
Tam İlmihal kitabı.

Hakka hak vermek için,
Batılı yermek için,
Gerçeği görmek için,
Tam İlmihal kitabı.

Uydurmaz cehalete,
Sevk eder adalete,
Koşturur fazilete,
Tam İlmihal kitabı.

İlim istersen eğer,
Okunur hep beraber,
Nakle verir çok değer
Tam İlmihal kitabı.

Okuyan eder hayret,
Görülür onda gayret,
Ediyor hakka davet,
Tam İlmihal kitabı.

Dağıldı ilden ile,
Duyuldu dilden dile,
Dolaştı elden ele,
Tam İlmihal kitabı.

Nurlanır bütün yüzler,
Yayılır güzel sözler,
Ehl-i sünneti izler,
Tam İlmihal kitabı.

İbret ile baktırır,
Bid’atleri yıktırır,
Bir meşale yaktırır,
Tam İlmihal kitabı.

Okunur her devirde,
Deva olur her derde,
Kaldırır gözden perde,
Tam İlmihal kitabı.

Dini doğru bildirir,
Kalbden pası sildirir,
Son nefeste güldürür,
Tam İlmihal kitabı.

Onu kötüler zalim,
Bilmez ki evde âlim,
Okunmalı sağ salim,
Tam İlmihal kitabı.

Kötülenir ne diye,
Sapıklara reddiye,
Neslimize hediye,
Tam İlmihal kitabı.

Vesikayla nakleder,
Bırakmaz kalbde keder,
Bulunmaz bir şaheser,
Tam İlmihal kitabı.

(*) Kelimeler:
Devlet: 
Büyük nimet
Mehaz: Bir eserin kaynakları
Fent: Hile
Garaz: Kin, düşmanlık
Maraz: Hastalık

Şâfiî mezhebine uyuluyor iddiası
Sual:
 Bir hoca, (Tam ilmihal kitabının yazarının hocası olan Seyyid Abdülhakîm Arvâsî, Şâfiî olduğu için, bu kitap Şâfiî'nin hükümleri esas alınarak hazırlanmıştır) diyor. Her konuda mı, yoksa bazı konularda mı Şâfiî esas alınıyor?
CEVAP
Hiçbir konuda Şâfiî esas alınmıyor. Sadece ihtiyaç hâlinde, diğer üç hak mezhepten de örnekler verilmiştir. Bu kitap, Hanefî’ye göre yazılmıştır. Bu söylenti tamamen yanlıştır. O hocaya yanlış bilgi verildiği için öyle söylüyor. Eğer bizzat kendi inceleseydi, bu kadar yanlış şey söyleyemezdi. Birkaç örnek verelim:
1- Şâfiî’de teşehhütte şehadet parmağını kaldırmak sünnet iken, Tam İlmihâl’de, Hanefî’de parmak kaldırılmaması gerektiğine dair, birçok delil bildirilmiştir. Şâfiî’ye uygun yazılsaydı, (Teşehhütte parmak kaldırmak sünnettir) denirdi. Denmediğine göre, hoca iftira ediyor.

2- Şâfiî'de çıplak ayakla namaz kılmak sünnettir. Tam İlmihâl’de çıplak ayakla kılınmaması gerektiğini bildiren birçok delil vardır. Şâfiî’ye uygun yazılsaydı, (Çıplak ayakla namaz kılmak sünnettir) denirdi.

3- Şâfiî'de, sünnetle farz arasında bazı duaları okumak sünnettir. Tam İlmihâl’de, (Hanefî’de farzla sünnet arasında konuşmak ve dua okumak sünnete zarar verir) deniyor. Şâfiî esas alınsaydı, dua okununca, (Sünneti iade gerekir) denmezdi.

4- Şâfiî'de, namaz içindeki tekbirlerde elleri kulaklara kaldırmak sünnet, Hanefî’de ise mekruhtur. Şâfiî’ye göre yazılsaydı, (Elleri kulaklara kaldırmak mekruhtur) denmezdi.

5- İmamın arkasında Fâtiha okumak, Şâfiî’de farzdır. Şâfiî esas alınsaydı (İmam arkasında Fâtiha okumak tahrimen mekruh) denmezdi.

6- Gusülde ağzı yıkamak, Hanefî'de farz, Şâfiî'de farz değildir. Tam İlmihâl’de, (Gusülde ağız yıkanmazsa, gusül sahih olmaz) deniyor ve bu husus delillerle ispat ediliyor. Şâfiî mezhebi esas alınsaydı, (Diş dolgusu gusle manidir) denmezdi. Hoca, dolduruluşa gelerek, (Şâfiî mezhebi esas alınıyor) diyor. Bunun ne kadar yanlış olduğu bu örneklerden rahatça anlaşılıyor.

7- Kaza namazı borcu olanın sünnetleri kılması 4 mezhepte de caiz değildir. Fevt edilen namaz borcu varken de, sünnet kılması 3 mezhepte caiz değildir, Hanefî’de ise, sünnet kılmanın evla olduğu Tam İlmihâl’de yazılıdır. Şâfiî esas alınsaydı, (Fevt edilen yani bir özürle kazaya kalan namaz borcu varken, sünnetleri kılmayın) denirdi. Hâlbuki (Fevt edilen birkaç vakit kaza namazı varken, sünnet kılmak evladır) deniyor. Hanefî’de (Fevt edilen, yani bir mazeretle kaçırılan kaza namazı varken, sünnetleri kılmak evladır) denirken, art niyetliler, evla kelimesini lazım diye değiştirip (Senelerce kaza borcu olsa da, sünnet kılmak lazımdır) diyorlar. Muteber eserleri esas almayanlara itibar edilmemeli.

Çok önemli bir kitap
Sual:
 Dinimiz hakkında alt yapı kazanmak için hangi konularda, hangi kitapları okumak gerekir?
CEVAP
Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye kitabında, kelam, fıkıh, tasavvuf, tefsir, hadis, siyer-i nebi, İslam medeniyeti gibi her konuda Ehl-i sünnete uygun yeterli bilgi vardır. İman, ibadet, ahlak gibi konular herkesin anlayacağı şekilde işlenmiştir. Çok kitap okuyan çok hata eder. Bu kitabı okuyan sadece alt yapı değil, üst yapı da kazanır. Çünkü merhum hocamız, (Bu kitabı okuyup anlayan âlim, tatbik eden evliya olur) buyurmuştur.

Tercüme nasıl yapılır?
Sual: Bir yazar, İbni Âbidin’den alındığı bildirilen bir hüküm için, (Tam İlmihâl'de yazıyorsa da ben araştırdım, İbni Âbidin’de öyle bir şey yok)dedi. Doğru mu acaba?
CEVAP
O konuyu ve benzer konuları, Tam İlmihâl’i hazırlayan merhum Hocamıza arz etmiştik. Mesela yukarıda bildirilen husus için, (Biz onu İbni Âbidin’deki filan yer ile falan yeri birleştirerek yazdık) diye cevap vermişlerdi. Yani iki cümle farklı yerlerden alındığı için, o hâliyle aynı yerde bulunmaması normaldir.

Hocamız kitaplardan alırken, kelime kelime tercüme etmiyorlar, oradaki maksadı yazıyorlardı. Bunun için Tam İlmihâl’de geçen her ifadeyi, alınan kaynağında aynı kelimelerle bulmak zordur. Yine âyet-i kerimelerin ve hadis-i şeriflerin tercümelerini yazarken de, kelime kelime değil, orada anlatılmak istenen maksadı, yani muteber tefsirlerden alarak mealini yazıyorlardı. Bundan dolayı, piyasadaki bazı insanlar bu tercümeleri anlayamadıkları için yanlış olduğunu söylüyorlar.

Meseleyi bilmediği için böyle söyleyenler olduğu gibi, bu kitaplara itibar edenlerin zihinlerinde soru işaretleri oluşturmaya çalışan art niyetliler de vardır. Böyle kötü niyetli kimselere de, etiketi ne olursa olsun, kesinlikle itibar etmemelidir.

Hocamızda hata aramak
Sual: Tam İlmihâl’in yazarına itibar ediyormuş gibi göründüğü hâlde, (O da insan, hata edebilir) diyenler oluyor. Tam İlmihâl'deki bazı bilgilerin, bazı kitaplara uymadığını, bunun için de bu kitapta hata olabileceğini söyleyen kimse, itibarında samimi olabilir mi?
CEVAP
Samimi olamaz, çünkü Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye, nakle dayanan bir kitaptır. Farklı kavillerin yazılmasına hata denmez. Bir kitaptaki bir kavil esas alınarak, öteki muteber bir kitabın yanlış olduğu söylenemez. Mesela İbni Âbidin’deki bir yazı kaynak gösterilerek, Dürer’deki bir fetvaya yanlış denmez. Çünkü ictihad, ictihadla geçersiz hâle gelmez. İki ictihaddan hangisinin doğru, hangisinin yanlış olduğunu da, Allah'tan başkası bilemez. Şâfiîler imam arkasında Fâtiha okumanın farz olduğunu bildirirken, Hanefîler tahrimen mekruh olduğunu söylüyorlar. Hangisinin doğru olduğunu ancak Allahü teâlâ bilir. Şâfiî olan, Fâtiha okur, Hanefî olan okumaz, ikisi de sevaba kavuşur. Bunun için Tam İlmihâl’deki bir yazıyı, İbni Âbidin’e aykırı bulmak çok yanlıştır. Hocamızın, İbni Âbidin’den değil, başka kitaplardan aldığı yazılar da vardır. Bir örnek verelim. S. Ebediyye’de buyuruluyor ki:
(Müeccel olan, yani zekât farz olduktan sonra, belli zamanda ödenecek olan eski borçların, mesela talak vaktine müeccel mehrin nisap hesabına katılacakları, yani zekâtlarının verileceği İbni Âbidin’de yazılıysa da, bunların nisaba katılmamasının sahih olduğu Dürr-ül-muhtar, Hindiyye, Dürr-ül-münteka, Damad ve Cevhere’de yazılıdır.)

Görüldüğü gibi, tercih edilen kavil, İbni Âbidin’den değil, başka muteber eserlerden alınmıştır. (İbni Âbidin’e aykırı yazılmıştır)diyerek Tam İlmihâl’i suçlamak, art niyetten başka bir şey değildir. Bu ise, öyle söyleyenin, Tam İlmihâl’e itibar etmediğini, itibar ediyormuş gibi göründüğünü ispat etmektedir. İtibar eden, bu kitaptaki bilgileri ve kavilleri esas alır. (Farklı bir kavil bulsam da, kitaba gölge düşürsem)diye uğraşmaz.

(O da insan, hata yapabilir) demek, mezhepsiz taktiğidir. Hocamızın insan olduğunu bilmeyen yoktur. Ama böyle söylemekle, (O da diğer insanlar gibi sıradan biridir) demek istiyorlar. (Yalnız Kur’an)diyenler de, aynı mantıkla, (Peygamber de insandır) diyerek, hadis-i şeriflere olan itimadı sarsmaya çalışıyorlar. İcazetli bir âlim olan Hocamız için, (O da insandır) diyenlerin maksadı, Tam İlmihâl’e gölge düşürmektir. Bu kitabın kıymetini bilenler, böyle oyunlara gelmemelidir.

İlmihâl’e yapılan ilaveler
Sual: Tam İlmihâl'e çok ilave yapıldığı, ilk baskısıyla son baskısının farklı olduğu söyleniyor. İlave niçin yapılmıştır?
CEVAP
Hocamız, hazırladığı bu eserde, zaman zaman lüzum gördüğü değişikliği ve ilaveleri yapmıştır. Kitabın yazarının, yani yetkilisinin böyle yapmasında yadırganacak bir şey yoktur.

Gelen sorulara verilen cevaplarla Tam İlmihâl, çok genişlemiştir. Ayrıca Müslümanları sıkıntıdan ve günahtan kurtarmak için, çeşitli kaviller ilave etmişlerdi. Mesela eskiden sadece Şâfiî mezhebini taklit hakkında bilgi veriliyordu. Sonraları, Mâlikî mezhebini taklitle ilgili geniş bilgi yazıldı. Diş dolgusu olan, kendisine daha kolay gelen iki mezhepten birini seçebilir. Şâfiî’yi taklide başlayanın, sonra değiştirerek Mâlikî’yi taklit etmesinde hiçbir mahzur yoktur.

Bunlar gibi ilaveleri, değişiklikleri takdirle karşılamak gerekirken, tenkit etmek art niyeti göstermez mi? Biz de www.dinimizislam.com ve diğer web sitelerimizi, her gün ilaveler ve çıkarmalar yaparak güncelliyoruz. Yetkilisinin böyle yapmasını yadırgamak çok yanlıştır.

Niye Mâlikî mezhebi taklit ediliyor?
Sual: S. Ebediyye kitabında, Seyyid Abdülhakîm efendi hazretlerinin, Namaz Risalesi’nde, (Dişini kaplatan veya doldurtan, Şâfiî [veya Mâlikî] mezhebini taklit eder) buyurduğu bildiriliyor. Köşeli parantez içine niye Mâlikî yazılmış? Burada Efendi hazretlerinin bildirmediği bir şeyi bildirmek ona muhalefet olmaz mı?
CEVAP
Böyle art niyetli düşünmek çok yanlıştır. Namaz risalesinin yazıldığı dönemde, Şâfiî mezhebi yaygındı. Şâfiî mezhebinin esaslarını öğrenme imkânı daha fazlaydı. Mâlikî mezhebinde belki bir kişi bile bulmak zordu. Şimdi Mâlikî mezhebinin gusül, abdest ve namazdaki farz ve müfsitlerini bilen çok kişi vardır.

İkinci bir husus, (Şâfiî mezhebi taklit edilmemeli) denmiyor. İsteyen yine Şâfiî mezhebini, isteyen Mâlikî'yi taklit edebilir. Kimine Şâfiî'yi taklit kolay gelirken, kimine de Mâlikî'yi taklit etmek daha kolaydır. Bunu mesele etmek çok yanlış bir şeydir.

Şâfiî'de az necasetin bile namaza mâni olması, yabancı kadına hattâ kendi hanımının eline bile dokunsa abdestin bozulması, Mâlikî mezhebinin tercih edilmesine sebep oluyor. Hattâ Şâfiîler bile, (Mâlikî mezhebini taklit edebilir miyiz?) diye sual ediyorlar. Şâfiî doktorlar da, aynı şeyi soruyorlar. Biz de, S. Ebediyye’deki, (Yolda, nakil vasıtalarında ve alışverişte temas korkusu olan Şâfiî bir kimse; Hanefî veya Mâlikî mezhebini taklit etmelidir) hükmüne uyarak, harac olduğu zaman Mâlikî mezhebini taklit edebileceklerini bildiriyoruz. Şâfiîlerin Hanefî mezhebini değil de, Mâlikî'yi taklit etmelerinin sebebini de açıklıyoruz. Ağzında dolgusu olanların Hanefî'yi taklit edemeyeceği için mecburen Mâlikî'yi taklit etmesi gerektiğini söylüyoruz. Şâfiî'de deriden çıkan kan, abdesti bozmadığı gibi Mâlikî'de de bozmuyor. Mâlikî’yi taklit etmek, Şâfiîlere daha kolay geliyor.

Her şeyde bir art niyet aramak doğru olmaz.

Osmanlıcada sıfat tamlaması

Sıfat tamlamasında önce mevsuf [sıfatı bildirilecek kelime] söylenir. Mesela, Ramazan-ı şerif denir, şerif-i Ramazan denmez...

Devamını oku...

Atasözlerine düşmanlık

Bazı kimseler, atalarımızın tecrübe mahsulü kıymetli sözlerindeki incelikleri anlamadıkları veya ters anladıkları için, ceddimize dil uzatıyorlar...

Devamını oku...

Atasözlerini anlamayanlar

Yalnız atasözleri değil, hadis-i şerifleri de anlayamayan bazı sapık fikirli kimseler, bunlara da uydurma, mevzu hadis damgasını basmışlardır...

Devamını oku...

Üzümünü ye, bağını sorma

Genel olarak atasözlerinin hepsi doğrudur. Son asırda atasözü diye bazı sözler ilave edilmiş olabilir. Bunlar ceddimize leke sürülmesine sebep olmaz...

Devamını oku...

İyilikten maraz doğar

O atasözleri, bir çok ilim sahibinin onayından geçerek günümüze kadar geliyor. Onun için bütün ceddimize suizan etmek yanlış olur...

Devamını oku...

Gözden ırak olan

Hadis-i şeriftir, atasözü olarak kullanılmaktadır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Kalb, çok zaman his organlarına bağlıdır...

Devamını oku...

Ecdadımızın güzel sözleri

Aşağıdaki atasözlerinin hiç biri kötü maksatla söylenmemiştir. Ecdadına kusur bulmak, kıyamet alametlerindendir...

Devamını oku...

Atasözünde çelişki olmaz

Atasözlerinde çelişki olmaz. Onların doğruluğu, her asırda onaylanmıştır. Açıklamaları şöyledir:1- Damlaya damlaya göl olur // Taşıma suyla değirmen dönmez...

Devamını oku...

Her koyun kendi bacağından asılır

Yanlış anlamamalıdır! Fransa’daki bir adamın günahı, Mısır’daki bir kimseden sorulmaz. Herkesin günahı da, sevabı da kendine aittir...

Devamını oku...

Çatal kazık

Maalesef atasözü düşmanları, her atasözüne bir kulp takıyorlar. Atasözünün ne maksatla söylendiğine bakmayıp da kelimeler üzerinde duruyorlar...

Devamını oku...

İbadet de, kabahat de gizlidir

Atasözlerinin hepsi doğrudur. Fakat son asırda çıkarılanlar arasında yanlış olanlar olabilir. Atasözlerinin birçoğu hadis-i şerif mealleridir...

Devamını oku...

Yanlış atasözleri

Atasözlerimiz, her asırda doğruluğu onaylanarak bugüne kadar gelmiştir. Söyleniş maksadı bilinmeden suçlamak yanlış olur...

Devamını oku...

Önce iğneyi kendine

Bu sözün de, dine aykırı yönü yoktur. Çok güzel bir sözdür. Birini incitici bir söz söylemeden önce...

Devamını oku...

Sükût ikrardan gelir

Her yerde geçerli olmaz. Çok eskiden, Müslüman kızlar, çok edepli, çok hayâlı oldukları için, (Falancayla evlenmeyi kabul ediyor musun?) diye sorulunca...

Devamını oku...

Aykırı atasözleri

Toplumun seviyesi o kadar düşmüş ki, doğru sözleri de yanlış kabul ediyor. Aynı kişiler, veciz olduğu için hadis-i şeriflere bile uydurma diyecek kadar ileri gitmiştir...

Devamını oku...

Vesvese kötü bir hastalıktır

Vesvese, şeytanın verdiği zararlı olan şüphedir. Vesvese etmek günahtır. Günah işlememek için vesveseye hiç itibar etmemelidir...

Devamını oku...

Kötü düşünceler nereden geliyor

İnsanın kalbine, melekten, şeytandan ve kendi nefsinden de çeşitli düşünceler gelir. Melekten gelene ilham, şeytandan gelene vesvese, nefsten gelene ise hevâ denir...

Devamını oku...

Şeytanla bir âlimin münazarası

Aşağıdaki konuşmada şeytanın verdiği vesveseler hakkında yeterli bilgi verilmektedir...

Devamını oku...

İman ve vesvese

İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki: 
Her insana musallat olan en az bir şeytan vardır...

Devamını oku...

Şeytanın saldırı yolları

Şeytan çeşitli yollarla vesvese vermeye çalışır. Hikmet ehli bir zat diyor ki: Şeytanın, bilhassa şu on yolla vesvese verdiğini görüp, ona göre tedbir aldım...

Devamını oku...

Şeytanın hileleri ve itirafları

İbni Abbas hazretleri anlatır:
Resulullah ile beraber iken biri izin isteyip içeri girmek istedi.
Resulullah (O İblistir) dedi. Hazret-i Ömer, (Ya Resulallah izin verin onu öldüreyim) dedi...

Devamını oku...

İblisin meleklere sorduğu sualler

Şeytanın, meleklere sorduğu sualleri, Abdülgani Nablusi hazretleri bildirmiştir.şeytan dedi ki:Kulun ibadetinin Allah’a hiç faydası olmadığı gibi, isyanının da hiçbir zararı yoktur...

Devamını oku...

Kalbe gelen düşünceler

Düşünce kalbe beş şekilde gelir:
1- Kalbe gelip gider.
2- Kalbe gelip kalır. Ama insan o işi yapmak istemez...

Devamını oku...

Namazdan sonraki vesvese

Vesvese, zararlı olan şüphe, kuruntu demektir. Hadis-i şerifte, (Vesvese şeytandandır. Abdest alırken, guslederken ve necaset temizlerken, şeytanın vesvesesinden sakının) buyuruldu. (Tirmizi)...

Devamını oku...

Kalb dönektir

Kalbe ruh, gönül de denir. Kalb, kelime olarak, bir hâlden bir hâle değişme, dönme gibi anlamlara gelir. Bir Müslüman da, çeşitli vesveselere, günahlara maruz kalabilir...

Devamını oku...

Vesvese edince

1- Niyet etmediğini bilmeyen yani yüzde yüz ben niyet etmedim diyemeyen kimse, niyet etmiş demektir, namaz sahihtir. Gusülde ve abdestte ise zaten niyet şart değildir...

Devamını oku...

Vesvese için

1- Niyet etmediğini bilmeyen yani yüzde yüz ben niyet etmedim diyemeyen kimse, niyet etmiş demektir, namaz sahihtir. Gusülde ve abdestte ise zaten niyet şart değildir...

Devamını oku...

Şeytan ve zararları

Allahü teâlâdan uzaklaştıran şeylere, şeytan denir. Şeytan üç çeşittir: İblis, nefs ve kötü arkadaş...

Devamını oku...

Vesvese ihtiyat değildir

Dediğiniz şeylerin hepsi haramdır, fakat içinde o haram maddelerin olduğu kesin bilinmedikçe, sakınmak, vesvese, kuruntu ve zararlı olur, haram olmaz, zanla kesin hüküm verilmez...

Devamını oku...

Nakli esas alan kitap

Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından nakli esas aldığı ve içinde yazarına ait düşünce olmadığı için kıymetlidir, çünkü dinimiz nakil dinidir...

Devamını oku...

Mektubat-ı Rabbani

İslam âleminde imam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat'ı kadar kıymetli bir kitap daha yazılmamıştır. Mektubat, üç cild olup, beş yüz yirmi altı mektubunun toplanmasından meydana gelmiştir...

Devamını oku...

Mızraklı ilmihal

Osmanlı sultanları, çok kıymetli bir eser olan Mızraklı İlmihâli, Türklerin bulunduğu her yere göndermişler; halk da dinini doğru olarak öğrenmişlerdi...

Devamını oku...

Kıymetsiz yazılar

Bu kitabın birinci kısmı İmam-ı Rabbani hazretlerinin, ikinci kısmı ise oğlu Muhammed Masum hazretlerinin Mektubat’ından seçilen çok kıymetli ifadelerdir...

Devamını oku...

Çok kitap okumak

Bir şeyin reklamının yapılması, o yayın kuruluşunun o ürünü tavsiye ettiğini göstermez. Reklam ayrı bir konudur...

Devamını oku...

Pusula

Hamdi amca, Mücahit’i bir Cuma namazında camide görmüştü. Namazdan sonra yanına yaklaşarak dedi ki...

Devamını oku...

Sevgi ve düşmanlık

Baklava, iyi bir gıdadır; ancak şeker hastasına zararlıdır. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitapları da bid’at ehline kötü görünür...

Devamını oku...

Faideli Bilgiler kitabı

Bu kitabın içinde iki bölüm vardır:Birinci bölüm, Ahmet Cevdet Paşa’nın yazdığı Malumat-i Nafia(Faideli Bilgiler) risalesidir...

Devamını oku...

Hak Sözün Vesikaları

Bu kitapta, tam 10 risale [kitapçık] vardır:1- Abdullah-ı Süveydi hazretlerinin Hücec-i kat’ıyye kitabıdır.Ehl-i sünnetle Şiilerin arasındaki ayrılığın giderilmesini ve Nadir Şah’ın bu husustaki fermanını bildirmektedir...

Devamını oku...

Herkese Lazım Olan İman

Bu kitap, 4 bölümden meydana gelmiştir:
1- Bu bölümde, Mevlana Halid-i Bağdadi hazretlerinin İtikadnamekitabının tercümesi mevcuttur...

Devamını oku...

İslam Ahlakı

Bu kitap 3 bölümden meydana gelmiştir:
1- İslam Ahlakı: Ali bin Emrullah ve Muhammed Hâdimî hazretlerinin kitaplarından hazırlanmıştır...

Devamını oku...

Eshab-ı kiram kitabı

Eshab-ı kiram kitabının başında, Eshab-ı kiramın üstünlüğü, Eshab-ı kirama dil uzatanların haksız ve cahil oldukları anlatılmakta, ayrıca ictihadın ne olduğu açıklanmaktadır...

Devamını oku...

Kıyamet ve Âhiret

İki bölümden meydana gelmiştir:
1- Kıyamet ve Âhiret: Büyük İslâm âlimi, İmam-ı Gazali hazretlerinin Dürret-ül-fâhire kitabının tercümesidir...

Devamını oku...

Cevap Veremedi

Harputlu İshak Efendi’nin Diyâ-ül-kulûb kitabının tercümesidir. İsa aleyhisselama gönderilen ve hak kitap olan İncil’in tahrif edilmesiyle ortaya çıkan dört kitap...

Devamını oku...

İngiliz Casusunun İtirafları

Harputlu İshak Efendi’nin Diyâ-ül-kulûb kitabının tercümesidir. İsa aleyhisselama gönderilen ve hak kitap olan İncil’in tahrif edilmesiyle ortaya çıkan dört kitap...

Devamını oku...

Hakikat Kitabevi yayınlarından “Namaz Kitabı” hakkında bilgi verir misiniz?

Bu kitap, dokuz bölümden meydana gelmektedir. Ehl-i sünnet itikadı, küfrü gerektiren sözler, namaz, abdest, gusül, teyemmüm, oruç, hac ve zekât bilgileri anlatılmaktadır...

Devamını oku...

Şevahid-ün-nübüvve

Bu kitabı büyük âlim Mevlânâ Abdurrahman Câmî hazretleri yazmıştır. Kitapta, nebi ve resul kelimelerinin manaları, Peygamber efendimizin doğumundan...

Devamını oku...

Zenginlik ve Fakirlik

Zekâtını fakirlere veren ve alın teri ile helalinden kazanan kimsenin villa, köşk yaptırması haram değildir, helal ve makbuldür...

Devamını oku...

İntihar etmek

Hastalık ve dünya sıkıntılarından kurtulmak için ölümü istemek caiz değildir. Fakat dindeki fitneler sebebiyle ölüm istenebilir...

Devamını oku...

Nazar haktır

Nazar haktır. Beğenerek, imrenerek veya kıskanarak bakılan şeylere nazar değer. İnsana, hayvana ve hatta cansıza da nazar değer...

Devamını oku...

Dert ve belaların geliş sebebi

Dünya, zevk yeri değil. Ahiret, bunun için yaratıldı. Dünya ile ahiret, birbirinin zıddı, tersidir. Birini sevindirmek, ötekinin gücenmesine sebep olur...

Devamını oku...

Deprem ve Günah ilişkisi

Ekseriya depremler ilahi bir ikazdır. Âlimler, (İki Z olunca üçüncü Zgelir) demişlerdir. Yani Zulüm ve Zina çoğalınca Zelzele olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki...

Devamını oku...

Yemin ve yemin kefareti

Yemin, kuvvet demektir. Sözün, niyetin, işi yapmak veya yapmamak arzusunun kuvvetli olduğunu gösterir. En kuvvetli şekilde söz vermek olur...

Devamını oku...

Rüya görmek

Rüyada çeşitli hikmetler vardır. Kimi için bir müjde, kimi için bir ikazdır. Kur'an-ı kerimde rüya ve tabiri ile ilgili bilgi vardır...

Devamını oku...

Hipnotizma nedir?

Kişide mevcut şuurluluk durumunun, başka bir şahıs tarafından, çeşitli etkileme yollarıyla değiştirilmesi sonucunda ortaya çıkan özel uyku hâline hipnotizma ve hipnotizm deniyor...

Devamını oku...

Mürted olmaktan korkmalı

Müslümanlıktan ayrılıp, kâfir olana veya ana-babası müslüman olup da, kendisi müslüman olmayana mürted denir...

Devamını oku...

Herkes vasiyetini hazırlamalıdır

Her Müslüman, ölmeden önce vasiyetini yazmalıdır. Vasiyeti, ölüm hastalığında yazmak vacip; sıhhatte iken yazıp, yanında taşımak müstehaptır...

Devamını oku...

Hayvanların ilginç özellikleri

Allahü teâlâ, sayısız hayvan yarattı. Bir kısmının zararından emin olmak, bir kısmının da insanlara itaat etmesi için, onlara akıl vermedi...

Devamını oku...

19’cular bâtıl dini nedir?

Resul = Elçi olduğunu iddia eden Mısırlı Reşat Halife denilen bir sapığın kurduğu, İslam düşmanlarının destekleyip yaymaya çalıştığı bir dindir...

Devamını oku...

Belam-ı Baura kimdir?

Asıl ismi Belam-ı Baura olup, Musa aleyhisselam zamanında yaşamıştı. İsm-i a'zamı bilen, her duası kabul olan büyük bir âlimdi...

Devamını oku...

Ebu Talib’in diriltilmesi

Evet imansız ölmüştür. Bu husustaki hadis-i şerifin meali şöyledir:
(Cehennemde en hafif azap Ebu Talib’e yapılır. Ayaklarında ateşten iki nalın olacak, bunların sıcaklığından beyni kaynayacaktır.) [Müslim]...

Devamını oku...