Aykırı atasözleri

Her fırsatta atalarımızı kötüleyen bazı kimseler, şimdi de (Aykırı atasözleri) diyerek bazı atasözlerine saldırıyorlar. Aşağıdaki sözlerin neresi aykırıdır?

CEVAP
Toplumun seviyesi o kadar düşmüş ki, doğru sözleri de yanlış kabul ediyor. Aynı kişiler, veciz olduğu için hadis-i şeriflere bile uydurma diyecek kadar ileri gitmiştir. Atasözlerinin hepsi tecrübe ürünüdür, doğrudur. Son asırda atasözü diye bazı sözler ilave edilmiş olabilirse de, bunlar ceddimize leke sürülmesine sebep olmaz.
Aykırı denilen, fakat her biri veciz sözler olan atasözlerine bakalım:

Aç, anansa da kaç:
(Aç olan kimse tehlikelidir, en yakını bile olsa zarar verebilir) demektir. (Aç it, fırın duvarını deler) atasözü de aç olanın ne zor işler yapabileceğini göstermektedir. (Aç kimse karnını doyurmak için önüne çıkan engelleri aşar ve isteğini elde eder) demektir. (Aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez) sözü de, (Aç bir kimse hiçbir mazeretle susturulamaz) demektir. (Aç kurt yavrusunu yer) sözü de, (Açın gözü kararmıştır, karnını doyurmak için ölümü bile göze alarak kendinden kat kat güçlü olanla boğuşur) demektir. Sözün aykırılıkla bir alakası yoktur.
***
Ana kızına taht kurar, kız bahtı kocada arar:
(Kocası iyi olmayan bir kadın, kendi ne kadar varlıklı olursa olsun, kocasının desteği olmadıkça, kocası ona arka çıkmadıkça kendi varlığı onu mutlu edemez) demektir. Anne kızının geleceği için ne kadar önemli yatırım yaparsa yapsın, kızın kocası iyi değilse faydası olmaz. Kötü koca bunları tüketir, kızın hayatını karartır.
***
Avradı bet [kötü] olanın sakalı tez ağarır:
(Geçimsiz hanımı olan erkek, sıkıntıdan dolayı tez yaşlanır) demektir. Geçimsiz kadın, herkesi yıpratır demektir. Erkek de geçimsiz olsa, o da herkesi yıpratır.
***
Avradın düzdüğü evi Allah yıkmaz; avradın bozduğu evi Allah yapmaz:
(Bir kadın, tutumlu ve geçimli olursa, o ev mânen ve madden yükselir, o evde dirlik düzen olur. Kadın geçimsiz yani kötü olursa, o ev mânen ve madden yıkılmaya maruz kalır) demektir. Onun için (Yuvayı yapan dişi kuştur) demişlerdir. Ev düzeninde kadının rolünün büyük olduğu anlatılıyor.
***
Avradın kazdığı kuyudan su çıkmaz:
Burada kadın erkek statülerinin, bünyelerinin farklı olduğu vurgulanmaktadır. Pahalı ve kıymetli bir araç, çok hızlı gider, fakat tankın yaptığını yapamaz. Tank, otomobil gibi hızlı gidemese de, duvarı uçurur. Hiç kimse, otomobilin tanktan veya tankın otomobilden üstün olduğunu söyleyemez. Çünkü her birinin görevi farklıdır, birinin yaptığını diğeri yapamaz. Kadın, ağır işte çalıştırılamaz, derin kuyu kazamaz, derin olmayınca da su çıkmaz. Bir zamanlar kadın erkek eşit diye, sosyalist Rusya’da, kadın maden ocaklarında çalıştırılmıştı. Elbette erkek gibi verimli olması mümkün değildi. Bu çarpıklık nihayet yıkıldı.
***
Bakmakla öğrenilse it kasaplığı öğrenirdi:
(Bakmakla usta olunsa kediler, köpekler de kasap olurdu) 
da denir. (Yapılmadan, üzerinde çalışılmadan, tecrübe kazanılmadan, yalnızca bakmakla hiçbir şey öğrenilemez) demektir. Kasaplıkla alakası yoktur.
***
Bekâr gözüyle kız alınmaz:
(Bekâr gözü, kör gözü) 
de denir. (Tecrübesi olmayan kişinin yapacağı iş isabetli olmaz) anlamındadır. Bekârla, kız almakla direkt alakası yoksa da, şu mânâya da gelir:
Bekâr erkeğin evlilik tecrübesi olmadığı için, aile olabilecek vasıfları bilemez, kızın kusurlarını göremez. Kaşına gözüne bakar, bir gamze yüzünden kızın, iyi kötü her şeyini kabul eder. Hele bir de kıza âşık olmuşsa temelli gözü kör olur. Ana baba ve yakınları kıza başka gözle bakarlar, onun iyi bir aile olabilecek vasıflarını ararlar. Böylece ona yol gösterirler.
***
Bekâra karı boşaması kolaydır:

(O işte bilgi ve tecrübesi olmayan kimse, yapacağı işi önemsemez, hafife alır. Sonucun nelere mal olacağını hesaplayamaz) demektir. Karı boşamakla alakası yoktur.
***
Bekârın parasını it, yakasını bit yer:
(Bekâr, genelde parasını gereksiz harcar, yaşayışı düzensizdir. Üstü başı kirli olabilir) demektir. (Her bekâr böyledir) demek değildir. Zaten her söz herkes için geçerli olmaz. (Genelde böyledir) anlamındadır.
***
Deveye cilve yap demişler, iki çadır devirmiş:
(Eşeğe
 cilve yap demişler, çifte atmış) da denir. (Kaba kişinin, beğenilsin diye yaptığı işler, şakalar kaba olur) demektir. Deve ile, cilve ile alakası yoktur.
***
El ağzına bakan, karısını tez boşar:
(Başkalarının işin özünü bilmediği konularda onların sözüne uymak yanlışlığa sebep olur) demektir. Çünkü bilir bilmez herkes bir şey söyler. Karı boşamakla alakası yoktur.
***
Erkek kadınla, kadın altınla, altın da ateşle sınanır:
(Erkeğin iyisi hanımıyla iyi geçinendir. Kadının iyisi ziynete değer vermeyendir. Altının hası da ateşte belli olur) demektir. Erkek hanımıyla iyi geçinmiyorsa, imtihanı kaybetmiş demektir. Kadın da, ziynet yüzünden kocasını zor duruma düşürmüşse o da öyledir.
***
Erken evlenen döl alır, erken kalkan yol alır
:
(İşi vaktinde yapan semeresini görür) demektir. (Demir tavında dövülür) sözü de bu anlamdadır. Erken kalkmakla ilgili hadis-i şerifte (Çalışmaya erken gidenin, işi bereketli olur ve başarı kazanır)buyuruldu. Atasözleri genelde hadis-i şerifleri açıklar mahiyettedir.
***
Eşeğe rakı içirmişler, çulunu bahşiş vermiş:
(Sarhoş, içince ahmaklaşır, kabadayılaşır, kendini beğendirmek için, hâline bakmaz, neyi varsa sağa sola verir) demektir. Eşekle çulla alakası yoktur.
***
Fare şarap içerse kediye meydan okur:
(Keçi şarap içerse deveye meydan okur)
 diye de söylenir. (Sarhoşun aklı gittiği için, hâline, kuvvetine bakmaz, başaramayacağı, perişan olacağı işlere başvurur) demektir. Mesela şoförlük yapar, aslan kesilir, herkesi geçmek ister ve kazalara sebep olur.
***
Farzdan önce farz var, namazdan önce boğaz var:
(İki farzdan hangisi öncelikli ise onu yapmalı) demektir. Bir de mesela hazır yemeği kaçırma tehlikesi varken namaz kılınırsa, namaz huşu ile kılınmış olmaz. Namaz mekruh olur. Onun için dinimiz, (Yemek hazırken, namaz vakti çıkmayacaksa veya mekruh vakte girmeyecekse, önce yemek yenmeli) buyurmuştur. Yoksa (Namaz kılma da, yemek ye) demek değildir.
***
Gelinin dini, kaynananın imanı yok:
(Gelin kaynana geçimsizliğinde ikisi de yerine göre suçlu olur. Hep tek taraf suçlanmamalı) demektir. Genel olarak böyle söylenir, ama bu her gelin veya kaynana için söylenmez.
***
Güzellik ondur, dokuzu dondur:
(Giyim kuşam insanı değiştirir, olduğundan farklı gösterir, iyi giyim güzelleştirir) demektir. Bunun için kadınlar, erkeklerden daha fazla ziynete önem verir.
***
Horoz kadar kocam olsun, kümes kadar evim:

Aile hayatının önemini bilen özellikle dul kadınların söylediği bir sözdür. Kirada yaşayanlar bilir. İnsan başını sokacak bir evi ile kendine arkadaş olabilecek bir kocasının olmasını ister.
***
Bir kadın âlâdır, iki olursa belâdır:
(Kadının biri âlâ, ikisi belâdır)
 şeklinde de söylenir. Bu da tecrübeyle söylenmiş bir atasözüdür. (İki hanımı olanın rahatı olmaz. İkinci hanımla evlenen başına belâyı sarmış olur, o evde huzur kalmaz) demektir. Bir fıkra anlatırlar:
Bir kişi sabah namazına ve diğer namazlara hep erken gelirmiş. Sebebini sorarlar. (İki evliyim. Hanımın biri su döküyor, öteki havlu veriyor, tez oluyor) demiş. Buna kanan, başka biri de, bir daha evlenir. O da erken gelmeye başlar. (Sen niye erken geliyorsun?) diye sorarlar. (Hanımların kavgasını duymamak için) diye cevap verir. Meğer ötekinin erken gelmesi de kavga yüzünden imiş, ama söylememiş. (Bana hizmet ediyorlar) diye örtmeye çalışmış.
***
Karının buyurduğu başa, ananın sözünü vur taşa:
Annesinin sözünü tutmayan, karısının sözünden çıkmayan kılıbık evlatlar için söylenir. (Karın bir şey derse baş üstüne dersin, annen söylerse yeter artık dersin) anlamında yerinde bir sözdür.
***
Katıra “Baban kim” demişler, “At dayımdır” demiş:
(İnsan kusurunu gizlemek için iyi yönlerini söyler) demektir. Bilindiği gibi katırın babası eşek, anası attır. (Babam eşektir) dememek için, annesinin kardeşini söyleyerek övünür. Toplumda bu çok görülür.
***
Kime Müslüman desen, haçı koltuğundan çıkar:
(Biz onu iyi olarak bilirdik, kötü bir kimse olduğu anlaşıldı) anlamında söylenir.
***
Misafir, ama ne kâfir:
Uzun süre misafirlikte kalan, (Burası bizim evden rahat) diyerek günlerce gitmeyen, ev sahibinin işini gücünü düşünmeyen yüzsüz misafirler için söylenir. (Bu kadar da yüzsüzlük, anlayışsızlık olmaz) anlamındadır.
***
Oğlan doğur, kız doğur, hamurunu sen yoğur:
(Oğlan olsun, kız olsun, terbiye etmezsen, yaramaz olurlar, baştan çıkarlar) demektir. (Kız olsaydı veya erkek olsaydı bu sıkıntıları yaşamazdık) demek yanlıştır. (Terbiye edilmezse ikisi de elden çıkar) anlamındadır. Cinsiyetin değil, terbiyenin önemi vurgulanmaktadır.
***
Sizde yiyip içelim, bizde gülüp oynayalım:
Hep kendi menfaatini düşünen bencil kimseler için söylenir. (Her türlü masraf, yorgunluk sizde olsun, bedavadan dost ağırlamak bizde olsun diyorsun) anlamında sitemli bir sözdür.
***
Zenginin horozu da yumurtlar:
(Paralı kişi, verimsiz sanılan işlerden bile kâr sağlama yolunu bulur) anlamında uygun bir sözdür. (Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir düz yolda şaşırır) da derler. Genelde, parası olan işini bilir. (Horozuna altın bile yumurtlatır) derler.

Görüldüğü gibi bu sözlerin hiçbiri gerçeklere aykırı değildir. Ama atalarımızı, tecrübenin önemini bilmeyen kimseler, bunları aykırı söz olarak göstermişlerdir.

Omuzu mu, omzu mu?

TDK’nin kuralı geçerli olur. Yani yanlış bile olsa, dil birliği açısından TDK’nin bildirdiklerine uymaya çalışmalıyız, ama bazı dini kelimeleri TDK yanlış yazıyor, onlara uyma mecburiyeti olmaz...

Devamını oku...

Namus nedir?

Namus kelimesinin ırz, doğruluk, kanun, din, iffet, edeb, hayâ, nizam, emniyet gibi birçok manası vardır. Birkaç örnek verelim...

Devamını oku...

Aşağılık zina

Öyle anlamak yanlıştır. Aşağılık olmayan zina da vardır denmiyor. Zina kötülenip, aşağılık bir iş deniyor. Bu şekilde söylenenlere birkaç örnek verelim...

Devamını oku...

Tâğut ne demektir?

İki âyet-i kerime meali şöyledir:
(Dinde [Cizye vermeyi kabul eden Ehl-i kitabı Müslüman olsunlar diye] zorlama yoktur...

Devamını oku...

Kavram kargaşası

Akıl, iyiyi kötüden ayıran bir kuvvettir. Hafıza gibi bilgi deposu değildir, unutmak veya hatırlamak gibi bir görevi yoktur...

Devamını oku...

Tedbirini terk eyle!

O şiir şöyledir:
Kalbin ona berk eyle!
Tedbirini terk eyle!
Takdirini derk eyle!
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler...

Devamını oku...

Burnu sürtülsün

Yazıklar olsun anlamında mecazi bir ifadedir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ramazan girip çıktığı hâlde günahları affedilmeyenin burnu sürtülsün!...

Devamını oku...

İslam demokrasisi

Demokrasi kelimesi, Yunanca dimokratia [dimos, (halk topluluğu) + kratia (iktidar)] kelimesinden türemiştir. Halkın iktidarı demektir...

Devamını oku...

Hâkimler hâkimi Allah

Allahü teâlâ, orada, (Allah hâkimler hâkimidir, öyle değil mi?) diye soruyor. Allah'ı tasdik etmemiz gerekir. (Hayır) dersek yanlış olur, Allah'ı tasdik etmemiş oluruz...

Devamını oku...

Kardeş ve abi demek

Kur’an-ı kerimde müminlerin kardeş olduğu bildiriliyor. Peygamber efendimiz, (Allah’ın kulları, kardeş olun!) buyuruyor...

Devamını oku...

Câhiller, zındıklar

S. Ebediyye kitabı yüzlerce Ehl-i sünnet âliminin kitaplarından tercüme edilerek hazırlanmış bir ilim kitabıdır. Herkesin bildiği gibi, bu tabirler hakaret için değil, tarif için kullanılıyor...

Devamını oku...

Kullanmak tâbiri

Elbette o mânâya da gelir. Mesela içki kullanmak, sigara kullanmak, uyuşturucu kullanmak denir. Hâlbuki içki içilir, sigara da içilir. Uyuşturuculardan da içilenler var...

Devamını oku...

Hacıya hacı denir

Öğünmek için, kibir için denmiyorsa, hacıya hacı denmesinin hiç mahzuru yoktur. Hattâ hacı olmayana bile ona ikram için (Hacı dayı), (Hacı baba) veya (Hacı nine) demek de caizdir...

Devamını oku...

Sorulu cümlenin mânâsı

Evet, ifadeleri kuvvetlendirmek için soru şeklinde söyleniyor. Arapçadainne, le kelimeleri de ifadeleri kuvvetlendirir. Mesela, (Vel asr innel insâne le fi husr) ifadesi, (İnsan hüsrandadır) demektir...

Devamını oku...

Mukim ve seferi

Bu söz, söyleyen kişiye göre değişir. Büyük bir zat söylemişse, tevil edilir. Dünyanın geçiciliğini, asıl yaşanılacak yerin âhiret olduğunu belirtmek için söylendiği anlaşılır...

Devamını oku...

Osmanlıcada sıfat tamlaması

Sıfat tamlamasında önce mevsuf [sıfatı bildirilecek kelime] söylenir. Mesela, Ramazan-ı şerif denir, şerif-i Ramazan denmez...

Devamını oku...

Atasözlerine düşmanlık

Bazı kimseler, atalarımızın tecrübe mahsulü kıymetli sözlerindeki incelikleri anlamadıkları veya ters anladıkları için, ceddimize dil uzatıyorlar...

Devamını oku...

Atasözlerini anlamayanlar

Yalnız atasözleri değil, hadis-i şerifleri de anlayamayan bazı sapık fikirli kimseler, bunlara da uydurma, mevzu hadis damgasını basmışlardır...

Devamını oku...

Üzümünü ye, bağını sorma

Genel olarak atasözlerinin hepsi doğrudur. Son asırda atasözü diye bazı sözler ilave edilmiş olabilir. Bunlar ceddimize leke sürülmesine sebep olmaz...

Devamını oku...

İyilikten maraz doğar

O atasözleri, bir çok ilim sahibinin onayından geçerek günümüze kadar geliyor. Onun için bütün ceddimize suizan etmek yanlış olur...

Devamını oku...

Gözden ırak olan

Hadis-i şeriftir, atasözü olarak kullanılmaktadır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Kalb, çok zaman his organlarına bağlıdır...

Devamını oku...

Ecdadımızın güzel sözleri

Aşağıdaki atasözlerinin hiç biri kötü maksatla söylenmemiştir. Ecdadına kusur bulmak, kıyamet alametlerindendir...

Devamını oku...

Atasözünde çelişki olmaz

Atasözlerinde çelişki olmaz. Onların doğruluğu, her asırda onaylanmıştır. Açıklamaları şöyledir:1- Damlaya damlaya göl olur // Taşıma suyla değirmen dönmez...

Devamını oku...

Her koyun kendi bacağından asılır

Yanlış anlamamalıdır! Fransa’daki bir adamın günahı, Mısır’daki bir kimseden sorulmaz. Herkesin günahı da, sevabı da kendine aittir...

Devamını oku...

Çatal kazık

Maalesef atasözü düşmanları, her atasözüne bir kulp takıyorlar. Atasözünün ne maksatla söylendiğine bakmayıp da kelimeler üzerinde duruyorlar...

Devamını oku...

İbadet de, kabahat de gizlidir

Atasözlerinin hepsi doğrudur. Fakat son asırda çıkarılanlar arasında yanlış olanlar olabilir. Atasözlerinin birçoğu hadis-i şerif mealleridir...

Devamını oku...

Yanlış atasözleri

Atasözlerimiz, her asırda doğruluğu onaylanarak bugüne kadar gelmiştir. Söyleniş maksadı bilinmeden suçlamak yanlış olur...

Devamını oku...

Önce iğneyi kendine

Bu sözün de, dine aykırı yönü yoktur. Çok güzel bir sözdür. Birini incitici bir söz söylemeden önce...

Devamını oku...

Sükût ikrardan gelir

Her yerde geçerli olmaz. Çok eskiden, Müslüman kızlar, çok edepli, çok hayâlı oldukları için, (Falancayla evlenmeyi kabul ediyor musun?) diye sorulunca...

Devamını oku...

Aykırı atasözleri

Toplumun seviyesi o kadar düşmüş ki, doğru sözleri de yanlış kabul ediyor. Aynı kişiler, veciz olduğu için hadis-i şeriflere bile uydurma diyecek kadar ileri gitmiştir...

Devamını oku...

Vesvese kötü bir hastalıktır

Vesvese, şeytanın verdiği zararlı olan şüphedir. Vesvese etmek günahtır. Günah işlememek için vesveseye hiç itibar etmemelidir...

Devamını oku...

Kötü düşünceler nereden geliyor

İnsanın kalbine, melekten, şeytandan ve kendi nefsinden de çeşitli düşünceler gelir. Melekten gelene ilham, şeytandan gelene vesvese, nefsten gelene ise hevâ denir...

Devamını oku...

Şeytanla bir âlimin münazarası

Aşağıdaki konuşmada şeytanın verdiği vesveseler hakkında yeterli bilgi verilmektedir...

Devamını oku...

İman ve vesvese

İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki: 
Her insana musallat olan en az bir şeytan vardır...

Devamını oku...

Şeytanın saldırı yolları

Şeytan çeşitli yollarla vesvese vermeye çalışır. Hikmet ehli bir zat diyor ki: Şeytanın, bilhassa şu on yolla vesvese verdiğini görüp, ona göre tedbir aldım...

Devamını oku...

Şeytanın hileleri ve itirafları

İbni Abbas hazretleri anlatır:
Resulullah ile beraber iken biri izin isteyip içeri girmek istedi.
Resulullah (O İblistir) dedi. Hazret-i Ömer, (Ya Resulallah izin verin onu öldüreyim) dedi...

Devamını oku...

İblisin meleklere sorduğu sualler

Şeytanın, meleklere sorduğu sualleri, Abdülgani Nablusi hazretleri bildirmiştir.şeytan dedi ki:Kulun ibadetinin Allah’a hiç faydası olmadığı gibi, isyanının da hiçbir zararı yoktur...

Devamını oku...

Kalbe gelen düşünceler

Düşünce kalbe beş şekilde gelir:
1- Kalbe gelip gider.
2- Kalbe gelip kalır. Ama insan o işi yapmak istemez...

Devamını oku...

Namazdan sonraki vesvese

Vesvese, zararlı olan şüphe, kuruntu demektir. Hadis-i şerifte, (Vesvese şeytandandır. Abdest alırken, guslederken ve necaset temizlerken, şeytanın vesvesesinden sakının) buyuruldu. (Tirmizi)...

Devamını oku...

Kalb dönektir

Kalbe ruh, gönül de denir. Kalb, kelime olarak, bir hâlden bir hâle değişme, dönme gibi anlamlara gelir. Bir Müslüman da, çeşitli vesveselere, günahlara maruz kalabilir...

Devamını oku...

Vesvese edince

1- Niyet etmediğini bilmeyen yani yüzde yüz ben niyet etmedim diyemeyen kimse, niyet etmiş demektir, namaz sahihtir. Gusülde ve abdestte ise zaten niyet şart değildir...

Devamını oku...

Vesvese için

1- Niyet etmediğini bilmeyen yani yüzde yüz ben niyet etmedim diyemeyen kimse, niyet etmiş demektir, namaz sahihtir. Gusülde ve abdestte ise zaten niyet şart değildir...

Devamını oku...

Şeytan ve zararları

Allahü teâlâdan uzaklaştıran şeylere, şeytan denir. Şeytan üç çeşittir: İblis, nefs ve kötü arkadaş...

Devamını oku...

Vesvese ihtiyat değildir

Dediğiniz şeylerin hepsi haramdır, fakat içinde o haram maddelerin olduğu kesin bilinmedikçe, sakınmak, vesvese, kuruntu ve zararlı olur, haram olmaz, zanla kesin hüküm verilmez...

Devamını oku...

Nakli esas alan kitap

Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından nakli esas aldığı ve içinde yazarına ait düşünce olmadığı için kıymetlidir, çünkü dinimiz nakil dinidir...

Devamını oku...

Mektubat-ı Rabbani

İslam âleminde imam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat'ı kadar kıymetli bir kitap daha yazılmamıştır. Mektubat, üç cild olup, beş yüz yirmi altı mektubunun toplanmasından meydana gelmiştir...

Devamını oku...

Mızraklı ilmihal

Osmanlı sultanları, çok kıymetli bir eser olan Mızraklı İlmihâli, Türklerin bulunduğu her yere göndermişler; halk da dinini doğru olarak öğrenmişlerdi...

Devamını oku...

Kıymetsiz yazılar

Bu kitabın birinci kısmı İmam-ı Rabbani hazretlerinin, ikinci kısmı ise oğlu Muhammed Masum hazretlerinin Mektubat’ından seçilen çok kıymetli ifadelerdir...

Devamını oku...

Çok kitap okumak

Bir şeyin reklamının yapılması, o yayın kuruluşunun o ürünü tavsiye ettiğini göstermez. Reklam ayrı bir konudur...

Devamını oku...

Pusula

Hamdi amca, Mücahit’i bir Cuma namazında camide görmüştü. Namazdan sonra yanına yaklaşarak dedi ki...

Devamını oku...

Sevgi ve düşmanlık

Baklava, iyi bir gıdadır; ancak şeker hastasına zararlıdır. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitapları da bid’at ehline kötü görünür...

Devamını oku...

Faideli Bilgiler kitabı

Bu kitabın içinde iki bölüm vardır:Birinci bölüm, Ahmet Cevdet Paşa’nın yazdığı Malumat-i Nafia(Faideli Bilgiler) risalesidir...

Devamını oku...

Hak Sözün Vesikaları

Bu kitapta, tam 10 risale [kitapçık] vardır:1- Abdullah-ı Süveydi hazretlerinin Hücec-i kat’ıyye kitabıdır.Ehl-i sünnetle Şiilerin arasındaki ayrılığın giderilmesini ve Nadir Şah’ın bu husustaki fermanını bildirmektedir...

Devamını oku...

Herkese Lazım Olan İman

Bu kitap, 4 bölümden meydana gelmiştir:
1- Bu bölümde, Mevlana Halid-i Bağdadi hazretlerinin İtikadnamekitabının tercümesi mevcuttur...

Devamını oku...

İslam Ahlakı

Bu kitap 3 bölümden meydana gelmiştir:
1- İslam Ahlakı: Ali bin Emrullah ve Muhammed Hâdimî hazretlerinin kitaplarından hazırlanmıştır...

Devamını oku...

Eshab-ı kiram kitabı

Eshab-ı kiram kitabının başında, Eshab-ı kiramın üstünlüğü, Eshab-ı kirama dil uzatanların haksız ve cahil oldukları anlatılmakta, ayrıca ictihadın ne olduğu açıklanmaktadır...

Devamını oku...

Kıyamet ve Âhiret

İki bölümden meydana gelmiştir:
1- Kıyamet ve Âhiret: Büyük İslâm âlimi, İmam-ı Gazali hazretlerinin Dürret-ül-fâhire kitabının tercümesidir...

Devamını oku...

Cevap Veremedi

Harputlu İshak Efendi’nin Diyâ-ül-kulûb kitabının tercümesidir. İsa aleyhisselama gönderilen ve hak kitap olan İncil’in tahrif edilmesiyle ortaya çıkan dört kitap...

Devamını oku...

İngiliz Casusunun İtirafları

Harputlu İshak Efendi’nin Diyâ-ül-kulûb kitabının tercümesidir. İsa aleyhisselama gönderilen ve hak kitap olan İncil’in tahrif edilmesiyle ortaya çıkan dört kitap...

Devamını oku...

Hakikat Kitabevi yayınlarından “Namaz Kitabı” hakkında bilgi verir misiniz?

Bu kitap, dokuz bölümden meydana gelmektedir. Ehl-i sünnet itikadı, küfrü gerektiren sözler, namaz, abdest, gusül, teyemmüm, oruç, hac ve zekât bilgileri anlatılmaktadır...

Devamını oku...