Tâğut ne demektir?

İslamcı denilen kimseler, tâğutu sadece (Allah’ın koyduğu ölçüler dışında ölçüler koyan kimse) diye tarif ediyorlar. İslam âlimleri tâğutu nasıl tarif etmişlerdir?

CEVAP
İki âyet-i kerime meali şöyledir:
(Dinde [Cizye vermeyi kabul eden Ehl-i kitabı Müslüman olsunlar diye] zorlama yoktur. Artık hak bâtıldan, doğruluk sapıklıktan, imanla küfür birbirinden ayrılmıştır. O hâlde kim tâğutu [şeytanı, putları, sihirbazları, kâhinleri, insanları tuğyana yani, günaha, isyana sevk edenleri] reddedip Allah’a inanırsa, kopmayan en sağlam kulpa [Müslümanlığa] yapışmıştır. Allah hakkıyla işiten ve kemaliyle bilendir.) [Bekara 256] (Urvet-ül vüska = Sağlam kulp, Resulullah efendimizdir. Şifa-i şerif)

(Kendilerine kitap verilmiş olanlar, cibt ve tâğuta iman ediyorlar, sonra da kâfirler için: “Bunlar, Allah’a iman edenlerden daha doğru yoldadır” diyorlar.) [Nisa 51]

Cibt ve tâğut adlarında iki puta inanıyorlar. Cibt, put, haç, kâhin gibi manalara da gelir. Allah’ın haram kıldığı her şeydir. Tâğut ise, insanları azdıran her şeydir.

Yahudilerin ileri gelenlerinden bir zümre Mekke’ye giderek müşriklere, (Müslümanlara karşı düşmanlık ilân edeceğiz, ama peygamberleri, size bizden daha yakın olduğu için ileride belki anlaşıp bizi yalnız bırakmanızdan korkuyoruz) dediler. Müşrikler de Yahudilere karşı buna benzer bir itimatsızlık gösterince, güya teminat olmak üzere, müşriklerin cibt ve tâğut adlarındaki putlarına secde ettiler.

İmam-ı Kurtubî hazretleri buyuruyor ki: Tağut, put ve şeytan demektir. Enes bin Malik hazretleri, (Tağut, Allahü teâlâdan başka, kendisine ibadet edilen her şeydir) buyurmuştur. Hazret-i Ömer de, (Tağut, şeytandır) buyurmuştur. Tağut, tuğyan kelimesiyle aynı kökten türemiştir, insanı azdıran her şeydir. El-Cevherî, (Tağut, kâhin, şeytan veya sapıklıkta başı çeken kimsedirdemiştir. (Cami-ul-ahkâm)

Tağut ülkesinde yaşamak
Sual:
 Bazıları diyor ki: (Bugün dünya tağutla idare ediliyor. Tağutların kanunlarına uyanlar; milletvekili, belediye başkanı seçenler, seçilenler; hâkimler, savcılar, polisler ve bütün memurlar; Avrupa, Amerika ve Asya’da işçi olarak çalışanlar müşrik olduğu gibi, herhangi bir iş için mahkemeye başvuranlar da müşriktir. Tağutun idaresinden pasaport alıp yurtdışına çıkanlar, hattâ hacca gidenler müşrik olur. Trafikte kırmızı ışıkta durmak, yeşil ışıkta geçmek, tağutun adamlarıyla herhangi bir anlaşma yapmak da şirk olur, çünkü böyle yapmak, tağutu meşrulaştırmaktır. Onların kanunlarına uymayıp, onlara karşı gelmek lazımdır.)
Bunları söyleyenler, herhangi bir ülkede yaşadıklarına göre, kendileri müşrik olmuyor mu?
CEVAP
Böyle söylemeleri çok yanlıştır. Bu görüşler daha çok dışarıdan geliyor, Müslümanlar arasında bölücülük yaparak fitne çıkarmayı hedefliyorlar. Bu oyuna gelmemeli. Peygamber efendimiz ve Eshab-ı kiram, onların tağut dedikleri putçularla anlaşmalar ve alışveriş yapmadı mı?

Kâfir ülkesinde çalışmak ve kâfire ücret karşılığı hizmet etmek günah değildir. Gayrimüslim Avrupa’da çalışmak caizdir. Mekke Müslümanları da Habeşistan’a hicret edip, orada gayrimüslimlerin işlerinde çalışmışlardı.

Yusuf aleyhisselam, kâfir hükümetinden vazife istedi. Herhangi bir vazifeye bir zalimin geçmesini önlemek ve Müslümanlara hizmet etmek için, kâfir olan âmirden bile vazife istemeli. İmam, öğretmen, polis olmaya çalışmalı. Bir iyilik yapamasa da, Müslümanlara zarar gelmesini önlemiş olur. Zaruretsiz vazifeden istifa etmek de, bunun için caiz değildir. (S. Ebediyye)

Müslüman olsun, kâfir olsun, âdil olsun, zalim olsun, hiçbir hükümete karşı isyan etmek, kanunlara karşı gelmek, hiçbir zaman caiz değildir. Fitne çıkarmamalı, fitne çıkaranların arasına karışmamalı. Komünist ülkelerinde bulunan bir Müslümanın İslamiyet’e uygun yaşaması, ibadetlerini yapabilmesi imkânsız olursa, zalimlere yine karşı gelmemeli, bir İslam ülkesine hicret etmeli. İslam ülkesine de hicret imkânı yoksa, insan haklarına, dine, ibadete saldırmayan herhangi bir ülkeye gitmelidir. (S. Ebediyye)

İsa aleyhisselam, kâfir hükümdara dahi itaati emretmiştir, çünkü 70-80 kişiyle Roma Devleti’ne ve bütün Yahudilere karşı cihad etmek, onlara karşı gelmek mümkün değildi. İslamiyet’te de hükümete, kanunlara karşı gelmek men edilmiştir. (Cevap Veremedi kitabı)

Aynı zihniyetteki kişiler, (Avrupa’daki seçimlerde oy kullanmak, gayrimüslim partilerin Müslümanlığa aykırı icraatlarını onaylamak olacağı için, küfürdür, şirktir) diyorlar. Müslüman ülkelerde de Müslümanlığa aykırı çok icraatlar oluyor. O zaman dünyanın herhangi bir ülkesinde oy kullanmaya küfür demiş oluyorlar. Bu çok yanlıştır. Oy kullanmak küfür değildir. Mecelle’de, (Ehven-i şerreyn tercih olunur)buyuruluyor. Yani iki zararlı şeyden birini yapmak zorunda kalanın, hafif olanını tercih etmesi gerekir. Daha kötüsünü önlemek için, ondan daha az zararlıyı tercih etmek günah olmaz. En kötünün başa geçmemesi için, elbette zararı az olana oy vermek gerekir. Hatta kazanamayacağı bilinen faydalı olan partiye oy verince, oyların bölünmesine ve kötülerin iş başına geçmesine sebep olacaksa, daha az zararlı olanın başa geçmesi için, faydalı olana oy vermemek gerekir. Netice önemlidir. Bu inceliği iyi düşünmeli. Ülkeye, dünyaya zarar verecek kötü kimselerin söz sahibi olmasına sebep olmak, veballi bir iştir.

Kanuna uymakla karşı gelmemek ayrıdır. Bir kimse kanunu beğenmiyor, ama karşı da gelmiyorsa, kanuna aykırı hareket etmiş sayılmaz. Bir de kanunun zorladığı işleri yapmak günah olmaz.

İkrah, bir insanı, istemediği bir şeyi yapması için, haksız olarak zorlamak demektir. Bu durumda, zorlanan işi yapmak zaruret olur. Hapis, dayak, nafakayı kazanmaya ve çalışmaya mani olmak gibi hususlar birer ikrahtır. Sultanın [kanunların] emirleri de ikrah demektir.(Redd-ül-muhtar, Dürer-ül-hükkam)

Yaşayan merhum

Merhum, rahmete kavuşmuş demektir. Yaşayanlar için de kullanılabilir. Ancak, yerleşmiş şekli ölüler içindir...

Devamını oku...

Yedullah

Mücessime ve müşebbihe denilen [yani Allahü teâlâyı bir cisim olarak kabul eden ve Ona insanlardaki gibi uzuvlar isnat eden] fırkalar...

Devamını oku...

Zikir ne demektir?

Zikir, zihinde tutmak, hatırlamak, anmak gibi manalara gelir. Kur’an-ı kerimde ise, kitap, Kur’an, Allah’ı anmak, namaz, şeref gibi manalara gelir...

Devamını oku...

Zıllullah

Zikir, zihinde tutmak, hatırlamak, anmak gibi manalara gelir. Kur’an-ı kerimde ise, kitap, Kur’an, Allah’ı anmak, namaz, şeref gibi manalara gelir...

Devamını oku...

Zalime ceza vermek

İmhal, mühlet vermek, tehir etmek, geciktirmek; ihmal ise, önem vermemek, eksik bırakmak; Yezdan, ilah demektir...

Devamını oku...

Zayıf ve müftabih kavil

İhtiyaç olunca o kaville amel edilir demektir. İhtiyaç olunca günümüzde zayıf kaville amel etmek, kuvvetli kaville amel etmek gibi sahih, hatta lazım olur. S. Ebediyye’den bir örnek verelim...

Devamını oku...

Sevgi ve aşk

Sevgili, sevilen kimse demektir. Asıl sevilmesi gereken, Allahü teâlâ ve onun sevdikleridir. Yani, sevgili onlardır...

Devamını oku...

İmameyn, tarafeyn, vs.

İmameyn = İki imam demektir. İmam-ı Ebu Yusuf ile İmam-ı Muhammed için kullanılır...

Devamını oku...

Tayyib ne demektir?

Tarikat ehline haram olup da, diğer Müslümanlara helal olan şeyler yoktur. Dinimizin emir ve yasakları, bütün Müslümanlar için geçerlidir...

Devamını oku...

Ebrar ve mukarrebler

Ebrar, Allahü teâlânın rızasına kavuşmak için çalışan Müslümanlar, yani salihlerdir. Mukarreb, Allahü teâlânın sevgisine kavuşan büyük veli demektir...

Devamını oku...

Sual ve soru

Bazı kimseler arasında bu yaygındır; ama hep o manada kullanılmaz. Sual, Türkçede soru demektir. Sorgulamak, sorguya çekmek, sorgu sual ifadeleri imtihan içindir...

Devamını oku...

Ahmak olana verilecek cevap

Bu söz, hadis imamlarından İbni Hibban hazretlerine aittir. Bu sözün manası şöyledir...

Devamını oku...

Âlemlerin çeşitleri

Şu kadarını bilmek yeterli olur: Mahlûklar [yaratıklar] üç kısma ayrılır:
1- Âlem-i emir, ruhlar âlemidir...

Devamını oku...

Aziz ve zelil

Aziz; izzetli, şerefli demektir. Zelil; hor, hakir, alçak, rezil demektir.(Kullara dayanarak izzet kazanmaya çalışanı Allah zelil eder.)[Hâkim]...

Devamını oku...

Farsça terkipler

Üçü de, yanlış değildir. İmam-ür-Rabbani, Arapça söyleniş şeklidir. İmam-ı Rabbani, Farsça söyleniş şeklidir...

Devamını oku...

Allah’ın dostları

(Akılla, kıyasla din olmaz; nakli esas almak gerekir) demelidir. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:(Allah İbrahim’i halil [dost] edindi.) [Nisa 125]...

Devamını oku...

Takva ve fetva

Takva, haramlardan sakınmaksa da, (Takva ve fetva) birlikte kullanılınca, takva azimetle hareket etmek, fetva ise ruhsatla amel etmek anlamına gelir. Birkaç örnek verelim...

Devamını oku...

Anahtar neyin sembolü?

O söz, büyük zatlardan birine aittir. Anahtar, sadece iyilik sembolü değildir. Barın, pavyonun, kumarhanenin anahtarı olmaz mı? Caminin de anahtarı olur, randevuevinin de anahtarı olur...

Devamını oku...

Zarf ve mazruf

Her üç söz de doğrudur. Zarf söylenir, mazruf yani zarfın içindeki anlaşılır. Zamana uymak, o zamanda yaşayan insanlara uymak, onlar gibi hareket etmek demektir...

Devamını oku...

Hizbullah kime denir?

Hizbullah, Mücadele suresinde Eshab-ı kiram için kullanılmış çok önemli bir tabirdir. Maide suresindeyse, Allah’ı, Resulünü ve müminleri dost edinenler için kullanılmıştır. İkisi de aynı anlamdadır...

Devamını oku...

Göklerin secde etmesi

Hizbullah, Mücadele suresinde Eshab-ı kiram için kullanılmış çok önemli bir tabirdir. Maide suresindeyse, Allah’ı, Resulünü ve müminleri dost edinenler için kullanılmıştır. İkisi de aynı anlamdadır...

Devamını oku...

Ebced nedir?

Ebced hesabı, her harfi bir rakamı gösteren, İslam harfleriyle yazılı sekiz kelimeden meydana gelen bir hesap sistemidir...

Devamını oku...

Farz etmek

Farz ayrı, farz etmek ayrıdır. Farz etmek, bir deyimdir. Varsaymak yani olmadığı hâlde öyle olduğunu düşünmek demektir...

Devamını oku...

Gâib ne demektir?

Farz ayrı, farz etmek ayrıdır. Farz etmek, bir deyimdir. Varsaymak yani olmadığı hâlde öyle olduğunu düşünmek demektir...

Devamını oku...

Gâib nedir?

Gâib kelimesinin birkaç manası vardır:1- Kayıp anlamındadır. (Ali, kaybettiği saatini bulmak için, gâibe [kayıp] bulma duasını okudu) cümlesindeki gâib kayıp anlamındadır...

Devamını oku...

Vatanın önemi

Dinsiz insan için bile vatan önemlidir. Vatansız devlet olmaz. Devlet olmayınca insanların yaşaması zordur. Kargaşa olur, birlik beraberlik olmaz...

Devamını oku...

Omuzu mu, omzu mu?

TDK’nin kuralı geçerli olur. Yani yanlış bile olsa, dil birliği açısından TDK’nin bildirdiklerine uymaya çalışmalıyız, ama bazı dini kelimeleri TDK yanlış yazıyor, onlara uyma mecburiyeti olmaz...

Devamını oku...

Namus nedir?

Namus kelimesinin ırz, doğruluk, kanun, din, iffet, edeb, hayâ, nizam, emniyet gibi birçok manası vardır. Birkaç örnek verelim...

Devamını oku...

Aşağılık zina

Öyle anlamak yanlıştır. Aşağılık olmayan zina da vardır denmiyor. Zina kötülenip, aşağılık bir iş deniyor. Bu şekilde söylenenlere birkaç örnek verelim...

Devamını oku...

Tâğut ne demektir?

İki âyet-i kerime meali şöyledir:
(Dinde [Cizye vermeyi kabul eden Ehl-i kitabı Müslüman olsunlar diye] zorlama yoktur...

Devamını oku...

Kavram kargaşası

Akıl, iyiyi kötüden ayıran bir kuvvettir. Hafıza gibi bilgi deposu değildir, unutmak veya hatırlamak gibi bir görevi yoktur...

Devamını oku...

Tedbirini terk eyle!

O şiir şöyledir:
Kalbin ona berk eyle!
Tedbirini terk eyle!
Takdirini derk eyle!
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler...

Devamını oku...

Burnu sürtülsün

Yazıklar olsun anlamında mecazi bir ifadedir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ramazan girip çıktığı hâlde günahları affedilmeyenin burnu sürtülsün!...

Devamını oku...

İslam demokrasisi

Demokrasi kelimesi, Yunanca dimokratia [dimos, (halk topluluğu) + kratia (iktidar)] kelimesinden türemiştir. Halkın iktidarı demektir...

Devamını oku...

Hâkimler hâkimi Allah

Allahü teâlâ, orada, (Allah hâkimler hâkimidir, öyle değil mi?) diye soruyor. Allah'ı tasdik etmemiz gerekir. (Hayır) dersek yanlış olur, Allah'ı tasdik etmemiş oluruz...

Devamını oku...

Kardeş ve abi demek

Kur’an-ı kerimde müminlerin kardeş olduğu bildiriliyor. Peygamber efendimiz, (Allah’ın kulları, kardeş olun!) buyuruyor...

Devamını oku...

Câhiller, zındıklar

S. Ebediyye kitabı yüzlerce Ehl-i sünnet âliminin kitaplarından tercüme edilerek hazırlanmış bir ilim kitabıdır. Herkesin bildiği gibi, bu tabirler hakaret için değil, tarif için kullanılıyor...

Devamını oku...

Kullanmak tâbiri

Elbette o mânâya da gelir. Mesela içki kullanmak, sigara kullanmak, uyuşturucu kullanmak denir. Hâlbuki içki içilir, sigara da içilir. Uyuşturuculardan da içilenler var...

Devamını oku...

Hacıya hacı denir

Öğünmek için, kibir için denmiyorsa, hacıya hacı denmesinin hiç mahzuru yoktur. Hattâ hacı olmayana bile ona ikram için (Hacı dayı), (Hacı baba) veya (Hacı nine) demek de caizdir...

Devamını oku...

Sorulu cümlenin mânâsı

Evet, ifadeleri kuvvetlendirmek için soru şeklinde söyleniyor. Arapçadainne, le kelimeleri de ifadeleri kuvvetlendirir. Mesela, (Vel asr innel insâne le fi husr) ifadesi, (İnsan hüsrandadır) demektir...

Devamını oku...

Mukim ve seferi

Bu söz, söyleyen kişiye göre değişir. Büyük bir zat söylemişse, tevil edilir. Dünyanın geçiciliğini, asıl yaşanılacak yerin âhiret olduğunu belirtmek için söylendiği anlaşılır...

Devamını oku...

Osmanlıcada sıfat tamlaması

Sıfat tamlamasında önce mevsuf [sıfatı bildirilecek kelime] söylenir. Mesela, Ramazan-ı şerif denir, şerif-i Ramazan denmez...

Devamını oku...

Atasözlerine düşmanlık

Bazı kimseler, atalarımızın tecrübe mahsulü kıymetli sözlerindeki incelikleri anlamadıkları veya ters anladıkları için, ceddimize dil uzatıyorlar...

Devamını oku...

Atasözlerini anlamayanlar

Yalnız atasözleri değil, hadis-i şerifleri de anlayamayan bazı sapık fikirli kimseler, bunlara da uydurma, mevzu hadis damgasını basmışlardır...

Devamını oku...

Üzümünü ye, bağını sorma

Genel olarak atasözlerinin hepsi doğrudur. Son asırda atasözü diye bazı sözler ilave edilmiş olabilir. Bunlar ceddimize leke sürülmesine sebep olmaz...

Devamını oku...

İyilikten maraz doğar

O atasözleri, bir çok ilim sahibinin onayından geçerek günümüze kadar geliyor. Onun için bütün ceddimize suizan etmek yanlış olur...

Devamını oku...

Gözden ırak olan

Hadis-i şeriftir, atasözü olarak kullanılmaktadır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Kalb, çok zaman his organlarına bağlıdır...

Devamını oku...

Ecdadımızın güzel sözleri

Aşağıdaki atasözlerinin hiç biri kötü maksatla söylenmemiştir. Ecdadına kusur bulmak, kıyamet alametlerindendir...

Devamını oku...

Atasözünde çelişki olmaz

Atasözlerinde çelişki olmaz. Onların doğruluğu, her asırda onaylanmıştır. Açıklamaları şöyledir:1- Damlaya damlaya göl olur // Taşıma suyla değirmen dönmez...

Devamını oku...

Her koyun kendi bacağından asılır

Yanlış anlamamalıdır! Fransa’daki bir adamın günahı, Mısır’daki bir kimseden sorulmaz. Herkesin günahı da, sevabı da kendine aittir...

Devamını oku...

Çatal kazık

Maalesef atasözü düşmanları, her atasözüne bir kulp takıyorlar. Atasözünün ne maksatla söylendiğine bakmayıp da kelimeler üzerinde duruyorlar...

Devamını oku...

İbadet de, kabahat de gizlidir

Atasözlerinin hepsi doğrudur. Fakat son asırda çıkarılanlar arasında yanlış olanlar olabilir. Atasözlerinin birçoğu hadis-i şerif mealleridir...

Devamını oku...

Yanlış atasözleri

Atasözlerimiz, her asırda doğruluğu onaylanarak bugüne kadar gelmiştir. Söyleniş maksadı bilinmeden suçlamak yanlış olur...

Devamını oku...

Önce iğneyi kendine

Bu sözün de, dine aykırı yönü yoktur. Çok güzel bir sözdür. Birini incitici bir söz söylemeden önce...

Devamını oku...

Sükût ikrardan gelir

Her yerde geçerli olmaz. Çok eskiden, Müslüman kızlar, çok edepli, çok hayâlı oldukları için, (Falancayla evlenmeyi kabul ediyor musun?) diye sorulunca...

Devamını oku...

Aykırı atasözleri

Toplumun seviyesi o kadar düşmüş ki, doğru sözleri de yanlış kabul ediyor. Aynı kişiler, veciz olduğu için hadis-i şeriflere bile uydurma diyecek kadar ileri gitmiştir...

Devamını oku...

Vesvese kötü bir hastalıktır

Vesvese, şeytanın verdiği zararlı olan şüphedir. Vesvese etmek günahtır. Günah işlememek için vesveseye hiç itibar etmemelidir...

Devamını oku...

Kötü düşünceler nereden geliyor

İnsanın kalbine, melekten, şeytandan ve kendi nefsinden de çeşitli düşünceler gelir. Melekten gelene ilham, şeytandan gelene vesvese, nefsten gelene ise hevâ denir...

Devamını oku...

Şeytanla bir âlimin münazarası

Aşağıdaki konuşmada şeytanın verdiği vesveseler hakkında yeterli bilgi verilmektedir...

Devamını oku...

İman ve vesvese

İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki: 
Her insana musallat olan en az bir şeytan vardır...

Devamını oku...