Kabir azabından kurtulmak için

Hayır da, şer de Allah’tandır

CEVAP
Kur’an-ı kerimde de, hadis-i şeriflerde de hayrın ve şerrin Allah’tan olduğu açıkça bildiriliyor. Şimdiye kadar gelen istisnasız bütün İslam âlimleri, (Hayır da şer de Allah’tan) demişlerdir. Şerrin Allah’tan olmadığı inancı Hristiyanlık ile Mutezile ve bazı sapık fırkaların görüşüdür. Hiçbir Ehl-i sünnet âlimi şer Allah’tan değildir dememiştir. Çünkü hiçbir âlim, Kur’an ve hadise aykırı konuşmaz. Kul kendi kaderini yaratamaz. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Lut’un karısının azaba uğramasını takdir ettik.) [Hicr 60] (Yani kaderini öyle kötü yazdık)

(Güzel akıbet takdir ettiklerimiz [kaderi güzel olanlar]Cehennemden uzak tutulur.) [Enbiya 101]

(Eğer Allah insanlara, hayrı çarçabuk istedikleri gibi, şerri de acele verseydi, elbette onların hepsi helak olurdu. Fakat bize kavuşmayı ummayanları [ahireti, dirilmeyi inkâr edenleri] biz, azgınlıkları içinde bocalar bir halde bırakırız.) [Yunus 11]

(Rabbin, kendi istediğini yaratır, dilediğini seçer. Onların seçim hakkı yoktur.) [Kasas 68]

(Her şeyin yaratıcısı Allah’tır.) [Zümer 62, Mümin 62]
Müfessirlerin şahı imam-ı Kadı Beydavi hazretleri bu âyet-i kerimeyi şöyle açıklıyor:
(Hayrı, şerri, imanı, küfrü ve her şeyi yaratan ancak Allahü teâlâdır. Her şey Onun tasarrufu altındadır.)

Peygamber efendimiz, Kur'an-ı kerimdeki imanla ilgili âyetleri açıklayıp buyuruyor ki:
(Allahü teâlâ, “Bana inanıp da kadere, hayır ve şerrin benim takdirimle olduğuna inanmayan, benden başka Rab arasın” buyurdu.) [Şirazi]

(Bir kişi, kaderin, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmadıkça, mümin sayılmaz.) [Tirmizi]

Görülüyor ki, (Hayır da şer de Allah’tandır) inancını Amentü’ye sokan Allah ve Resulüdür.
Cebriye denilen sapık fırka da, bu âyetlere bakınca, (Bize günahları işleten Allah’tır, biz günahlardan sorumlu değiliz) demiştir. Elbette bu da yanlıştır. Ehl-i sünnete göre, insanda irade-i cüziyye vardır. İşlediği günahlardan sorumludur.

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İman-küfür, hayır-şer, hidayet-dalalet, taat-günah, Allahü teâlânın yaratması olup, hepsi de Onun takdir ve iradesiyledir. Hak teâlâ sevabı ve günahı kulların ameline bağlı kılmıştır. İnsanı iradesine bırakmış, azabı ve sevabı, iradenin sarfına bağlı kılmıştır ki, buna kesb denir. Kesb, kuldan, yaratmak Allah’tandır. Kesb, kendi irademizle yaptığımız hareketlerdir.

Allahü teâlânın yaratacağı şeyleri ezelde bilmesi, irade sıfatını yok etmediği gibi, kullarının yapacağı şeyleri de ezelde bilmesi, kulların irade ve ihtiyar sahibi olmalarına mani değildir.

Allahü teâlânın emirler, yasaklar koyması, insanda kesb bulunduğu içindir. Eğer kesb olmasaydı, hâşâ bu emir ve yasaklar lüzumsuz olurdu. Azap ve nimet vaadleri hâşâ yanlış olurdu. Peygamberlerin ve kitapların gönderilmesi de yine bu şekilde hâşâ temelinden yersiz bir iş olurdu. Görülüyor ki bu zatın maksadı dinleri temelinden yıkmaktır.

Allahü teâlâ elbette her şeyi bilir
Yukarıda, hayır ve şerrin Allah’tan olduğunu âyet ve hadislerle kısaca ispat etmiştik. Şimdi ise, “Eğer herkesin Cennete veya Cehenneme gideceğini Allah biliyorsa, o zaman bizi niçin sorumlu tutuyor? Nereye gideceğimizi biliyorsa, peki niye bize koskoca Kur’anı gönderdi? Niye emirler ve yasaklar bildirdi? Alın yazısı diye, kader diye bir şey yoktur, herkes kendi kaderini kendisi çizer” savına cevap veriyoruz.

Bu savların hepsinin cevabı Kur’an-ı kerimde vardır. İslam âlimleri açıklamıştır.

Önce şunu soralım:
Bir insanın Cennete mi Cehenneme mi gideceğini Allah bilmez mi? Bilmeyen ilah olur mu hiç? Kur’an-ı kerimdeki o kadar âyetler nasıl inkâr edilir? Bunun maksadı, (Çamur at, tutmazsa da iz bırakır) misali, belki bazı gafilleri avlarım diye böyle desteksiz atıyor.

Kötülükleri yaratan başkası mı?
Mektubat-ı Rabbanide buyuruluyor ki:
İmam-ı a’zam hazretleri, İmam-ı Cafer-i Sadık hazretlerine sordu:
- Allah, insanların istekli işlerini, onların arzusuna mı bırakmıştır?
- Hayır, rübubiyetini [yaratıcılığını ve her istediğini yapmak büyüklüğünü] âciz kullarına bırakmaz.
- O zaman kullarına işleri zorla mı yaptırıyor?
- O âdildir. Kuluna zorla günah işletip, sonra da Cehenneme sokmaz.
- O hâlde, insanların istekli hareketlerini kim yapıyor?
- İşleri, ne insanların arzusuna bırakmış, ne de kimseyi, o işleri yapmaya mecbur bırakmıştır. Yaratmayı kullarına bırakmadığı gibi, zorla da yaptırmaz. İkisi arası olagelmektedir. (1/289)

Mutezile’den Abdülcebbar Hemedani, Ehl-i sünnet âlimlerinden Ebu İshak İsferaini'ye sordu:
- Allah, kötülüğü, günahı istemez ve yaratmaz. Bunları şeytan yaratmıyor mu?
- Hayrı da, şerri de, her şeyi yalnız Allah yaratır. Başkası bir şey yaratamaz.

- Allah kendine isyan edilmesini diler mi?
- Allahü teâlâ, küfrü ve günahları dilemese ve yaratmasa, kul, zorla Ona isyan edebilir mi? Kul, irade-i cüziyyesi ile küfür, günah, kötülük yapmak ister. Allah da dilerse, onun istediğini yaratır.

- Bir kimse hidayet istediği halde, Allah ona hidayet dilemese, ona kötülük etmiş olmaz mı?
- Kulun hakkını vermemeyi dilemez, ama kendi hakkını almayı dilemeyebilir. Zerre kadar iyilik yapana karşılığını verir. Küfürden başka günahların çoğunu da affeder. Küfrü dilemesine gelince, Hak teâlâ âlimdir, ileride olacak her şeyi bilir. Hakîmdir, her şeyin en iyisini yapar. Dilediği kuluna hidayet verir. Sapıklıktan dönmeyeceğini bildiği kulu da sapıklıkta bırakır. Bir âyet meali:
(Dilediğini sapık yolda bırakır, dilediğine de, hidayet eder.) [Fatır 8]

Allahü teâlâ, iyiliği ve kötülüğü, kulların irade etmesi, dilemesi ile yaratır. Kulun iradesi yaratmaya sebeptir. Müminler, irade-i cüziyyeleri ile imanı ve itaati dileyince, Allahü teâlâ da, diler ve yaratır. Kâfir, küfrü ve fâsık, günahı dileyince, O da irade ederse, yaratır. Yalnız kulun dilemesi ile bir şey var olmaz. O da dileyince var olur. Allahü teâlâ dilemedikçe, bir sinek, kanadını kımıldatamaz. İnsanların yaptıkları bütün iyilikler ve kötülükler, hep Onun dilemesi ile oluyor. Kullar bir şey yapmak irade edince, O irade etmezse o iş olmaz. Var olmasını dilemediği şey, var olmaz. Var olursa, gücü yetmemek olur. Allahü teâlânın her şeye gücü yeter.

Nefsimiz yaratıcı değildir
Sual: 
Ehl-i sünnet kitaplarında, hem hayır şer Allah’tan deniyor, hem de kul işlediği günahlardan sorumlu deniyor. Bu çelişki değil mi? Günahları nefsimiz yaratmıyor mu?
CEVAP
Dinimizde çelişki olmaz. Her şeyin yaratıcısı yalnız Allahü teâlâdır, başka yaratıcı yoktur. Nefsimiz bir şey yaratamaz. Nefsimizi yaratıcı bilmek mutezilenin görüşüdür. Nefsimiz insan ve cin gibi mükellef bir mahlûk bile değildir. İnsan ölünce nefsi yok olacaktır. Mükellef bile olmayan ve yok olup gidecek bir şeye yaratıcı demek ne kadar yanlıştır. İmanın altı esasından biri de, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmaktır. Buna inanmayan Müslüman olamaz.

Resulullahın vârisleri olan Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyor ki:
Her şeyi yaratan, terbiye eden, yetiştiren, her iyiliği yaptıran, gönderen hep Allahü teâlâdır. Kuvvet ve kudret sahibi yalnız Odur. O hatırlatmazsa, kimse, iyilik ve kötülük yapmayı irade, arzu edemez. Kulun iradesinden sonra, O da istemedikçe, kuvvet ve fırsat vermedikçe, hiçbir kimse, hiçbir kimseye, zerre kadar, iyilik ve kötülük yapamaz. Kulun istediği her şeyi, O da irade ederse, dilerse yaratır. Yalnız Onun dilediği olur. İyilik ve kötülük yapmayı, çeşitli sebeplerle hatırlatmaktadır. Merhamet ettiği kulları kötülük yapmak irade edince, O irade etmez ve yaratmaz. İyilik yapmak irade ettikleri zaman, O da irade eder ve yaratır. Böyle kullardan hep iyilik meydana gelir. Gazap ettiği düşmanlarının kötü iradelerinin yaratılmasını, O da irade eder ve yaratır. Bu kötü kullar, iyilik yapmak irade etmedikleri için, bunlardan hep kötülük hasıl olur.

Demek ki, insanlar, bir alet, bir vasıtadır. Kâtibin elindeki kalem gibidir. Şu kadar var ki, kendilerine ihsan edilmiş olan İrade-i cüziyye’lerini kullanarak, iyilik yaratılmasını isteyen, sevap, kötülük yaratılmasını isteyen, günah kazanır. Allahü teâlâ, insanların istekli işlerini onların iradeleri ile yaratmasını ezelde dilemiştir. İşlerin insan iradesi ile yaratılması, ezeldeki ilahi irade ile yaratılması demektir.

Nefsimiz şer işletir
Sual:
 Şerleri yani kötülükleri nefsimiz işlettiğine göre, (Hayır da, şer de Allah’tandır) demek, doğru olur mu?
CEVAP
Sebep olmak bakımından, şer yani kötülük elbette nefstendir, ama yaratmak bakımından, hayır da, şer de Allah’tandır. Nefs kötülüğü ister, sebep olur, Allahü teâlâ da yaratır. Yani kötülükleri de Allahü teâlâ yaratır, O irade eder. Allahü teâlâ irade etmezse, yaratmazsa, sivrisinek kanadını oynatamaz. Başımıza gelen her türlü kötülük, Allah’ın iradesiyle ve yaratmasıyla meydana gelir. Hâşâ, nefsimiz yaratıcı değildir, şerri de, hayrı da yaratamaz. Her şeyin yaratıcısı yalnız Allahü teâlâdır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Sizi de, işlerinizi de yaratan Allah’tır.) [Saffat 96]

Kul belayı hak ederse, Allahü teâlâ da ona bela gönderir. İşte bir âyet meali:
(Başınıza gelen bir bela, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. [Bununla beraber] Allah çoğunu affeder.) [Şura 30] (Demek ki bela, günahlarımız yüzünden gönderiliyor, ama gönderen yine Allah’tır. Âyetin devamında, Allah çoğunu affeder deniyor. Demek ki belayı gönderen Odur, çoğunu da affediyor.)

(Sana gelen her iyilik, Allah’tan [bir ihsanı olarak] gelmekte, her kötülük de [günahlarına karşılık olarak] kendinden gelmektedir.)[Nisa 79]

Görüldüğü gibi, bu âyette, günahlarınız yüzünden kötülük geliyor buyuruluyor, ama kötülüğü yaratan yine Allahü teâlâdır. Bundan önceki âyette, şerri de Allah’ın yarattığı bildiriliyor. O âyet-i kerimenin meali:
(Kendilerine bir iyilik dokununca, “Bu Allah’tan” derler, başlarına bir kötülük gelince de “Bu senin yüzünden” derler. “Küllün min indillah” [Hepsi Allah’tandır] de!) [Nisa 78]

Hayrı da, şerri de Allahü teâlânın yarattığına inanmak, imanın şartıdır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kaderin, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmayan mümin değildir.) [Tirmizi]

Bid’at ehlinin kimi kaderi, kimi de hayrın ve şerrin Allahü teâlâdan olduğunu inkâr eder. İmanın şartını altıdan aşağı indirenler olduğu gibi, yediye çıkaranlar da var. Hatta İslam’ın şartı diye bir şey olmadığını söyleyenler de var. Bu, eski âlimleri suçlayıp böylece onların üstüne basarak yükselmek isteme hastalığından kaynaklanmaktadır. Çok çirkin bir iştir. Dinde reform yapmak isteyen türedilerin, önceki âlimleri suçlamasının kıyamet alameti olduğu, hadis-i şerifle bildirilmektedir. Yine Peygamber efendimiz, (Âlimler, Resulullah’ın vârisleridir) buyuruyor. Resulullah’a vâris olan eski âlimleri suçlamak, vârisin sahibi olan Resulullah’ı üzmez mi? Önceki âlimleri suçlama hastalığından kurtulmalıdır.

Kişinin said ve şaki olacağı belli ise...
Sual: Bazı kimseler; “İnsanların said ve şaki olacakları ezelde takdir edildiği için ibadet yapmanın faydası olmaz, kendini boşuna yorma” diyorlar. Bunlara ne denebilir?
Cevap:
 Bu sözlerin, şeytanın hilelerinden olduğu Berika ve İslâm Ahlâkı kitaplarında anlatılırken deniyor ki:
Bu sözlere karşı, ben kulum, kulun vazifesi, sahibinin emrini yapmaktır, demelidir. Buna karşılık; “Emri yapmayınca, azap korkusu olursa, emri yapmak lazım olur. Ezelde said olan için bu korku yoktur” denirse, buna cevap olarak da, Rabbim her şeyi bilir ve dilediğini yapar. Dilediğine hayır, dilediğine şer verir. Kimsede, Ona sual sormak hakkı yoktur demelidir. İblis, İsa aleyhisselama görünerek;
-Ezelde Allahü teâlânın takdir ettikleri hasıl olur diyorsun, öyle mi? dedi.
-Evet, öyledir buyurdu.
-Öyle ise, kendini şu dağın tepesinden aşağı at. Eğer ezelde selametin takdir edilmiş ise, sana bir şey olmaz dedi. Cevabında;
-Ey melun! Allahü teâlâ kullarını imtihan eder. Kulun, sahibini imtihan etmeye hakkı yoktur, buyurdu.

Şeytanın bu hilesine karşı; “İbadet yapmak faydalıdır. Çünkü, ezelde said isem, sevapların artması, derecelerin yükselmesi için ibadetleri yapmak lazımdır. Şaki isem, ibadet yapmamak azabından kurtulmak için, ibadet yapacağım” demelidir. İbadet yapmanın bana hiçbir zararı da olmaz. Çünkü, Allahü teâlâ hakimdir. İbadet yapanlara azab etmesi, Onun hikmetine yakışmaz. İbadeti terk etmenin, ezelde said olana zararı olmasa bile, faydası yoktur. Böyle olunca, terk etmek nasıl tercih edilir? Aklı olan kimse, faydalı olanı yapar, faydasız olanı terk eder. Ezelde şaki isem, Rabbime itaat etmiş olarak Cehenneme girmeyi, asi olarak girmeye tercih ederim. Bundan başka, Allahü teâlâ, ibadet edenleri Cennete sokacağını, ibadet etmeyenlere Cehennemde azab yapacağını vadetmiştir. Allahü teâlâ vaadinde sadıktır. Vaadinden dönmez.

Allahü teâlâ her şeyi sebeple yaratmaktadır. Âdet-i ilâhiyyesi böyledir. Ancak mucize ve keramet olarak âdetini bozmaktadır. İbadetleri, Cennete girmek için sebep yaptığını bildiriyor. Yani, Cennet nimetlerini ibadetlere karşılık olarak yaratmıştır. Hadîs-i şerifte; (Hiç kimse Cennete, ibadeti sebebi ile girmez) buyuruldu. Karşılık başkadır, sebep olmak başkadır.

 

Kıyamet elbette gelecektir

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Kıyamet vardır. O gün, elbette gelecektir. O gün; göklerin parçalanacağı...

Devamını Okuyun...

Herkes ameline göre haşrolur

Kur'an-ı kerimde mealen, (Hepiniz bölük bölük gelirsiniz)buyurulmaktadır. (Nebe 18) Peygamber efendimize bu âyet-i kerimenin manası sorulmuş, O da uzun şekilde açıklamıştır...

Devamını Okuyun...

Kıyamette herkes çıplak mı olacak?

Peygamber efendimiz, (Herkes elbisesiz, hepsi çıplak ve sünnetsiz olarak haşr olunur) buyuruyor. Fakat gurbette elbisesiz olarak vefat etti ise, onlara Cennetten elbise getirilip giydirilir...

Devamını Okuyun...

Mizan ve hesap

İmanı olmayanlar, yani bütün kâfirler, ölünce sonsuz Cehenneme gidecek ve orada sonsuz kalacaktır...

Devamını Okuyun...

Kiramen kâtibin melekleri

Şöyle örnek verelin..Yaptığımız bütün işler kameraya alınıyor. Hesap günündeki canlı yayında bütün...

Devamını Okuyun...

Hesap sorulmayanlar

Muhammed aleyhisselamın ümmetinden ehl-i sünnet itikadında olan müminlerin çoğu, hesap görmeden...

Devamını Okuyun...

Nasıl haşrolacaklar?

Herkes ameline göre haşrolacaktır. Bir kimse, salihler gibi amel işlese, fakat günahkârlarla düşüp kalksa, iyi amelleri boşa gider...

Devamını Okuyun...

Cennet ve Cehennem ebedidir

Cehennemin ve Cennetin sonsuz olduğuna dair birçok âyet-i kerime vardır. Mesela Bekara 25...

Devamını Okuyun...

Cennet ve Cehennem şimdi vardır

Cehennem yedi tabakadır, kâfirler durumuna göre tabakaların birinde azap görecektir. Feraid-ül fevaid kitabında buyuruluyor ki: Cehennem yedi tabakadır. Birbirinin altındadırlar. Her tabakanın ateşi...

Devamını Okuyun...

Kimler Cennete girer?

Genel olarak kimler Cennetlik, kimler Cehennemliktir? Allahü teâlâya inanan, Onun emir ve yasaklarına riayet eden, hepsini beğenen kimse yani Müslüman olarak ölen Cennete gider...

Devamını Okuyun...

Cenneti istemek ve Allah rızası

Allahü teâlâ, Cenneti beğenmekte ve onu övmektedir. Bir kimsenin, övülen, beğenilen Cenneti, beğenmemesi...

Devamını Okuyun...

Cennet nimetleri hayal edilemez

Bu çok yanlış bir düşüncedir. Bu, Allahü teâlânın sonsuz kudretinden şüphe etmek olur. Hâşâ Onu âciz sanmak olur...

Devamını Okuyun...

Cennette üzüntü ve pişmanlık yoktur

Cennette hiçbir üzüntü, sıkıntı olmadığı gibi, Cehennem'dekilerin pişmanlığı gibi bir pişmanlık da yoktur...

Devamını Okuyun...

Cennette evlilik vardır

Evet, vardır, ama nasıl olduğu belli değildir. Çünkü orada nefs yoktur. İslam âlimleri buyuruyor ki; Dünyada olan şeyler birer görüntüdür....

Devamını Okuyun...

Ahirette rahmet Müslümanadır

Evet doğrudur. Cehenneme hiç girmez demek, girse de azap görmez demektir. Müminin nuru narı [ateşi] söndürecektir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir...

Devamını Okuyun...

Cennet kapıları açılır

Cennet kapıları amelimize göre açılıyor. İman edip salih amel işleyenlere Cennetin kapıları açılır...

Devamını Okuyun...

Müslümanlar Cehenneme girecek mi?

Herkes Cehenneme girecek, kimi hiç azap çekmeden çıkacak; kimi az, kimi çok, kimi de sonsuz olarak kalacaktır...

Devamını Okuyun...

Cehennemle korkutmak

Evet, Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Kâfirleri [azapla] korkutsan da, korkutmasan da fark etmez; çünkü inanmazlar...

Devamını Okuyun...

Soğuk Cehennem (Zemheri)

Önce şunu bilmek gerekir: Allahü teâlânın kudreti sonsuzdur. Kudreti sınırlı olan, ilah olamaz. Allahü teâlâ, şeytana ve diğer kâfirlere azap etmekten âciz değildir...

Devamını Okuyun...

Kâfir çocukları Cennete girecek mi?

Bu konuda, İslam âlimleri yedi farklı kavil bildirmişlerdir. Bunlar şöyledir: 1- Akıl-baliğ olmadan ölen kâfir çocukları, Cennete girer. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:...

Devamını Okuyun...

Kâfirler Cehenneme gider

Bir hoca da, yukarıda bildirilen kâfirlerin hepsinin Cehennemlik olduğunu anlatınca, esnaftan birkaç kişi geliyor...

Devamını Okuyun...

Kâfirlerin iyi işleri

ayır, aynı kefeye konmaz. Sekiz Cennet, yedi Cehennem vardır. Cennettekilerin, ihlâslarına ve amellerine...

Devamını Okuyun...

Cehennemde ateş yok mu?

Cehennemdeki azaplar, kâfirler için hazırlanmıştır. Yani kâfir, o azaplara kendi ameline karşı maruz kalıyor...

Devamını Okuyun...

Müctehide hata etti demek

Bir kimse, İmam-ı a’zam, İmam-ı Şafii ayarında büyük bir müctehid olsa bile, başka bir müctehide hata etti diyemez...

Devamını Okuyun...

Cennetin anahtarı

Cennetin anahtarları çoktur. Birinci anahtarı iman ve namazdır. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir. Dua rahmetin anahtarı, abdest namazın anahtarı, namaz da Cennetin anahtarıdır...

Devamını Okuyun...

Cennet dili

Elbette yanlıştır. Arapların, Farsların ve daha önce bin yıl kadar Osmanlıların kullandığı harfler, Arap harfleri değil, İslam harfleridir...

Devamını Okuyun...

Cennette günler vardır

Din kitaplarımızda deniyor ki:
Günlerin birbirinden ayrı olması için, güneşin doğup batması ve gece gündüz olması şart değildir...

Devamını Okuyun...

Kadere iman

İmanın altıncı şartı, kadere, hayır ve şerrin Allahü teâlâdan olduğuna imandır. Amentü’deki, (Ve bil kaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ) ifadesi, kaderin...

Devamını Okuyun...

İrade-i cüziyye nedir

Akıl, din bilgilerinden bazılarını anlayamaz. Eğer anlasaydı, Peygamberlere lüzum kalmazdı. İnsanların işlerini, hareketlerini de Allahü teâlâ yaratmaktadır...

Devamını Okuyun...

Kabir azabından kurtulmak için

Kur’an-ı kerimde de, hadis-i şeriflerde de hayrın ve şerrin Allah’tan olduğu açıkça bildiriliyor. Şimdiye kadar gelen istisnasız...

Devamını Okuyun...

Şerri de Allah yaratır

Elbette her şeyi yaratan Allah’tır. İki âyet-i kerime meali şöyledir: (Her şeyin yaratıcısı Allah’tır.) Rabbin, dilediğini seçip yaratır. Onların seçme hakkı yoktur...

Devamını Okuyun...

Kaderi bilmeyenler

Kabir veya Cehennem azabından kurtulmak için itikadı düzgün bir Müslüman olmak ve dinimizin emirlerine riayet etmek...

Devamını Okuyun...

İnsana, tercih hakkı verilmiştir

Hayır ve şer, Allahü teâlânın yaratması iledir. Sevap ve günah insanın irade-i cüziyyesine bağlı kılınmıştır ki, buna...

Devamını Okuyun...

Dilemek ve razı olmak

Her şeyi yaratan Allahü teâlâ ise de, kullarına irade-i cüziyye vermiştir. Kul, bu iradesinde serbesttir...

Devamını Okuyun...

Cebriye ve mutezile

Kaderi inkâr eden, mutezile [kaderiye] fırkasıdır. (Yaptığımız iyi kötü işlere Allah karışmaz) derler. (Allah bize zorla günah işletir) diyen ise, cebriye [mürciye] fırkasıdır. İkisi de yanlıştır...

Devamını Okuyun...

Levh-i mahfuz ve ümm-i kitap

Ahmed bin Süleyman hazretleri buyuruyor ki: Levh-i mahfuz, korunmuş levha demektir. Ezeli ve ebedi, olmuş ve olacak her şeyin Allahü teâlânın indinde yazılı olduğu kitap anlamındadır...

Devamını Okuyun...

Kader değişir mi?

Önce kaza ve kader ile çeşitlerini bilmek gerekir. Kader, Allahü teâlânın, olacak şeyleri ezelde bilmesidir. Kaza, kaderde bulunan şeyleri, zamanı gelince yaratmasıdır...

Devamını Okuyun...

Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir.

Âyetlerin açıklamaları şöyledir: (Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir.) [İbrahim 4, Fatır 8] Allah dilediğini saptırdığına göre, şer Allah’tan değil diyenler yanlış yoldadır...

Devamını Okuyun...

Evlenmek ve kader

Kader, insanların yapacakları işlerin, önceden bilinmesi demektir. Kaderle bizim seçimimiz, ayrı değildir...

Devamını Okuyun...

Kimse kimsenin rızkını yiyemez

Her canlının rızkı tükenmeyince eceli gelmez, ölmez. Kimse kimsenin rızkını yiyemez. Rızk, ibadet...

Devamını Okuyun...

Açlıktan ölmek

Allahü teâlâ, herkesin rızkına kefildir, ama bu, açlıktan ölmeye engel değildir. Herkes için belli bir rızık, belli...

Devamını Okuyun...

Kader ve kanaat

Söylenilen sözlerin hepsi doğrudur; fakat burada yanlış olan, tedbir almamaktır. Tedbir almadan suçu kadere yüklemek yanlış olur...

Devamını Okuyun...

Nasip meselesi

Allahü teâlâ hiç kimseyi nasipsiz, kâfir olarak yaratmamıştır. Allahü teâlâ geçmiş ve gelecek her şeyi...

Devamını Okuyun...

Ömür, ecel değişir mi?

Şeyh-ül-İslam Ahmed bin Süleyman bin Kemal paşa buyuruyor ki:
Rad suresindeki, (Allahü teâlâ, dilediğini siler...

Devamını Okuyun...

Her işin yaratıcısı

İzin vermek razı olmayı göstermez. İmam-ı Begavî hazretleri buyuruyor ki: Kaza ve kader bilgisi, Allahü teâlânın...

Devamını Okuyun...

Âyetler, âyetleri açıklar

Başka âyet-i kerimelerde bunun açıklaması var. Hadis-i şerifler, Kur’an-ı kerimi açıkladığı gibi, bazı âyetler de...

Devamını Okuyun...

Tedbir, takdir ve spiral

Yukarıdaki dört cümlenin ilk üçü doğrudur. Hüküm olan dördüncü cümle yanlıştır. Alınyazısı elbette değişmez...

Devamını Okuyun...

Kâfiri cezalandırmak

Bu soru, kaza ve kaderi bilmemekten kaynaklanıyor. Allahü teâlâ kimseye zulmetmez, kimseyi haksız yere...

Devamını Okuyun...

Takdir-i ilahi

Önce kaza ve kader ile çeşitlerini bilmek gerekir. Kader, Allahü teâlânın, olacak şeyleri ezelde bilmesidir. Kaza, kaderde bulunan şeyleri, zamanı gelince yaratmasıdır....

Devamını Okuyun...

Kadere rıza göstermek

(Vâki olanda hayır vardır) sözü, gerekli bütün sebeplere yapıştığımız hâlde, irade ve tercihimizin dışında...

Devamını Okuyun...

Kaderi inkâr edenler

Genelde öyle ise de, sadece Mutezile değil, dinsizler de kaderi inkâr ediyor. Mesela, (Ülkeyi kaderine terk etmeyeceğiz) diyorlar...

Devamını Okuyun...

Kaza ve kader ile ilgili çeşitli sorular

Başına gelen belalar, çektiğin sıkıntılar, hep dine uygun olmayan yanlış işlerindendir. Yani işlediğin günahlar sebebiyle başına bunlar geliyor. Sonra da kader böyleymiş dersin, suçunu kadere yüklersin...

Devamını Okuyun...

Şirk ve küfür nedir?

Şirk, Allahü teâlâya ortak yapmak, benzetmek demektir. Benzeten kimseye müşrik denir. Küfrün çeşitleri vardır. Hepsinin en kötüsü, en büyüğü şirktir. Bir şeyin her çeşidini bildirmek...

Devamını Okuyun...

Küfre düşen ne yapmalı?

slam âlimleri buyuruyor ki:
Her Müslümanın Allahü teâlânın emirlerine uyması, yasak ettiği şeylerden kaçması gerekir. İbadetleri yapmaya...

Devamını Okuyun...

Küfre sebep olan söz ve işler

1- Allahü teâlâya layık olmayan şey söylemek. Mesela bir kimse bir işi yaptığı halde, zaruretsiz (Allah biliyor ki yapmadım) demek...

Devamını Okuyun...

Küfür olmayan bazı sözler

Önce kaza ve kader ile çeşitlerini bilmek gerekir. Kader, Allahü teâlânın, olacak şeyleri ezelde bilmesidir. Kaza, kaderde bulunan şeyleri, zamanı gelince yaratmasıdır. Yani kader...

Devamını Okuyun...

Söylenmesi caiz olmayan sözler

Bazılarını bildirelim: 1- Bir alet çalışmayınca veya bozulunca azizlik etti demek uygun değildir. Çünkü dinimizde aziz; izzetli, şerefli, değerli, evliya gibi anlamlara gelir. Bozulunca şerefli bir iş yaptı denmez....

Devamını Okuyun...

Bir söz veya işle kâfir olmak

Küfür sözleri bilmemekte, cahillik özür olmaz. Bir kâfir, bir kelime-i tevhid söylemekle mümin olduğu gibi, bir mümin de...

Devamını Okuyun...

Zorla küfür söz söyletmek

krah edilince, bu sözlerden bazılarını söylemek küfür olmaz. İkrah, bir insanı, istemediği bir şeyi yapması için...

Devamını Okuyun...

Küfre rıza nasıl olur?

Küfre rıza, kâfirlik olan bir işin yapılmasına razı olmak, bir Müslümanın kâfir olmasını, kâfir olarak ölmesini istemek veya...

Devamını Okuyun...